by Vladimir Stankovic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 16 Haziran 2020 tarihinde EuroLeague’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
1979 FIBA U16 Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Suriye’de Avrupa basketbolunun oynandığı bir dönem vardı. Şam’da oynanan şampiyonluk maçında Yugoslavya İtalya’yı 103-100 mağlup etti ve maçın kahramanı 41 sayı ile bir Zoran Cutura oldu. Antonello Riva ve Alberto Tonut İtalya’nın yıldızlarıydı. Turnuvanın başlarında Fernando Martin ve Andres Jimenez liderliğindeki güçlü bir İspanya kadrosuna karşı Cutura, 89-88 kazandıkları maçta 30 sayı attı. Turnuva boyunca etkileyici bir sayı ortalaması tutturan oyuncu, maç başına 23.9 üretti. Cutura, resmi olarak olmasa da turnuvanın en skorer oyuncusu ve MVP’siydi. Aynı jenerasyondan çıkan başka çok iyi oyuncular Nebojsa Zorkic, Srdjan Dabic ve Marko Ivanovic’ti, ancak bu isimler arasında en çok dikkat çeken oyuncu Cutura’nın kendisiydi.
12 Mart 1962’de Zagreb’de doğan Cutura, okulda basketbol oynamaya başladı. Beden eğitimi öğretmeni, Cutura’nın boyuna (2,02 metre) kayıtsız kalamadı ve onu Industromontaza kulübüne gönderdi. Yugoslav federasyonu tarafından yürütülen kusursuz gözlemcilik sistemi, hiçbir yeteneğin gözden kaçmasına izin vermiyordu. İkinci lig takımında oynayan bir çocuğun milli takımın lideri olmasının arkasındaki tek açıklama da buydu. Cutura, 1978 ve 1981 yılları arasında Industromontaza’da üç yıl oynadı. Daha sonra, kariyerinin en iyi takımını bir koç olarak inşa etmeye yeni başlayan Mirko Novosel’in Cibona takımı için sözleşme imzaladı.
Efsanevi koç 2014’te “Cutura’nın Zadar ile bir kontratı olduğunu çok az kişi biliyordu. Neyse ki gitmesini engellemeyi başardım. Onu evde kalması ve projemin bir parçası olması gerektiğine ikna ettim” ifadelerini kullanmıştı.
Novosel, ekibini bir mozaik oluşturuyormuş gibi adım adım bir araya getirdi. Uzun bir yolculuğun başlangıcındaki kilit nokta, her zaman bir dahi olan Kresimir Cosic’in gelişiydi. Dubrovnik’ten Andro Knego geldi; Sibenik’ten önce Aleksandar Petroviç, ardından kardeşi Drazen geldi. Ivo Nakic, Rijeka’dan ve Branko Vukicevic, OKK Belgrad’dan geldi. Sürecin doruk noktası Cibona’nın 1985 ve 1986’daki arka arkaya kazandığı Avrupa şampiyonlukları olacaktı. Ancak bundan önce bile, Cutura’nın kariyerinde başka önemli başarılar vardı.
İlk Sezonda Üç Şampiyonluk
Cutura, 1979 yılında düzenlenen ilk U19 Dünya Şampiyonasında da mücadele etmişti. Zeljko Obradovic, Goran Rgbovic, Zoran Radovic gibi yetenekli oyunculardan kurulu kadro turnuvayı dördüncü olarak tamamladı. Bir sonraki yıl U18 Avrupa Şampiyonasına giden Yugoslavya kadrosunda da bulunan Cutura, Yugoslavya milli takımıyla Sovyetler Birliğinin arkasında 2. oldu. Turnuvayı 22.8 sayı ortalamasıyla bitiren Cutura, yeteneğiyle iyi bir oyuncu olduğunu herkese kanıtlamıştı.
“Zoran’ın ribaund içgüdüleri her zaman inanılmazdı” diye bahsediyordu Novosel. “Uzun veya atletik bir oyuncu değildi. Kısa forvetlerin boyuna yakın bir boyu vardı ancak topun nereye gideceğini her zaman anlar ve muhteşem bir zamanlamayla ribaundu çekerdi. Kariyerinin ilk dönemlerinde antrenmanlarda sık sık 2’ye 2 oynardı. Bunun ona çok yarıdımcı olduğunu düşünüyorum.”
Cibona’da geçirdiği ilk sezonda, Cutura şampiyonluklar kazanmaya başlamıştı. Yugoslavya Kupası finalinde bir önceki senenin Avrupa Şampiyonu Bosna Sarajevo’yu yenerek şampiyonluğa ulaşan Cibona, Saporta Kupasında da finale kalmıştı. Brüksel’de Real Madrid ile oynadıkları final öncesi İspanyol ekibi net favori olarak görülüyordu. Ancak Cibona, zafere ulaşmayı başardı. Uzatmaya giden maçta rakibini 96-95 yenmeyi başaran Cibona’da sadece 5 oyuncu skor üretmişti. Knego 34 sayı ile takımın en skorer ismi olurken Cosic ve Aca Petrovic 22’şer sayı ile oynamıştı. Damir Pavlicevic 12 sayı atarken Mihovil Nakic de 6 sayılık katkı vermişti. Genç Cutura ise maçı skor üretmeden tamamlamıştı.
Yugoslavya Ligi’nde de o sezon ilk kez playoff sistemi başlamıştı. Normal sezonu Partizan 1. sırada bitirirken Cibona da 2. sırada yer alıyordu. Cibona ile Partizan arasında oynanan serinin ilk maçı, bugüne kadar izlediğim basketbol maçları içerisinde tartışmasız en çekişmeli maçlardan birisiydi. 3 kez uzatmaya giden maçı Cibona 112-108 kazanmayı başarmıştı. 3 maç üzerinden oynanan seride kendi evinde oynanan karşılaşmayı da kazanan Cibona, şampiyonluğa ulaşıyordu.