by Jonathan Wasserman – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 8 Eylül 2020 tarihinde BR‘da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
1990’lı yıllar, NBA’in bazı tarihi draft sınıfları ve draft seçimleri ile bilindiği kadar takımların yıllarını mahveden draft seçimleri ile de biliniyor.
Bu kötü kararları veren yönetimler, draftlarda “fiyasko” kabul edilen oyuncular kadar eleştiriyi hak ediyorlar.
Dönüp bakıldığında bir takım, belli bir draft gecesinde farklı bir yön seçse NBA tarihinin nasıl değişeceğini düşünmek çok acayip. Aşağıdaki fiyasko seçimlerden bazıları, All-Star ve Hall of Fame oyuncuların önünde yapıldı.
Jonathan Bender
Draft: 1999, No. 5
1998-99 sezonunda Doğu Konferansı finalinde mağlup olan Indiana Pacers, cesur bir kararla Antonio Davis’i beşinci sıra draft hakkı karşılığında Toronto Raptors‘a gönderdi. Wally Szczerbiak, Richard Hamilton, Andre Miller, Shawn Marrion ve Jason Terry’nin henüz seçilmediği sırada Jonathan Bender’ı seçtiler.
Dönemin Pacers genel menajeri Donnie Walsh “Daha potansiyelli bir oyuncu draft etmedim. Bunu çok rahatlıkla söyleyebilirim” diyordu.
Hâliyle Bender’a dair büyük bir heyecan vardı. Kendisi, McDonald’s All-American Game’de draft öncesi Michael Jordan’ın rekorunu 31 sayı ile kırmıştı. Ancak sakatlıklar, Indiana’daki kariyerinin önüne geçti ve 1999-2006 yılları arasında 237 maça çıkabildi.
Pacers, onun atletizm ve dış oyun yeteneklerinden hiç yararlanamadı.
Shawn Bradley
Draft: 1993, No. 2
Penny Hardaway, kolejdeki ikinci yılında 22,8 sayı, 8,5 ribaund ve 6,4 asist ortalamaları yakalamış bir guarddı. Ancak 1993 Draftı’nda ikinci sıradan onu seçmek yerine Philadelphia 76ers, Shawn Bradley kumarını oynadı.
BYU’da büyük bir silah olan Bradley’in eşsiz bir boyu (2,29m.) vardı ve maç başına 5,2 blok ortalaması ile oynuyordu. NBA’de de bloklarına devam etse de asla bir skorer olamadı veya ikinci sıra seçiminden beklenecek etkiyi yaratamadı.
Sixers, NBA’de 12 sezon geçiren Bradley’den daha büyük bir eleştiriyi hak ediyor zira üçüncü sezonunda onu Derrick Coleman karşılığında bir paket ile takasladılar.
Bradley, NBA kariyerinde 8,1 sayı ortalaması yakaladı ve %45,7 şut isabet oranı kaydetti ve asla hücumda etkili bir silah olamadı.
Todd Fuller
Draft: 1996, No. 11
Todd Fuller, North Carolina State’teki son yılında 20,9 sayı ortalaması ile oynadı ve böylece Kobe Bryant, Peja Stojakovic, Steve Nash ve Jermaine O’Neal gibi isimleri seçmeyen Golden State Warriors‘ı kandırdı.
Warriors, iki başarısız sezon sonra Fuller’dan vazgeçip onu 2000 NBA Draftı ikinci tur hakkı karşılığında Utah Jazz‘e gönderdi.
NBA’deki beş sezonunda dört farklı takımda forma giydi ve bir sezonda en fazla 4,1 sayı ve 3,3 ribaund ortalamalarına ulaştı.
Bo Kimble
Draft: 1990, No. 8
Los Angeles Clippers, 1990’lı yıllarda farklı kötü draft tercihleri kullandı. Bunlardan ilki, 1990 Draftı’nda Bo Kimble’ın sekizinci sıradan seçilmesi oldu.
1989-90 sezonunu kolej savunmalarını parçalamak ile geçiren Kimble, %52,9 saha içi, %46,0 üçlük ve %86,2 serbest atış isabet oranları ile 35,3 sayı ortalaması yakaladı. Ancak Kimble, Clippers rotasyonunda kendisine yer bulmakta zorlanırken maç başına 16,2 dakika süre aldı çaylak sezonunda. İkinci sezonunda ise bu sayı, 8,1 dakikaya düştü.
LA, daha sonra Eylül 1992’de üç takımlı bir takasta Charles Smith ve Doc Rivers ile birlikte Kimble’ı New York Knicks‘e gönderdi ve karşılığında Mark Jackson ile Stanley Roberts’ı aldı. Knicks, 1992-93 sezonu sonunda Kimble’ı serbest bırakınca Kimble bir daha NBA’de takım bulamadı.
Trajan Langdon
Draft: 1999, No. 11
Cleveland Cavaliers, Trajan Langdon’ın Duke’taki başarısına aldandı. Langdon, orada Mavi Şeytanlar’ı Richard Hamilton ve Connecticut karşısında final maçına taşıdı.
23 yaşında olmasına rağmen Cavs tarafından 11. sıradan seçilen Langdon, gerekli atletizm ve oyun kuruculuğa da sahip değildi.
Çaylak sezonundaki diz ameliyatının da ona bir yardımı olmadı ancak asıl fiziksel eksiklikleri NBA’de önüne geçti. Yalnızca üç sezon kaldığı ligde 5,4 sayı ve 1,3 asist ortalamaları yakaladı.
Daha sonra Avrupa’da harikalar yaratan Langdon, EuroLeague Final Four MVP’si, Rusya Yılın Oyuncusu gibi bireysel ödüller kazandı ve Rusya, İtalya ve Türkiye’de şampiyonluklara ulaştı. Daha sonrasında San Antonio Spurs‘te gözlemcilik yaptı, Brooklyn Nets‘te asistan genel menajer oldu ve şimdilerde New Orleans Pelicans genel menajeri.
Mark Macon
Draft: 1991, No. 8
Denver Nuggets, 1991 NBA Draftı’nda dördüncü sıradan Dikembe Mutombo’yu seçti ancak sekizinci sıradan da takımın skoreri Michael Adams’ı Washington Bullets’a gönderip takasla seçim yapma hakkı kazandılar.
Denver, ilk seçiminde büyük bir başarı yakaladı ancak ikinci seçiminde Mark Macon hatasına düştü. Oysa Macon, Temple’daki dört sezonunda 20,7 sayı ortalaması ile oynamıştı.
İyi geçen çaylak yılı sonrası büyük bir düşüş yaşayan Macon, Denver’da üç sezon bile kalamadı. Pistons ile üç sezon geçirdikten sonra İtalya’da oynadı ve 1998-99’da yedi maç daha Detroit forması giydi.
Ed O’Bannon
Draft: 1995, No. 9
Ed O’Bannon, UCLA’da, NBA’de oynadığından daha fazla süre aldı. NBA’de yalnızca iki sezon oynayabilen ve iki kez takaslanan O’Bannon, 1995 Draftı’nda New Jersey Nets tarafından dokuzuncu sıradan seçilmişti.
“Sakatlık değil, özgüven sorunu vardı” diyordu O’Bannon, ülke şampiyonluğundan draft fiyaskoluğuna dönüşen yolculuğu ile ilgili. “Şut kaçırdım, süre alamadım, savunmamı etkiledi ve tüm özgüvenimi kaybettim.”
O’Bannon, daha sonra yedi yıl boyunca farklı ülkelerde forma giydi ancak sahadaki başarılarından çok NCAA’e açtığı dava ile ünlü oldu.
Michael Olowokandi
Draft: 1998, No. 1
Los Angeles Clippers, 1998 Draftı’nda Michael Olowokandi yerine ilk sıradan Vince Carter, Dirk Nowitzki veya Paul Pierce’ı seçmiş olsa neler olurdu bir düşünün.
O dönemde Clippers‘ın Olowokandi veya Arizona’dan Mike Bibby’yi seçmesi bekleniyordu. Bibby, McDonald’s All-American takımına seçilmiş ve Arizona’yı 1997’de şampiyonluğa taşırken 1998’de ise en iyi sekiz takım arasına sokkmuştu.
“Bibby ligde çok iyi bir oyun kurucu olacak ama Olowokandi, fiziği ve yeteneğiyle iyi bir kısa oyuncunun karşısında iyi bir uzun olarak dikkat çekiyor” diyordu dönemin Clippers başkan yardımcısı Elgin Baylor. “Her defasında gelişmeye devam ediyor. Potansiyeli, ligdeki herkesten iyi.”
Clippers, muhtemelen 2020’de olsa bu hatayı yapmazdı. Olowokandi, beş sezon 9,9 sayı ortalamasıyla oynadı ve %43,3 ile saha içi, %59,7 serbest atış isabet oranı yakaladı.
Doug Smith
Draft: 1991, No. 6
Dallas Mavericks, 1991 NBA Draftı’nda altıncı sıradan seçtiği Doug Smith’ten çok düşük katkı alabildi. Draftta onun yerine Stacey Augmon, Terrell Brandon, Dale Davis ve Chris Gatling’i seçebilirlerdi.
Smith, Missouri’deki son yılında 23,6 sayı ortalaması yakalamıştı ancak bu skor yeteneği, NBA’e yansımadı. Mavericks, 1995 Draftı’nda onu korumadı ve neticede Toronto Raptors seçti. Buna rağmen Raptors, onu maça çıkarmadan serbest bıraktı.
NBA’deki beş sezonunda 8,0 sayı ortalamasını %42,5 saha içi isabet oranı ile yakaladı.
Joe Smith
Draft: 1995, No. 1
1995’te Golden State Warriors, Kevin Garnett, Rasheed Wallace, Jerry Stackhouse ve Antonio McDyess gibi isimleri seçmeyip ilk sıradan Joe Smith’i seçti.
Hakkını verelim, ligde 16 sezon oynadı ancak 12 farklı takımın formasını giydi. Bununla birlikte ilk sıra seçimi olarak beklentileri karşılayamadı.
Smith, Maryland’de harika bir sezon geçirmiş ve 20,8 sayı, %57,8 saha içi isabet oranı, 10,6 ribaund ve 2,9 blok ortalamaları yakaladı. Ayrıca NCAA turnuvasında 31 sayı ve 21 ribaund ile harika bir maç çıkardı Texas karşısında.
Garnett ve Wallace’ın Smith’ten sonra seçilmiş olması da onunla ilgili eleştirileri hafifletmiyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!