Igor Kokoskov: “Obradovic ile Kendimi Karşılaştıracak Kadar Kibirli Değilim”

18/Eyl/20 11:39 Eylül 18, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

18/Eyl/20 11:39

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun yeni baş antrenörü Igor Kokoskov, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi ve Zeljko Obradovic’ten Bogdan Bogdanovic’e birçok farklı konuya değindi!

by Arma Kaynar / buzar@eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’nun yeni baş antrenörü Igor Kokoskov, takımının medya gününde Eurohoops’un sorularını yanıtladı. Eurohoops’a özel samimi ve kapsamlı açıklamalar yapan deneyimli çalıştırıcı, yeni sezon hedeflerinden takıma geliş sürecine, Zeljko Obradovic ile ilişkisinden Luka Doncic’e dair görüşlerine kadar birçok konuya değindi.

Huzurlarınızda Igor Kokoskov ile Eurohoops’un gerçekleştirdiği röportaj…

– Öncelikle İstanbul’a hoş geldiniz ve bize vakit ayırdığınız için teşekkürler. Kariyerinizin büyük bölümünü NBA’de yardımcı antrenör olarak geçirdiniz. NBA’de de Avrupalı baş antrenör pek görmüyoruz. Kariyerinizin büyük bölümünü ABD’de geçirmiş olsanız da Phoenix Suns’ta göreve geldiğinizde “yabancı bir koç” muamelesi gördüğünüzü düşündünüz mü?

 – Hayır, kesinlikle hiç hissetmedim. Asla bana karşı aksanım olduğu veya İngilizce ilk dilim olmadığı için bir ayrımcılık hissetmedim. İlk günden beri böyle oldu. ABD’de yaşayıp orada çalışarak kendim olarak büyüyerek ve gelişerek başarılı olabileceğimi düşündüm. Eğer bir kıskançlık ya da desteklememe durumu olduysa da tamamen münferit olaylardı. Farklı düşünen, farklı yaşayan insanların tavırları böyle oldu. Ancak NBA basketbol piyasası, herkese başarılı olma şansı tanıyor. Eğer sunabilecek, iyi bir şeyiniz varsa, yaptığınız işi profesyonel bir şekilde, iyi yapıyorsanız ve belli bir yeteneğiniz varsa dediğim gibi sırf yabancı olduğum için bir dezavantajım olduğunu düşünmedim.

– Türkiye’ye gelerek kariyerinizde ve hayatınızda yeni bir döneme başlıyorsunuz. Bir gün tekrar NBA’e yardımcı veya baş antrenör olarak dönebileceğinize dair bir düşünceniz var mı? Bunu düşünüyor musunuz?

 – Evet, dünyada basketbol piyasası belli. NBA ile Avrupa arasındaki hareketlilik artık eskisinden çok farklı. Çocuklarım ve eşim ABD’li. Evim Phoenix’te. Şu an buradayım, burada olmak istiyorum. Harika bir fırsat ve sınav benim için. Ancak hayatın sizi nereye götüreceğini hiç bilemiyorsunuz. Gece uyumaya giderken “Bundan sonra ne olacak?” diye düşünmüyorum. Anı yaşıyorum. Bu da benim için harika bir fırsat.

 – Birçok kişi gibi ben de size Luka Doncic’i soracağım. Özel bir bağınız var. Onunla birlikte EuroBasket şampiyonu oldunuz. Daha sonrasında Phoenix Suns, NBA Draftı’nda ilk sırada onu tercih etmedi. Şimdi onu uzaktan izliyorsunuz ama kendisi artık dünyanın en iyi oyuncularından biri ve seviyesini inanılmaz bir yere çıkardı. Onunla ilgili ne düşünüyorsunuz?

– Sen her şeyi söyledin. Bence şu anda basketbolun en dominant oyuncularından biri ve henüz 21 yaşında. Ne kadar gelişebileceğini düşündüğüm zaman çok acayip geliyor. Hâlâ çok gelişebilir. Her maçta daha iyiye gidiyor. Her maçta daha iyi oynuyor. Üzerine atılan her mücadelede inanılmaz bir potansiyeli olduğunu da gösterdi. Bence onun için mükemmel bir organizasyon Dallas Mavericks. Dirk Nowitzki sonrası yeni süperyıldızlarını arıyorlar ve Luka’nın da ligde 17-18 yılı daha var. Sağlıklı kalırsa, böyle oynamaya devam ederse bence basketbol tarihinin en iyi oyuncularından biri olacak.

 – Bu konuda daha önce de konuştunuz ama hiç net bir yanıt vermemiştiniz. Suns’tayken onu ilk sıradan seçmek istediniz mi? Bu süreç nasıl ilerledi?

– Bence bu adil bir soru değil çünkü birbirimizi desteklememiz lazım. Şimdi buradan bakınca yaşanan bir şey için bir başkasını suçlamak kolay. Oradaydım. Slovenya milli takımında Luka’yı çalıştırmıştım. Sanırım o karar ben Phoenix’e gitmeden önce alınmıştı. Bence birini suçlamam, suçu birine atmam adil olmaz. Ancak her gece huzurla uyuyorum ve huzurlu rüyalar görüyorum ve bilincim ile ilgili hiçbir sorunum yok.

 – Slovenya milli takımı ile burada, İstanbul’da harika bir başarı yaşadınız. Buraya dönüşünüz ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu şehrin sizin için özel olduğunu söyleyebilir miyiz?

– Bu şehir, benden bağımsız olarak özel bir şehir. Burası, dünyanın ve Avrupa’nın en etkileyici yerlerinden biri. İnsanlar buraya seyahat etmeyi çok seviyor. Hayat tarzı, kültür, tarih, şehrin iki kıtaya yayılması, güzel denizi, dost canlısı insanları ile burası popüler bir yer. Güzel bir şehir, güzel bir ülke. Ne zaman turist olarak buraya gelsem bu şehir beni büyülüyor. Şu an burada yaşadığım için mutluyum.

Fenerbahçe’nin Sarunas Jasikevicius ile ilgilendiği iddiaları gündeme gelmişti ancak kendisi Barcelona ile imzaladıktan kısa bir süre sonra Fenerbahçe sizinle anlaştığını açıkladı. Sizin buraya gelmede motivasyonunuz ne oldu?

 – Zamanlamayı, dedikoduları bilmiyorum. O benim düşündüğüm bir konu değil. Ancak çok uygun, çok çabuk bir görüşme gerçekleştirdik. Ben, Orlando’da Sacramento Kings ile sezonu tamamlıyordum. Tek sorun, o dönemde takımla olmamdı ve biz de Kings ile sezonu bitireceğim şekilde kontrat için anlaştık. Daha sonra oradan ayrıldım ve oradaki kontratım bitmese de buraya geldim. Bu vesileyle bu teklifimi kabul eden, beni destekleyen, bunun benim kararım olduğunu ve kendi takımımı yönetme arzumu anlayan Sacramento Kings’e bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Ancak bir NBA takımı ile kontratım devam ediyordu ve istesem NBA’de kalabilirdim ama bence bu kariyerimde yeni bir meydan okuma.

Obradovic gibi bir koçtan sonra göreve gelmek herkes için çok zor. Burada büyük bir miras bıraktı. Bu durum sizin için bir baskı oluşturuyor mu? Türkiye’de herkes sizin takımınızdan çok şey bekliyor olacak.

Obradovic yedi yıl burada kaldı ve EuroLeague’de şampiyonluk yaşadı. Zeljko benim iyi arkadaşlarımdan biri. Basketbolda akıl hocam kendisi. Bu yıllar içerisinde zaten temas hâlindeydik ve sık sık konuşuyorduk. Bu sorunun cevabı taraftar ve basın için önemli. Basın bu hikayeyi seviyor. Koçlar için durum farklı. Ben, onun başarısı ile bir karşılaştırma arayışında değilim. Ben o kadar kibirli değilim. Kendimi böyle bir kıyasa sokmam. Zeljko Obradovic, dokunulmaz bir figür. Muhtemelen Avrupa basketbol tarihinin en başarılı koçlarından biri. Dolayısıyla bir kıyas falan yok, öyle bir şey değil bu. Taraftarlar takımı destekliyor, çok seviyorlar. O yüzden bunu konuşma, bunu düşünme hakkına sahipler. Kimse onlardan bu hakkı alamaz. Bu, onların takımı. Basın da istediği kadar hikayesini yazabilir. Ancak ben kişisel olarak öyle bakmıyorum.

Fenerbahçe’de bir anlamda geçiş yılı yaşanıyor. Yavaş yavaş oyuncularınızı tanıyor ve sisteminizi oturtmaya çalışıyorsunuz. Fenerbahçe taraftarının bu takımdan gelecek sezon göreceği birkaç belirgin özellik neler olacak?

– Bazı oyuncular hâlâ burada. Bu takım, Jan Vesely’nin takımı. Nando De Colo, Melih Mahmutoğlu… İsim isim saymayayım ama kalanların hepsi için aynısı geçerli. Yeni oyuncularımız da var. 5-6 yeni oyuncumuz var. Yeni bir takım ama aynı zamanda eski de bir takım. Bu takıma kendimizi adadık ve elimizden gelen her şeyi yapacağız. Oyunumuzu hesap etmenin bir yolu yok. Hazır olacak, sahada mücadele için her şeyimizi vereceğiz. Ayrıca sabırlı da olmamız gerekiyor çünkü hiçbir şey geceden sabaha mümkün olmaz. Sezon başladığında en iyi basketbolumuzu oynamayı umuyoruz.

– Burada Maurizio Gherardini ile çalışıyorsunuz. Kendisi işinin en iyilerinden biri. Onunla ilgili neler söylemek istersiniz?

 – Maurizio, Avrupa basketbolunun Godfather’ı. Neredeyse 40 yıldır Avrupa basketbolunun içinde. Türkiye’deki basketbolseverler onun dünya genelinde ne kadar etkili ve saygı gören biri olduğunun farkında mı bilmiyorum. NBA’de ve dünyada kaç insanın ona ne kadar büyük saygı duyduklarını biliyorlar mı, bilmiyorum. Burada olduğu için mutluyum. Burada olmamda Maurizio’nun burada olmasının büyük bir payı var. Çünkü kendisi yıllardır tanıdığım ve saygı duyduğum birisi. Burada olması, benim kararımı çok daha kolaylaştırdı.

 – Bogdan Bogdanovic ve Zeljko Obradovic, buraya gelme kararınızda bir rol oynadı mı?

 – Evet ve hayır. Bogdan ile çok yakınım. Birlikte Sacramento’da harika vakit geçirdik. Dünyanın en iyi şutörlerinden biri. Burada şampiyonluğu kazanan takımın parçalarından biriydi. Elbette Bogdanovic ile yaptığımız her konuşmada organizasyondan ve buradaki insanlardan, Fenerbahçe taraftarından çok iyi söz ediyordu. NBA’de sezon başlamadan gelip bizi ziyaret edeceğine dair de söz verdi.

 – Türkiye Ligi’nde birçok sert rakip ile karşılaşacaksınız ama tabii en çok dikkat çeken rakibiniz Anadolu Efes. Kadrolarını büyük oranda korudular. Onlarla olan rekabet konusunda ne düşünüyorsunuz?

 – Harika bir takım, harika bir organizasyon. Büyük bir tarihi olan bir takım. Büyük oyuncular bu takımın formasını giydi. Son 2-3 yılki kadroları ile aynı kadroya sahip olduklarının farkındayız. Avrupa’nın en iyi takımlarından biri. Onlara saygı duyacak, onlarla mücadele edeceğiz. İyi bir takım ve onlara karşı kazanmak için oynayacağız.

 – Fenerbahçe size teklif yaptığında Orlando’daki fanusta olduğunuzu söylediniz. Salgın devam ediyor ve EuroLeague sezonu içerisinde de önemli sıkıntılar olacak. Sizce EuroLeague, NBA’den neleri örnek alıp sezonu tamamlamayı daha kolay hâle getirebilir?

 – Yapacakları şey 170 milyon dolar alıp bir fanusa yatırmak ve ligi orada izole etmek. Bu da imkansız zaten. O yüzden şaka yapıyorum tabii. Biz de EuroLeague’de kontrol edebileceğimiz kadarını ediyoruz. Yerel ligler de devam ediyor. Herkes hazır olacağına dair sinyaller veriyor. Sağlık ekipleri ile sürekli temas hâlinde olup rakipler ile görüşeceğiz. Bazı usuller izlenecek. Kontrol edebileceğimiz gerçekten çok fazla şey yok. Bizi güvende ve sağlıklı tutacak o usulleri izleyeceğiz. Yola böyle çıkacağız. Kendimizi böyle hazırlamalıyız. “Ya bir şey olursa” diye tereddüde düşemeyiz.

 – Şu ana kadar kariyerinizin en iyi ve en kötü anları neler?

 – Hayat, farklı yolculuklar ve deneyimlerin bir karışımı. Kötü deneyimlere dair kötü hislerim yok. Yani kaybeden takımlarda da bulundum ama kaybederken çok şey öğreniyorsunuz ama bazı maçları kaybederek daha da çok şey öğreniyorsunuz.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!