by Spencer Davies, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 20 Eylül 2020 tarihinde BasketballNews’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
2020 NBA Draft sınıfına dair birçok soru işareti mevcut. Draftın ilk sıralarında seçilmesi beklenen çok yetenekli oyuncular var. Ancak bu oyuncular, arkalarından gelen isimlerle kıyaslandığında ciddi bir yetenek düşüşü olduğu göze çarpıyor. Bu da herhangi bir oyuncunun draft sıralamasında beklendiğinden çok daha yukarıdan seçilmesi anlamına gelebilir.
Hem profesyonel hem de kolej seviyesinde tecrübesi bulunan Ömer Faruk Yurtseven de draft sıralamasında ciddi bir yükseliş gösterebileceğine inanan oyuncular arasında.
“Daha önce profesyonel seviyede oynamak bana oyuna karşı daha farklı bir bakış açısı sağlıyor.” ifadelerini kullanmıştı Ömer Faruk. “Bazı oyuncular kolej seviyesinde bile tam bir seneyi doldurmadan drafta giriyorlar. O oyuncular için neredeyse lise seviyesinde bile diyebiliriz.”
“Benim geçmişimde profesyonel seviyede basketbol oynamış olmak çok önemli bir yer tutuyor. NBA takımlarına karşı bile dört kez oynama fırsatı yakaladık. Bu da bana oyuna karşı farklı bir bakış açısı sağlıyor ve basketbol zekamın daha ileriye gitmesini sağlıyor. Profesyonel seviyede oynamış olmak koçların oynatmak istediği sistemleri daha iyi anlamamı ve bunu daha kolay gerçekleştirmemi sağlıyor. Bu, özellikle lige yeni gelen çaylaklar arasında çok önemli bir faktör olacaktır. Ben de buna sahip olduğum için kendimle gurur duyuyorum.”
Ömer Faruk, NBA takımlarına karşı oynadığı ilk karşılaşmayı asla unutmayacağını söylüyor.
Henüz 15 yaşındayken Fenerbahçe formasını giyen Ömer Faruk, 2013 yılının Ekim ayında NBA Global Games kapsamında İstanbul’da Oklahoma City Thunder‘a karşı forma giymişti.
“Benin için çok önemli bir fırsattı çünkü Amerikalı takımların ya da NBA takımların Avrupa’ya geldiğini görmüyorsunuz.” diyor Ömer Faruk. “Durant, o maçta inanılmaz bir smaç basmıştı. Neredeyse faul çizgisinden sıçramıştı, bunu dün gibi hatırlıyorum.”
O dönemlerde altyapı takımın forma giyen Ömer Faruk, bu sebeple takımının Thunder ile oynadığı karşılaşmanın büyük kısmını benchte geçirmişti. Ancak maçın son iki dakikasında oyuna giren Ömer, NBA oyuncularıyla aynı anda sahada bulunma tecrübesini de yaşamıştı. Bu durum, uzun vadede Ömer’in özgüveni için de çok önemli fark yaratmış.
“Rakipten bir oyuncu baseline’dan kat ediyordu ve bana çarpıp birkaç adım geriye doğru sendeledi. Ben de “Henüz sadece 15 yaşındayım ama bana çarpınca sendeledi. Sanırım fazlasıyla güçlüyüm!” diye düşünmüştüm. Daha sonra altyapıdaki koçlarımdan birisinin bana doğru “Aynen devam et Ömer!” diye bağırdığını duydum. Benim için kesinlikle unutulmaz bir deneyimdi.
Bu karşılaşmadan tam iki yıl sonra Ömer, başka bir NBA takımıyla daha mücadele etme şansı yakaladı. Artık Fenerbahçe‘nin rotasyonuna yerleşmiş olan genç oyuncu, Brooklyn Nets karşısında oynamak için Fenerbahçe ile birlikte New York’a seyahat etmişti.
Ömer daha önce 2014 yılında Jordan Brand Classic etkinlikleri için New York’a gelmişti ancak Barclays Center’a çıkacağı bu maç onun için çok daha stresli bir olaydı. 17 yaşındaki Ömer, NBA sezon öncesi hazırlık maçlarında sahaya çıkan en genç oyuncu unvanını ele geçirmek üereydi. Maçtan önce Ömer, beslenmesine dikkat ederek yeterli enerjiye sahip olduğundan emin olmak istiyordu.
Maçtan önce Ömer her ne yaptıysa işe yaramıştı. 15 dakika sahada kalan genç oyuncu, 8 sayı – 7 ribaund ile oynamış ve savunmada da çok önemli işler yapmıştı. Ancak o karşılaşmada yaşanan bir pozisyon, hala Ömer’in aklından çıkmıyor.
“Vurduğum takip smacını asla unutmayacağım.” diyor Ömer. “Şimdiye kadar en az 10-15 kez tekrar izlemişimdir.”
Jan Vesely‘nin atışı potadan sektikten sonra Ömer, çift elle yaptığı takip smacıyla pozisyonu tamamlıyordu. Maçın bitmesine 4 dakika varken bu smacı basan Ömer, takımının sahadan 101-96’lık galibiyet ile ayrılmasında önemli rol oynuyordu.
“O maç, bu seviyede oynayabileceğime dair bana güven ve motivasyon verdi.” diyor Ömer. “O dönemde sadece liseye giden bir çocuktum. Bu yüzden bu seviyede oynayabildiğimi görmek benim için çok çok önemliydi. Neredeyse gerçeklik dışı bir deneyimdi. Çok özel anlardı çünkü kimse benim yaşımdaki bir çocuğun sahaya çıkıp bunları yapabileceğini düşünmüyordu bile. Bu da benim en büyük motivasyonum oldu.”
“Sahaya çıkıp bir kez bu tarz işler yaptığınızda ilerleyen dönemlerde de hep o seviyede olmak istiyorsunuz.”
Maçın ardından düzenlenen kutlama yemeğinde Fenerbahçe taraftarları, üzerinde “Maçın Adamı” yazan bir tişörtü Ömer’e hediye etmişlerdi. Ömer’in bu unutulmaz gününden hep onunla birlikte kalacak bir hatıra da bulunuyordu.
Ömer, Fenerbahçe‘de toplam üç sezon geçirdi. Fenerbahçe ile olan kariyerine altyapı takımlarında başlayan Ömer, zaman içerisinde efsanevi koç Obradovic‘in A takımına da yükselmeyi başardı. Ömer’in internette çok konuşulan 91 sayı – 28 ribaundluk U18 liginde oynadığı maçı hatırlıyor olabilirsiniz. Ömer’in o dönemde bu kategoride oynamasının sebebi de A takım ile olan ilişkisinin sorunlu şekilde sona ermesiydi.
Fenerbahçe’nin 2015-16 sezonu sona erdikten sonra Ömer, Amerika’nın yolunu tutarak NC State’te kolej seviyesinde oynamaya karar verdi.
Eğitim, Ömer’in en büyük önceliğiydi ve bunu gerçekleştirebilmek için Amerika’ya gelmek de çok değerliydi. Ömer, üniversiteden mezun olarak ailesinin hayalini gerçekleştirmek istiyordu. NC State, mühendislik alanındaki en iyi 20 okuldan bir tanesiydi ve Ömer de mühendislik diploması alarak babasının adımlarını takip etmek istiyordu. Bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan Ömer, her hafta en az 10 saatini ders projeleri üzerine çalışarak geçiriyor.
Ömer için alacağı dakikalar da çok önemliydi. Ömer, Fenerbahçe’de oynadığı dönemde asla 12 dakikanın üzerinde süre almamıştı. Bu yüzden NC State gibi bir okulda Dennis Smith Jr gibi bir oyuncuyla beraber oynamak kendisini kanıtlamak açısından Ömer için de çok önemliydi.
Ancak ortada bir sorun vardı. Ömer, Fenerbahçe’de oynadığı dönemde profesyonel olarak kariyerine başlamıştı ve bu durum da NCAA kurallarına aykırıydı. Gerçekleştirilen soruşturmanın ardından NCAA, genç oyuncuya 9 maçlık bir ceza verdi ve Ömer 15 Aralık 2016 tarihine kadar takımıyla maçlara çıkamadı.
Ömer’in NC State formasıyla oynadığı ilk maçtan iki ay sonra genç oyuncuyu takıma katan koç Mark Gottfried’ın görevine son verildi. Aldığı ceza ve daha sonra gelen koç değişikliğiyle birlikte Ömer’in amatör kariyerine çok da iyi bir başlangıç yaptığını söyleyemeyiz.
“Dürüst olmak gerekirse benim için fazlasıyla zordu.” diyor Ömer. “Takıma uyum sağlamam biraz zaman aldı çünkü onlarla birlikte antrenmanlara ve maçlara çıkamıyordum. Bütün yıl boyunca bir geçiş dönemi yaşadım ve bu dönem beni fazlasıyla zorladı.”
Bununla birlikte Ömer, dil bariyerine de çarpmıştı. Genç oyuncu hem saha dışında hem de saha içinde insanlarla İngilizce nasıl iletişim kurması gerektiğini öğrenmeye çalışıyordu. Okuldaki ilk dönemlerinde makaleler yazmak ve grup tartışmalarına katılırken hayli zorlandığını söylüyor Ömer. Genç oyuncunun bu bariyeri aşması neredeyse 6-7 aylık bir zaman almış.
“Başlarda fazlasıyla çekingendim ve yanlış bir şey söylerim korkusuyla rahat haraket edemiyordum.” diyerek o dönemdeki durumunu açıklıyor Ömer. “İnsanlarla konuşurken hata yapmak istemediğim için sadece onları gözlemliyordum. Takım arkadaşlarım, koçlarım ve diğer insanların etrafında kendimi daha rahat hissetmeye başladıkça daha çok konuşmaya başladım. Bir noktadan sonra açıldığımı söyleyebilirim.”
Ömer, 2017 NBA Draftının denemelerinde de durumunu test etmek istedi. Ancak katıldığı work-out’lardan sonra koleje geri dönmeyi tercih etti.
Ömer’in kolejdeki ikinci senesinin çok daha iyi geçtiğini söylemek gerekiyor. Göreve getirilen yeni koç Kevin Keatts ile birlikte 21-11’lik bir dereceye sahip olan takım, NCAA turnuvasına katılmaya hak kazandı. Keatts, guardların daha ağırlıklı sorumluluk aldığı bir oyun sistemi tercih ediyordu ve bu durum da beraberinde daha tempolu bir oyunu getiriyordu.
Sezonun ilk kısmında daha çok pick-and-roll silahı olarak görev alan Ömer, sezon ilerledikçe pick-and-pop oynamaya ve bulduğu üç sayılık atışlarda da isabet bulmaya başladı. Modern basketbolun uzunlarından birisi olabilecğeini farkettikten sonra Ömer, 2018 yılının Nisan ayında NC State’ten Georgetown’a transfer olmayı tercih etti.