by Vladimir Stankovic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 14 Haziran tarihinde EuroLeague’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Eğer İspanya kadar geniş bir basketbola kültürüne sahip ülkede bir oyuncu tüm zamanların en iyi oyun kurucusu ve en başarılı oyuncusu olarak anılıyorsa kesinlike efsanelerin arasında yer alması gerekiyor. Juan Antonio Corbalan da hak ederek bu unvanların sahibi. 1991 yılında Valladolid formasıyla emekli olan Corbalan, harika bir kariyere sahip oldu.
Oynadığı son sezonda 36 yaşında olan oyuncu, 15 karşılaşmada sahaya çıktı ve 25 dakika süre alarak 6.5 sayı – 2.8 asist ortalamaları yakaladı. İşin ilginç yanı, Corbalan bu sezon için yaklaşık 2 yıllık aranın ardından tekrar oynamak için parkelere döndü. 17 yıllık kariyerini, hayatı boyunca formasını giydiği Real Madrid formasıyla tamamlayan Corbalan, Valladolid’in başkanı Gonzalo Gonzalo’dan aldığı teklifi geri çeviremedi. Valladolid kadrosunda Arvydas Sabonis de bulunuyordu.
Litvanyalı dev, yaşadığı sakatlıklar sebebiyle gözden biraz düşmüştü ancak henüz 27 yaşındaydı ve kendisini kanıtlamak istiyordu. Sabonis, kariyerinin bu yeni sayfasına adapte olmakta zorluk çekiyordu. Sahada tecrübeli ve yetenekli bir oyun kurucuya ihtiyaç duyuyordu. Corbalan’ı emeklilikten vazgeçirme fikri Gonzalo’nun aklına yatmıştı.
Corbalan’ın kariyeri böyle sona ermişti. Peki 3 Ağustos 1954 doğumlu oyuncunun kariyeri nasıl başlamıştı. Luis Miguel Gonzalez Lopaz’in “Avrupanın Kralı” isimli Real Madrid‘in basketbol takımına ithaf edilen kitapta genç yaşta olan Corbalan, “Ben basketbolun gelecekteki dehası değilim. Ben daha oynamaya başlamadım ve bunu kanıtlamak için sahada bir şeyler yapmanız gerekiyor. Benim aklımda olan tek şey oynamak. İnsanların benim hakkımda konuştuklarını duyuyorum. Çok büyük bir gelişim gösterdiğimi söylüyorlar ama benim hala gidecek çok yolum var.” ifadelerini kullanmıştı.
Basketbol yetenekleri dışında Corbalan’ın en çok dikkat çeken özelliği mütevazı karakteriydi. Gerçek bir sportmen olan Corbalan, hem saha içinde hem de saha dışında rakiplerine, takım arkadaşlarına ve hakemlere örnek olacak şekilde davranıyordu. Tüm bunlarla birlikte Corbalan, aynı zamanda bir tıp öğrencisiydi. Profesyonel bir sporcu için çok zor olsa da o tıp fakültesinden de mezun olmayı başarmıştı. Hatta Corbalan, emekli olduktan sonra kardiyolog olarak çalışmaya bile başladı.