by Gus Martin – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 20 Eylül 2020 tarihinde FadeawayWorld‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA takımlarının genelde kazanan bir takım olmak için en azından sağlam bir ikiliye ihtiyaçları oluyor. Eğer ikili birbirini tamamlayabilir ve sahanın her iki tarafında da oynayabilirse, organizasyonlar bu ikilinin etrafına takım kurup şampiyonluk mücadelesi vermeyi umut edebiliyorlar.
Takımlar genelde en iyi iki oyuncularının etrafına şampiyonluk getirecek isimleri bulma konusunda başarısız olsalar da tarih boyunca organizasyonların ligin zirvesine çıkmasını sağlayan birçok efsanevi ikili oldu.
Onları doğru bir şekilde anmak için gelin NBA tarihinde her takımın en iyi ikilisine bir bakalım. Listemizi hazırlarken kazanma ve birlikte geçirdikleri süre faktörlerini göz önünde bulundurduk.
Dallas Mavericks: Dirk Nowitzki & Jason Terry (2004-2012)
Burada Nowitzki’nin yanına başka isimleri de düşünebilirsiniz ancak hiçbiri onunla daha uzun süre birlikte oynamadığı gibi Terry kadar uzun süreli bir başarı yaşayan da yok. İkili, birlikte oynadıkları her sezon Mavericks‘i 50 galibiyet sınırının üzerine taşırken iki sezonda da 60+ galibiyet gördüler ve iki kez final oynadılar.
Terry ayrıca Dallas’ın 2011 şampiyonluğunda kritik bir isimdi. Seride maç başına 18 sayı ortalaması ile oynarken kritik şutlar soktu ve Nowitzki’nin o eşiği atlamasında büyük rol oynadı.
Birlikte oynadıkları sekiz yılda Nowitzki 24,6 sayı ve 8,3 ribaund ortalamaları ile oynarken Terry de 16,1 sayı ve 4,1 asist ortalamaları buldu ve her ikisi de yaklaşık %39 ile üçlük attı. Nowitzki, her sezon yılın takımlarına seçilirken 2007’de MVP seçildi.
Denver Nuggets: David Thompson & Dan Issel (1976-1982)
Denver, organizasyon tarihinde uzun süre geçiren ikililere sahip olmadı ancak Thompson ve Issel, birlikte oynadıkları iki sezonda da önemli liderlerdi ve önemli bir takım başarısı yaşadılar. Bu ikili zirveyi erken gördü ve bunda Thompson ile yaşanan saha dışı sorunların da etkisi vardı ancak NBA’de o dönemde hücumda daha yetenekli çok az ikili vardı.
Nuggets, bu ikili ile en iyi dönemini 1978 playofflarında yaşadı ve Batı Konferansı finalinde Seattle karşısında yakın bir mağlubiyet aldılar. Sonraki yıllarda takım olarak sert bir düşüş yaşadılar ancak ikili yine de kendi dönemlerinde unutulmaz bir hücum tandemi oluşturdu. Thompson, 23,7 sayı ortalaması yakalarken Issel de 21,5 sayı ve 8,8 ribaund ortalamaları buldu. İkili toplamda dört All-Star maçı oynadı ve Thompson, iki kez yılın takımına seçildi.
Golden State Warriors: Stephen Curry & Kevin Durant (2016-2019)
Durant’in Golden State Warriors‘ın gidişi hâlâ eleştiriliyor ancak o, Curry ile birlikte kesinlikle tarihin en iyi ikililerinden birine can verdi. Tarihin en iyi şutörleri arasında yer alan ikili, birlikte oynadıkları dönemde savunulamıyorlardı ve takımın özellikle 67 normal sezon galibiyeti ve 16/17 yaptığı playofflar ile ne kadar kolay kazandıklarını gösterdiler.
Bireysel olarak yeteneklerinin ötesinde onları efsanevi yapan şey, bencillikten uzak oyunları oldu. İkisi de asla topu uzun süre gereksiz yere elinde tutmadı ve bu anlayış ile takımın geri kalanı da gerçekten güzel bir basketbol izletti. Birlikte geçirdikleri üç sezonda ikisi de her sezon All-Star seçildi, yılın takımlarında yer aldı. Curry bu sürede 26,3 sayı, 4,9 ribaund, 6 asist ve 1,6 top çalma ortalaması ile oynadı. Durant ise 25,8 sayı, 7,1 ribaund ve 5,4 asist ortalamaları yakalarken savunmada da harika işler çıkardı.
Houston Rockets: Hakeem Olajuwon & Clyde Drexler (1995-1998)
Takımın 1994 şampiyonluğundan sonra Houston, 1994-95 sezonunun ortasında Olajuwon’un yanına bir yıldız daha getirerek şampiyonluğa yürümek umudu ile Drexler’i kadrosuna kattı. O da bunu yaparken playofflara altıncı sıradan giren Rockets‘ı ikinci şampiyonluğuna taşıdı ve tarihte en düşük sıradan playoffa girip şampiyon olan takım oldular. Drexler’in atletizmi ve dış skoru, Olajuwon’un içerideki dominantlığını harika tamamladı ve ikili, birlikte geçirdikleri kısa sürede büyük bir başarı yaşadılar.
Her ikisi de o dönemde 30 yaşını geçmişlerdi ve maalesef 1990’ların sonunda büyük bir düşüş yaşadılar ancak yine de Olajuwon, 24,2 sayı, 10,2 ribaund ve 2,7 blok ortalamaları yakalarken Drexler de 19 sayı, 6,1 ribaund, 5,4 asist ve 1,9 top çalma ortalamaları ile oynadı. İkili ayrıca beş kez All-Star, dört kez de yılın takımlarında yer aldılar.
Los Angeles Clippers: Chris Paul & Blake Griffin (2011-2017)
Paul, Griffin’in Yılın Çaylağı performansı gösterdiği sezon sonrası Clippers‘a gittiğinde birçokları, NBA’in en iyi guardlarından biri ile aşırı atletik bir oyuncunun başarabileceklerinden ötürü büyük heyecan duyuyordu. Takım, asla ikinci turu geçemedi ve bunda sakatlıklar ile maç sonlarını oynayamama faktörleri etkili oldu ancak ikili, önemli başarılar yaşadılar ve birbirlerinin kariyerlerinde olumlu etki bıraktılar. Birlikte geçirdikleri dönemin sonuna doğru takımın liderliğine dair sorunlar ise ikilinin ayrılmasına sebep oldu.
İzlemesi keyifli bu ikiliden Paul, 18,8 sayı, 9,8 asist ve 2,2 top çalma ortalamaları yakalarken Griffin de 21,3 sayı, 8,8 ribaund ve 4,2 asist ortalamaları ile oynadı. Dokuz kez All-Star ve yılın takımlarında yer buldular.
Los Angeles Lakers: Shaquille O’Neal & Kobe Bryant (1996-2004)
O’Neal ve Bryant, NBA’de birlikte oynamış en yetenekli ikililerdi. Lakers‘ın o takımları, üst üste üç şampiyonluk yaşayan son takım oldu ancak ikili, aynı zamanda All-Star takım arkadaşlarının birlikte olduğu takımlar arasında en magazinel ve karmaşık ilişkilerden birine de sahip oldular. Birbirlerini sahada çok iyi tamamlıyorlardı ancak fikir olarak ayrılık yaşıyorlardı.
Maalesef ikili, 2004 finalleri sonrası daha fazla birlikte oynayamadı ve O’Neal, Miami’ye takaslandı. Her iki oyuncu da daha sonra da şampiyonluk kazanmayı başardı ve bu da ikili olarak yaptıkları dışında bireysel olarak ne kadar iyi olduklarını gösterdi. Ancak birlikte oynadıkları dönemde 14 kez yılın takımlarına, 13 kez All-Star maçlarına, sekiz kez de yılın savunma takımlarına seçildiler. O’Neal, 27 sayı, 11,8 ribaund ve 2,5 blok ortalamaları ile oynayıp %57,5 ile şut attı. Bryant ise 21,8 sayı, 5 ribaund, 4,3 asist ve 1,5 top çalma ortalamaları buldu.
Memphis Grizzlies: Marc Gasol & Mike Conley (2008-2019)
Grizzlies, henüz 25 yıllık bir organizasyon. Dolayısıyla tarihlerinde çok büyük oyuncular görmediler ancak Gasol ve Conley, takımı kazanan bir takıma dönüştüren ikili oldular ve zirvelerini de Batı Konferansı finali oynadıkları 2013’te gördüler.
Takımları asla belli bir eşiği geçemedi ancak bu ikili, mücadele eden bir takımın çekirdeğini oluşturdu. Gasol, 15,2 sayı, 7,6 ribaund ve 3,4 asist ortalamaları yakalarken Conley de 15,3 sayı, 5,8 asist ve 1,5 top çalma istatistikleri buldu. Gasol, üç kez All-Star, iki kez yılın takımları için kendisine yer buldu ve 2013’te yılın savunmacısı seçildi.
Minnesota Timberwolves: Karl-Anthony Towns & Jimmy Butler (2017-2019)
Timberwolves, 31 yıllık tarihinde büyük bir ikiliye sahip değil. O yüzden de Towns ve Butler, sahip oldukları en iyi ikili. Takım, ikilinin birlikte oynadığı tek tam sezonda playoff oynadı ve Butler 23 maç kaçırsa da 47 galibiyet aldı. Ancak playofflarda ilk turda kaybettiler.
Daha sonra Butler, Towns ve Wiggins’ın kendi kafasına uygun olmadığını fark edince takas istedi. Hiçbir açıdan büyük bir ikili değillerdi ancak Butler, 22 sayı, 5,3 ribaund ve 4,8 asist ortalamaları yakaladı. Towns ise 22,8 sayı ve 12,4 ribaund ortalamaları buldu. Ayrıca üç kez All-Star, iki kez de yılın takımlarına seçildiler.
New Orleans Pelicans: Chris Paul & David West (2005-2011)
New Orleans, çok sayıda büyük oyuncu görmedi ya da büyük başarılar yaşamadı ancak Paul, orada oynadığı dönemde belki de ligin en iyi oyun kurucusuydu. West ise onun en iyi takım arkadaşıydı. Dolayısıyla organizasyon tarihinin en iyi ikilisini bu ikili oluşturuyor. Birlikte büyük başarılar yaşamadılar ancak 2007-2008 sezonunda takım 56 maç kazandı ve Paul da MVP oylamasında ikinci sırayı aldı. Playofflarda ise ikinci turda son şampiyon Spurs karşısında yedinci maçta kaybettiler.
Toplamda altı kez All-Star seçildiler ve Paul ayrıca üç kez yılın takımlarına, üç kez de yılın savunma takımlarına seçildi. Paul 18,7 sayı, 9,9 asist ve 2,4 top çalma ortalamaları yakalarken West de 19,2 sayı ve 8 ribaund ortalamaları ile oynadı.
Oklahoma City Thunder: Kevin Durant & Russell Westbrook (2008-2016)
Birçokları genelde bu ikilinin ayrılık şeklini hatırlıyor ancak birlikte oynadıkları sekiz sezonda onlar kadar patlayıcı veya heyecan verici çok ikili yoktu. Durant’in tarihi skorerliği ve Westbrook’un elit atletizmi bir araya geldi ve ligdeki birçok takımı domine ettiler. Thunder, şampiyonluk kazanmasa da büyük başarılar yaşadı.
OKC, bu süreçte dört kez Batı Konferansı finali, bir kez NBA finali oynadı. İkilinin uyumu her zaman mükemmel değildi ve bir şeylerin değişmesinin gerektiği son dönemlerinde belli oldu ancak biraz daha şanslı olsalar belki yüzük kazanabilirlerdi. Birlikte 12 kez All-Star, 11 kez yılın takımlarına seçildiler. Beş kez sayı kralı oldular ve Durant, 2014’te MVP seçildi. Durant, 28,4 sayı ve 7,4 ribaund ortalamaları yakalarken Westbrook ise 21,5 sayı, 5,6 ribaund ve 7,6 asist ortalamaları ile oynadı.
Phoenix Suns: Steve Nash & Amar’e Stoudemire (2004-2010)
Nash ve Stoudemire’ın oynadığı Phoenix, “7 saniye veya daha az” süren hücumu ile biliniyordu ve o hücum, NBA’de adeta bir devrim yaparak günümüz basketbolunda olduğu gibi üçlüklerin önemini artırdı. Sayısız ikili oyun smacına imza atan ikilinin bu başarıları, Nash’in üst üste iki sezon MVP ödülü kazanmasını sağladı.
Stoudemire, 2005-2006 sezonunun neredeyse tamamını sakatlık nedeniyle kaçırdı ancak ikili yine de birkaç kez finalin kapısından döndü. Toplamda 10 kez All-Star, dokuz kez yılın takımlarına seçildiler. Nash, 17 sayı ve 10,9 asist ortalamaları ile oynarken Stoudemire da 23,2 sayı, 9 ribaund istatistikleri üretti.