Ömer Faruk Yurtseven: Sıra Dışı Kariyer Yolculuğu, NBA’in Kapısını Açabilecek Mi?

23/Eyl/20 13:15 Eylül 23, 2020

admin69

23/Eyl/20 13:15

Eurohoops.net

2020 NBA Draftı git gide yaklaşırken genç temsilcimiz Ömer Faruk Yurtseven, geleceğe ümitle bakıyor…

by Spencer Davies, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 20 Eylül 2020 tarihinde BasketballNews’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

2020 NBA Draft sınıfına dair birçok soru işareti mevcut. Draftın ilk sıralarında seçilmesi beklenen çok yetenekli oyuncular var. Ancak bu oyuncular, arkalarından gelen isimlerle kıyaslandığında ciddi bir yetenek düşüşü olduğu göze çarpıyor. Bu da herhangi bir oyuncunun draft sıralamasında beklendiğinden çok daha yukarıdan seçilmesi anlamına gelebilir.

Hem profesyonel hem de kolej seviyesinde tecrübesi bulunan Ömer Faruk Yurtseven de draft sıralamasında ciddi bir yükseliş gösterebileceğine inanan oyuncular arasında.

“Daha önce profesyonel seviyede oynamak bana oyuna karşı daha farklı bir bakış açısı sağlıyor.” ifadelerini kullanmıştı Ömer Faruk. “Bazı oyuncular kolej seviyesinde bile tam bir seneyi doldurmadan drafta giriyorlar. O oyuncular için neredeyse lise seviyesinde bile diyebiliriz.”

“Benim geçmişimde profesyonel seviyede basketbol oynamış olmak çok önemli bir yer tutuyor. NBA takımlarına karşı bile dört kez oynama fırsatı yakaladık. Bu da bana oyuna karşı farklı bir bakış açısı sağlıyor ve basketbol zekamın daha ileriye gitmesini sağlıyor. Profesyonel seviyede oynamış olmak koçların oynatmak istediği sistemleri daha iyi anlamamı ve bunu daha kolay gerçekleştirmemi sağlıyor. Bu, özellikle lige yeni gelen çaylaklar arasında çok önemli bir faktör olacaktır. Ben de buna sahip olduğum için kendimle gurur duyuyorum.”

Ömer Faruk, NBA takımlarına karşı oynadığı ilk karşılaşmayı asla unutmayacağını söylüyor.

Henüz 15 yaşındayken Fenerbahçe formasını giyen Ömer Faruk, 2013 yılının Ekim ayında NBA Global Games kapsamında İstanbul’da Oklahoma City Thunder‘a karşı forma giymişti.

“Benin için çok önemli bir fırsattı çünkü Amerikalı takımların ya da NBA takımların Avrupa’ya geldiğini görmüyorsunuz.” diyor Ömer Faruk. “Durant, o maçta inanılmaz bir smaç basmıştı. Neredeyse faul çizgisinden sıçramıştı, bunu dün gibi hatırlıyorum.”

O dönemlerde altyapı takımın forma giyen Ömer Faruk, bu sebeple takımının Thunder ile oynadığı karşılaşmanın büyük kısmını benchte geçirmişti. Ancak maçın son iki dakikasında oyuna giren Ömer, NBA oyuncularıyla aynı anda sahada bulunma tecrübesini de yaşamıştı. Bu durum, uzun vadede Ömer’in özgüveni için de çok önemli fark yaratmış.

“Rakipten bir oyuncu baseline’dan kat ediyordu ve bana çarpıp birkaç adım geriye doğru sendeledi. Ben de “Henüz sadece 15 yaşındayım ama bana çarpınca sendeledi. Sanırım fazlasıyla güçlüyüm!” diye düşünmüştüm. Daha sonra altyapıdaki koçlarımdan birisinin bana doğru “Aynen devam et Ömer!” diye bağırdığını duydum. Benim için kesinlikle unutulmaz bir deneyimdi.

Bu karşılaşmadan tam iki yıl sonra Ömer, başka bir NBA takımıyla daha mücadele etme şansı yakaladı. Artık Fenerbahçe‘nin rotasyonuna yerleşmiş olan genç oyuncu, Brooklyn Nets karşısında oynamak için Fenerbahçe ile birlikte New York’a seyahat etmişti.

Ömer daha önce 2014 yılında Jordan Brand Classic etkinlikleri için New York’a gelmişti ancak Barclays Center’a çıkacağı bu maç onun için çok daha stresli bir olaydı. 17 yaşındaki Ömer, NBA sezon öncesi hazırlık maçlarında sahaya çıkan en genç oyuncu unvanını ele geçirmek üereydi. Maçtan önce Ömer, beslenmesine dikkat ederek yeterli enerjiye sahip olduğundan emin olmak istiyordu.

Maçtan önce Ömer her ne yaptıysa işe yaramıştı. 15 dakika sahada kalan genç oyuncu, 8 sayı – 7 ribaund ile oynamış ve savunmada da çok önemli işler yapmıştı. Ancak o karşılaşmada yaşanan bir pozisyon, hala Ömer’in aklından çıkmıyor.

“Vurduğum takip smacını asla unutmayacağım.” diyor Ömer. “Şimdiye kadar en az 10-15 kez tekrar izlemişimdir.”

Jan Vesely‘nin atışı potadan sektikten sonra Ömer, çift elle yaptığı takip smacıyla pozisyonu tamamlıyordu. Maçın bitmesine 4 dakika varken bu smacı basan Ömer, takımının sahadan 101-96’lık galibiyet ile ayrılmasında önemli rol oynuyordu.

“O maç, bu seviyede oynayabileceğime dair bana güven ve motivasyon verdi.” diyor Ömer. “O dönemde sadece liseye giden bir çocuktum. Bu yüzden bu seviyede oynayabildiğimi görmek benim için çok çok önemliydi. Neredeyse gerçeklik dışı bir deneyimdi. Çok özel anlardı çünkü kimse benim yaşımdaki bir çocuğun sahaya çıkıp bunları yapabileceğini düşünmüyordu bile. Bu da benim en büyük motivasyonum oldu.”

“Sahaya çıkıp bir kez bu tarz işler yaptığınızda ilerleyen dönemlerde de hep o seviyede olmak istiyorsunuz.”

Maçın ardından düzenlenen kutlama yemeğinde Fenerbahçe taraftarları, üzerinde “Maçın Adamı” yazan bir tişörtü Ömer’e hediye etmişlerdi. Ömer’in bu unutulmaz gününden hep onunla birlikte kalacak bir hatıra da bulunuyordu.

Ömer, Fenerbahçe‘de toplam üç sezon geçirdi. Fenerbahçe ile olan kariyerine altyapı takımlarında başlayan Ömer, zaman içerisinde efsanevi koç Obradovic‘in A takımına da yükselmeyi başardı. Ömer’in internette çok konuşulan 91 sayı – 28 ribaundluk U18 liginde oynadığı maçı hatırlıyor olabilirsiniz. Ömer’in o dönemde bu kategoride oynamasının sebebi de A takım ile olan ilişkisinin sorunlu şekilde sona ermesiydi.

Fenerbahçe’nin 2015-16 sezonu sona erdikten sonra Ömer, Amerika’nın yolunu tutarak NC State’te kolej seviyesinde oynamaya karar verdi.

Eğitim, Ömer’in en büyük önceliğiydi ve bunu gerçekleştirebilmek için Amerika’ya gelmek de çok değerliydi. Ömer, üniversiteden mezun olarak ailesinin hayalini gerçekleştirmek istiyordu. NC State, mühendislik alanındaki en iyi 20 okuldan bir tanesiydi ve Ömer de mühendislik diploması alarak babasının adımlarını takip etmek istiyordu. Bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan Ömer, her hafta en az 10 saatini ders projeleri üzerine çalışarak geçiriyor.

Ömer için alacağı dakikalar da çok önemliydi. Ömer, Fenerbahçe’de oynadığı dönemde asla 12 dakikanın üzerinde süre almamıştı. Bu yüzden NC State gibi bir okulda Dennis Smith Jr gibi bir oyuncuyla beraber oynamak kendisini kanıtlamak açısından Ömer için de çok önemliydi.

Ancak ortada bir sorun vardı. Ömer, Fenerbahçe’de oynadığı dönemde profesyonel olarak kariyerine başlamıştı ve bu durum da NCAA kurallarına aykırıydı. Gerçekleştirilen soruşturmanın ardından NCAA, genç oyuncuya 9 maçlık bir ceza verdi ve Ömer 15 Aralık 2016 tarihine kadar takımıyla maçlara çıkamadı.

Ömer’in NC State formasıyla oynadığı ilk maçtan iki ay sonra genç oyuncuyu takıma katan koç Mark Gottfried’ın görevine son verildi. Aldığı ceza ve daha sonra gelen koç değişikliğiyle birlikte Ömer’in amatör kariyerine çok da iyi bir başlangıç yaptığını söyleyemeyiz.

“Dürüst olmak gerekirse benim için fazlasıyla zordu.” diyor Ömer. “Takıma uyum sağlamam biraz zaman aldı çünkü onlarla birlikte antrenmanlara ve maçlara çıkamıyordum. Bütün yıl boyunca bir geçiş dönemi yaşadım ve bu dönem beni fazlasıyla zorladı.”

Bununla birlikte Ömer, dil bariyerine de çarpmıştı. Genç oyuncu hem saha dışında hem de saha içinde insanlarla İngilizce nasıl iletişim kurması gerektiğini öğrenmeye çalışıyordu. Okuldaki ilk dönemlerinde makaleler yazmak ve grup tartışmalarına katılırken hayli zorlandığını söylüyor Ömer. Genç oyuncunun bu bariyeri aşması neredeyse 6-7 aylık bir zaman almış.

“Başlarda fazlasıyla çekingendim ve yanlış bir şey söylerim korkusuyla rahat haraket edemiyordum.” diyerek o dönemdeki durumunu açıklıyor Ömer. “İnsanlarla konuşurken hata yapmak istemediğim için sadece onları gözlemliyordum. Takım arkadaşlarım, koçlarım ve diğer insanların etrafında kendimi daha rahat hissetmeye başladıkça daha çok konuşmaya başladım. Bir noktadan sonra açıldığımı söyleyebilirim.”

Ömer, 2017 NBA Draftının denemelerinde de durumunu test etmek istedi. Ancak katıldığı work-out’lardan sonra koleje geri dönmeyi tercih etti.

Ömer’in kolejdeki ikinci senesinin çok daha iyi geçtiğini söylemek gerekiyor. Göreve getirilen yeni koç Kevin Keatts ile birlikte 21-11’lik bir dereceye sahip olan takım, NCAA turnuvasına katılmaya hak kazandı. Keatts, guardların daha ağırlıklı sorumluluk aldığı bir oyun sistemi tercih ediyordu ve bu durum da beraberinde daha tempolu bir oyunu getiriyordu.

Sezonun ilk kısmında daha çok pick-and-roll silahı olarak görev alan Ömer, sezon ilerledikçe pick-and-pop oynamaya ve bulduğu üç sayılık atışlarda da isabet bulmaya başladı. Modern basketbolun uzunlarından birisi olabilecğeini farkettikten sonra Ömer, 2018 yılının Nisan ayında NC State’ten Georgetown’a transfer olmayı tercih etti.

Ömer, karşısına çıkan bu fırsatı kaçıramazdı. Genç oyuncu; Georgetown üniversitesinin eğitiminin çok daha iyi olduğunu, okulun çok daha popüler olduğunu ve bunlara ek olarak Hall of Fame üyesi Patrick Ewing tarafından mentor edilecek olmanın çok değerli olduğunu düşünüyor.

“Bir önceki sezon Jessie Govan’ın nasıl oynadığını izlemiştim.” diyor Ömer. “Onu izlerken dış şutlarımı geliştirmek istediğimi fark ettim. Üç sayı atabilen ve aynı zamanda postta da rakiplerini domine edebilen bir uzun olmak istiyorum.”

Transferinin ardından ilk sezonunda kurallar gereği forma giyemeyen Ömer, bir sonraki sezon Georgetown’daki etkisini anında göstermeye başladı. Mount St. Mary karşısında çıktığı ilk karşılaşmada 20 sayı – 12 ribaundla oynayan Ömer, yeni takımıyla muhteşem bir başlangıç yapmıştı.

Ömer, sezon boyunca beş maçta daha 20 sayı barajını aşmayı başardı ve bu karşılaşmaların dördünü double-double yaparak tamamladı. Bu performansların arasında Samford karşısında sergilediği 32 sayı – 17 ribaundluk muhteşem performans da yer alıyordu.

Dört tane oyuncusunu kaybeden Georgetown’da koç Patrick Ewing, Ömer’in pota altındaki varlığına çok önem veriyordu. Bu yüzden genç oyuncu sezon boyunca sadece 14 tane üç sayılık atış kullandı.

“Koç, benden neye ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de onun bana söylediklerini gerçekleştirmeye karar verdim.” diyor Ömer. “Benden ne istendiyse onu yaptım. Koç benden postta topu alarak savunmayı üstüme çekmeyi ve dışarıdaki boş şutörlere pozisyon hazırlamamızı istiyordu.”

Ewing’in rehberliğinde Ömer, kariyerinin en yüksek dakika, sayı, ribaund ve serbest atış yüzdesini yakaladı.

“Ewing, oynadığı dönemde de çağının ötesinde bir oyuncuydu. Bunun arkasındaki en büyük etkenin mükemmellik için gösterdiği kararlılık olduğunu düşünüyorum.” diyor Ömer. “Diğer takımları yenmek için nasıl bir tempoda oynamamız gerektiğini biliyor. Bununla birlikte benim bir NBA oyuncusu haline gelebilmek için neler yapmam gerektiğini de biliyor.”

27 Nisan tarihinde Ömer, Georgetown’daki son sezonunda forma giymeyeceğini ve 2020 NBA Draftına katılacağını açıkladı.

Drafta hazırlanmak isteyen Ömer, son zamanlarda çok sıkı çalışıyor. Genç oyuncu yaklaşık son 6 aydır haftada 18 kez antrenman yapıyor ve her gün antrenörü Ben Bellucci’nin gözetmininde 6000 ila 10000 arasında şut atıyor. Güçlenmek için ağırlık antrenmanları yapan ve sık sık beşe beş maçlar yapan Ömer, her haftanın perşembe gününü dinlenmek için izinli geçirse de günün büyük kısmını yine antrenman tesislerinde geçiriyor.

Ömer, antrenman yapmadığı dönemlerde ise maç kasetlerini izleyerek kendisini nasıl geliştirebileceğini düşünüyor. Ömer’in maç kasetlerini izleyerek oyunlarına sıkı şekilde çalıştığı dört NBA oyuncusu ise Jusuf Nurkic, Nikola Jokic, Nikola Vucevic ve Brook Lopez. Ömer, oyununu bu oyuncuların oyun tarzları etrafında şekillendirmek istediğini söylüyor. Ancak özellikle Lopez’in “eski okul” bir pivottan günümüzdeki oyuna adaptasyonu çok iyi şekilde sağlaması nedeniyle onun oyununa büyük önem gösteriyor.

“Brook Lopez benim için muhteşem bir örnek çünkü fiziksel olarak çok büyük ve aynı zamanda hem güçlü hem de savunmada belirli yeteneklere sahip.” diyor Ömer. “Sadece pas üzerinden de şut atmıyor. Artık yavaş yavaş step-back de atmaya başladı. Ben de şut menzilimi onun gibi, hatta daha fazla geliştirebilirim diye düşünüyorum.”

Ömer’e hangi yeteneğinin NBA’e en iyi uyum sağlayacağını sorduğumuzda genç oyuncu orta mesafeden oynadığı post oyunlarını işaret ediyor. Topu orta mesafede aldığı andan itibaren post oynayarak potaya daha da yaklaşabilir ya da şşut atabilir. Son zamanlarda Ömer, özellikle orta mesafeden dönerek attığı şutlara çalışıyor.

“Bir üst seviyede kullanabileceğim muhteşem bir silah olacak.” diyor Ömer. “Boyum o kadar da önemli değil. Eğer basketbol oynayabilmek için temek özelliklere sahipseniz ve iyi bir ayak fundamentalınız varsa dönerek attığınız şutlar oyununuza önemli bir derinlik katıyor.”

“Orta mesafedeki post oyunumu geliştirmek için Carmelo Anthony’nin maç kasetlerine de çalışıyorum. Özellikle Nuggets ve Knicks‘te oynadığı dönemleri. Gerçekten o dönemde orta mesafeden her türlü şekilde sayı bulabiliyordu. Topu aldıktan sonra ilk adımının ölümcül şekilde kullanabiliyormuş.” diyor Ömer.

Bu yazı için konuştuğumuz ACC asistan koçlarından bir tanesi daha çok eski dönemlerin uzunlarına benzediğini ve genç oyuncunun şut menzilini NBA’in üçlük çizgisi civarlarına çekmekte zorlanabileceğini söylüyor.

Ancak Ömer, bunu gerçekleştirme konusunda fazlasıyla kararlı. Georgetown’ın sezonunun sona ermesinin ardından sadece iki hafta izin yapan Ömer, sonraki dönemde bütün odağını dış şutunu geliştirmek üzerine yoğunlaştırdı. Nisan ayında yaptığı antrenmanlarda attığı üçlüklerin %40, %50’sini sokan Ömer, geçen her ayla birlikte daha istikrarlı bir üç sayı atıcısına dönüştü. Şu anda Ömer’in yaptığı antrenmanlarda neredeyse üçlüklerinin %75, %80’ini soktuğunu biliyoruz.

Özellikle pick-and-pop üçlüklerinde kendimi çok daha rahat hissetmeye başladım.” diyor Ömer. “Trailer olarak geldiğimde ya da pop oynadığım şutlarıma daha ok güveniyorum çünkü bunun üzerine çok çalıştım. Şu anda çok daha yüzdeli şekilde şut atıyorum.”

Savunma açısından da kısa oyuncuların karşısında kalabilmeyi hedefleyen Ömer, yatay hızını arttırmaya çalışıyor. Kolejdeyken rakiplerin uzunlarını savunmakta çok zorlanmayan Ömer, guardlarla kaldığında sıkıntı yaşadığını kabul ediyor.

“Birçok NBA takımı savunmalarında switch yapıyor. Bucks, Brook Lopez oyuna girdiğinde savunma şemalarını değiştirerek daha çok drop oynamaya başlıyor. Bu savunmayı yaparken de Lopez’in geçilmemesi ve ellerini kaldırarak pas kanallarına baskı yapması gerekiyor. Bunun benim iyi yapabildiğim bir şey olduğunu düşünüyorum. Savunmada atmam gereken bir sonraki adım da kısa oyuncuları daha verimli şekilde savunabilmek. Günümüz basketbolunda uzun oyunculardan dış şutları atabilmeleri ve kısa oyuncuları savunabilmeleri bekleniyor.”