By M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bogdan Bogdanovic, şüpheye yer bırakmayacak şekilde modern Avrupa basketbolunun yetiştirdiği en büyük yeteneklerden biri. Partizan ile görkemli bir başlangıç yaptığı kariyerinde en başından beri gerçek bir lider olarak kendisini gösteren Bogdanovic, Turkish Airlines EuroLeague’de kazandığı Yükselen Yıldız (Rising Star) ödülünden sonra Avrupa tarihinin en başarılı koçu Zeljko Obradovic ile gerçek bir baba-oğul ilişkisi kurmak üzere İstanbul’a adımını attı.
Fenerbahçe ile geçirdiği harika yılları bir EuroLeague şampiyonluğu ile süsleyen Sırp yıldız, kendisi için doğru vaktin geldiğine inandığı anda da bu kez okyanus aşarak Yeni Dünya’ya gitti ve uzun yıllardır hayalini kurduğu NBA kariyerine başladı.
Burada kahramanları ile tanışan Bogdanovic, kendisinin rahatlıkla NBA’de de etkili bir yıldız olabileceğini gösterirken zaman zaman onunla ilgili verilen demeçler onu dünya gözüyle izleyebilmiş, kendisinin ülkemizdeki varlığına tanıklık edebilmiş basketbolseverleri bir nebze de olsa gururlandırdı.
Özellikle Fenerbahçe taraftarının “bizim çocuk” gözüyle izlediği Bogdanovic ile ilgili yıllar boyu birçok harika demece tanıklık ettik. Eurohoops Fırın olarak aslında Gigi Datome için çizdiğimiz portrede olduğu gibi Bogdanovic ile ilgili görüşleri yeniden onu en yakından tanıyanlardan almayı düşünüyorduk ancak sonra fark ettik ki Bogdanovic ile ilgili bugüne kadar söylenmiş şeyleri toplamak, özellikle bunları söyleyen bazı isimlerin şimdilerde ulaşılamaz olduğu düşünülünce daha da etkili bir yöntem gibi gözüktü.
Hâl böyle olunca biz de Sırp yıldız ile ilgili Fenerbahçe kariyerine başladığı Temmuz 2014’ten bugüne kadar verilen demeçleri farklı başlıklar altında topladık.
Bir kez daha altını çizmek isteriz, bu demeçler daha önce onunla ilgili konuşan önemli basketbol insanlarının sözleri. Dolayısıyla bu açıklamaları yeni bir haber olarak değil, daha ziyade Bogdanovic’e dair keyifli bir derleme olarak topladığımızı belirtelim.
FENERBAHÇE İLE ŞAMPİYONLUĞA GİDEN YOL
Bogdan Bogdanovic, Fenerbahçe ile EuroLeague şampiyonluğuna uzanmadan bir yıl kadar önce oynanan, 2016’daki EuroLeague finalini izleyen birçok basketbolsever, Bogdan’ın CSKA‘nın şampiyonluk kutlamalarını izlerken takındığı ve güçlü bir hüzün duygusu barındıran o yüz ifadesini hatırlayacaktır… Belki de o an karar vermişti Bogdan bir yıl daha bu takımda kalıp her şeyi yeniden denemeye, ABD uçağına Avrupa basketbolunun zirvesinden atlamaya, kim bilir!
Fakat 2016 yazı henüz yaşanmadan önce, yani Nisan 2016’da onun bu kararı henüz bilinmiyordu. Yalnızca basketbolseverler değil, onu NBA’de takip eden takımlar da yıldız ismin kararından henüz emin değildi. Öyle ki dönemin Phoenix Suns genel menajeri Ryan McDonough, Sacramento Kings genel menajeri Vlade Divac’ın Avrupa’nın en iyisi olarak gördüğü Bogdan’ı NBA’e götürmek için gün sayıyordu:
“Bogdan ile sezon sonunda görüşeceğiz. Fenerbahçe ile olan kontratından çıkıp NBA’e gelmesi konusunda birden çok yol var. Ona, kendisine Suns‘ın içerisinde nasıl bir rol biçtiğimizi gösteren bir planı sunacağız. Bizim için heyecan verici olan kısım ise hem Avrupa’da hem de Dünya Şampiyonasında üst seviyede bir performans göstermesi…
Oldukça fazla tecrübeye sahip. NBA’e gelme konusunda ise, tabii ki NBA standartlarında bir çaylak olacak ama onu bu yıl getirmeyi başarabilirsek -ki bunu yapabilmeyi isteriz- o zaman 24 yaşında olmuş olacak, bu yüzden onun fazla zaman kaybetmeden katkı verebileceğini ve hemen süre alabileceğini umuyoruz.”
Bogdanovic neticede o yaz NBA’e gitmeyi tercih etmedi ancak 2016-17 sezonunun özellikle ilk yarısı onun için hiç hoş geçmedi. Zalgiris Kaunas ile oynanan maçta yakın arkadaşı Leo Westermann ile girdiği bir mücadele sonrası sakatlanan Bogdanovic, çok uzun süre sahalardan uzak kaldı.
O dönemde Bogdan’sız kazanmakta zorlanan Fenerbahçe‘nin yıldızlarından Kostas Sloukas, o olmadan kazandıkları bir maçın ardından “Hepimiz yüreğimizi ortaya koyduk. Özellikle Bogdan için oynadık çünkü aramızda değildi” diyordu. Ocak ayında sahalara dönen Bogdanovic’in dönüşünün önemini ise Gigi Datome anlatıyordu şu sözlerle:
“Sanki bütün takımın motivasyonunu arttırdı. Avrupa’nın en iyi oyuncularından biri. Dönüşü takım için önemli. Eminim ki kısa sürede takım her zamanki gibi en iyi katkıyı verecektir.”
Bogdanovic’in takım için ne kadar kritik olduğunu anlatan bu cümlelerin doğruluğu, zaman ilerleyip de playofflar yaklaştıkça daha da netleşiyor ve hatta Panathinaikos ile oynanan playoff serisini Ekpe Udoh ile birlikte sırtlayan Bogdanovic’in gerçek bir süper yıldız olduğu herkesin gözleri önüne seriliyordu.
Fenerbahçe, İstanbul’da oynanacak Final Four’a hazırlanırken Luka Doncic, kendisine yarı finalde oynayacakları Fenerbahçe maçı sorulduğunda ilk olarak Bogdanovic’ten bahsediyordu:
“Fenerbahçe çok iyi bir takım ve üst seviyede oynayan iyi oyuncuları var. Aklıma gelen ilk isim Bogdan Bogdanovic oluyor çünkü gerçekten iyi oynuyor, özellikle de playoff’ta. Zor bir maç olacağından eminim.”
Haksız değildi Doncic, neticede Bogdan’ın da aklında tek bir hedef vardı. Biz bunu, o dönem Eurohoops’a verdiği röportajdan anlıyoruz:
“Geldiğim günden beri Fenerbahçe ile şampiyon olmayı düşlüyorum!”
NBA’E GEÇİŞ VE ÇAYLAK SEZONU
Neticede Bogdanovic’in hayalleri gerçek oldu ve Avrupa şampiyonu olarak artık NBA hayalini gerçekleştirmenin zamanının geldiğine inanıyordu Bogdan. Sadece o değil, yanında onu lider olarak seçtiği takımında dokuzuncu EuroLeague şampiyonluğunu kazanan Zeljko Obradovic‘in de bunu açıkça söylediğine tanıklık ediyorduk:
“Bogdan ile konuştum ve ona ayrılmak istiyorsa zamanının geldiğini söyledim.”
Aslında Gigi Datome de benzer bir vurguyu farklı ifadelerle yapıyordu. Bogdan Bogdanovic, Kings ile anlaştıktan sonra organizasyonun onun için yapımcılığını üstlendiği bir dizi röportajda şunları söylüyordu İtalyan yıldız:
“NBA’in aklında olduğunu biliyordum ama Avrupa’da önce bir şey başarmak istediğini de biliyordum.”
Fenerbahçe ve milli takımdan takım arkadaşı Nemanja Bjelica da onun bu geçiş heyecanı ile ilgili hayli mutlu gözüküyordu:
“Oyununu böyle geliştirdiği, böyle güçlendiği için çok mutluyum. Çünkü basketbolu çok seviyor. Basketbolu çılgın gibi seviyor. Tutkusu bu, en önemlisi bu.”
Daha sonra ilk sezonunda gösterdiği performansı ise şöyle değerlendiriyordu Obradovic:
“Orada oynadığı oyundan ötürü çok memnunum. Çok iyi uyum sağladı. Çok iştahlı oynuyor ve basketbolu çok seviyor.”
Sadece Avrupa tarihinin efsaneleri değil, NBA’in efsanevi koçlarından Gregg Popovich de onun muhteşem seviyesinden bir San Antonio Spurs maçı sonrası şöyle söz ediyordu:
“Çok yüksek bir basketbol aklı var. Oyunu nasıl oynayacağını inanılması güç bir seviyede anlıyor. Zihinsel olarak bunun için yaratılmış resmen. Hem şut hem de alan açma konusunda harika bir oyun algısı var.
Çok iyi bir sporcu ama muazzam bir basketbolcu. NBA onu korkutmuyor, çok sayıda büyük maç oynadı. Büyük maçlarda oynamak için NBA’de olmak zorunda değilsiniz, bütün dünyada bu maçlar oynanıyor.”
Rakipler, takım arkadaşları, basın ve daha niceleri henüz çaylak sezonunda onun yeteneklerinin farkına varmıştı. De’Aaron Fox, aynı maçın ardından onunla ilgili “Bütün yıl söyledim, tam olarak çaylak değil. Uzun yıllardır profesyonel olarak oynuyor. Kesinlikle çaylak gibi değil. Saha akıl, mücadele, şut, savunma koyuyor. Bunun için uğraşıyor. Her şeyi yapabiliyor” diyordu.
Onun yeteneklerinden söz etmek için sıraya basın da girmişti:
“Bogdan Bogdanovic’in bu çaylak sınıfında diğer oyuncular kadar takdir gördüğünden emin değilim. Yılın Çaylağı tartışmalarında o da konuşulmayı hak ediyor.”
Not sure that Bogdan Bogdanovic is getting the recognition as the other players in this rookie class. Deserves to be up there in the ROY conversation.
— Bobby Marks (@BobbyMarks42) January 18, 2018
Neticede o sezon Yılın Çaylağı ödülünü Ben Simmons rahatlıkla kazanıyordu ancak Utah Jazz karşısında kariyer rekorunu kıran Bogdan, karakterinin en önemli taraflarından birini şu sözlerle özetliyordu:
“Her gün elimden geldiği kadar çok çalışıyorum. Kendimin en iyi hâline ulaşmaya çalışıyorum.”
NBA ARTIK BOGDAN’IN TANIDIĞI BİR ÇEVRE
Günler geçiyor, çaylak sezonunu bitiren Bogdanovic, NBA’in artık bilinen isimlerinden biri hâline geliyordu. İkinci sezonunda bu kez Sloven yıldız Luka Doncic ile NBA’de buluşan Bogdanovic’i Doncic, bir de ABD basınına anlatıyordu:
“Bogdan kral. Onunla çok konuşuyorum, sürekli konuşuyoruz. Belki bir gün beraber oynarız. Harika olur.”
Bogdan Bogdanovic’in NBA kariyeri devam ederken Obradovic, NBA’e gönderdiği bir diğer oyuncusu Marko Guduric ile ikisine verdiği ortak bir tavsiyeden şöyle söz ediyordu:
“Ekimden itibaren Bogdan nedeniyle Sacramento Kings‘i ve Marko nedeniyle Memphis Grizzlies‘i destekleyeceğiz.
Marko için en iyisini istiyorum, tabii Bogdan için de. Bogdanovic, geçtiğimiz sezon All-Star’da oynadı; ancak ona, gerçek All-Star için bilet göndermesini beklediğimi söyledim. Şu anda önündeki hedef bu ve bunun için savaşması gerekiyor. Aynısı Marko için de geçerli. Bazı insanlar bunun fazla olduğunu söyleyebilir ancak öyle değil. Fazla değil çünkü hırslı olmaları gerekiyor. İkisini de tanıyorum. Oynadıkları zaman, seyircilerin arasında yer alacağım ve büyük bir zevkle onları izleyeceğim.”
Bogdanovic ise bütün bu övgü selinin ortasında işini yapmaya, kendisini daha farklı alanlarda değerlendirmeye odaklanmıştı:
“Walton, benim oyun kurucu yeteneklerimi de, şutör yeteneklerimi de biliyor. Beni istediğim gibi bir combo guard olarak görüyor. Ben sadece şutör ya da sadece oyun kurucu olmak istemiyorum. Hepsini her an yapmak istiyorum.”
EFSANELER BOGDAN’DAN BAHSEDİYOR
Tüm bunlar yaşanırken hem milli takım turnuvalarında hem de NBA’de kendisini her geçen gün daha fazla insana kanıtlayan Bogdanovic, efsanelerin övgülerine mazhar oluyor, hatta çocukluğunun kahramanı Kobe Bryant bile vefatından kısa bir süre önce, 2019 FIBA Dünya Kupası esnasında yaptığı bir açıklamada Bogdan Bogdanovic’ten övgü ile söz ediyordu:
“Bogdan Bogdanovic, izlemesini en sevdiğim genç oyunculardan biri.”
Bir çocuk için çocukluğunun belki de en büyük kahramanından alınabilecek en büyük övgüyü kendi ismiyle duyan Bogdanovic’e bu da yetmiyor, bu kez de ülkesinin basketbol kahramanları her gün onu övmek için bambaşka bir yarış veriyordu.
Peja Stojakovic, farklı dönemlerde yaptığı iki açıklamada onunla ilgili şunları söylüyordu
“Bogdan zaten soğukkanlı bir oyuncu. NBA’e geldiğinde zaten hazır bir oyuncuydu. 26 yaşında. Bu hafta sonuna (All-Star) da bir eğlence olarak baktı, sonunda güzel şeyler oldu. Gayet rahattı, MVP ödülünü de kazandı.”
Bogdan da benim gibi çok çalışkan bir oyuncu, kendisine güveniyor, birden çok pozisyonu oynayabiliyor ve şu ana kadar ondan beklediğimin fazlasını ortaya koydu. Yüreği var, inatçı ve bazen bir duvarla karşılaştığında o duvarı ezip geçmeyi istiyor. Bu her zaman yaptığının kendisine yetmesinden daha iyidir. Her zaman çıtayı yükseltiyor ve Sacramento’yu yeniden NBA’in tepesine çıkarmak istiyor.”
Yugoslav basketbolunun bir diğer efsane ismi Radoslav Nesterovic ise onunla ilgili genç yaşına rağmen “gerçek bir usta” yakıştırmasında bulunuyordu:
“Bogdan, milli takıma her zaman büyük katkı sağlayan Danilovic ve Djordevic’in karışımı. Karar vermesi gerektiğinde Bogdan skor üretmek üzere topu almak için orada, NBA’de de öyle. Ben olsaydım maç sonlarını oynamasına izin verirdim, çünkü oyuncu profili olarak öyle bir oyuncu. Gerçek bir usta, ona çok güveniyorum.”