by Ramona Shelburne, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 17 Eylül 2020 tarihinde ESPN’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Sonunda LeBron ve Jeanie’nin takvimleri uyduğunda ve ikili yemeğe çıktığında tarihler 2019 yılının Mart ayını gösteriyordu. O esnada Lakers için işler çok da yolunda gitmiyordu. Lakers üst üste 5 maç kaybetmiş ve oynadığı son karşılaşmada Kyrie Irving’li Boston Celtics‘e Satples Center’da 120-107 kaybetmişti. LeBron’un kasığındaki sakatlık, Noel gününden beri onu rahatsız etmeye devam ediyordu. Lakers, beş maçlık bir deplasman turnesine çıkmak üzereydi.
Ancak James’in kesinlikle bu yemeği iptal etmek gibi bir niyeti yoktu. Bir önceki yaz Lakers ile anlaşma imzaladığından beri LeBron, takımı yöneten kadınla zaman geçirmek ve ona bazı önemli şeyler söylemek istiyordu.
Yemeğe LeBron ile birlikte katılan yıldız oyuncunun menajeri Rich Paul, LeBron’un söylediklerinin yaklaşık olarak “Bazı şeyler olduğunu biliyoruz. Kimseyi suçlamak gibi bir niyetimiz yok, sonuna kadar senin yanındayız. Bu işin üstesinden geleceksin. Bu iş sona erdiğinde Dünyanın bizi gördüğünden çok daha farklı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Sadece çalışmamız gerekiyor.” minvalinde olduğunu söylüyordu. Bu yemekte Lakers yöneticisi Linda Rambis de yer alıyordu.
LeBron’un vermeye çalıştığı mesaj gayet netti: “Lakers’ın etrafında şu anda drama olabilir. Ancak LeBron, bu dramanın kuvvetlenmesine izin vermeyecekti. O, Jeanie Buss’a yardımcı olmak istiyordu.
Aynı yemekte LeBron, Jeanie’ye babası Dr. Jerry Buss’a ve Lakers’ı yönetme şekline çok büyük hayranlık duyduğunu dile getirmişti. LeBron, Lakers organizasyonunun kültürünün ne ifade ettiğini anladığını ve buna değer verdiğini göstermek istiyordu. Bu duru Jeanie’nin yakın çevresinden edinilen bilgiye göre hem şaşırmasını hem de duygulanmasını sağlamıştı.
LeBron’un bu tavrı için menajeri Rich Paul, “Gayet samimiydi” diyor.
LeBron’un Jeanie Buss’a karşıladığı bu tutumun, daha önce takımında oynadığı takım sahiplerine gösterdiği tutumdan çok farklı olduğunu söylemek gerekiyor. James, oynadığı takımlarda çok kuvvetli bir figür olsa da genellikle takım sahibi ile olan ilişkileri menajeri Rich Paul’ün idare etmesini tercih ediyordu. Miami Heat‘in sahibi Micky Arison ve Cleveland Cavaliers‘ın sahibi Dan Gilbert ile olan ilişkisi dönem dönem gündeme gelse de yıldız oyuncu, bu isimlerle olan ilişkilerine asla kişisel gözle bakmıyordu. Bu yaklaşımın arkasında iki önemli sebep vardı. İlki; bu hareket LeBron’un daha kuvvetli olmasını sağlıyordu çünkü kimse direkt olarak onunla bir konu hakkında konuşamıyordu. İkincisi ise kişisel düşünceler olumlu veya olumsuz anlamda LeBron’un kararlarını etkilemiyordu.
Paul, James’in daha önce Arison ya da Gilbert ile oturup yemek yemesi düşüncesinin bile gerçeklikten çok uzak olduğunu söylüyor. Bu yüzden Jeanie Buss ile Beverly Hills’te yenen yemek büyük bir önem taşıyordu.
Jeanie, LeBron James’in geçmişteki takım sahipleriyle nasıl ilişkilere sahip olduğunu biliyordu. Ancak aynı zamanda Jeanie, takımında oynayan oyuncularla yakın ilişkiler kurmasıyla da gurur duyan birisi. Bu konuda tıpkı rahmetli babası Dr. Jerry Buss gibi hissediyor. Jeanie’nin liderlik tarzına sahip olan birisi için, kulübünün yıldız oyuncusuyla bir yemeğe çıkmak gayet doğal bir şeydi.
Bu yemeğin gerçekleştiği zamanın Lakers ve LeBron için biraz garip olduğundan bahsetmiştik. Jeanie için de o dönemde her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söyleyemeyiz. LeBron’u kadroya katmanın Lakers‘ı şampiyonluk yarışına sokması bekleniyordu. Ancak sezonun büyük kısmı boyunca LeBron sakatlıkla boğuşmuştu. O dönemde takımın genel menajeri olan Magic Johnson da LeBron’un yanındaki kadroyu kurarken şutör oyunculardan ziyade topla pozisyon yaratabilen oyunculara ağırlık vermişti. Lakers’ın New Orleans Pelicans‘tan Anthony Davis’i kadrosuna katabilmek için yaptığı takas görüşmeleri de istenilen şekilde ilerlememişti. Magic Johnson, o dönem koçluk yapan Luke Walton ve genel menajer Rob Pelinka arasındaki ilişkiler de her geçen gün daha da geriliyordu.
Tüm bunlara rağmen Jeanie Buss da LeBron James ile olan yemek randevusunu tabii ki iptal etmeyecekti. Eğer Lakers, tıpkı Jeanie Buss’ın babasının dönemlerindeki gibi şampiyonluklar için mücadele edecekse ve tekrar bu seviyeye kısa süre içerisinde çıkacaksa bu ikilinin önlerindeki sorunlara bir an önce çözüm bulması gerekiyordu.
İki ismin de spor dünyasındaki mirasları, içerisinde bulundukları durumdan etkilenecekti.
Organizasyon olarak daha stabil bir ortama ihtiyaçları vardı. Daha fazla sansasyonel habere gerek yoktu. Bunu söylemek, tabii ki hayata geçirmekten daha kolay bir şey. Ancak yaklaşık 10 yıl sonra tekrar konferans finallerine dönen Los Angeles Lakers’a baktığınızda NBA’de daha az drama ve karışıklık yaşanan bir takım olmayabileceği gerçeği de gözünüze çarpıyor.
Lakers‘ın iki süperyıldızı LeBron ve Davis, birbiriyle çok yakın iki arkadaş ve saha içindeki oyun sebebiyle egoları çarpışmıyor gibi gözüküyor. Takımın koçu Frank Vogel, şu ana asistan koç Jason Kidd ile birlikte gayet fonksiyonel bir çalışma ortamına sahipti. Lakers; Dwight Howard, Dion Waiters ve JR Smith gibi isimleri kadroya katarak bazı riskler almıştı ancak şu ana kadar bu riskler de onlara en ufak bir zarar vermiş gibi gözükmüyor. Bir zamanlar fazlasıyla eleştirilen yönetimde bile işler son zamanlarda gayet sorunsuz şekilde ilerliyor. Rob Pelinka, bundan bir yıl öncesine kıyasla organizasyon içerisinde daha fazla kabul görmeye başladı ve özel asistan Kurt Rambis de kulüp içerisinde birleştirici faktör olmak konusunda önemli bir iş yapıyor.
Bir önceki sezon defalarca gazete manşetlerini süsleyen organizasyonun bir anda nasıl bu kadar rahat işler bir hale geldiğini anlamak için James ve Buss’ın 2019 yılının Mart ayında yedikleri yemek esnasında birbirlerine verdiği söze dönmek gerekiyor.
Başlarına kötü şeyler gelebilirdi – ki zaman zaman geldi de- ancak ne olursa olsun bu işin içinde beraber mücadele etmeleri gerekiyordu.
2 Mayıs tarihinde Buss ve Linda Rambis, yine aynı restoranda bu sefer Magic Johnson ile beraber yemek yiyorlardı. Johnson, normal sezonun son Los Angeles Lakers maçından önce, Lakers organizasyonunda çoğu kişinin birbirinin arkasından iş çevirdiği gerekçesiyle basketbol operasyonları başkanı pozisyonundan istifa ettiğini açıklamıştı.
Bu üç isim, neredeyse 40 yıldır arkadaşlardı bu yüzden Johnson’ı sorulan gayet açıktı: Arkadan iş çeviren kimdi? Eğer Johnson’ın söylemek istediği ya da Jeanie Buss’ın bilmesi gereken bir şey varsa tam da o an söylenmesi gerekiyordu.
Johnson ve Buss’ın yediği yemek gayet dostane bir havada geçmiş hatta ikili, aynı akşam yedikleri yemekten fotoğrafları kişisel sosyal medya hesaplarında paylaşmıştı. Ancak bu yemekten birkaç hafta sonra ESPN’in canlı yayınına katılan Magic Johnson, Lakers genel menajeri Rob Pelinka ve Lakers yöneticisi Tim Harris ile sorunu olduğunu dile getiriyordu.
Johnson’ın ESPN’de verdiği röportaj, Frank Vogel’ın takımın yeni koçu olarak tanıtılacağı basın toplantısıyla aynı güne denk gelmişti. Buss, takımın antrenman tesislerindeki ofisinde bu röportajı izliyordu. Bu esnada LeBron James de antrenman sahasının merkezinde duruyordu. O gün LeBron, gazetecilerin sorularını yanıtlamadı ancak orada bulunması bile bir mesaj gönderiyordu. LeBron, o gün tesislerde bulunarak Jeanie Buss’a verdiği sözü tutuyordu.
“O toplantı bizim için çok önemliydi.” diyor Buss. “Herkes, Frank Vogel’ın toplantıyı nasıl idare edeceğini merak ediyordu. LeBron’un da o gün toplantıda bulunması, önümüzdeki dönemde işlerin değişeceğini herkese göstermişti.
Organizasyondaki herkesin sakin ve konsantre olması gerekiyordu.”
Buss’ın arkadaşları ve ligde görev alan yöneticiler, Buss’ın kulübün basketbol aklı olarak Johnson’ın yerine organizasyon dışından birisini getirmesi gerektiğini düşünüyordu. Golden State‘in başarılı yöneticisi Bob Myers, Oklahoma City’nin tecrübeli genel menajeri Sam Presti, Houston’dan Daryl Morey ve Portland’dan Neil Olshey gibi isimler sık sık gündeme geliyordu. O dönemde Pelinka’ya yöneltilen eleştiriler de fazlasıyla artmıştı. Ancak bu eleştirilen hiçbiri LeBron James tarafından gelmiyordu.
Bu olaylardan birkaç hafta sonra Pelinka, adeta kördüğüme dönen Davis takasını tatlıya bağlamayı başardı. Bu takasın ardından gerçekleşen basın toplantısında LeBron, tıpkı Vogel’ın toplantısında olduğu gibi desteğini göstermek için tesislerde bulunuyordu. LeBron, bir kez daha toplantı esnasında soru almamıştı.
Takım, antrenman kampı için bir araya geldiğinde LeBron James neden bu şekilde davrandığını açıklıyordu.
“Fazlasıyla motiveyim.” diyordu LeBron. “Ancak şu anda çok konuşmak istediğimi söyleyemem. Yaz boyunca sessiz kalmamın bir sebebi vardı. Annem bana her zaman bir şey hakkında konuşmaktansa onu yapmam gerektiğini söylerdi. Ben de bu sene bunu yapacağım.”
Cevap vermekte zorlanan Jeanie, daha sonra babasının her zaman Los Angeles’ta drama olduğunu söylediğini ve zamanla bu duruma alıştığını söylemişti. Bu drama ile yaşamak, onun işinin bir parçasıydı.
Bu durum şüphesiz ki LeBron James’in rahatlıkla anlayabileceği bir şey. LeBron, kendi jenerasyonundaki diğer tüm sporculardan çok daha fazla eleştirilerin odağı oldu ve neredeyse son 20 yıldır her adımı tartışılır hale geldi.
Geride bıraktığımız sezon boyunca LeBron ile Jeanie’nin arasındaki bu uyumlu çalışma ortamının bozulmasına sebep olabilecek birçok olay yaşandı. Sezon öncesinde Çin’e yapılan seyahat esnasında Rockets genel menajeri Morey’nin, Hong Kong’taki protestolar hakkında attığı bir tweet, ister istemez o sırada Çin’de olan Lakers‘ın da gündemine oturdu. Kobe Bryant’ın geride bıraktığımız Ocak ayında hayatını kaybetmesi, organizasyonun başına gelen bir dieğr felaketti. Saha içinde Kyle Kuzma’nın istikrarsız oyunu ve ilk beş guardı Rajon Rondo’nun yaşadığı sakatlıklar da işleri kolaylalştırmadı. Daha sonra COVID-19 pandemisi yüzünden lige dört aylık bir ara verildi ve bu aranın ardından da Amerika’da yaşanan polis şiddeti olayları, sosyal adalet konularının gündeme gelmesine sebep oldu. Bu dönemde de NBA’in en büyük figürlerinden birisi yine LeBron James’ti.
Lakers organizasyonunun içinde veya uluslararası seviyede cereyan eden bu olaylardan herhangi birisi, Lakers‘ın bir çıkmaza girmesini sağlayabilirdi. Ancak bunun yerine tüm bu olaylar, takımı çok daha güçlü hale getirmiş gibi gözüküyor.
Buss ve James’in 2019 yılının Mart ayında o yemeği yemesinin arkasında çok önemli bir sebep vardı: İkisi de birbirine ihtiyaç duyuyordu.
Geçtiğimiz hafta Los Angeles Lakers, playoff ikinci turunda Houston Rockets‘ı eledikten sonra LeBron James, “İsmimi, bu ligde bugüne kadar neler başardığımı ve bir takıma katıldığımda bunun ne anlam ifade ettiğini çok iyi biliyorum. İsmimin beraberinde getirdiği ağırlığın farkındayım. Bunun da beraberinde kazanma baskısı oluşturduğunu biliyorum. Ben, bu sorumluluğu diğer her şeyden daha ciddiye alıyorum.” ifadelerini kullanmıştı.
“Lakers taraftarlarının geride bıraktığımız 10 yıl boyunca playofflardan uzak kaldığında ve şampiyonluk resminin dışında yer aldığında neler hissettiğini biliyorum. Bu durumu değiştirmek de benim sorumluluklarım arasında yer alıyor.”