Panathinaikos Takım Analizi: Çalkalanan Organizasyonda Sil Baştan

26/Eyl/20 08:43 Eylül 26, 2020

admin69

26/Eyl/20 08:43

Eurohoops.net
panathinaikos-2020-21

Eurohoops Fırın, EuroLeague takımlarını sezon başlamadan analiz ettiği yazı dizisine Panathinaikos’la devam ediyor.

By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

Çok bekledik. Mart ayından beri Türkiye’de ve EuroLeague’de basketbol oynanmadı. Basketboldan daha uzun süre uzak kaldığımız bir dönem olmuş muydu?

Maçlarına devam eden yerel ligler oldu ancak kıtanın en büyük uluslararası spor müsabakaları iptal edildiği zaman kendinizi iyi hissetmeniz ve spora doymanız pek mümkün olmuyor. Hele ki, EuroLeague gibi bir tutkudan uzak kalınca…

Ancak hasret sona erdi! Turkish Airlines EuroLeague, ekim ayı itibarıyla hayatlarımıza yeniden giriş yapıyor.

Bu heyecan ve coşkuyla Eurohoops Fırın olarak bir sezon öncesi klasiğimiz olan takım analizlerini yayınlamaya devam ediyoruz.

Bundan önceki duraklarımız Olimpia Milano; Zenit, Valencia, Olympiacos, LDLC ASVEL, Alba Berlin, Khimki Moskova, Maccabi Tel Aviv, Zalgiris Kaunas, Anadolu Efes ve Baskonia‘ydı. Şimdiyse Yunanistan’ın EuroLeague’deki bir diğer devi Panathinaikos‘a uğruyoruz.

Olimpia Milano Takım Analizi: Süper Güçlere Yaraşır Yapılanma

Zenit St. Petersburg Takım Analizi: İkinci Şanslar Nasıl Değerlendirilmeli?

Valencia Takım Analizi: Yeni Hedefleri Yeni Transferler mi Şekillendirecek?

Olympiacos Takım Analizi: Büyük Dörtlünün 2. Serüveni

LDLC ASVEL Takım Analizi: EuroLeague’e Parker Kardeşler Damgası

Alba Berlin Takım Analizi: Efsanenin Son Demleri

Khimki Moskova Takım Analizi: Yeni Sezonda Yeni Simalar ve Alexey

Maccabi Tel Aviv Takım Analizi: Müdafaada Süreklilik Başarıya Götürür

Zalgiris Kaunas Takım Analizi: Saras Gitti, Bunca Yılın Alışkanlığı Gitti mi?

Baskonia Takım Analizi: 10 Yıl Sonra İspanya’nın Kralı

Anadolu Efes Takım Analizi: O Sene, Bu Sene mi?

İlk, Kaos

Panathinaikos‘ta bu sezon yeniden koçlarda kan değişimi söz konusu oldu ancak bu sefer kulübün içinden bir isim tercih edildi. 43 yaşındaki Georgios Vovoras, ilk başantrenörlük deneyimini Panathinaikos gibi zor bir süreç geçiren ekipte, EuroLeague gibi dünyanın en rekabetçi liglerinden birisinde yaşayacak.

Vovoras’ın koçluğuna ilişkin fikir sahibi olabilmek açısından Panathinaikos’un hazırlık dönemindeki maçlarını izlemek önemli doneler oluşturdu. Takım olarak açıkçası çok heyecan verici bir ekip oluşturduklarını söylemek güç.

Takımın lideri, EuroLeague’in en iyi oyun kurucularından birisi olan Nick Calathes’in ayrılığından sonra bu iddiayı güçlendirecek pek çok argüman bulunur ancak Calathes’in varlığında da çok değişik bir şey yoktu. Panathinaikos’un heyecan verici olduğu son dönemlerin üzerinden yıllar geçtiği için alışık olduğumuz bir durum.

Onlara ilişkin alışık olduğumuz durumlardan birisi de kaos ortamı. Uzun zamandır kötü yönetiliyorlar ve bu sene de EuroLeague’in köklü ekibinde mali – yönetimsel problemler tam anlamıyla patlak verdi. Kulübü 33 yıldır yöneten Giannakopouloslar, satış işlemlerini başlatacaklarını duyurdu, sonrasında çoğunluk hissesine sahip oldu…

Değişik değişik işler. Panathinaikos’ta neler olduğunu anlamakta çoğunlukla zorlanıyoruz ve olan her şeye artık “Yine ne oldu ya?!” şeklinde tepkiler verilmesi mümkün oluyor.

Şimdi ilk başantrenörlük deneyimini yaşayacak olan Vovoras’ın eline de mali şartlar bir yana, fazlaca defosu olan bir takım verildiğine göre kaos silsilesi sezon boyunca devam eder mi? Panathinaikos, nasıl bir basketbol izletir? Nereye kadar gidebilirler?

Bakalım…

Transfer Karnesi (A+ / D-)

Pierre Jackson (C-): Panathinaikos gibi yıllarca harika guardları bünyesinde bulundurmuş bir ekibe Pierre Jackson reva görülmemeliydi. Jackson yetenekli bir oyuncu olabilir ancak EuroLeague seviyesine uygunluğu büyük soru işareti oldu hep. Backup guard olarak belki düşünülebilirdi.
Aaron White (B-):
Zalgiris Kaunas dönemindeki çıkışının ardından Olimpia Milano‘da berbata yakın görüntü çizse de onun için hâlâ son bir umut daha olabilir. Aaron White bu sezon Panathinaikos‘ta merak edilecek isimlerden.
Leonidas Kaselakis (C+):
Bu yaz hemen alttaki Bochoridis’le birlikte Panathinaikos’un yaptığı 2 önemli yerli transferinden birisi Kaselakis. Sabit kanat oyuncusu olarak ceza atışlarını değerlendirebilecek bir isim. Promitheas’ın iyi bir organizasyon olarak göze çarptığı dönemin iyilerinden.
Lefteris Bochoridis (C+):
Fiziksel olarak avantajlı ve oyun kurucu özellikleri baskın olmasına rağmen dış şutunu düzeltirse verimli bir combo guard olabilir. Panathinaikos’a Aris’teki sezonlarından sonra geri döndü.
Marcus Foster (B+):
İsrail Ligi’nden geldi ve skorerliğiyle dikkat çekiyor. Çembere atak ederek atletizmini de kullanmak suretiyle skor üreten, dış atışlarda da cezaları kesmeyi bilen bir isim. Hazırlık sürecindeki Alba maçında 29 sayıyla yıldızlaştı.
Zach Auguste (C):
Rotasyonda ilk tercih edilecek oyunculardan birisi olması mümkün değil. Zayıf bir transfer olduğu söylenebilir fakat Yunanistan pasaportu var ve daha önceden tanıdığı bir ortama geldi.
Nikos Diplaros (D+):
Yunanistan ve Gürcistan deneyimlerinin ardından EuroLeague’e giriş yaptı. 23 yaşında, rotasyonda nasıl bir yeri olacağını henüz çözmek zor.

En İyi Transfer: Nemanja Nedovic – Howard Sant-Roos (A)

Nemanja Nedovic son yıllarda sık sık sakatlanmalarıyla ve potansiyelini hiç yakalayamamış olmasıyla bilinse de aslında o potansiyeli gün yüzüne çıkarabilmek açısından kendisi için en uygun ortamlardan birisinde.

Hazırlık maçlarında takımın saha içi liderlerinden birisi olarak karşımıza çıkan Nedovic, Panathinaikos’un bu yaz yaptığı en iyi, planlı transferlerden.

Yine bu maçlarda rolleri diğer guardlarla pek bölüştükleri görülürken dağınık bir takım yapılanmasında bu bölüşümlerin hem takımı hem de Nedovic’i nasıl etkileyeceği açıkçası merak konusu.

Göreceli bir tercih olacak fakat Howard Sant-Roos’u kim transfer etse bu yazın en iyi 10 transferi arasına sokardım herhalde. Gerçekten çok kullanışlı, harika bir oyuncu olduğunu Darüşşafaka dönemlerinden biliyoruz ki, CSKA Moskova’ya da Will Clyburn’ün sakatlığında çok iyi etki etti.

Sant-Roos, savunmasıyla EuroLeague seviyesinde fark yaratmaya çok uygun bir oyuncu. Bu sebeple de kendisine mutlaka ama mutlaka bir takım bulabiliyor. Panathinaikos koçu Georgios Vovoras basın mensuplarına onu oyun kurucu oynatmayı planladığını söylemişti.

Bu, tecrübeli oyuncunun kanat savunmasındaki meziyetlerini oyun içerisinde köreltmediği müddetçe denenebilecek bir şey gibi duruyor ancak ve ancak yine de dahiyane bir fikir değil.

Kadro Dizilimi

Oyun Kurucu: Pierre Jackson – Georgios Kalaitzakis – Nikos Diplaros
Şutör Guard: 
Nemanja Nedovic – Marcus Foster – Lefteris Bochoridis
Kısa Forvet:
 Howard Sant-Roos – Ioannis Papapetrou – Leonidas Kaselakis – Nikos Persidis
Uzun Forvet: 
Dinos Mitoglou – Aaron White – Ben Bentil
Pivot: 
Georgios Papagiannis – Zach Auguste

Hazırlık Maçlarındaki Performansları

Panathinaikos – AEK Atina: (Skor tutulmadı, Panathinaikos kazandı)
Panathinaikos – Iraklis: 81-69
Panathinaikos – PAOK: 114-80
Zalgiris Kaunas – Panathinaikos: 81-74
Panathinaikos – Alba Berlin: 110-102
Panathinaikos – Rytas: 75-67
AEK Atina – Panathinaikos: 87-77

Panathinaikos, Yunanistan Ligi’ndeki takımlara karşı her zamanki tarifeyi çıkarsa da EuroLeague ekiplerine karşı zorlandı.

Zalgiris maçında oyun olarak iç açıcı bir görüntü ortaya koysalar da Alba Berlin’e karşı Foster’ın skorer oyunuyla kazanabildiler. Maç da uzatmaya gitti.

Süper Kupa’ya ise yarı finalde veda eden PAO, EuroLeague sezonunun başlamasına kısmen hazır gibi görünüyor.

Bu Takım Ne Oynar: Liderlik Bir Sorun Olabilir mi?

Ortada önemli bir soru var: Panathinaikos‘un gerçek lideri kim olacak?

Lidersiz yapılanmaların başarılı olduğuna tanıklık etmek çok da zor değil. Bir takımın iyi basketbol ortaya koyması için illa bir lidere sahip olmasına gerek yok. Çünkü her takımın kendi dinamikleri vardır ve bu farklılıklar tabii ki de farklı ihtiyaçlar doğurur.

Sezon öncesi hazırlıklarında Nemanja Nedovic bu alanda ipi göğüslemeye en yakın kişi olarak göze çarpsa da tam anlamıyla onun liderliğinde bir takım olduklarını söylemek güç. Belki de Vovoras’ın bu noktada bizlere sezon ilerledikçe sunacağı farklı numaraları vardır, belli olmaz.

Pierre Jackson bu saatten sonra herhangi bir takımın lideri olamaz. Bu saatten önce ve bu saatte de olamazdı zaten. Yetenekli bir oyuncuydu ve skora katkı yapabildiği müddetçe yaşıyordu ancak hiçbir zaman onu bir takımın lideri olarak izlediğimi hatırlamıyorum.

Marcus Foster henüz ilk EuroLeague sezonunu geçiriyor ve Holon’daki gibi tüm ipleri elinde tutabileceği bir oyuncu kadrosu yok.

Howard Sant-Roos’u bir oyun kurucu olarak kısa vadede belli bir yere kadar kullanabilirsiniz ancak saha içi lideri Sant-Roos olan bir takımın da EuroLeague’de yeri yok.  Çünkü öyle bir kimliğe sahip değil. Ona sadece oyun kuruculuğu değil; bir takımın tüm direksiyonunu, temposunu ayarlayacak vitesini emanet ederseniz bir yerden sonra hücumlar patır patır tıkanır, nefes alamayacak duruma gelir.

Boyalı alanda da Aaron White, Zach Auguste gibi hücum katkısı verebilecek ancak bunun pek de ötesine gidemeyecek oyuncular olduğu gibi Dinos Mitoglou, George Papagiannis ve Ben Bentil gibi mücadele dozajını yukarı çekebilecek isimler var.

Papagiannis ve diğer opsiyonlarla oynanacak ikili oyunlar üzerinden bol bol sayı bulabilirler ancak Ioannis Papapetrou, her ne kadar çok kanat olarak düşünülmese de Sant-Roos gibi silahları mevcut. Yani hiç ama hiç boş takım değiller.

Panathinaikos bu yıl tüm bu hikayeleriyle daha sezon başından en ilgi çekici takımlardan birisi konumunda.

İzlenmesi Gereken İsim: Marcus Foster

Marcus Foster, İsrail Ligi ekiplerinden Hapoel Holon’un formasını giydiği 20 lig maçında 20.2 sayı – 3.5 ribaund – 3.4 asist ortalamalarıyla oynadı ve bunu yüzde 51.3 saha içi, yüzde 42.3 üç sayılık isabet oranlarıyla başardı. 20.5 sayı ortalamasıyla oynayan James Young’ın ardından ligin en skorer ikinci oyuncusuydu.

Bu sezon Panathinaikos formasıyla EuroLeague sahnesinde mücadele edecek olan Birleşik Amerikalı guard, çembere atak etme noktasındaki engin yeteneklerini konuşturduğu müddetçe Yeşiller’de çok sevilecek isimlerden biri olma potansiyeline sahip.

Hazırlık döneminde de epey öne çıktığını düşünürsek sezonu İsrail Ligi’ndeki kadar ihtişamlı şekilde olmasa da “takımı adına doğru işleri yapan, katkı sağlayan” yan parça rolünde geçirmesi kuvvetle muhtemel.