By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Avrupa basketbolu tarihinin en uzun transfer dönemini yaşadık.
Coronavirüs sebebiyle Mart ayının hemen başında askıya alınan EuroLeague sezonu, uzun süren görüşmelerin ardından iptal edildi ve EuroLeague tarihinde ilk kez bir sezon şampiyonsuz bir şekilde tamamlanmış oldu.
2019-2020 sezonu iptal olduğu için gelecek sezon da EuroLeague’de mücadele edecek olan 18 takım, Mart ayından beri gözünü transfere çevirmiş durumdaydı. Bu sıkıntılı sürecin takımlara da etkisi oldu.
Özellikle NBA’de transfer döneminin Ekim’e atılması, Avrupa’yı da etkiledi. Buna bir de coronavirüsün getirdiği ekonomik problemler de eklenince bazı takımlar için oldukça problemli bir transfer sezonu oldu.
Yine de şartlar ne olursa olsun; EuroLeague’de her zaman transfer dönemleri çok heyecanlı ve bu sezon yaptıkları transferlerle dikkat çeken takımlar da oldu.
Eurohoops Fırın’ın bu yazıdaki konusu ise yeni sezon öncesinde yapılan en iyi 10 transferi belirlemek. Hazırsanız, başlayalım;
Not: Takımlarıyla sözleşme yenileyen oyuncular listeye dahil edilmemiştir.
Nikola Milutinov (CSKA Moskova)
Kariyeri: Hemofarm, Partizan, Olympiakos
İstatistikleri: 24 maç 10.2 sayı, 8.2 ribaund, 1.2 asist
Pozisyon / Yaş: Pivot / 25
CSKA Moskova sonunda yıldız pivotuna kavuştu.
Bundan önceki 2 yaz döneminde de Nikola Milutinov’u kadrosuna katmak isteyen Rus devi, Olympiakos’la bonserviste anlaşamadığı için transferi sonuçlandıramamıştı. Bu yaz Milutinov’un sözleşmesi sona, CSKA Moskova da muradına erdi.
Kyle Hines’i kaybettiler ve Milutinov’un gelmediği bir durumda CSKA, gerçekten büyük bir problem yaşayabilirdi. Hines’ın boşluğunu -David Blatt’in deyimiyle- Avrupa’nın halihazırdaki en iyi pivotuyla doldurmuş oldular.
Milutinov içinse bu macera, kariyer çizgisini belirleyecek kadar önemli olacak.
Son yıllarda Sırp pivotun performansı hep Olympiakos’taki ortama göre değerlendirildi. Şimdi hedefi şampiyonluk olan bir takımın en önemli transferlerinden biri olarak sahaya çıkacak ve gözler onun üzerinde olacak.
Baskı büyük ama bence Milutinov artık daha üst perdeden konuşulma zamanı geldi ve CSKA’yla birlikte bunu yapacaktır.
Tornike Shengelia (CSKA Moskova)
Kariyeri: Valencia, Charleroi, Verviers, Brooklyn Nets, Chicago Bulls, Baskonia
İstatistikleri: 57 maç 15.9 sayı, 5.8 ribaund, 2.9 asist
Pozisyon / Yaş: Uzun forvet / 28
Eğer CSKA Moskova’nın bu yaz yaptığı tek büyük transfer Milutinov olsaydı, onlar için iyi bir transfer dönemi geçirdiler diyebilirdim fakat tek büyük transferleri bu değil!
Kulübün başkanı Andrey Vatutin, kendi medyasına uzun süre ekonomik problemlerden dolayı işlerinin kolay olmadığına dair açıklamalar yapsa da CSKA, takvim yaprakları yaz aylarını gösterince yine şovunu yaptı. Rus devi, yıllardır ligin en önemli 4 numaraları arasında yer alan Tornike Shengelia’yı transfer etti.
Hangi açıdan bakarsanız bakın büyük bir transfer.
Gürcistan ile Rusya arasındaki problemler sebebiyle Shengelia’yı bu transfere ikna etmek… Hadi onu ikna ettiniz, Jose Antonio Querejeta gibi kurt bir yöneticiden takımın en önemli yıldızını bonservisle almak… Bunlar hiç kolay işler değil.
Saha içinde ise tek kelimeyle inanılmaz bir hamle. Aynı yazda hem Milutinov hem de Shengelia’yı alabilmek sanki bir bilgisayar oyununu en kolay seviyede oynuyor olmak gibi bir şey!
Takımın diğer yıldızları bir yana Shengelia – Milutinov pota altı gerçekten korkutucu gözüküyor.
Shengelia özelinde ise onu da Milutinov’la benzer bir baskı bekliyor. Yıllardır Baskonia‘da şartlar el verdiği sürece başarılı olabildi. Şimdi ise bütün hedefler kupa için konulmuş durumda ve Gürcü yıldızın bu baskı altında nasıl bir performans göstereceğini merak ediyorum.
Bu açıdan Shengelia için sezona sakat başlamak biraz problem olacak ama kendi pozisyonun en iyi oyuncularından birinden bahsediyoruz. Eninde sonunda o da takıma imzasını atacaktır.
Malcolm Delaney (Olimpia Milano)
Kariyeri: Elan Chalon, Budivelnyk, Bayern Münih, Lokomotiv Kuban, Atlanta Hawks, Guangdong Tigers, Barcelona
İstatistikleri: 48 maç 10.2 sayı, 2.1 ribaund, 4.3 asist
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 31
CSKA Moskova gerçekten oldukça korkutucu iki transfer yaptı ama bu yaz döneminin bir transfer şampiyonu varsa bu kesinlikle Olimpia Milano‘dur.
Ettore Messina’yla birlikte yukarıya doğru gitmek için yemin eden İtalyan ekibi, bu transfer döneminde adeta şov yaptı.
İtalyan devinin ilk büyük hamlesi ise Malcolm Delaney ile geldi. Barcelona’dan Svetislav Pesic’le büyük bir tartışmaya girerek ayrılan Amerikalı guard, kısa bir süre sonra kendisine yeni bir yuva buldu.
Bu anlaşma her iki taraf için de oldukça kritikti.
Geçtiğimiz sezon yarı sahada sadece Sergio Rodriguez’in eline bakan Milano, kadrosuna ikinci bir yıldız kısa ekledi ve yetenek tavanını yukarıya çekti. Delaney ise bu kadar olay yaşandıktan sonra kendisine güvenen bir yer buldu. Amerikalı oyuncu, imza sonrasında yaptığı açıklamada da inatla bunun altını çizdi.Bu sebeple bu sezon ondan çok daha hırslı bir performans görmemiz oldukça olası.
Tabii Sergio Rodriguez’le göstereceği uyumla ilgili akıllarda soru işareti var. Gerçekten bu takımın kısa liderinin hangisi olacağı bir muamma. İkisinin pek kolay kolay birlikte oynayabilecek bir ikili olmaması da bu anlamda sorun olacaktır.
Fakat Delaney yıllardır birçok farklı olayda gördüğümüz gibi Delaney, duygusal bir oyuncu ve geçen sezonun sonunda yaşadığı problemlerden sonra ondan bir “mesaj” sezonu bekliyorum ben… Sezon öncesinde de bunun ibarelerini gösterdi.
Bakalım, Milano’nun makus talihini değiştirebilecek isim olacak mı?
Kyle Hines (Olimpia Milano)
Kariyeri: Veroli, Brose Bamberg, Olympiacos, CSKA Moskova
İstatistikleri: 44 maç 7.8 sayı, 4.7 ribaund, 1.5 asist
Pozisyon / Yaş: Pivot / 33
Milano transferde gerçekten bomba üstüne bomba patlattı ama herhalde en büyük bombası Kyle Hines’tı. Hatta sadece Milano özelinde değil, Avrupa’da bence bu yazın en sürpriz transferi buydu.
7 yıldır CSKA Moskova formasını giyen Hines, Rus ekibinin tarihinde kaptanlık verilen tek Amerikalı oyuncuydu. Herkesin tahmini doğal olarak kariyerini burada sonlanmasıydı ama Hines, kendisine yeni bir macera arayarak eski koçu Ettore Messina’nın yanına gitti.
CSKA için üzücü ama Milano için harika bir hamle oldu.
Hines, modern EuroLeague tarihinin en fark yaratan oyuncularından. Zaten Saras’la birlikte (4 kez) en çok EuroLeague şampiyonu olan oyuncu ünvanını paylaşıyor. Dahası takım için önemli bir figür.
Yıllardır her şekilde kaybetmeyi başaran Milano, başını asla hayal kırıklığından kaldıramadı. Böyle bir ortamda yeni oluşan bir takımda Hines gibi bir faktörün olması gerçekten önemli bir fark yaratıyor.
Keza yaşı her ne kadar ilerlerse ilerslesin Hines, hala işleri değiştirebilen bir oyuncu. Arkasında Kaleb Tarczewski gibi fizikli bir pivotun olduğunu da düşünürsek onun bu sezon sahada daha da rahat hareket etmesini bekleyebiliriz. O zaman da bu adamın savunmada işleri ne kadar değiştirebildiğini son 10 yılda çok fazlasıyla gördük.
Eğer Milano, Hines transferinden de bir hayal kırıklığı yaşarsa gerçekten kulübü kapatıp gitmeyi düşünmeli!
Nick Calathes (Barcelona)
Kariyeri: Panathinaikos, Lokomotiv Kuban, Memphis Grizzlies
İstatistikleri: 47 maç 10.7 sayı, 4.3 ribaund, 8.3 asist
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 31
Malcolm Delaney’i olaylı bir şekilde kaybettikten sonra Barcelona, biraz da şanslı bir şekilde EuroLeague’in en önemli guardlarından Nick Calathes’i kadrosuna kattı.
Katalanlar şanslıydı çünkü normal şartlar altında Yunan yıldızın, lideri olduğu Panathinaikos‘ta bir kontratı bulunuyordu fakat Yunan ekibi, pandemi sebebiyle bütçe düşürmek zorunda kalınca iki taraf yollarını ayırdı.
Barcelona da bu ayrılığı fırsat bildi ve Calathes gibi elit bir guardı 3 yıl için 5.5 milyon dolar gibi iyi bir kontratla kadrosuna katmayı başardı. Eğer Calathes boşa düşmeseydi Katalan ekibi, böylesine dar bir pazarda oyun kurucu bulmakta zorlanabilirdi.
Şimdi ise ellerinde pasörlük konusunda kendisini fazlasıyla kanıtlamış ve koç Sarunas Jasikevicius’la daha önce birlikte oynamış elit bir guardları var.
Her birliktelikte olduğu gibi burada da elbette bazı sorunlar var. Calathes’in bu kadar yıldızın olduğu bir takımda topu ne kadar domine edeceği, diğerlerinin veriminin ne olacağı gerçekten önemli sorunlar.
Fakat sonuçta boşta bir Calathes varsa ve as oyun kurucu arıyorsanız onu alırsınız. Hele de takımın koçunu bu kadar yakından tanıyorsa…
Kostas Sloukas (Olympiakos)
Kariyeri: Olympiakos, Aris, Fenerbahçe Beko
İstatistikleri: 42 maç 11.5 sayı, 2.8 ribaund, 6.4 asist
Pozisyon / Yaş: Oyun kurucu / 30
EuroLeague’in bir diğer yıldız Yunan oyun kurucusu daha bu yaz takım değişikliğine gitti. Fakat Kostas Sloukas, milli takımdan arkadaşı Calathes’in aksine evinden ayrılmadı, geri döndü.
Aslında aynı Calathes’te olduğu gibi onun da sözleşmesi devam ediyordu. Fenerbahçe, Zeljko Obradovic‘in ayrılmasıyla birlikte farklı bir takım yapılanmasına gitmeye karar verince iki taraf, el sıkışarak yollarını ayırdı. Sloukas da başladığı yere Olympiakos’a geri döndü.
Yunan yıldız, bence kariyeri adına doğru bir adım attı.
5 yıl önce Pire’den İstanbul’a geçiş yaparken kendi takımının yıldızı olmak için böyle bir karar almıştı. Fenerbahçe’deki kariyeri bu açıdan tartışılsa da sonuçta büyük başarılar yaşayan takımın önemli bir parçasıydı. Üstelik Pire’de de işler değişti. Evet, Spanoulis hala takımın merkezinde ama artık yaşlandı ve Olympiakos’un ondan sonra bu takımı sürükleyebilecek oyuncu olarak gidebileceği en doğru isim Sloukas!
Dolayısıyla bu macerası onun için daha farklı olacak.
Ayrıca onun sezonun genelinde takımı sürüklediği, Spanoulis’in ise kritik anlarda takımı sırtladığı bir ortamda bu geçişin daha rahat olmasını sağlayabilir.
Bu yüzden ben onun ikinci döneminin kendisi adına iyi geçeceğini düşünüyorum.
Ante Zizic (Maccabi Tel Aviv)
Kariyeri: Kastela, Cibona, Gorica, Darüşşafaka, Cleveland Cavaliers
İstatistikleri: 22 maç 4.4 sayı, 3.0 ribaund, 0.3 asist
Pozisyon / Yaş: Pivot / 23
Coronavirüs sebebiyle NBA’de sezon takvimin ötelenmesiyle birlikte transfer dönemi de 17 Ekim’e atıldı. Haliyle bu Avrupa basketbolunu da etkiledi.
Evet, belki eski kıtanın bazı önemli yıldızları, bu durum sebebiyle ligde kalmaya karar verdi ama sonuçta Deni Avdija, Theo Maledon gibi genç yıldızlar, takımlarından ayrıldı. İşin öteki tarafı ise daha kötüydü. Sonuçta bu ilişki tek taraflı olmadı hiçbir zaman… EuroLeague’de kaybettiği yıldızların boşluğunu genellikle NBA’den doldurmaya çalıştı. Bu açıdan özellikle geçen sezon çok etkileyiciydi.
Fakat bu sezon EuroLeague’in dev takımları, en azından yaz döneminde bu fırsatı bulamadı. Maccabi hariç!
Onlar buraya düşen ender isimlerden birini hemen kaptı: Ante Zizic!
Genç yaşında Darüşşafaka formasıyla EuroLeague’de gösterdiği etkileyici performansın ardından NBA’e giden Hırvat pivot, orada geçirdiği yıllarda pek beklediğini bulamadı. Milli takımdan arkadaşı Zubac bir rol oyuncusu olmayı başarırken o pek etkili olamadı ve işleri daha da zorlaştırmadan dönmeye karar verdi.
Maccabi ise bu fırsatı çok iyi değerlendirdi ve Real Madrid‘in de istediği Zizic’i kaparak harika bir transfer yaptı.
Hırvat pivot son iki yılda biraz gözden düşse de hala 23 yaşında… Daçka’dan da bildiğimiz gibi ribaundlarda tam bir canavar ve bir daha NBA’e geri dönme gibi bir hayali yoksa uzun yıllar bu kıtanın en değerli uzunları arasında olacaktır.
Üstelik Ioannis Sfairopoulos gibi iyi bir koçla çalışacak. Sezon başında kötü geçen sezonlar sebebiyle belki üstünde biraz özgüvensizlik olacaktır ama bence Zizic, Sfairopoulos’la birlikte bu durumu aşacaktır.
Rokas Giedraitis (Baskonia)
Kariyeri: Mazeikiai, Siauliai, Rytas, Alba Berlin
İstatistikleri: 59 maç 12.2 sayı, 3.5 ribaund, 1.4 asist
Pozisyon / Yaş: Swingman / 27
Alfredo Salazar yönetiminde EuroLeague’de elit seviyeye çıkabilecek oyuncuları bulma konusunda bir uzman olan Baskonia, bu yaz da şovunu yaptı.
Ligde gelen sürpriz şampiyonluktan sonra takımın lideri Tornike Shengelia’yla vedalaşmak zorunda kalan Bask ekibi, elit seviyeye çıkabilecek önemli isimleri kadrosuna kattı. O isimler arasında ilk gelen ise Rokas Giedraitis!
Son iki yılın ALBA Berlin’inde Aito Reneses’in yanında önemli bir gelişim gösteren Litvanyalı şutör, geçtiğimiz sezon ligdeki çaylak oyuncular arasında en iyisiydi.
Çok fazla topla oynamamasına rağmen hücumdaki verimliliğiyle dikkat çeken Giedraitis, EuroLeague’deki 13.7 sayı ortalamasıyla ilk sezonunda sayı krallığında ilk 15’e girmeyi başardı.
Giedraitis’i EuroLeague’in dev bütçeli takımlarından biri alsa çok şaşırmazdım. Zaten Real Madrid‘in kendisiyle yakından ilgilendiği de iddia edildi.
Fakat Baskonia, büyük takımlar araya girmeden bu transferi bitirdi ve 3 yıllık sözleşme imzaladı. Sözleşme süresi önemli çünkü Litvanyalı oyuncu, burada da üzerine koyarak ilerlemeye devam ederse, Shengelia’da olduğu gibi onun da gelecekte bonservis karşılığında iddialı takımlara transfer olduğunu görebiliriz.
Martin Hermannsson (Valencia)
Kariyeri: KR, Charleville, Chalons-Reims, Alba Berlin
İstatistikleri: 52 maç 11.8 sayı, 1.7 ribaund, 5.6 asist
Pozisyon / Yaş: Guard / 25
Geçtiğimiz sezon ALBA Berlin playoff takımı değildi ama bizlere çok şey sundu.
Bir yandan Aito Reneses’in yönetimi altında EuroLeague’in izlemesi en zevkli basketbollarından birini oynayan Alman ekibi, diğer yandan bir üst seviyeye çıkmaya hazır genç yetenekleriyle dikkat çekti.
O isimlerden biri Rokas Giedraitis’ti, diğeri ise Martin Hermannnsson!
Kariyerinin başında daha çok şutör guard olsa da Reneses’le birlikte daha çok bir oyun kurucuya evrilen İzlandalı oyuncu, etkileyici bir çaylak sezonu geçirdi.
Takımın as oyun kurucusu Peyton Siva neredeyse bütün sezon başını sakatlıklardan kaldıramazken Hermannsson böyle bir ortamda takımı ayakta tutmayı başardı. Bunu yaparken sezon içerisinde sürekli gelişim göstermesi de dikkat çekiciydi.
Haliyle de 25 yaşındaki guard, yaz döneminin gözde oyuncularından biriydi. Kendisine birçok takım teklif yapsa da tercihini Valencia‘dan yana kullandı.
İspanyol ekibi, belki EuroLeague’in en istikrarlı yapılarından biri değil ama onların bu sezon yaptığı yatırımla birlikte daha iddialı olması bekleniyor. Hermannsson ise kurulan yeni kadroda kısa rotasyonu içerisinde en çok dikkat çeken isim! Üstelik Valencia‘nın tempolu basketbolu da ona çok uygun.
Dolayısıyla İzlandalı guard, kendini göstermek adına doğru bir yere gitti. İşler yolunda giderse de aynı Giedraitis’te olduğu gibi onu da gelecekte daha iddialı bir takımın kadrosunda görebiliriz.