Zoran Cutura: Suriye’de Başlayan Bir Hikaye, Gölgede Kalan Efsane

20/Eki/20 09:49 Ekim 20, 2020

admin69

20/Eki/20 09:49

Eurohoops.net

“Avrupa Basketbolunun 101 Büyüğü”, 2018 yılında EuroLeague basketbol tarafından hazırlanan ve 60 yıllık Avrupa basketbolu tarihi boyunca oyunu günümüzdeki noktasına getiren isimleri onurlandıran bir listedir. 1969 yılından beri Avrupa Basketbolunu takip etme şansı yakalayan yazar Vladimir Stankovic, oyuncuların hikayelerini paylaşarak Avrupa Basketbolunun dünya çapındaki oyuncuları nasıl etkilediğini gözler önüne sermek istiyor.

by Vladimir Stankovic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 16 Haziran 2020 tarihinde EuroLeague’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

1979 FIBA ​​U16 Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Suriye’de Avrupa basketbolunun oynandığı bir dönem vardı. Şam’da oynanan şampiyonluk maçında Yugoslavya İtalya’yı 103-100 mağlup etti ve maçın kahramanı 41 sayı ile bir Zoran Cutura oldu. Antonello Riva ve Alberto Tonut İtalya’nın yıldızlarıydı. Turnuvanın başlarında Fernando Martin ve Andres Jimenez liderliğindeki güçlü bir İspanya kadrosuna karşı Cutura, 89-88 kazandıkları maçta 30 sayı attı. Turnuva boyunca etkileyici bir sayı ortalaması tutturan oyuncu, maç başına 23.9 üretti. Cutura, resmi olarak olmasa da turnuvanın en skorer oyuncusu ve MVP’siydi. Aynı jenerasyondan çıkan başka çok iyi oyuncular Nebojsa Zorkic, Srdjan Dabic ve Marko Ivanovic’ti, ancak bu isimler arasında en çok dikkat çeken oyuncu Cutura’nın kendisiydi.

12 Mart 1962’de Zagreb’de doğan Cutura, okulda basketbol oynamaya başladı. Beden eğitimi öğretmeni, Cutura’nın boyuna (2,02 metre) kayıtsız kalamadı ve onu Industromontaza kulübüne gönderdi. Yugoslav federasyonu tarafından yürütülen kusursuz gözlemcilik sistemi, hiçbir yeteneğin gözden kaçmasına izin vermiyordu. İkinci lig takımında oynayan bir çocuğun milli takımın lideri olmasının arkasındaki tek açıklama da buydu. Cutura, 1978 ve 1981 yılları arasında Industromontaza’da üç yıl oynadı. Daha sonra, kariyerinin en iyi takımını bir koç olarak inşa etmeye yeni başlayan Mirko Novosel’in Cibona takımı için sözleşme imzaladı.

Efsanevi koç 2014’te “Cutura’nın Zadar ile bir kontratı olduğunu çok az kişi biliyordu. Neyse ki gitmesini engellemeyi başardım. Onu evde kalması ve projemin bir parçası olması gerektiğine ikna ettim” ifadelerini kullanmıştı.

Novosel, ekibini bir mozaik oluşturuyormuş gibi adım adım bir araya getirdi. Uzun bir yolculuğun başlangıcındaki kilit nokta, her zaman bir dahi olan Kresimir Cosic’in gelişiydi. Dubrovnik’ten Andro Knego geldi; Sibenik’ten önce Aleksandar Petroviç, ardından kardeşi Drazen geldi. Ivo Nakic, Rijeka’dan ve Branko Vukicevic, OKK Belgrad’dan geldi. Sürecin doruk noktası Cibona’nın 1985 ve 1986’daki arka arkaya kazandığı Avrupa şampiyonlukları olacaktı. Ancak bundan önce bile, Cutura’nın kariyerinde başka önemli başarılar vardı. 

İlk Sezonda Üç Şampiyonluk

Cutura, 1979 yılında düzenlenen ilk U19 Dünya Şampiyonasında da mücadele etmişti. Zeljko Obradovic, Goran Rgbovic, Zoran Radovic gibi yetenekli oyunculardan kurulu kadro turnuvayı dördüncü olarak tamamladı. Bir sonraki yıl U18 Avrupa Şampiyonasına giden Yugoslavya kadrosunda da bulunan Cutura, Yugoslavya milli takımıyla Sovyetler Birliğinin arkasında 2. oldu. Turnuvayı 22.8 sayı ortalamasıyla bitiren Cutura, yeteneğiyle iyi bir oyuncu olduğunu herkese kanıtlamıştı. 

“Zoran’ın ribaund içgüdüleri her zaman inanılmazdı” diye bahsediyordu Novosel. “Uzun veya atletik bir oyuncu değildi. Kısa forvetlerin boyuna yakın bir boyu vardı ancak topun nereye gideceğini her zaman anlar ve muhteşem bir zamanlamayla ribaundu çekerdi. Kariyerinin ilk dönemlerinde antrenmanlarda sık sık 2’ye 2 oynardı. Bunun ona çok yarıdımcı olduğunu düşünüyorum.” 

Cibona’da geçirdiği ilk sezonda, Cutura şampiyonluklar kazanmaya başlamıştı. Yugoslavya Kupası finalinde bir önceki senenin Avrupa Şampiyonu Bosna Sarajevo’yu yenerek şampiyonluğa ulaşan Cibona, Saporta Kupasında da finale kalmıştı. Brüksel’de Real Madrid ile oynadıkları final öncesi İspanyol ekibi net favori olarak görülüyordu. Ancak Cibona, zafere ulaşmayı başardı. Uzatmaya giden maçta rakibini 96-95 yenmeyi başaran Cibona’da sadece 5 oyuncu skor üretmişti. Knego 34 sayı ile takımın en skorer ismi olurken Cosic ve Aca Petrovic 22’şer sayı ile oynamıştı. Damir Pavlicevic 12 sayı atarken Mihovil Nakic de 6 sayılık katkı vermişti. Genç Cutura ise maçı skor üretmeden tamamlamıştı. 

Yugoslavya Ligi’nde de o sezon ilk kez playoff sistemi başlamıştı. Normal sezonu Partizan 1. sırada bitirirken Cibona da 2. sırada yer alıyordu. Cibona ile Partizan arasında oynanan serinin ilk maçı, bugüne kadar izlediğim basketbol maçları içerisinde tartışmasız en çekişmeli maçlardan birisiydi. 3 kez uzatmaya giden maçı Cibona 112-108 kazanmayı başarmıştı. 3 maç üzerinden oynanan seride kendi evinde oynanan karşılaşmayı da kazanan Cibona, şampiyonluğa ulaşıyordu. 

2 Kez Avrupa Şampiyonu 

Cibona, 1983 yılında Yugoslavya Kupasını bir sonraki sene ise Yugoslavya Ligi’ni bir kez daha kazandı. Bu sayede EuroLeague’e tekrar katılma hakkı kazandılar. Takımın o dönemde harika bir kadrosu vardı ama gerçek bir süperstara sahip değillerdi. Novosel, diğer birkaç takımla Drazen Petrovic’i takıma katmak için mücadele ediyordu ve bu savaştan da galip çıkan taraf oldular. Maçlarını ortalama 12,000 taraftarın takip ettiği muhteşem bir sezondan sonra Cibona, Kıtalararası Kulüpler Şampiyonasında finale çıkmayı başardı. Finaldeki rakipleri ise Real Madrid’di. 

Drazen Petrovic’in 36 sayı ile oynadığı final mücadelesini Cibona 87-78 kazanırken Cutura da 16 sayı ile takımının galibiyetinde kilit bir rol oynuyordu. Real Madrid’in Martin kardeşler, Corbalan, Iturriaga, Rafa Rullan, Wayne Robinson ve Brian Jackson’dan oluşan kadrosu Cibona’nın yetenekleri ile başa çıkmak için yeterli olmamıştı. 

Cibona sezonu Yugoslavya Kupası ve Yugoslavya Ligini kazanarak üçleme yaparak tamamladı. Cutura, 1985 yılında Almanya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda Yugoslavya A milli takımında yer alarak bir hayalini daha gerçeğe çeviriyordu. O esnada bir jenerasyon değişimi yaşayan Yugoslavya, turnuvayı 7. sırada bitirirken Cutura da maç başına 9.2 sayı ile oynamıştı. 

Kadrosunda bir değişiklik yapmayan Cibona, bir sonraki sezona EuroLeague şampiyonu unvanını korumak için başlıyordu. 3 Nisan 1986 tarihinde oynanan final karşılaşmasında Cibona, Arvydas Sabonis’in liderlik ettiği Zalgiris ile karşılaşmıştı. Cibona, rakibini 94-82’lik skor ile geçerek bir kez daha şampiyonluğa ulaşırken Cutura da final maçında takımına 16 sayı ile katkı vermişti. Sabonis, maçın 31. dakikasında oyundan ihraç edilmesine rağmen mücadeleyi 27 sayı – 14 ribaund ile tamamlamıştı.

Cutura, takımın göz önündeki yıldızlarından birisi değildi. Ancak her zaman takım arkadaşları ve koçları için kritik bir rol oynuyordu. O hiçbir zaman çok parlak bir oyuncu olmasa da gerçek bir takım oyuncusuydu ve hiçbir zaman rolünden şikayet etmedi. 

1986 yazında Cutura, bir madalya daha kazanmıştı. Yugoslavya milli takımı ile İspanya’da düzenlenen Dünya Şampiyonasında mücadele eden Cutura, turnuvayı 3. olarak tamamlamanın mutluluğunu yaşıyordu. Maç başına 10.4 sayı ortalamasıyla turnuvayı tamamlayan Cutura, bir sonraki yıl da şampiyonluklar kazanmaya devam etti. İlk olarak Mart ayında Cibona ile birlikte finalde Scavolini Pesaro’yu yenerek Saporta Kupasını kazanıyorlardı. 

O sırada Yugoslavya milli takımının koçluğunu yapmaya başlayan Cosic, 1987 yılında düzenlenen Avrupa Şampiyonası kadrosuna Cutura’yı çağırmamıştı. 1988 yılında Cibona, Yugoslavya’daki son şampiyonluğunu yaşadı. Yugoslavya Kupası finalinde Zagreb’i 82-80’lik skor ile mağlup eden Cibona’nın koçu Novosel, maçın sonu hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: 

“Top bize geçtiğinde maçın bitmesine 20 saniye vardı. Mola aldım ve Cutura’nın şutu kullanacağı bir set çizdim. Rakip takım doğal olarak son topu Drazen’in kullanmasını bekliyordu. Ama ben Zoran’a güveniyordum. Hücumda çok iyi top çevirdikten sonra Cutura boş bir şut buldu ve atışını sayıya çevirerek maçı kazanmamızı sağladı.” 

21 sayı ile oynayan Cutura, maçı kazandıran basketi de atarak final maçının yıldızı olmuştu. Drazen de karşılaşmayı 15 sayı ile tamamlamıştı. Zagreb’te ise Dusko Ivanovic 15, Kukoc ise 14 sayı ile oynamıştı. 

1988 Olimpiyatları için koç Dusan Ivkovic, Cutura’yı tekrar Yugoslavya milli takımının kadrosuna çağırmıştı. Turnuvayı Sovyetler Birliği’nin arkasında ikinci olarak tamamlayan Yugoslavya’da Cutura, maç başına 8.2 sayı – 3.5 ribaund ile oynamıştı. 1989 yılında kendi taraftarları içinde Avrupa Şampiyonasında mücadele eden Yugoslavya, durdurulamaz bir performans göstererek turnuvayı şampiyon olarak tamamlamıştı. Drazen Petrovic, net şekilde takımın yıldızıydı. Kadronun kalanında da Divac, Kukoc, Radja, Zarko Paspalj, Jure Zdovc, Predrag Danilovic, Zoran Radovic, Mario Primorac, Stojan Vrankovic ve Zradko Radulovic gibi isimler bulunuyordu. Cutura, turnuvayı maç başına 5 sayı ortalamasıyla tamamlamıştı.