by Andy Bailey, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 2 Nisan 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bill Russell, Sam Jones ve Tom Heinsohn’li büyük üçlüden Manu Ginobili, Tony Parker, Tim Duncan’lı Spurs’e kadar birçok büyük üçlü izleme şansımız oldu.
Tarihteki büyük üçlülerden hangisinin en iyisi olduğunu anlamak için taraftar oyları, win shares istatistiği ve şampiyonlukları göz önünde bulundurarak bir metod geliştirdik. Tarihin en iyi büyük üçlülerini de bu metoda göre sıralayacağız.
Takımları sıralarken birden çok büyük üçlünün birbirine yakın olduğunu düşündüğümüz anlar da oldu. Bu tarz bir durumda hangi büyük üçlünün daha iyi olduğuna karar vermek için şampiyonluk sayılarını göz önünde bulunduracağız.
10. Bill Russell, Sam Jones ve Tom Heinsohn
NBA’in kurulduğu ilk yıllarda Bill Russell ve Boston Celtics, ligin tek hakimiydi. Bu hakimiyetin arkasındaki en önemli etken de Bill Russell’in savunma yetenekleriydi. Şam Jones ve Tommy Heinsohn da takıma çok önemli katkılarda bulunmuştu.
Russell, Jones ve Heinsohn, beraber oynadıkları 8 sezon boyunca win shares değerinde ligin 2. – 8. ve 14. sırasında bulunuyordu. 1958-59 yılında 1964-65 sezonuna kadar üst üste 7 şampiyonluk kazandılar. Bu esnada ligde toplam takım sayısının 10’u bulmadığını söylememiz gerekiyor.
Russell, savunmada potayı korumayı ve ribaundları öncelik haline getirmişti. Jones ve Heinsohn da daha skorer oyun kimliklerine sahipti. Beraber oynadıkları 8 sezon boyunca tutturdukları ortalamalar ise şu şekildeydi:
Russell: 16.6 sayı, 23.7 ribaund, 4.1 asist
Jones: 16.2 sayı, 5.1 ribaund, 2.3 asist
Heinsohn: 19.0 sayı, 8.7 ribaund, 2.1 asist
Koç Red Auerbach ve diğer Celtics oyuncularının da Bill Russell’in 11 şampiyonluğunda çok büyük katkısı oldu. Ancak bu büyük üçlü, ligin ilk büyük üçlüsüydü.
9. John Stockton, Karl Malone ve Jeff Hornacek
John Stockton, Karl Malone ve Jeff Hornacek, listemizde yer alan büyük üçlüler içerisinde şampiyonluk kazanmayan tek ekip. Üç büyük kriterimizden birisinin şampiyonluk sayıları olmasına rağmen bu listede yer almaları ise onların ne kadar büyük efsaneler olduğunu daha iyi önümüze koyuyor.
Bu üçlünün beraber oynadığı 6 sezon boyunca Malone, win shares değerinde lig lideriyken Stockton 4, Hornacek ise 14. sırada yer alıyordu. Beraber oynadıkları dönemde elde ettikleri istatistikler bireysel olarak ne kadar iyi oyuncular olduklarını göstermekle kalmıyor aynı zamanda birbirleri ile ne kadar uyumlu bir üçlü olduklarını da gözler önüne seriyor.
Malone: 26.0 sayı, 10.2 ribaund, 4.0 asist, 1.4 top çalma, 0.9 blok, 58.2 true shooting yüzdesi
Stockton: 13.6 sayı, 10.4 asist, 1.9 top çalma, 62.5 true shooting yüzdesi
Hornacek: 14.6 sayı, 4.2 asist, 1.3 top çalma, 59.4 true shooting yüzdesi
Hornacek’in süt tehdidiyle alan açtığı Stockton – Malone p’ck and roll’u, Utah Jazz’in 1990’li yıllar boyunca NBA’in en dominant takımlarından birisi olmasını sağladı. Bu dönemde çıktıkları maçların %71.2’sini kazanan Jazz, bu alanda lig lideriydi.
Utah Jazz, kesinlikle tarih boyunca şampiyonluk kazanamamış en iyi büyük üçlüye sahipti.
8. Shaquille O’Neal, Kobe Bryant ve Robert Horry
Kobe Bryant ve Shaquille O’Neal’ın büyük üçlüden çok büyük ikili olduğunu söylemek gerekiyor. Ancak Kobe ve Shaq ikilisi, o kadar dominantti ki 2000’li yılların başlarında başardıklarıyla üçüncü bir süperstara ihtiyaç duymadan bu listede yer bulmayı başardı.
Burada Robert Horry’ye hakaret etmek istemiyoruz. Bu üçlünün beraber oynadığı dönem boyunca Horry, win shares değerinde ligin ilk 75’inde yer alıyordu. Horry, Los Angeles’ta geçirdiği günlerde Big Shot Rob lakabının hakkını verdiği işler de yapmıştı. Bununla beraber Horry, Lakers takımlarına çok yönlü savunmasıyla da önemli katkı verdi.
Ancak Lakers’in normal sezonlarda ortaya koyduğu üretimin büyük kısmı Shaq – Kobe ikilisinden geliyordu ve bu isimler win shares değerinde lig genelinde sırasıyla 2. ve 9. sırada yer alıyordu.
O’Neal: 27.9 sayı, 11.9 ribaund, 3.1 asist, 2.5 blok, 58.2 true shooting yüzdesi
Bryant: 21.5 sayı, 5.0 ribaund, 4.2 asist, 1.4 top çalma
Horry: 6.3 sayı, 5.5 ribaund, 2.2 asist, 1.1 top çalma, 1.0 blok
Shaq, Kobe ile birlikte oynadığı dönemde net şekilde takımının 1. opsiyonuydu. Ancak Kobe, gençlik yıllarından beri çok önemli bir potansiyel olduğunu herkese göstermişti.
Bu iki ismi aynı anda kadroda bulundururken yanlarını Horry, Derek Fisher ve Rick Fox gibi rol oyuncularıyla süslemeyi başaran Lakers, tarihin en iyi kadrolarından birisine sahipti.
Stephen Curry, Klay Thompson ve Kevin Durant/Draymond Green
Bu listede yer alacak Golden State Warriors büyük üçlüsüne karar vermek çok kolay bir iş değildi. Sonuç olarak baktığınızda Klay Thompson, Kevin Durant ya da Draymond Green’den birisini dışarıda bırakmak büyük bi haksızlık olacaktı.
Üçüncü isim olarak ister Draymond Green’i ister Kevin Durant’i seçin. Bu iki büyük üçlü de listemizde yer alacak kriterleri sağlıyordu.
7. Stephen Curry, Thompson ve Durant
Kevin Durant’ın Golden State Warriors forması giydiği 3 sezon boyunca, Bay Area ekibi her sezon ligin ortalama hücum ratinginin en az 5.0 puan üzerinde olmayı başardı. Tarihin en yüksek 3 effective field göal yüzdesi de bu 3 takıma sahipti. Warriors’ın bu dönem boyunca sahip olduğu en skorer 3 oyuncunun verimlilik seviyesi akılalmaz seviyedeydi.
Durant: 25.8 sayı, 7.1 ribaund, 5.4 asist, 2.1 3’lük, 1.5 blok, 64.0 true shooting yüzdesi
Curry: 26.3 sayı, 6.0 asist, 4.9 ribaund, 4.5 3’lük, 1.6 top çalma, 64.3 true shooting yüzdesi
Thompson: 21.3 sayı, 3.2 3’lük, 58.6 true shooting yüzdesi
Bu 3 sezon boyunca Warriors, her yıl NBA Finallerinde mücadele etme başarısı gösterdi ve 2 kez de şampiyonluğa ulaştı.
6. Curry, Thompson ve Green
Durant, Warriors’ın tarihte eşi benzeri görülmemiş bir dominasyon kurmasını sağladı. Warriors’ın Durant öncesi sahip olduğu 73 galibiyetli takım da küçük görülecek bir ekip değildi.
2015-16 sezonunda Warriros, Chicago Bulls’un 72 galibiyetlik normal sezon rekorunu tarihe gömmüştü ve lig ortalamasının 8.1 puan üzerinde bir hücum ratingine sahipti.
Thompson’ın süt tehdidi ve topsuz oyundaki yetenekleri rakip savunmaların başını donduruyordu. Green’in her pozisyonu savunabilme yeteneği onu basketbolun en önemli çok yönlü oyuncularından birisi haline getirdi. Ancak bu sezonu, tarihi bir statüye taşıyan Stephen Curry’nin muazzam performansıydı.
Curry’nin o sezon sahip olduğu 10/4 offensive box plus/minüs değeri tarihin en yükseğiydi. 30 sayı barajını tarih boyunca aşmayı başaran 29 oyuncu arasında Curry’nin %66.9’lük true shooting yüzdesi içlerinde en yükseğiydi.
Curry: 25.6 sayı, 6.9 asist, 4.7 ribaund, 4.1 3’lük, 63.4 true shooting yüzdesi
Thompson: 20.3 sayı, 3.1 3’lük, 57.7 true shooting yüzdesi
Green: 9.1 sayı, 6.9 ribaund, 4.9 asist, 1.4 top çalma, 1.1 blok
5. Larry Bird, Robert Parish ve Kevin McHale
Larry Bird, Robert Parish ve Kevin McHale, beraber 12 yıl boyunca Boston Celtics formasını giydi. Bu süre boyunca üç yıldız, lig genelinde win shares değerinde sırasıyla 2. – 5. ve 6. sırada yer alıyordu. Playofflarda Bird 2., McHale 4., Parish ise 7. sıradaydı.
Büyük olasılıkla bu üçlü, tarihin gördüğü en iyi 3-4-5 kombinasyonuydu. Üçü de Basketbol Şöhretler Müzesine katılan bu yıldızlar arasında en az All-Star seçilen oyuncu 7 defa ile Kevin McHale. Bird ve McHale, kariyerleri boyunca birden fazla kes en iyi savunma beşlerinde yer aldılar. Bu üç oyuncu da NBA’in en iyi beşlerine seçilirken Bird 3 normal sezon MVP’si ve 2 de Finaller MVP’si ödülü kazandı. Bunlardan daha da önemlisi beraber 3 şampiyonluk kazandılar.
Bu üç ismin istatistiklerine baktığımızda ne kadar dominant oldukları daha iyi anlaşılıyor
Bird: 24.6 sayı, 10.0 ribaund, 6.5 asist, 1.7 top çalma, 0.9 blok
Parish: 17.2 sayı, 10.2 ribaund, 1.6 blok
McHale:18.4 sayı, 7.5 ribaund, 1.8 blok, 60.9 true shooting yüzdesi
Bu oyuncuların hepsi pota altından sayı üretebiliyordu ve savunma ile ribaundlarda da fazlasıyla etkiliydi. Bird hem şut tehdidiyle takım arkadaşlarına alan açıyordu hem de pas yetenekleriyle pozisyon yaratıyordu. McHale’in post hareketlerinden oluşan kısa bir video, alt yapı oyuncularına ders niteliğinde izletilebilir. Parish, sahadaki kirli işlerin neredeyse tamamını yapıyordu.
Fizik, yetenek ve bu özellikleri kullanabilmenin basketbolun çehresini belirlediği dönemde bu üçlü mükemmele en yakın isimlerdi.