Baskonia Takım Analizi: 10 Yıl Sonra İspanya’nın Kralı

24/Eyl/20 09:56 Eylül 24, 2020

admin69

24/Eyl/20 09:56

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, EuroLeague takımlarını sezon başlamadan analiz ettiği yazı dizisine Baskonia’yla devam ediyor.

By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Çok bekledik. Mart ayından beri Türkiye’de ve EuroLeague’de basketbol oynanmadı. Basketboldan daha uzun süre uzak kaldığımız bir dönem olmuş muydu?

Maçlarına devam eden yerel ligler oldu ancak kıtanın en büyük uluslararası spor müsabakaları iptal edildiği zaman kendinizi iyi hissetmeniz ve spora doymanız pek mümkün olmuyor. Hele ki, EuroLeague gibi bir tutkudan uzak kalınca…

Ancak hasret sona erdi! Turkish Airlines EuroLeague, ekim ayı itibarıyla hayatlarımıza yeniden giriş yapıyor.

Bu heyecan ve coşkuyla Eurohoops Fırın olarak bir sezon öncesi klasiğimiz olan takım analizlerini yayınlamaya başladık.

Bundan önceki duraklarımız Olimpia Milano, Zenit, Valencia, Olympiacos, LDLC ASVEL, Alba Berlin, Khimki Moskova ve Maccabi Tel Aviv, Zalgiris Kaunas ve Anadolu Efes‘ti. Şimdiyse son İspanya şampiyonu Baskonia‘ya gidiyoruz!

Olimpia Milano Takım Analizi: Süper Güçlere Yaraşır Yapılanma

Zenit St. Petersburg Takım Analizi: İkinci Şanslar Nasıl Değerlendirilmeli?

Valencia Takım Analizi: Yeni Hedefleri Yeni Transferler mi Şekillendirecek?

Olympiacos Takım Analizi: Büyük Dörtlünün 2. Serüveni

LDLC ASVEL Takım Analizi: EuroLeague’e Parker Kardeşler Damgası

Alba Berlin Takım Analizi: Efsanenin Son Demleri

Khimki Moskova Takım Analizi: Yeni Sezonda Yeni Simalar ve Alexey

Maccabi Tel Aviv Takım Analizi: Müdafaada Süreklilik Başarıya Götürür

Zalgiris Kaunas Takım Analizi: Saras Gitti, Bunca Yılın Alışkanlığı Gitti mi?

Anadolu Efes Takım Analizi: O Sene, Bu Sene mi?

İspanya Şampiyonu Artık Toko’nun Yokluğuna Alışacak

Baskonia‘nın 2019-20 sezonu herkesinkinin aksine çok daha şanslı geçti. Herkesi 2019 yazına bir geri bakış atmaya davet ediyorum. Acaba, Baskonia’nın sezonu Kral Kupası’ndan başka bir başarıyla kapatma ihtimalinin güçlü olduğuna inanan kimse var mıydı?

Ancak sezonun dinamikleri tüm takımları öyle bir noktaya taşıdı ki, Real Madrid‘in pandemi dönemindeki lig formatına erken veda etmesi ve Barcelona’nın tam manasıyla bir fiyaskoya dönüşmesi ligin diğer devini uyanışa geçirdi.

Bu uyanış elbette kulüp efsanesi koç Dusko Ivanovic’in kadronun başına geçmesiyle sezon ortasında zaten başlamıştı. Ivanovic, pek de iç açıcı durumda olmayan bir Beşiktaş kadrosunu BSL Playoffları’na soktuktan sonraki sezon işler mali anlamda daha da kötüye gidince Baskonia’yla anlaştı. Baskların dönüşümü de orada başladı.

2019-20 sezonunun başındaki Baskonia, Tornike Shengelia’sı olmasının dışında pek de bir numara sunmayan, heyecansız bir ekipti. EuroLeague’in ilk 10 haftasında 5 galibiyet almışlardı ancak asıl görüntü sanki 2 galibiyet almışlar gibiydi. Yani Ivanovic’in dönüşüyle de bunun çok değiştiğini söylemek doğru olmaz, evet bir uyanıştan söz edebiliriz ancak…

Yine de takımın potansiyeli çok yüksek değildi. Buna rağmen COVID-19 sebebiyle lig iptal edilmeden önce üst üste 3 kez kazanmışlardı. Salgın döneminin ardından sadece İspanya Ligi’nde boy gösterdiler ve hikayenin kalanı zaten o basketbol açlığında herkesin bilgi sahibi olduğu bir hâl aldı.

Achille Polonara’dan Pierria Henry’ye hand-off üzerine çizilen bir son hücumda Barcelona savunmasında Kyle Kuric’in büyük hatası sonucunda yaptığı cutla boşa çıkan Luca Vildoza’ya Polonara tarafından indirilen o pas, Dusko ve Baskonia’yı 10 yıl sonra yeniden İspanya’nın kralı yaptı.

Bütün bunlar iyi, güzel. Şimdi biraz da önümüze bakalım…

Takımın uzun zamandır en büyük yıldızı, EuroLeague süperyıldızı Tornike Shengelia’nın takımı şampiyon yapıp ayrılması çok güzel hikaye olsa da tabii hiçbir Baskonia taraftarının isteyeceği şey değildi. Shengelia’nın fizikselliği, uzunlarla birebir oynama yetisi, gücü derken onu özel yapan onlarca şey sayarız. Öncelikle Baskonia onu çok arayacak.

Fakat alışılmayacak hiçbir şey yok. Kimler nerelerden gitti, herkes her şeye alışır. Taraftarlar da artık parkede Shengelia’yı en fazla 2 kez, onda da rakipleri olarak görmeye alışmak mecburiyetindeler. Çünkü yeni Baskonia, geçenki Baskonia’dan çok daha heyecan verici duruyor…

Transfer Karnesi (A+ / D-)

Alec Peters (B+): Baskonia‘nın ihtiyaç duyduğu pozisyonda ihtiyaç duyduğu türden bir isim olduğu söylenebilir. Lige çok yüksek perdeden giriş yaptığı CSKA Moskova ve Anadolu Efes süreçlerinin ardından daha orta halli bir ekipte neler yapacağı merakla izlenecek.
Tonye Jekiri (A): Söylenecek fazla söz yok. Baskonia rakiplerine göre zayıf kalan 5 numara rotasyonunu sezonun en iyi pivotlarından birisiyle upgrade etti ve yoluna Tonye Jekiri’yle devam edecek. Bu birliktelikten beklentiler yüksek.

En İyi Transfer: Rokas Giedraitis (A+)

giedraitis_baskonia_burgos

Geçen sezonun Alba Berlin’ini izleyenlerin bildiği bir şey var: Rokas Giedraitis izlerken çok keyif veriyor. Kariyer planlaması da potansiyelinin şimdiye kadar altında kalmış olsa da tam zamanında inanılmaz iyi yönde ilerliyor. Kendisine en uygun alanları seçme noktasında bir süredir iyi iş çıkarıyor Giedraitis.

Önce Aito Garcia Reneses’in kanatları altına giren Rokas, Avrupa basketbolunu yakından takip eden herkese yeteneklerini ve oyun aklını fazlasıyla gösterdi. Hele ki geçen sezon. 28 yaşındaki oyuncunun yeni durağıysa Baskonia oldu. Yani, aslında bu seviyelere çok daha önceden çıkmış olması gerekirdi ama geç olsun güç olmasın derler ya, en azından onun tavan dönemlerini yakından izleme şansına nail oluyoruz.

ACB’nin ilk haftasında oynanan Valencia maçında da Giedraitis’in Baskonia hücumlarında ne kadar kritik bir role sahip olacağını test etme fırsatı bulduk. Dusko Ivanovic kendisi de oyunculuğu döneminde Rokas gibi keskin bir şutördü. Bir koç olarak elbette her oyuncuyu nasıl kullanacağını bilmek zorunda fakat bu tip oyunculara yaklaşımı çok daha farklı olur.

Yarı saha hücumlarında hand-off ve topsuz perdeleme üzerinden oynanan oyunlarda hareketli şut atma kabiliyetine sahip Giedraitis’in sol forvete doğru ilerlerken vücudunu sağ dış pozisyona alarak çıkardığı şutlar hep gözümde canlanıyor. Bu tarz şutlarda sağladığı başarının yanında açık saha hücumlarında da gerçekten iyi bir organizatör olduğunu söylemek gerekir.

Bütün bunların yanında pası alırken boşta olup pası aldıktan sonra savunmacısının gelmesiyle oluşan closeout’lara atak etmesi haricinde topla çembere birebir gitme özelliğine de büyük ölçüde sahip olsa zaten ligin en iyi 3-4 hücumcusundan birisi olarak görürüz onu.

Baskonia’da sezonun en kritik oyuncuları arasına Jekiri ve Vildoza’yla beraber kesinlikle yazarım onu. Diğer oyuncuların önemsiz olduğunu ima etmiyorum ancak bu üçlünün iyi olduğu bir ortamda Baskonia’nın bileğini bükmek CSKA Moskova’sından Bayern Münih’ine kadar hemen her takım için büyük zorluk olur diye düşünüyorum.

Kadro Dizilimi

Oyun Kurucu: Pierria Henry – Luca Vildoza
Şutör Guard: 
Zoran Dragic – Arturs Kurucs
Kısa Forvet:
 Rokas Giedraitis – Tadas Sedekerskis – Sander Raieste
Uzun Forvet: 
Alec Peters – Achille Polonara
Pivot: 
Tonye Jekiri – Youssoupha Fall – Ilimane Diop

Hazırlık Maçlarındaki Performansları

San Pablo Burgos – Baskonia: 82-71
Baskonia – Bilbao: 87-77
Real Madrid – Baskonia: 88-73
Baskonia San Pablo Burgos: 91-87
Baskonia – Pau-Orthez: 125-61

Ligin ilk hafta maçı: Baskonia Valencia: 76-73

Baskonia’nın Bask Bölgesi takımlarının katıldığı Euskal Kupası’nı kazandığı hazırlık döneminde Pau-Orthez maçının absürd sonucu dikkat çekti. 2020’nin bünyesinde gelişen dinamiklere göre ortalama yoğunlukta bir hazırlık dönemi geçiren Ivanovic’in öğrencileri İspanya Ligi’nin ilk hafta maçında Valencia’yı Luca Vildoza’nın son anlarda gelen üçlüğüyle devirdi.

Açıkçası Valencia’ya karşı oynadıkları maçta çok çok iyi sinyaller verdiklerini ve neler yapabilecek kapasitede olduklarının bir fragmanını bizlere sunduklarını söyleyebilirim.

Bu Takım Ne Oynar: Dominasyon Potansiyeli Kalmadı, Roller Bölüşülecek

Baskonia‘da artık bir Toko Shengelia gerçeği söz konusu değil. Bu sebepten ötürü de herhangi bir pozisyondan tüm takımı domine edecek ve spot ışıklarını üstüne çekecek bir oyuncu da haliyle kalmadı. Teker teker tüm mevkilerin rotasyonlarına göz gezdirin, çok kaliteli oyuncular göreceksiniz ama “takımı sırtlayacak” denebilecek bir isim yok. Sezonun gelişimiyle böyle bir isim karşımıza çıkar mı, bunun öngörülmesi imkansıza yakın.

Ancak böyle birisi çıksa dahi, çıkana dek oynanacak oyunun sinyallerini Valencia maçında aldık. Resmen uzunca bir süre Valencia gibi iddialı bir EuroLeague takımını boğdular. Maç esnasında Baskonia‘nın aslında ne kadar kudretli bir ekip olduğunu görmüş olduk. Bu elbette Valencia’nın da sezon başı zaafları sebebiyle çok da mübalağa edilmemesi gereken bir tek maçlık bir değerlendirme fakat böyle bir şeyi sürdürebilir hâle gelirlerse çok korkutucu takım olacakları açık.

Roller bölüşülecek. İşte tam da bu süperyıldızsız ortam, rolleri eşit oranda dağıtmak adına uygun zemini hazırlayarak Baskonia’ya olası problemlerin çözümünü sunuyor. Ama…

Çok derin bir takım değiller ve bu sebepten ötürü sakatlık problemleri, COVID-19 gibi potansiyel talihsizlikler onları geniş rotasyonlu yapılara karşı çok daha derinden etkiler. Üstelik her oyuncusuna ayrı ayrı çok ihtiyaç duyan bir oluşumdan bahsediyorsak bu gerçekten hayra alamet bir durum değil. Başlarına olumsuz bir durum açılmasa bile istediğiniz zaman istediğiniz oyuncuyu dinlendiremeyecek olmak böyle rekabetçi bir ortamda acı verici olur.

5 numaralarda Jekiri’nin arkasında Youssoupha Fall ve Ilimane Diop’un varlığı onlar için iyi oldu. Fall ve Diop çok üst seviye oyuncular hiçbir zaman olmadılar ama birbirleriyle farklı türden oyuncular olarak Jekiri’nin arkasına rahatça atabileceğiniz kişiler.

Pierria Henry’nin topla oynama becerileri, Luca Vildoza’nın hücum ve savunma sahasındaki enerjisi, Rokas Giedraitis’i zaten anlattık… Kağıt üzerinde birçok takım gibi sempatik görünüyorlar ve sezonun ilk döneminde de şu ana kadar bu intibayı kuvvetlendiriyorlar.