Trajedi, Salgın ve Muhteşem İkili: Los Angeles Lakers’ın Şampiyonluk Hikayesi

30/Eki/20 09:36 Ekim 30, 2020

admin69

30/Eki/20 09:36

Eurohoops.net
lakers_champions_2020

Los Angeles Lakers, tarihin en olaylı sezonlarından birisini 17. şampiyonluğunu kazanarak tamamladı…

by Bill Oram & Sam Amick, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 11 Ekim 2020 tarihinde TheAthletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Doğru düzgün çalışmayan bir organizasyondan dominasyona… Yılardır süren kaostan tekrar şampiyonluğa… Los Angeles Lakers, bir sezon içerisinde basketbol tarihinin gördüğü en büyük değişimlerden birisini yaşayarak şampiyonluğa ulaşmayı başardı ve NBA tarihinde önceki sezonu %50 galibiyetin altında bitirerek sonraki yıl şampiyon olan 3. takım oldu. 

35 yaşındaki LeBron James’in yıllara meydan okuyan performansı sayesinde Los Angeles Lakers, organizasyon tarihinin 17. şampiyonluğunu kazandı. NBA Finallerinin 6. maçında Miami Heat’i 106-93 yenerek 10 yıl aradan sonra tekrar NBA’in zirvesine çıkan Lakers, şampiyonluk sayısında Boston Celtics’i yakalamayı başardı. 

James, ligin en tehlikeli oyuncusu olduğunu herkese hatırlattığı sezonda kariyerinin 4. şampiyonluk yüzüğünü kazandı. 

Anthony Davis, New Orleans’tan ayrılırken hayalini kurduğu başarıyı yakalamış oldu. 

Bu ikili beraber gösterdikleri performansla trajedi ve sorunlarla dolu NBA sezonunda basketbolun en görkemli organizasyonu Lakers’ı bir kez daha şampiyonluğa taşımayı başardı. 

Los Angeles ekibi adına son yıllar inanılmaz bir yolculuktu. 

Bir önceki yıl LeBron’un kariyerinin en uzun yazlarından bir tanesiydi. Bu yıl ise  tarihe NBA’in en uzun sezonu olarak geçti. 

Bir önceki sezonun sonunda Magic Johnson, Staples Center’ın tünellerinde istifa ettiğini açıklıyordu. Bu sezon Lakers, Orlando Magic’in topraklarında şampiyonluğu kutluyordu. 

Orlando Fanusunda hangi takım şampiyonluğa ulaşırsa ulaşsın birçok zorluğu aşması gerekecekti. Geride bıraktığımız sene boyunca birçok trajedi ve zorluğun üzerinden gelen Lakers’ın şampiyonluğa ulaşması da bu hikayeye uygun bir son oldu. 

Lakers’ın çok da iyi gitmiyor gibi gözüken koç arayışının sonunda basketbolun en iyi savunma koçlarından Frank Vogel takımın başına geçti. Davis takasından sonra Lakers’ın takımın yan parçalarını dizebilmek için maaş bütçesi de zorluk çıkaracak gibi gözüküyordu. Ancak takıma uygun tecrübeli oyuncuları kadroya katmayı başardılar. 

Çin’de mahzur kalarak başladıkları sezonda muhteşem bir savunma takımına dönüşen Lakers, sezonun başlarında Kobe Bryant’ın trajik vefatıyla da yıkılmıştı. 

Üst üste 6 sezon boyunca %50 galibiyet yüzdesinin altında kalan Lakers, 13 ay süren NBA sezonu boyunca işleri tersine çevirerek tekrar zirveye çıkmayı başardı. 

Dr. Jerry Buss, her zaman Los Angeles Lakers’ın en çok şampiyonluk kazanan organizasyon olduğunu görmenin hayalini kurardı. Bu hayalin önünde duran en büyük engel ise NBA’in en çok şampiyonluğa sahip olan takımı Boston Celtics’ti. Buss, Lakers’ın sahibi olduğu 34 yıl boyunca “Buss, Celtics’i geçti” manşetini görmenin hayaliyle yaşadı. Bu dönem boyunca Showtime Lakers’ın doğuşunu, Shaq – Kobe ve Phil Jackson’lı yılları ve toplam 10 şampiyonluk gördü. 2010 yılında Lakers, NBA Finallerinde Celtics’i yendiğinde şampiyonluk farkı sadece 1’e inmişti. 

Lakers son 11 yılda 5 şampiyonluk kazanmıştı ve kısa süre içerisinde NBA’in en çok şampiyonluk kazanan takımı unvanını ele geçirecek gibi gözüküyordu. 

Ancak Buss’ın 2013 yılındaki vefatından sonra Lakers’ın eski patronunun hayalini gerçekleştirmesi her geçen gün daha da zorlaşıyor gibi gözüktü. Buss’ın vefatından birkaç ay sonra Kobe, aşil tendonundan sakatlanıyordu ve bu da Lakers’ın kısa süre içerisindeki şampiyonluk penceresini tamamen kapatıyordu. 

Takımın El Segundo’da bulunan tesislerinde basın mensuplarının kullandığı wi-fi şifresi, Lakers’ın 16 şampiyonluğuna atıfta bulunan bir şifreydi. O günlerde uzun süre boyunca bu şifrenin değişmesine gerek kalmayacak gibi gözüküyordu. Ancak Lakers, sonunda bu şifreyi değiştirdi… 

Buss’ın vefatının ardından gelen 3 yıl boyunca Lakers, her sezon organizasyon tarihinin mağlubiyet rekorunu geliştirdi. Kobe’nin kariyerinin son sezonu olan 2015-16’da Lakers sadece 17 galibiyet aldı ve bunun üzerine Jeanie Buss, uzun süredir takımın genel menajerliğini yapan Mitch Kupchak ile yollarını ayırdı. 

Onun yerine Lakers, takımın en büyük efsanelerinden Magic Johnson’ı ve Bryant’ın uzun süredir menajerliğini yapan Rob Pelinka’yı getirdi. O dönemde Lakers’ın en büyük hedefi 2018 yazında serbest kalacak LeBron James’i Los Angeles’a getirmekti. Ancak bunun için bir yıl daha sabretmeleri gerekiyordu. 

Lotarya seçimleriyle dolu bir kadroya sahip olan Lakers, 2018-19 sezonunda 37 maç kazanırken LeBron James de sakatlıklar yüzünden 27 maçta forma giyemiyordu. LeBron, kariyeri boyunca ilk kez bir makine değil de bir insanmış gibi gözükmüştü. LeBron, Lakers’ta geçirdiği ilk sezonda organizasyonun bir parçası gibi de gözükmüyordu. Yıldız oyuncu NBA Finallerinin 5. maçından önce bu durumu “Lakers taraftarı daha önce ne yaptığınızı hiç önemsemiyor. Onlar için önemli olan Lakers formasıyla onlara ne kanadırdığınız.” diyerek kabul ediyordu. 

Los Angeles’ta geçirdiği ilk sezonda LeBron, playoffları kaçırarak kendi standartlarının da çok altında kalıyordu. 

Sezonun en büyük hikayesi Lakers’ın Anthony Davis için yaptığı başarısız takas denemesi olmuştu. 

Sezon sona erdiğinde Lakers, 17. şampiyonluğa hiç de yakın değildi. 

Sezonun son maçından 1 saat önce Johnson, dramatik bir şekilde istifa etti. Bu gelişmeden birkaç gün sonra koç Luke Walton kovuldu. Kulübün yönetimindeki organizasyon sıkıntısı, her geçen gün daha da gün yüzüne çıkıyordu ve medyada LeBron’un kulüp yönetimine olan inancının azaldığına dair haberler yer almaya başlamıştı. 

Muhteşem İkili 

James, kamuoyu önünde Davis ile birlikte oynama fikriyle alakalı ilk olarak 2018 yılının Aralık ayında ESPN’e verdiği bir röportajda konuşmuştu. James, röportaj esnasında ikilinin bir araya gelme ihtimali hakkında “Muhteşem olurdu.” ifadelerini kullanmıştı. 

Ancak o dönemde en çok yapılan tartışma bu konu değildi. LeBron, açık şekilde Anthony Davis’in New Orleans’tan ayrılması için lobi yapmakla suçlanmıştı. İlerleyen günlerde Davis, Pelicans’tan ayrılmasını sağlayan süreci başlattı. Bunların hepsi, Davis’in LeBron’un uzun süreli arkadaşı Rich Paul’ün sahip olduğu menajerlik şirketi Klutch Sports’a geçtikten sonra yaşanıyordu. Eninde sonunda Lakers’a yeni şampiyonluğunu getirecek olay örgüsü artık başlamıştı. 

Bu takasın “iş” kısmı farklı bir konuydu. Ancak LeBron’un Davis takası için açık açık konuşmaya başlaması Lakers’ın soyunma odasındaki her an takaslanabileceklerini düşünen genç oyuncular tarafından korkuyla karşılanmıştı. Ancak işin basketbol tarafına geldiğimizde LeBron’un kariyerinin son yıllarında partnerlik yapacağı yıldız olarak Davis muhteşem bir seçencekti.

Klutch Sports bağlantısını bir kenara bırakırsak Davis, neden James’in beraber oynamak istediği yıldızdı? LeBron kadar yüksek profilli bir yıldız, NBA’deki bütün yıldız oyuncuları beraber oynamaya ikna edebilirdi. Peki LeBron neden Davis’i seçmişti?

LeBron, Davis’i ilk olarak 2012 yılında Londra Olimpiyatlarında beraber altın madalya kazandıkları takımda tanımaya başlamıştı. 

“Davis’in sadece 1 yılda Kentucky’de yaptıklarına baktığınız zaman bile nasıl bir yetenek olduğunu anlıyordunuz. Guardlardan daha hızlı koşabiliyor, bir kısa oyuncu gibi top sürebiliyor, şutları bloklayabiliyor ve alley-oop paslarını tamamlayabiliyordu.” diyor LeBron. “Oynadığı bir maçı hatırlıyorum, sanırım North Carolina ile oynuyorlardı. Maçı kazandıran bloğu yapmıştı.” (Şampiyonluk maçı)

“Yanlış hatırlamıyorsam bloğu John Henson’a karşı yapmıştı. İnanılmaz bir bloktu ve maçı kazanmalarını sağlamıştı. Davis’in March Madness boyunca gösterdiği performansa bakınca onun kolej basketbolundaki en iyi oyuncu olduğunu rahatlıkla anlayabiliyordunuz.” 

Daha sonra ikili, Olimpiyatlarda ilk kez aynı takımın parçası oldu. Turnuva boyunca Davis çok fazla süre almamıştı fakat oyuna karşı gösterdiği tutum açık şekilde LeBron’u etkilemişti. 

“Olimpiyatlara gittiğimizde Davis henüz çok gençti ancak mümkün olduğu kadar çok şey kapmaya çalışıyordu.” diyor LeBron. “Takıma katıldığında ne yapacağını bilemeyen bir çaylak değildi. Kolejde şampiyonluk yaşamıştı ve Yılın Oyuncusu seçilmişti. Takıma katıldığı andan itibaren mümkün olduğu kadar çok şey öğrenmeye çalışıyordu. Benden, Kobe’den, Wade’den, Melo’dan sürekli olarak bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu. İlk andan itibaren ne kadar mükemmel bir oyuncu olacağını anlamıştık.”

LeBron, Davis’in kendisine Lakers’ta katılmasını istediğini belli attığı andan itibaren Davis de bu fikre fazlasıyla sıcak bakmıştı. 

“2018 yılında bence herkesin bildiği şeyleri söylememe gerek yoktu.” diyor LeBron. “Sahada herkese karşı her şeyi yapabilen bir oyuncudan bahsediyoruz. Eğer aynı takımda beraber oynarsak neler yapabileceğimizi hayal ediyorum. O röportaj esnasında gerçekleri söylemiştim. Ancak o röportajda söylediklerimin de bedelini ödedim. Ama bu çok da umrumda değil, ne kadar özel bir ikili olabileceğimizi o zaman da biliyordum.” 

Hayal Kırıklığından Geriye Dönmek

Kawhi Leonard, 6 Temmuz 2019 tarihinde Lakers yerine Clippers’a katılma kararı verdiğinde Lakers’ta genel bir hayal kırıklığı havası hakimdi. LeBron, tıpkı Davis ile olduğu gibi Kawhi ile bir iş birliği kurma konusunda istekliydi ve hem Davis hem de LeBron, Kawhi ile gerçekleştirilecek transfer görüşmesinin bir parçası olmayı bekliyorlardı. Ancak bu görüşmeyi kenardan izlemek zorunda kaldılar. Kawhi’ın amcası Dennis robertson, Lakers’ın sahibi Jeanie Buss ile bir görüşme gerçekleştirmişti ve bu görüşmeden sonra Lakers organizasyonu Kawhi’ın takıma katılacağına inanıyordu. Çünkü Lakers’lı bir oyuncunun söylediklerine göre Kawhi’ın amcası tam olarak bunu söylemişti. 

Pelinka’nın üzerindeki baskı da her geçen gün artıyordu. Üçüncü yıldızı takıma katabilmek için Pelinka, çok büyük çaba sarfetmişti ancak Kawhi, Lakers yerine Staples Center’daki komşuları Clippers’ı tercih etmişti. Kawhi, kararını açıkladığında serbest oyuncu döneminin büyük kısmı geride kalmıştı ve Lakers’ın elinde kadroyu doldurmak için de fazla bir seçenek kalmamıştı. Bu gecikmenin Lakers’ın takım kurmasını zorlaştırmak için Kawhi tarafından bilinçli olarak mı yapıldığını sadece Kawhi biliyor. Ancak bazı Lakers çalışanları, bu durumun en azından sorunlu bir yaklaşım olduğunu düşünüyor. 

Açık söylemek gerekirse Lakers bir felakete de sürüklenebilirdi. Lakers için ortada süper takım kurma ihtimali kalmamıştı ve doldurmaları gereken birçok kadro boşluğu vardı. Lakers, bu boşlukları birçok iyi – kötü ve ortalama hamle yaparak doldurdu. 

Tesadüfi Buluş

Belki de NBA tarihinde bir asistan koçun en hızlı şekilde başantrenörlüğe terfi edişine tanıklık ettik. 

Lakers, Luke Walton ile yollarını ayırdıktan sonra takımın başına Tyronn Lue’yu getirmeyi istiyordu ve Frank Vogel da onun asistanı olarak koç ekibinde yer alacaktı. Ancak Lue ile Lakers arasındaki görüşmeler beklendiği gibi sonuçlanmayınca Los Angeles ekibi, hızlı bir şekilde Vogel ile masaya oturdu ve tecrübeli koçu takımın başantrenörü yaptı. 

Vogel’ın daha önceden LeBron James’le ufak da olsa bir tanışıklığı vardı ve son başantrenörlük görevinden Orlando Magic ile sadece 30 galibiyet aldıktan sonra kovulmuştu. Birçok kişinin Vogel’ın görevinde gözü olduğunu düşündüğü Jason Kidd’i asistanı olarak koç ekibine almayı da kabul etmişti. 

Zamanla Vogel’ın Lakers için muhteşem bir tercih olduğu ortaya çıktı. 

Vogel, medya mensuplarına tanıtıldığı basın toplantısından itibaren önceki ayların kaosunun getirdiği sorularla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Ancak Vogel, tüm sorulara büyük bir sakinlikle cevap vererek Lakers’ın sallantılı günlerini geride bıraktığını gösteriyordu. 

Bu basın toplantısından saatler önce Magic Johnson, ESPN’deki bir canlı yayına katılmış ve Lakers organizasyonunun başındaki Pelinka’yı kendisini sırtından bıçaklamakla suçlamıştı. 

Lakers’taki görevi henüz yeni başlayan Vogel, tüm organizasyona kalkan olma konusunda gönüllü olmuştu. 

“Açık konuşmak gerekirse organizasyonumuzun dışarıdan bakıldığında sahip olduğu imaj gerçeklikten çok uzak.” ifadelerini kullanıyordu Vogel 20 Mayıs 2019 tarihinde. 

Lakers’tan şüphe duyanlar bu açıklamalara inanmadı. Yeni çalışanın, patronunu korumasının en doğal şey olduğunu düşünüyorlardı. 

Ancak Vogel göreve gelir gelmez hem gerçeği hem de takım hakkındaki imajı değiştirmeye başladı. Takımın iki yıldızıyla iyi bir işbirliği sağlayan Vogel, bütün kadronun da kendisini hedefe adamasını sağladı. Savunmaya önem veren bir basketbol sistemini benimseyen Lakers, sezonu oynadığı ilk 27 maçın 24’ünü kazanarak başladı. Kidd’in Vogel’ın görevinde gözü olduğu iddiaları sezon içerisinde medyada yer bulmadı bile. 

Vogel, soyunma odasının kontrolünü şüphesiz şekilde ele geçirirken daha önce hayalini bile kurmadığı bir şekilde Lakers organizasyonun yüzü haline geldi. Kobe Bryant’ın Ocak ayındaki trajik vefatının ardından Lakers organizasyonu adına açıklama yapan tek kişi Vogel’dı. 

Sezon başında koçluk görevi için Lakers’ın üçüncü seçeneği olan Vogel, Yılın Koçu oylamasını ise 5. sırada bitiriyordu. 

Bambaşka Bir Dünya

Pasifik Okyanusu’nun üzerinde geçen 13 saatlik bir uçuşun ardından 8 Ekim tarihinde Lakers, Shangai’a iniyordu. Bu esnada gazetelerin manşetlerini süsleyen haber ise Rockets genel menajeri Daryl Morey’nin Hong Kong protestoları hakkında yaptığı açıklamalar ve bu açıklamaların Çin’de yaptığı yankılardı. 

Rockets’ın genel menajeri, demokrasi yanlısı protestoculara destek veren bir Tweet attığında işlerin bu noktaya geleceğini tahmin etmiyordu ancak tecrübeli yöneticinin açıklamaları, NBA yönetimi ile Çin hükümetinin karşı karşıya gelmesine sebep oldu. O hafta içerisinde Lakers ve Nets’in Çin’in Shangai ile Shenzhen şehirlerinde hazırlık maçları yapması bekleniyordu. 

Lakers’ın oynayacağı hazırlık maçları ve taraftarla beraber katılacağı etkinlikler her gün iptal ediliyordu. Bu sırada Shangai’da bulunan Lakers’ın hazırlık maçlarına çıkıp çıkmayacağı hatta ilerleyen günlerde ülkede kalıp kalamayacağı bile bilinmiyordu. 

Lakers oyuncuları, Adam Silver ile toplantılara girik jeopolitik bir sorunun çözümü için önemli bir rol üstlenmeye başlamışlardı. Oyuncular, Çin’de yapacakları ters bir açıklama ile durumu daha kötüye götürebilirler diye gazetecilere açıklama yapmaktan uzak duruyorlardı. LeBron James, Amerika’ya döndüğünde ilk kez bu konu hakkında konuştu ve Daryl Morey’nin yorumu hakkında “Yanlış bilgilendirilmiş” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar da büyük bir tepkiyle karşılandı ve kimi protestocular LeBron James’in formalarını yakmaya başladı. 

Bu esnada Lakers’ın oyuncuları hala bir araya gelerek iyi bir takım haline gelmeye çalışıyordu. 

“Eğer orada bizimle değilseniz, nelerle uğraştığımızı anlayamazsınız.” diyerek o günleri anlatıyordu LeBron James. 

Ne kadar zorlayıcı bir seyahat de olsa yaşadıkları Lakers oyuncularını bir araya getiren bir bir deneyim olmuştu. Yeni bir koça ve önceki sezondan sadece 6 oyuncuya sahip olan Lakers, birçok konuda sezon boyunca devam ettirecekleri alışkanlıkların tohumlarını bu seyahatte atmıştı. 

“Sezon boyunca en büyük gücümüz olacak özellikleri orada inşa etmeye başladık.” diyordu Vogel Final Serisi 4. maçından önce. “Takım kimyamız ve birlikteliğimiz…”

Duygusal Bağ

26 Ocak tarihinde Kobe Bryant’ın vefat etmesi, tüm dünyayı sarsan bir trajediydi. Lakers camiası ve basketbol dünyasında bu haber büyük bir şok ve yasla karşılandı. 

Dünya çapında bir ikon olan 41 yaşındaki Bryant, 13 yaşındaki kızı Gianna, kızının 2 takım arkadaşı, takım arkadaşlarının ebeveynleri ve yanlarında bulunan bir koçla birlikte yaşadıkları helikopter kazasında hayata gözlerine yummuştu. Bu trajedi, sadece Lakers camiasında değil tüm dünyada büyük bir üzüntüyle karşılandı. 

Ancak Kobe’nin vefatından önce bile Lakers’ın yolları sezon boyunca efsane isim ile sık sık kesişiyordu. Şampiyon Lakers kadrosunda bulunup Kobe ile aynı takımda mücadele etmiş tek oyuncu olan Dwight Howard, daha önce yaptığı açıklamalarda sezon boyunca Kobe’nin önceki dönemlere kıyasla çok daha sık şekilde takım tesislerini ziyaret ettiğini dile getirmişti. Kobe’nin yaşadığı aşil sakatlığından beri ilk kez Lakers’ın bir sezonda şampiyonluk iddiası vardı. Kobe’nin taşıdığı meşaleyi hangi takımın devralacağı yıllar boyunca merakla beklenmişti ve sonunda 2019-20 Lakers takımı beklenen takım sonunda gelmiş gibi hissettiriyordu. 

25 Ocak tarihinde Kobe’nin memleketi Philadelphia’da Lebron James, tüm zamanların en skorer oyuncuları listesinde Kobe Bryant’ı geride bırakarak 3. sıraya yerleşiyordu. Bu, iki efsane basketbolcunun da uzun süredir beklediği bir andı. Bu maçtan bir süre önce açıklamalarda bulunan Kobe, “Onun [LeBron] için bu harika bir şey. Kariyeri boyunca çok çalıştı ve inanılmaz bir istikrar sergiledi. Bu gerçekten harika bir şey” ifadelerini kullanmıştı. 

LeBron’un Kobe’yi geçtiği maçın ardından Mamba, Kral’ı tebrik etmek için telefonla aradı. LeBron’un takım arkadaşları, iki efsane arasındaki telefon konuşmasını dinlemek için yıldız oyuncunun etrafında toplanmıştı. Kobe’nin ölmeden önceki son sosyal medya postu, LeBron’u tebrik etmek içindi ve paylaştığı Instagram postunda “Oyunu geliştirmeye ve gelecek nesillere taşımaya devam et” mesajı vardı. 

Bir sonraki sabah Lakers kafilesi bütün ülkeyi kat eden bir uçak yolculuğundaydı. Kötü haber, bu uçuş esnasında Lakers’lı oyunculara ulaşmıştı. Haberlerdeki görüntüler, Calabasas’taki bir dağın tepesinden yükselen dumanı gösteriyordu. 

Bütün NBA sezonunu yeniden tanımlayan bu kötü haber, Lakers’ın sezon hedeflerini de yeniden şekillendirmişti. 

“Şampiyonluğu Kobe için kazanmak istiyoruz.” diyordu Davis Orlando Fanusundaki ilk günlerinde. 

Lig yönetiminin Lakers’ın kazadan sonraki ilk maçını ertelediği andan itibaren, Los Angeles ekibinin kendi sahasında oynayacağı ilk maça hatta Kobe’nin dizayn ettiği özel formalarla sezonun en büyük maçlarına çıkacakları ana kadar bütün takım üzerlerinde duygusal bir yükü de taşıdı. 

Lakers oyuncuları, şampiyonluk yürüyüşleri boyunca Kobe’nin mirasını da temsil ettiklerinin farkındaydı ve bunu da her maçtan önce “1-2-3 Mamba!” diye bağırarak gösterdiler. Final serisini, Kobe’nin dizayn ettiği Black Mamba formalarını giydikleri 5. maçta bitiremediler ancak seriyi bitirdikleri maçta Kobe’yi akıllarında ve yüreklerinde taşımaya devam ediyorlardı. 

Şampiyonluk yürüyüşleri boyunca Lakers kadrosu, Kobe’nin ruhunu da yanlarında taşımıştı. 

Orlando Fanusu

James ve Davis’in arasındaki bağı daha iyi anlamak için Orlando Fanusu inanılmaz bir fırsattı. Bu ikili, NBA’in en eğlenceli ikililerinden bir tanesiydi. 

James genellikle maç sonrasındaki röportajlarını Davis’ten önce gerçekleştiriyordu. Bu da röportajlardan sonra otel odasına dönmek için Davis’i bekleme tercihine sahip olduğu anlamına geliyordu. Playoffların ikinci turu esnasında James, işi bittikten sonra Davis’e “Seni bekleyeyim mi?” diye sorduğunda Davis “Bana farketmez” dercesine omuz silkmişti. 

Daha sonra LeBron, basın odasında bulunan gazetecilere bakıp “Bu evet demek” diyerek gülmeye başladı. 

Bu ikilinin sahada bu kadar iyi anlaşmasının sebebi de aralarındaki bu kimyaydı. Sahip oldukları abi – kardeş ikilisi, ligin en iyi tandemi haline gelmelerini sağladı. Düşündüğünüz zaman, neredeyse bu birlikteliği şampiyonluk çizgisine taşımama kararı da alıyorlardı. 

Jacob Blake bir polis memuru tarafından vurulduktan sonra NBA oyuncuları, 26 Ağustos tarihinde Orlando Fanusunda tarihe geçecek bir toplantı gerçekleştirdi. O esnada sezonun tamamlanmaması ciddi anlamda masadaydı. Milwaukee Bucks, Orlando Magic ile oynayacakları ilk tur maçını boykot etme kararı almıştı ve LeBron James, o dönemde kolektif bir eylem planına sahip olmadıkları için sezonun iptal edilmesi gerektiğini savunuyordu. LeBron, ilerleyen günlerde bu konudaki fikrini değiştirdi. 

LeBron’un sezona devam etmek istediğini hepimiz biliyorduk. Kariyerinin en önemli sezonlarından birisini tabii ki tamamlamak istiyordu. Bunu Covid-19 karantinası başladıktan 3 ay sonra Kyrie Irving’in liderlik ettiği oyuncuların gerçekleştirdiği Orlando Fanusu karşıtı toplantılara katılmayarak fazlasıyla belli etmişti. Ancak Ağustos ayının sonuna gelindiğinde LeBron James’in sezona devam etme konusunda ciddi endişeleri vardı. 

“Toplantıdan sonra odama gittiğimde sezona devam etme konusunda çok ciddi şüphelerim vardı. Amacım Bucks oyuncularının söylediklerimi duyması değildi ancak bir sonraki adımda ne yapmamız gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Hiçbir şey olmamış gibi tekrar sahaya çıkıp bir planımız olmadan maçlara devam mı edecektik? Tabii ki hayır. Peki plan neydi? Bir sonraki gün uyandım ve aklıma bir plan geldi.” diyerek o günleri hatırlıyor LeBron James. 

Eski A.B.D. Başkanı Barack Obama ile gerçekleştirdiği bir telefon görüşmesi de bu planın parçasıydı. Oyuncular Birliği Başkanı Chris Paul ve diğer oyuncular da Obama ile gerçekleştirdikleri görüşmelerde bu anı en iyi şekilde nasıl kullanabileceklerini tartışıyordu. İlerleyen günlerde NBA Yönetimi ve Oyuncular Birliği, ortak bir açıklama yayınlayarak sosyal adalet konusunda takım sahiplerinin daha aktif rol alacağını duyurdu. 

Bu gelişmelerin ardından sezon tekrar başladı ve Lakers da iyi performansına kaldığı yerden devam etti. 

Portland serisini 5 maçta bitiren Lakers, konferans yarı finali ve konferans finallerinde de Houston ile Denver’ı yine 5’er maçta geçerek adını NBA Finallerine yazdırıyordu. Denver serisi sona erdikten sonra LeBron ve takım arkadaşları, Orlando Fanusunda ufak bir kutlama gerçekleştirmişti ancak işleri henüz bitmemişti. 

Daha sonra NBA Finalinde LeBron’un eski takımı Miami Heat ile karşılaştılar. James ve Davis, konferans finalleri sona erdikten sonra elde ettikleri başarıda birbirlerini kıskanmamalarının çok önemli rol oynadığını söylemişlerdi. NBA Finallerinde de aralarındaki bu sağlıklı dinamiği bir kez daha gözler önüne serdiler. 

Davis serinin büyük kısmı boyunca muhteşem bir performans göstermişti. Ancak yıldız oyuncunun en etkileyici performansı, serinin 4. maçında Jimmy Butler karşısında gösterdiği dominant savunma performansıyla birlikte geldi. Miami Heat’in yıldız oyuncusu, serinin 3. maçında muhteşem bir performans göstererek takımını galibiyete taşımıştı. Serinin 5. maçında Davis’in sol topuğunda yaşadığı sakatlık tekrar nüksetti ve Heat bu karşılaşmayı kazanarak seriyi 6. maça uzattı. Davis’in sakatlığının da etkisiyle 5. maçta gösterdiği zayıf performans belki de Finaller MVP’si ödülünü kazanmasının önüne geçti. 

Ancak büyük resme baktığımız zaman James’in 22 ay önce Davis hakkında yaptığı “muhteşem” yorumu sonuna kadar haklıydı. Serinin 6. maçında Davis 19 sayı ile oynamıştı ancak final serisini 25.7 sayı – 10.7 ribaund ortalamalarıyla tamamlamıştı. James ise kariyerinin 10. final serisinde oynadığı her maçta muhteşem bir performans gösterdi ve 29.8 sayı – 11.8 ribaund 8.5 asist ortalamasıyla Finaller MVP’si ödülünü kazandı. 

Bu ikili, sezon boyunca gösterdikleri performans ile Lakers tarihindeki yerlerini aldı…

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

EuroLeague’de transfer gelişmeleri için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!