by Bernardo Cianfrocca / Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 19 Aralık 2014 tarihinde BasketUniverso‘da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Son dönemlerin belki de en çok konuşulan İtalyan oyuncusu bugün 27. yaş gününü kutluyor. Şampiyonların liginde dört Azzurri’nin olmamasına rağmen Daniel Hackett, son yıllarda her zaman kendisinden bahsettirmenin bir yolunu buldu, kimi zaman iyi, kimi zaman kötü şekilde…
Ergenliğin ve gençliğin hassas dönemlerini, insanın hayatının geri kalanında nasıl biri olacağını belirlediği, yaşamaya karar verdiği, biraz tercihleriyle biraz da zorlamayla belli seçimler yaptığı dönemleri Amerika’da geçiren Hackett, kariyerinin en iyi dönemini ise doğduğu ve büyüdüğü ülke İtalya’da geçirdi. EuroLeague’deki harika performanslarının da ortaya koyduğu üzere formunun zirvesinde olan Hackett, böylece bu doğum gününü büyük bir sükunet ile kutlayabilir ancak yakın geçmişin seçimleri ve hataları da sonuçlarının getirdiği ağırlığı hissettirmiyor değil.
Fakat sırayla gidelim. Önce çocukken kariyerinde yaşadığı sayısız hayat ve basketbol deneyimlerine bir bakalım. Önce köklerinden başlayalım, kronolojik sıra ile ilerleyelim. Hackett, 19 Aralık 1987 günü, eski ABA oyuncusu Rudy Hackett ve Imola’daki kariyeri ile tanınan eşi Katia’nın çocuğu olarak dünyaya geldi. Daniel, böylece daha beşikte damarlarında basketbol dolaşan bir çocuk oldu. Neticede babası Livorno, Forli, Sangiorgese ve Reggiana’da başrol oynamış bir basketbolcuydu. Anlatılana göre Katia, o dönemde eşinin kariyeri için onunla beraber olmak üzere İstanbul’daydı ancak oğlunun ülkesinde doğmasını istediği için ilk uçakla İtalya’ya döndü. Seçtikleri şehir, Forli-Cesena bölgesinde Folimpopoli’ydi. İtalya basketbol için olduğu gibi kaderlerinde vardı zaten zira babası oğlunun sanat ile uğraşmasını da istiyordu. Yağmur ve yetirilemeyen ayakkabılar yüzünden yürümeyen futbol çabaları ve omuzlarının üzerindeki bir dolu beklenti ile Daniel, 2001’de Pesaro’nun genç takımına girdi. Babası Rudy, orada antrenörüğe başlamıştı ve ailesi, onun doğumu sonrası buraya yerleşmeye karar vermişti. Ancak bu yolculuk kısa sürdü zira babası ile annesi boşandılar ve babası, ona çok cesur bir teklifte bulundu: Birlikte ABD’ye, Los Angeles’a gitme teklifi. Belli ki Olimpia’nın 12 numarası için iştah her zaman varmış zira kendisi, henüz 15 yaşındayken hayatını ve ülkesini değiştirme kararı aldı.