EuroLeague Panorama 8. Hafta: Vasilije Micic’in Tarihi Gecesi

2020-11-14T08:57:45+00:00 2020-11-14T09:14:33+00:00.

Mehmet Bahadır Akgün

14/Kas/20 08:57

Eurohoops.net

Vasilije Micic ve Darrun Hilliard, Eurohoops Panorama’da MVP’liği paylaştılar.

By Stefan Djordjevic / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’in sekizinci haftasında sekiz maç izledik ve çok ilginç bir hafta oldu. İki adet çok farklı galibiyet, deplasmanda alınan tarihi bir galibiyet, bir tecrübe gösterisi ve her şeyin ötesinde farklı kariyer rekorları izledik.

Haftanın MVP’leri: Vasilije Micic ve Darrun Hilliard

Bu hafta MVP tercihi gerçekten zor bir seçimdi ve neticede kariyer maçlarını oynayan iki guard Vasilije Micic ile Darrun Hilliard arasında bir karar vermek gerekiyordu. Her ikisi de yıldız takım arkadaşları Shane Larkin ve Mike James’in yokluğunda sorumluluk almak zorundaydı ve her ikisi de kendilerinden bekleneni fazlasıyla verdi.

Hilliard, Baskonia karşısında CSKA‘nın kazandığı maçta 31 sayı ile kariyer rekorunu kırıp maçı kazandıran üçlüğü attı ve gecenin kahramanı oldu. 5/6 ikilik, 7/10 üçlük isabet oranları ile 32 verimlilik puanı üretti.

Micic ise Panathinaikos deplasmanındaki 33 sayılık performansı ile Anadolu Efes‘e OAKA’da 14 yıl sonra gelen galibiyeti getirdi. 7/13 ikilik, 5/7 üçlük isabet oranı ile oynayan Micic, bitime 01:22 kala beşinci faulünü alması bu performansını daha da yukarıya çekip bu hafta Eurohoops Panorama’nın tek MVP’si olabilirdi.

En İyi 5

  1. Vasilije Micic: Shane Larkin rahat rahat dinlenebilir.
  2. Darrun Hilliard: Henüz en iyisini göstermedi bile.
  3. Kyle Kuric:Barcelona, Fenerbahçe karşısında dominant bir oyun oynarken 7/8 ile üçlük atan Kuric’in 25 sayılık performansı farklı galibiyette önemli rol oynadı.
  4. Vladimir Lucic: Verimlilik puanına baktığımız zaman Vladimir Lucic, 35 verimlilik puanı ile MVP olacaktı. 22 sayı, 7 ribaund, 2 asist ve 2 top çalma ile Bayern’in Valencia karşısındaki galibiyetinde başrolü oynadı.
  5. Trey Thompkins: İlk 5’in fantastik performansları arasında en az dikkat çeken performans ona ait fakat Real Madrid, Kızılyıldız deplasmanında zorlu, tırnaklarıyla kazıdığı bir galibiyet aldı ve bunda Thompkins’in kritik anlarda üst üste iki üçlük soktuğu 14 sayılık performansı büyük rol oynadı.

Haftanın Koçu: Xavi Pascual

Bu hafta ödülü hak eden birçok koç oldu fakat Pascual, coronavirüs salgını nedeniyle takımının belki de en zor galibiyeti almış olması sebebiyle takdirimizi topluyor.

Zenit, yaklaşık bir ay boyunca hiç maça çıkamadı ve böyle bir geri dönüş zor olmalı. Fakat Pascual’in kadrosu güçlü kaldı. Geçen hafta geri dönüşlerindeki ilk maçlarında  Olympiakos’a kaybettiler ancak bu hafta, ASVEL deplasmanındaki galibiyet ile yaralarını sardılar.

Maçta toplam 119 sayı çıktı, çok keyifli bir maç değildi ancak galibiyet galibiyettir. Zenit de Barcelona dışında şu ana kadar bir mağlubiyet alan tek takım konumunda. Öte yandan henüz dört maç oynadılar ve daha büyük engeller de çıkacak önlerine.

Delikanlı: Alexander Khomenko

CSKA‘da Mike James’in yokluğu yalnızca Darrun Hilliard’ın işine yaramadı, söz konusu genç oyuncu da bundan fayda gördü. 21 yaşındaki Alexander Khomenko, nadiren fırsat buluyor ve bulduğunda da 10 dakika süre almıyor. Bununla birlikte Dimitris Itoudis, genç yıldıza bir fırsat vermek istedi ve Khomenko da yakında önemli bir parça olabileceğini gösterdi.

Saha içinde tek şut kaçırdı ve 7 sayı atarak beş faul aldı. Serbest atış çizgisinde sükunetini ve deneyimli oyuncular karşısında oynayabileceğini gösterdi. Hatalar da yaptı, iki kez top kaybetti ve toplu oyunu esnasında kendini rahatsız hissetti, bazen driplingi olması gerekenden erken kesti… Fakat genele bakıldığında genç guard çok etkileyici bir performans ortaya koydu.

Tribünler

Dolu tribünlerin yokluğunun maçların akışını etkilediği ve sıralamayı da çok belirsiz bir hâle getirdiği sır da değil, bunu anlamak için dahi olmaya da gerek yok.

Ayrıca her takımı da aynı şekilde etkilemiyor. Hayır, bazı takımların sınırlı sayıda taraftar alabilmesi, diğerlerinin alamamasından bahsetmiyoruz. Bazı takımların taraftarlarına daha bağlı oyunlarından bahsediyoruz. Özellikle geleneksel olarak güçlü tribünlere sahip, favori olmayan takımlarda bu durum dikkat çekiyor.

Kızılyıldız – Real Madrid maçı da bunun mükemmel örneği olabilir. Ev sahibi takım, Belgrad’da muhteşem bir enerji ile başladı. Her iki tarafta da agresif oynadı, sahayı koştu, üst üste şutlar soktu. Takım, 21-8 üstünlük kurdu, çeyrek sonunda üçlük soktu. Takımın en iyi oyuncusu köşeden step-back üçlük soktu.

Bunlar, tribünleri ayağa kaldıran hareketler. Özellikle de Kızılyıldız tribünlerini… Daha sonrasında tribünlerin o enerjisi, takımı ayağa kaldırıyor ve yeni bir seviyeye çekiyor. Rakip takımların koçları ile iletişim kurarak maça dönmesi zorlaşıyor.

13 sayılık fark, o ivme ile 20 sayı bile olabilirdi fakat Real Madrid, belki de ligin en tecrübeli takımı ve en güçlü mentaliteye sahip takımı olarak sessiz salonda geri dönüp ritmini buldu. Maçı son anlara ortada getirip birkaç zorlu hareket ile kazanmasını bildiler.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!