1999-2000 Lakers: Şampiyonun Yolculuğundan 20 Öykü

16/Ara/20 20:05 Aralık 16, 2020

Mehmet Bahadır Akgün

16/Ara/20 20:05

Eurohoops.net
Σακίλ

Lakers, 2000’de üst üste üç şampiyonluğunun ilkini kazandı. O şampiyonluktan 20 farklı hikaye…

by Paolo Uggetti – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı ilk olarak 15 Ekim 2020 tarihinde The Ringer‘da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Lakers‘ın 2000’lerin başındaki üst üste üç şampiyonluğu, iki insanın üzerinden anlatılabilir: Shaquille O’Neal ve Kobe Bryant. Film posterinde başrol onların. Her ikisi de kaos ve düzenin taşıyıcıları, başrolleri ve bazen de düşmanları. Aynı şekilde bundan yıllar sonra Lakers‘ın 2020 şampiyonluğunun hikayesi de takımın iki alfa karakteri LeBron James ve Anthony Davis üzerinden anlatılacak. Fakat her iki olayda da kadroyu dolduran diğer parçalar yalnızca ön koltukta oturmakla kalmadılar, hayati katkılar da verdiler.

Lakers, 1999-2000 sezonunda Hall of Fame koçu, Shaq ve Kobe ile dağları aşan şampiyonluk beklentileri ve yeni salonu ile büyük bir gündem konusuydu. Yıldız ikililerinin ilişkisinin nereye gideceğine bağlı olarak diğer bileşenlerin de neredeyse mükemmel olması gerekiyordu yoksa takım kimyası bir anda patlayabilirdi. Aradan geçen 20 yılın ardından Lakers, organizasyon tarihinin 17. şampiyonluğunu kazanarak yeniden zirveye çıktı ve bazı açılardan bu iki takımın ortak yönleri var. İki süper yıldız figürünün liderliğindeki takıma dair büyük beklentiler var ve yeni bir koçun rehberliğinde bu yılki Lakers’ın da şampiyon olmak için dış parçaları çok iyi seçmesi gerekiyordu. Bunu da yaptılar.

Shaq ve Kobe’nin 21. yüzyılı açtığı ilk şampiyonluklarının üzerinden artık 20 yıl geçti ve Lakers bir kez daha 10 yıllık bir döneme bir yüzük ile başlıyor. Her şeyin başladığı sezonun perde arkasına ışık tutmak için Robert Horry ve John Salley ile konuştum. Her ikisi de 2000 Lakers takımında rol oyuncuları olmuşlardı ancak ikisinin de şampiyonluk takımlarındaki daha önceki deneyimleri, onları şampiyonluk takımlarının olmaları gereken yapısıyla ilgili önemli hatıra, anı ve hikaye tedarikçileri yaptı.

shaquille_oneal_mvp_finals2000

1. Salley’nin anlattığına göre 1999-2000’in şampiyonluk takımında çarklar daha sezon başlamadan dönmeye başlamıştı. Daha önce Michael Jordan’ın liderliğindeki Bulls‘ta kendisinin hocalığını yapan ve o dönem serbest durumda olan Phil Jackson ile telefonda konuşan Salley, Jackson ile Zen Master’ın Kobe ve Shaq’li kadroda neler yapabileceği hakkında görüştü. Kısaca şampiyonluk kazanabilirdi ve belki de birden çok kez kazanabilirdi. Jackson, Salley’in Lakers‘a dair bu kadar bilgi sahibi olmasına şaşırmıştı zira kendisi üç sezondur ligde değildi fakat Salley, Jackson’ın işi alması hâlinde takımın bir parçası olmayı neden hak ettiğini gösterdi.

“Phil’e ‘Bana bu takımda ihtiyacın olacak’ dedim” diyor Salley. “O da ‘Formda mısın?’ dedi. Dedim ki ‘Formda kaldığımı biliyorsun.'”

Salley, o sezon hepi topu 303 dakika sahada kaldı, playofflarda ise 78 dakika daha oynadı. Benchin sonuna çadır kurdu fakat daha önce orada bulunmuş ve Jackson’ın koçluk tarzını bilen biri olarak saha dışındaki varlığı önemliydi. (Bir keresinde Jackson’dan Shaq’i dinlendirmesini istemek zorunda kalan isim o oldu.) Neticede onu üç takımda üç şampiyonluk kazanan ilk oyuncu yapmaya yetti bu.

2. Lakers‘ın Santa Barbara’daki kamp için toplandığı andan itibaren Horry’ye göre Jackson, “takıma doğru işleri yapmaları gerektiği farkındalığını getirmişti.”

Salley’in dikkatini bir şey çekmişti: Sanki Jackson, daha takıma gitmeden Shaq’i oraya gitmeye ikna etmişti. O sezon Shaq, son üç yılda sonradan form bulmasına rağmen daha baştan sezona formda girmişti. Bu konuda yalnız da değildi. “Shaq formda geldi, Kobe formda geldi” diyor Horry. “Herkes kampa formda geldi. En büyük kilit nokta buydu, kampa geldiğiniz zaman ilk günden hazır oluyorsunuz. Bence herkes hazırdı.”

Jackson, kahvaltıda yaptığı ilk takım konuşmasında Shaq, Jackson ne isterse yapmaya hazır olduğunu dile getirdi. “Bu koca adam bunu yapıyorsa” diyor Salley “herkes de onun yolundan gidiyor.”

Σακίλ

3. Hâli hazırda Kobe ile Shaq arasında demlenen işlevsizliğe rağmen -ki 1998-99 lokavtı sırasında aralarında fiziksel bir münakaşa bile yaşanmıştı- Lakers‘ın takımda gözle görülür bir taze kanı ve bütünlüğü vardı.

“Her oyuncu bunu yapıyor, kabul etmek istemiyorlar fakat lige baktığınız zaman kendinizi değerlendiriyorsunuz” diyor Horry. Hâli hazırda iki şampiyonluk takımında bulunan ve 2000’den sonra dört farklı şampiyonluk takımında daha bulunacak biri olarak Horry bu konuda özellikle yetenekliydi. “Oturup o takıma ve elimizdekilere baktığım zaman ‘Tamam, Glen Rice gibi bir şutörümüz var. Derek Fisher gibi bir savunmacımız var. Sonra Brian Shaw ve Shaq de Orlando’da çok iyi işliyordu. AC Green vardı, ben vardım, Ron Harper vardı, şampiyonluklar kazanmış eski oyuncular. Tamam, hiçbir zayıf tarafımız yok’ diyordum. Sonra lige bakınca da ‘Bu, biraz ses getirmek için mükemmel bir fırsat’ diyordu insan. Ben de neler yapabileceğimizi düşündüm ve yaptık da. Benim için şaşırtıcı değildi.”

4. Jackson’ın Lakers‘a yaptığı koçluk, en hafif tabirle geleneksel değildi. Sezon içerisindeki bir deplasman yolculuğunda Jackson, oyuncularına bir şaka yapmaya karar verdi. Tam anlamıyla. O gece oynanan maçtan sonra Jackson, oyuncularını otobüse bindirdi ve onları Gabriel Iglesias’ın komedi programına götürdü. Horry’ye göre o etkinlik ve takım arkadaşları ile basketbol dışı bir ortamda birlikte olma fırsatı, herkesi rahatlattı ve takımda pozitif bir hava yarattı.

“Bence o gün takım olarak birlikte takılabileceğimizi anladığımız bir gündü” diyor Horry. “Basketbol için yaşayıp ölmeden önce insan olmamız gerektiğini fark ettiğimiz zaman bizim için daha iyi bir iş ortamı ve daha iyi bir takım ortaya çıktı bence.”

5. Takımı bir araya getiren komedi etkinliğinin de ötesinde Jackson, şut idmanlarından önce meditasyon, haftalık yoga seansları ve oyuncular için kitap tavsiyeleri gibi gelenek dışı aktiviteleri de takıma kazandırdı. “Takımdakiler okudukları kitaplar için bir rapor yazmaları gerektiğini sandı” diyor Salley.

“Ben okumadım, Cliffnotes.com’dan baktım” diyordu Shaq, 2016’da. Bunları söylerken Jackson’ın kendisine verdiği bir Friedrich Nietzsche kitabından bahsediyordu. Ertesi sezon bu kez Siddharta önerilmişti ve onu okudu ve hatta bir rapor da yazdı.

Meditasyon ve Jackson’ın koç tercihinde bulunduğu George Mumford ile zihinsel sağlık seansları konusunda başta şüpheci davranan Kobe, Roland Lazenby’nin Showboat isimli kitabında Jackson’ın vurgulamaya çalıştığı şeyi gördüğünü söylüyordu.

“İyiydi çünkü insanlara akıllarındaki konularla, baskıyla ve heyecanla ilgili konuşma fırsatı verdi” diyordu Kobe. “Bence onlar için bunlar hakkında konuşmak güzel. Performansımızı çok yükseltti. Gerçekten. Diğer takımların böyle şeyler yapmaması beni şaşırtıyor. George ile çalışmak bize sorunları daha önümüze çıkmadan çözme imkanı sağlıyor.”

6. Horry, Sacramento’da oynanan bir deplasman maçında Jackson’ın oyuncular maça hazırlanırken karşılaşma öncesinde “bir çeşit çalı” getirdiğini ve herkesin dolabına çarpılar koyduğu olayı “gariplik” diye hatırlıyor. “Herkes ‘Neler oluyor?’ diye düşünüyordu” diyor Horry. “Bence dünyada başka hiçbir koçun yapmayacağı tek şey buydu. Gelip şeytanları çıkarmaya çalışmak.”

“Sıradan bir koç değildi” diyor Horry. “Kendi tarzı vardı ve işleri ona göre ele alırdı. Bizi de nasıl yöneteceğini öğrenmesi gerekiyordu. Gidip gelen bir durumdu ve böyle devam etti.”

7. Fakat Phil’in eşsiz parmak izleri, sahada gözüktüğü kadar hiçbir yerde dikkat çekmiyordu. Orada imza üçgen hücumunu ortaya atmıştı. Kampın başında Jackson, sadece oynayacakları tarzın değil aynı zamanda kazanacakları tarzın bu olduğunu açıkça göstermişti.

“Phil, orada olma sebebimizin NBA şampiyonu olmak olduğunu söyleyerek başladı” diyor Salley. “Kazanmak için üçgen hücumu çalışmanız gerekiyordu ve buna kaendinizi verirseniz sistem bizi şampiyonluğa götürecekti.”

Salley’nin hatırladığı kadarıyla Jackson, bir şeyi açıkça belirtmişti: Üçgeni bilmiyorsanız oynayamazdınız. Jackson’ın yardımcısı ve hücumun mimarlarından biri olan Tex Winter, Salley ve Ron Harper, Lakers‘ın kalanına üçgen hücumu öğretme kanallarıydı.

Bu hücum neticede Kobe’yi sonradan dönüştüğü oyuncu yapmış olsa da süreç, onun için kolay değildi. Shaq, Kobe’yi “bencil” görerek bu sistemi istemiyordu. Jackson’ın The Last Season isimli kitabında ise efsanevi koç, Kobe’ye “koçluk yapılamadığını” yazıyordu.

“Daha fazla özgürlük istiyordu ve ben de onun daha disiplinli olmasını istiyordum” diyor Jackson, ESPN’den Charley Rosen ile yaptığı bir dizi görüşmede. “Fakat Lakers‘a ikinci kez döndüğümde Kobe ile ben bir yolunu bulduk. Ona üçgen hücumun genel bağlamı içerisinde kaldığı sürece istediğini yapması için daha fazla özgürlük verdim.”

“Lider olabilecek potansiyele sahip vahşi bir attım fakat aşırı vahşiydim” diyordu Kobe, 2015’te GQ’daki röportajında. “Yani biraz da beni eğitmeye çalışıyordu. Aynı zamanda çok da zeki ve benimle Shaq arasında nasıl bir dinamikle uğraşması gerektiğinin farkındaydı. Basının önünde bana sallardı ve bunu kendisini Shaq’e sevdirmek için yaptığını anlardım. Ne yaptığını bildiğim için de bunun benim zekama bir hakaret olduğunu düşünürdüm.”

8. Phil’in dünyasında topsuz perde kadar basit şeylerin bile terminolojisi farklıydı. Dolayısıyla yeni bir dil öğrenmeye benzer bir alışma süreci oldu. Yine de öğretme sürecinde bile Jackson’ın ilginç aktiviteleri devam ediyordu. Salley’e göre maç kayıtlarını izleme seanslarında aralarda film görüntüleri oluyordu çünkü Jackson, bir insanın en fazla 15 dakika konsantre olabileceğine inanıyordu.

“Takımdakiler Phil’i anlamıyordu ama günün sonunda 2,5 saattir orada olduğumuzu fark ediyorlardı” diyor Salley. “Bunları beynimize koyar, neler yapacağımızı izletir, bunları anlatırdı; sonra da film oynamaya başlardı. ‘Ne oluyor yahu?’ diye düşünürdük.”

9. Phoenix’teki bir deplasman maçında Salley, Phil’in takımı sinemaya götürdüğünü anımsıyor. Tüm salon kapatılmıştı ve Lakers, Gladyatör’ü izledi. Yaklaşık üç saatlik film, Jackson’ın soruları ile sonuçlandı:

“Neyden fedakarlık etti?
Neyden vazgeçmesi gerekti?
Nasıl konsantrasyonunu korudu?”

“Sonra da ‘Bizler herkese karşı gladyatörleriz’ dedi” diyor Salley. “Takımdakiler de öyle hissetti, sanki diğer herkese karşı savaştığımızı düşündüler.”

10. Jackson, üçgen hücumu ile Shaq’e yeniden enerji verdi fakat Shaq’in sahadaki en büyük zaafı konuşulurken lafını sakınmadı.

“Serbest atış durumu yüzünden lider olamaz” diyordu Jackson, Kasım 1999’da Sports Illustrated’a verdiği röportajda. “Lider olacaksanız kritik anlarda katkı vermeniz lazım ve serbest atışları sokamıyorsanız…”

Fakat üçgen, Shaq’in kötü serbest atış yüzdesini tartışma konusuna çevirdi ve Shaq’in neredeyse herkese göre MVP seviyesinde bir sezon geçirmesini sağladı: 29,7 sayı ile sayı kralı oldu, 13,6 ribaund ortalaması yakaladı ve 3,8 asist ortalaması ile kariyer rekorunu kırdı. Shaq, normal sezonda Lakers‘ı taşıdı. Maç başına tam 40 dakika oynadı ve Lakers‘ın toplamda 67 galibiyet aldığı sezonda 16 ve 19 maçlık galibiyet serilerinde başrol oynadı.

“Shaq gibi bir oyuncunuz olduğu zaman ona yer bulmaya çalışmıyorsunuz” diyor Horry. “Biz ona en uygun düzeni kurmaya çalışıyoruz.” Bu bilinç, Lakers’ın üst üste üç şampiyonluğunda kritik rol oynadı. Shaq, üçgen hücum sürecinde istekli bir katılımcı hâline gelirken onlar da Shaq’in en iyi yönlerini ortaya çıkarmaya çalıştı.

“Phil’in karşısında mütevazıydı” diyor Salley. “Bu beni etkiledi. Phil’in ona şampiyonluklar kazandıracağına inandı ve güvendi, neticede de kazandı.”