By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Çok bekledik. Mart ayından beri Türkiye’de ve EuroLeague’de basketbol oynanmadı. Basketboldan daha uzun süre uzak kaldığımız bir dönem olmuş muydu?
Maçlarına devam eden yerel ligler oldu ancak kıtanın en büyük uluslararası spor müsabakaları iptal edildiği zaman kendinizi iyi hissetmeniz ve spora doymanız pek mümkün olmuyor. Hele ki, EuroLeague gibi bir tutkudan uzak kalınca…
Ancak hasret sona erdi! Turkish Airlines EuroLeague, ekim ayı itibarıyla hayatlarımıza yeniden giriş yapıyor.
Bu heyecan ve coşkuyla Eurohoops Fırın olarak bir sezon öncesi klasiğimiz olan takım analizlerini yayınlamaya başladık.
İlk duraklarımız Olimpia Milano, Zenit ve Valencia‘ydı, şimdiyse Olympiacos‘a gidiyoruz!
Olimpia Milano Takım Analizi: Süper Güçlere Yaraşır Yapılanma
Zenit St. Petersburg Takım Analizi: İkinci Şanslar Nasıl Değerlendirilmeli?
Valencia Takım Analizi: Yeni Hedefleri Yeni Transferler mi Şekillendirecek?
Son Bir Şarkı
Olympiacos son yıllarda EuroLeague’in en istikrarsız takımlarından birisi ve bu istikrarsızlığın sirayet ettiği tek yer saha içi olmadı. Koçlar konusunda da pek yüzleri gülmüyordu David Blatt ve yardımcısı Kestutis Kemzura’nın döneminde. Tabii bunun sebepleri ayrı ayrı tartışılır. Öncesinde Ioannis Sfairopoulos’un finale çıkardığı yapılanmanın da çok sağlıklı olduğu söylenemez.
Yabancı transferi konusunda özellikle Blatt döneminde çok çok kötü işler çıkardılar ve bununla birlikte eski günlerinden çok uzakta kaldılar. Hangi eski günleri?
Georgios Bartzokas’ın takımın başında olduğu eski günleri elbette. 2011-12 sezonunda Dusan Ivkovic yönetiminde EuroLeague şampiyonluğu yaşayan Olympiacos, toplamda 3. ve üst üste 2. şampiyonluğu için 2012-13 sezonunda Bartzokas’la anlaştı.
Bartzokas’ın takımı tabii o dönemde Avrupa’nın en iyi takımlarından birisi konumundaydı ve o dönemin en iyi oyuncusunu da bünyesinde barındırmaktaydı. O dönemin en iyi oyuncusu ki, finalde Real Madrid‘e karşı sazı eline öylesine alıp takımını back-to-back EuroLeague şampiyonu yaptı.
2013-14 sezonunda da playoff serisinde aynı rakibe karşı 2-0’dan seriyi 2-2’ye getirseler de son maçta Sergio Llull ve Felipe Reyes’e boyun eğmekten kurtulamadılar. O maçta Vassilis Spanoulis’in en büyük yardımcıları konumundaki Georgios Printezis, Kostas Sloukas ve Vangelis Mantzaris toplam 9 sayı kaydedebildiler.
Sonrası yol ayrımı.
Tekrar güçlerin birleşmesiyse Ocak 2020’yi buldu. Bu süreçte Olympiacos yeniden Final Four, final ve playoff deneyimleri yaşasa da yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu çok ama çok net biçimde karşımızdaydı. Dermanı yeniden Bartzokas’ta buldu Angelopoulos kardeşler.
Yarım sezon zaten tamamlanamadı ve yapılanma için yaz aylarında Olympiacos’un hamleleri oldu. Şimdi bu hamlelerden doğan beklentiler ışığında biraz konuşalım.
Transfer Karnesi (A+ / D-):
Hassan Martin (B): Adriyatik Ligi’nde geçen sezonun en önemli isimlerinden birisiydi ve üst seviyeye çıkacağı net gözüken isimlerdendi. Olympiacos adına kesinlikle iyi hamle.
Livio Jean-Charles (A-): Yaz sezonunun tüm hamleleri arasından en iyileri sıralasak bence kesinlikle yer alacak bir hamle Livio Jean-Charles.
Aaron Harrison (B-): Aaron Harrison’ı Galatasaray‘da izlediğimizden farklı bir profilde izleyebiliriz. Bu onu nasıl etkiler bilemiyorum ancak o da üst seviyeye çıkmaması mucize olacak oyunculardandı.
Charles Jenkins (B+): Ligdeki hatrı sayılır kısa savunmacılarından birisi Charles Jenkins. Çok deneyimli ve onun da yeterince iyi transfer olduğunu söyleyebiliriz.
Giannoulis Larentzakis (C): Kendisini AEK Atina formasıyla epey tanıdık, geçtiğimiz sezon ise UCAM Murcia formasını terletti. Fizikli guard tanımına uygun bir isim.
En İyi Transfer: Kostas Sloukas (A)
Kostas Sloukas geçtiğimiz 5 yıl boyunca gözümüzün önünde basketbol yaşantısını sürdürdü. Fenerbahçe için yeri geldiğinde maç kazandıran, yeri geldiğinde sorumluluğun altında kalan bir oyuncu olarak görülse de onun Avrupa basketbolu adına ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu görmemek mümkün değil.
Zaten Fenerbahçe‘nin ardından Real Madrid ve Olympiacos gibi ekiplerin radarına girmesi de onun hiç de genel algıya uygun biçimde felaket bir oyuncu olmadığını kanıtlar nitelikte.
İlk Olympiacos dönemini göz önüne getirecek olursak Sloukas’la ilgili o arka planda kalma klişesini tekrar gözden geçirebileceğimiz bir ortam doğar. Sloukas Fenerbahçe’de de hiç bu sezon olacağı kadar göz önünde bir oyuncu olmamıştı.
Bu sebeple de zaman zaman yüklendiği sorumluluklar ona ağır gelebiliyordu. Eğer bir lider statüsünde onu görme şansımız olsaydı o zaman bu sorumlulukları aldığında herkesin ona bakışı farklı olurdu.
Olympiacos‘un kısalarına baktığımız zaman Sloukas ve Spanoulis’in dışında topla üretme potansiyeline sahip diğer oyuncular Charles Jenkins ve Aaron Harrison olarak gözüküyor. Tabii Harrison’ın daha fazla bir ceza atıcısı olarak verimli olabileceği bir yapı olduklarını ve Spanoulis’in de yaşı itibarıyla eski formuna kavuşup kavuşmayacağının muallak olduğunu düşünürsek Sloukas’ın yükü çok daha ağır olur.
Bakalım kendisi bu sorumluluğu nasıl kaldıracak, Olympiacos eğer diğer kısalarından beklediği verimi alamazsa onun yüklendiği bir ekip olarak nereye kadar gidebilecek…
Kadro Dizilimi
Oyun Kurucu: Kostas Sloukas – Antonis Koniaris – Giannoulis Larentzakis
Şutör Guard: Vassilis Spanoulis – Charles Jenkins – Aaron Harrison
Kısa Forvet: Kostas Papanikolau – Shaq McKissic – Vassilis Charalampopoulos
Uzun Forvet: Georgios Printezis – Livio Jean-Charles – Sasha Vezenkov – Aleksej Pokusevski*
Pivot: Hassan Martin – Octavius Ellis
* Drafte katılacak.
Hazırlık Maçlarındaki Performansları
Olympiacos – Iraklis: 80-50
Olympiacos – Iraklis: 88-75
LDLC ASVEL – Olympiacos: 74-57
Olympiacos – Bayern Münih: 82-68
Olympiacos’un hazırlık sürecinin bir fiyasko olduğunu düşünebilirsiniz. Bunun sebebi de Valencia‘daki EuroLeague We’re Back turnuvası olabilir. Bu turnuvada LDLC ASVEL’e karşı 60 sayının altında kaldılar. Ancak uzunları çok güçlü bir takıma karşı bunu yaşadılar.
ASVEL’in uzunlar bakımından zorluk çıkarmayacağı çok az takım vardır. Olympiacos bunlardan biri kesinlikle değil…
Bu Takım Ne Oynar: Büyük Dörtlüye Takviye Yabancılar
Kostas Sloukas – Vassilis Spanoulis – Kostas Papanikolau – Georgios Printezis dörtlüsü yeniden aynı çatı altında bir araya geldiler. Ancak bu sefer daha zor bir görev olacak karşılarında. Onları çok daha güç bir yarış bekliyor olacak.
Takımların halini görüyorsunuz. Yeniden kurulanları ayrı ihtişamlı, kadrosunu koruyup takviye yapanları veya hiçbir şey yapmadan kadrosunu koruyanları ayrı ihtişamlı. Geçen sezonki o transfer sezonunun ardından EuroLeague izlemeyi iple çeken bizler, o açlığı pandemiye rağmen kaybetmiş durumda değiliz çünkü kulüpler bu beklentiyi oluşturdular.
O beklentiyi oluşturan kulüplerden birisi de Olympiacos.
Transferlerine baktığımız zaman 2019-20 sezonunda yükselişe geçen, EuroLeague takımlarına “beni alın” diyen oyuncuların yanı sıra EuroLeague tecrübesine sahip akıllı hamleler yaptılar. İyi bir takım kurduklarına inanıyorum ve sahada da bunun meyvelerini alacaklardır. Derinlik açısından özellikle çok iyi iş çıkardıklarını söylemek mümkündür.
Derinlik özellikle bu sezon çok daha önemli bir yer taşıyor Avrupa basketbolunda. Normal sakatlık tehlikelerinin yanına bir de salgın eklenince açıkçası oyuncuların ve takımların geleceği konusunda ne tarz önlemler alınacağını bilmiyoruz. Oyuncular nasıl korunacak, bilmiyoruz.
Bu sebeple takımların kendilerini korumak adına bazı önlemler almaları gerekiyordu. Bunların en önemlisi kadro derinliğini artırmaktı. Olympiacos bunu başardı.
Pek çok farklı profilde oyuncuyu kadrosunda barındıran bir ekip olarak bu sefer işin büyüğü koça düşüyor elbette. Bu çeşitliliği yönetmek herkesin işi değil. Bartzokas’ın vereceği sınavlardan birisi de bu.
Kısaların uzunlara göre daha fazla fark yaratması gereken bir takım olacakları açık. Çünkü ellerindeki uzunlardan ne alabileceklerini hemen hemen biliyoruz. Ancak kısalar konusu biraz muamma.
Yaşlı Spanoulis, gizemli Harrison derken Kostas Sloukas‘ın işinin zorlaşabilme ihtimaline karşı Georgios Bartzokas’ın tutumu merak uyandırıcı olacak. Ha, her şey tıkırında işlerse zaten sıkıntı yok. Tıkırında işlemesini sağlayabilecek iki şey var: Oyuncuların formu ve koçun üreteceği çözümler. Bu her yerde böyledir.
İzlenmesi Gereken İsim: Livio Jean-Charles
Livio Jean-Charles’ı geçen sezon ASVEL izlemiş okuyucularımız gayet iyi bilirler. Kendisi takımda Tonye Jekiri’yle beraber en fazla öne çıkan isimlerden biriydi.
Bir 4 numara olarak oyun içerisinde ihtiyacınız olan pek çok şeyi size sunabilir. ASVEL’in iç sahada dövüş kulübüne çevirdiği savunmasının önemli elemanlarından biriydi ve bununla beraber skor katkısı da hiç azımsanacak düzeyde değildi. Üçlük yüzdesi ve kullanma sıklığının gelişime açık olduğunu da belirtmek lazım bu noktada.
Olympiacos‘ta da yine zaman içinde ne kadar kritik bir isim olduğunun net biçimde anlaşılacağını düşünüyorum ben. Bu yüzden geçen sezon dikkatimi fazlasıyla çeken bu oyuncunun Olympiacos‘taki kariyerinin gelişimini de takip etmek isteyeceğim.
Öte yandan Galatasaray‘dan transfer edilen Aaron Harrison’ı da bu başlık altında değerlendirebiliriz. Hele ki kısaların uzunlara göre daha fazla fark yaratması beklenen bir yapıda ona çok ihtiyaç duyulabilir.