by Dan Favale, Çeviri: Arma Kaynar / ilefo@eurohoops.net
Bu çevirileile tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izilesiz kullanılması kesilelikle yasaktır.
Bu yazı 26 Ekim 2020 tarihilede BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Geçmişteki draft sınıfları hakkında sürekli tartışmalar yapılır. Sınıfın en iyi seçimi hangisiydi, en büyük hayal kırıklığını kim yarattı gibi.
Biz bu yazıda bu tartışmalara farklı bir açıdan yaklaşacağız. Geçmiş draftların hayal kırıklığı yaratan seçimlerine bakarken takımların içinde bulunduğu şartları değerlendireceğiz. “Kendileri için en yanlış seçimi hangi takım yaptı? Hangi takımın aldığı risk onlar için çok kötü sonuç verdi? Hangi takım seçtiği oyuncudan çok çabuk vazgeçti?” gibi soruların cevaplarını arayacağız.
Bu soruların cevaplarını ararken sadece lotarya seçimlerine odaklanacağız. Hatta ilk 5 sırada yaptıkları seçimlerde hata yapan takımların tercihlerine daha çok eğileceğiz. Bütün takımlar aynı şartlar altında draft seçimi yapmıyor. Mesela 2018 yılında Sixers, 10. sıradan Mikal Bridges’ı seçtiğinde doğru bir seçim yapmıştı. Ancak Bridges’ı Phoenix’e takaslama kararı için aynısını söylememiz pek de mümkün değil. Genelde draft tercihlerini tartışırken oyuncuların kariyerlerini incelemek daha doğru bir yaklaşım şekli. Ancak biz bu yeteneklerin katıldıkları takımlara sağladığı değeri de göz önünde bulunduracağız.
2018 ve 2019 yıllarında seçilip yazımızda yer alan oyuncuların hala önlerinde kariyerlerini yoluna koyma açısından şansı olduğunu da söylemek gerekiyor. Biz sadece bu draft seçimlerinin 2020 yılında nasıl gözüktüğüne bakacağız.
2015 Draftı
Cameron Payne (14. Sıra)
Cam Payne, NBA takımlarının lotarya tercihlerinden beklediği performansın uzağında kalan bir oyuncu. Ancak bunu söylerken 2015 Draftının çok da derin olmadığını hatırlatmak gerekiyor. Oklahoma City Thunder’da oynadığı dönemde kenardan gelerek dönem dönem fena performanslar da sergilemedi. Daha sonra Thunder’ın Taj Gibson ve Doug McDermott’ın takıma katıldığı takasın da parçası oldu. Payne, Phoenix Suns formasıyla Orlando Fanusunda oynadığı 8 maçta yakaladığı 10.9 sayı – 3.0 asistlik performansla da fena bir oyun sergilemedi.
Willie Cauley-Stein (6. Sıra), Emmanuel Mudiay (7. Sıra), Stanley Johnson (8. Sıra)
Bu 3 oyuncuyu beraber değerlendirmeye almaktan başka seçeneğimiz yoktu. Bu üç ismin arka arkaya seçilmesi, bu sınıfın lotarya seçimlerinin durumunu çok iyi açıklıyor.
Bu isimler arasında en büyük hayal kırıklığını tartışmasız şekilde Emmanuel Mudiay yarattı. Denver Nuggets, Mudiay’i takımın kurtarıcısı olmasını bekleyerek seçmemişti. Ancak Willie Cauley-Stein ve Stanley Johnson’a kıyasla çok daha potansiyelli görülen bir oyuncuydu.
Bu oyunculardan hiçbiri beklenen seviyeye çıkamadı. Cauley Stein, kısaların karşısında kalabilen bir uzuna ya da Mudiay, yeni nesil John Wall’a dönüşmedi. Johnson’ın da Jimmy Butler’a benzer bir oyuncuya dönüşmesi bekleniyordu.
Mario Hezonja, Orlando Magic
Seçildiği Sıra: 5
Mario Hezonja, az önce bahsettiğimiz üçlüyle beraber anılabilirdi. Bu draftın 5’le 9. sırası arasındaki tercihler gerçekten çok kötü. Draft günü şartlar ne olursa olsun bu isimlerin ilk 10 sırada seçileceğini düşününce bu tercihleri bu kadar sert şekilde eleştirmekte bir zarar göremiyorum.
Ancak ilk 5 sıradan seçilen oyuncular için beklentiler çok daha farklı oluyor. Hezonja atletizmi ve şut menziliyle heyecan uyandırıyordu. Ancak bu heyecanın karşılığını NBA seviyesinde asla veremedi. Çaylak kontratı sona ermeden Orlando onu serbest bıraktı. Dwight Howard’dan sonra hala organizasyonun yüzü olacak oyuncusunu arayan Magic için bu seçim çok büyük hayal kırıklığıydı.
Frank Kaminsky, Charlotte Hornets
Seçim Sırası: 9
İsim ve performans olarak baktığınızda Kaminsky kesinlikle buraya aitmiş gibi gözükmüyor. Listedeki oyuncular içerisinde en düşük sıradan seçilen isim kendisi ve büyük olasılıkla en iyi kariyere de o sahip. Şu ana kadarki kariyeri boyunca 2 sezon lig ortalamasında üç sayı isabeti sağlamayı başardı. 9. sıra seçimlerinin ilk 5 sıra seçimi kadar büyük baskıyla karşı karşıya kalmadığını da eklemek gerekiyor.
Anak Hornets, Kaminsky’yi 9. sırada seçebilmek için Boston Celtics’in teklif ettiği 4 tane birinci turu reddetmişti. Eğer böyle bir teklifi reddediyorsanız kesinlikle yıldız bir oyuncu seçmeniz gerekiyor. Kaminsky, çaylak kontratını bitirdikten sonra 2019 yılında Phoenix Suns’ın yolunu tuttu.
Jahlil Okafor, Philadelphia 76ers
Seçim Sırası: 3
Sixers, belki de bu tercih için kendisini savunabilir. Okafor, Karl Anthony-Towns sezon içerisindeki patlamasını yapmadan önce draftın ilk sırasından seçilecek gibi gözüküyordu. Sixers, seçim yaptıkları sırada ortada bulunan en iyi oyuncuyu kadrosuna katmıştı.
Ancak Sixers’ın kadrosunda zaten Joel Embiid vardı. Embiid, Sixers formasıyla ilk maçını 2016 yılına kadar oynamıştı evet ama kadrosunda Nerlens Noel’i de bulunduruyordu.
Kadro durumunuz ne olursa olsun dış şut tehdidi bulunmayan ya da savunma liderliği yapmayan bir uzunu 3. sıradan seçmek her zaman tehlikeli bir tercih. Ligde oynanan basketbol, Okafor’un oyun tarzının tam tersine ilerliyordu. Bir ilk 3 sıra seçimini daha başka bir pivota harcamak Sixers’ın saha içindeki işlerini fazlasıyla zorlaştırdı.
2016 Draftı
Kris Dunn (5. Sıra) – Denzel Valentine (14. Sıra)
Kris Dunn, tipik bir ilk 5 sıra seçiminden beklediğimiz gibi bir kariyer gelişimi yaşamadı. Eğer şutunu ve karar mekanizmasını geliştirebilseydi bir yıldız haline gelebilirdi. Ancak NBA seviyesinde bu iki alanda da kendisini geliştiremedi.
Eğer Timberwolves, Dunn’ı takaslamasaydı belki de bu listede daha yukarıda olabilirdi. Ancak Timberwolves’un Jimmy Butler’ı kadrosuna kattığı takasta takımdan gönderdiğği oyunculardan birisi de Dunn’dı. Zaman içerisinde Dunn, iyi bir savunmacı haline geldi ve eğer geçen sezon dizinden sakatlanmasaydı en iyi savunma beşlerinden birisine bile seçilebilirdi.
Denzel Valentine’ın da çok büyük bir hayal kırıklığı olduğunu söylemek doğru olmaz. Lotaryanın son sıralarından seçilmişti ve sakatlık sorunları üretimini fazlasıyla kısıtladı.
Thon Maker, Milwaukee Bucks
Seçim Sırası: 10
Bucks, Thon Maker’ı 10. sırada seçerek bir risk almıştı. Ancak bu seçimden 3 yıl önce benzeri bir riski Giannis Antetokounmpo için aldıklarında işler onlar için gayet iyi gelişmişti.
Maker’i seçmek biraz abartı bir tercihti. Maker’in gizli unicornları haline gelmesini bekliyorlardı. Ancak Maker’in şut yeteneği dışında takıma katabildiği fazla bir şey yoktu. Savunmada varlığı neredeyse belli olmuyordu bile. Çember savunması konusunda hiçbir zaman güvenilir bir oyuncu haline gelemedi ve 4 numaraları savunma konusunda da sıkıntılar yaşıyordu. Hiçbir zaman Bucks rotasyonunda çok ciddi bir yere sahip olmadı.
Marquese Chriss, Phoenix Suns
Seçim Sırası: 8
Marquese Chriss, geçen sezon Golden State Warriors formasıyla değerini biraz daha arttırdı. Ancak bu onu seçen Suns için hiçbir şey değiştirmiyor. Phoenix ekibi, Chriss’i ikinci sezonundan sonra Brandon Knight’la birlikte Houston Rockets’a takasladı.
Suns, sadece Chriss’i seçseydi büyük olasılıkla çok eleştirilmezdi. Ancak 4. sıradan da Dragan Bnder tercihi yapmışlardı. Suns, proje olarak görülen iki uzunu aynı kadroya eklemişti. İkisinden birinin iyi bir oyuncuya dönüşmesini bekliyorlardı ancak Phoenix’in beklentileri karşılığını vermedi.
Suns’ın bu seçimi yapmak için draftta yükseldiğini de eklemek gerekiyor. Bu seçimi alabilmek için Suns, Bogdan Bogdanovic’i de Kings’e yollamıştı. Bogdanovic’in dönüştüğü oyuncuya bakılınca işlerin pek hesapladıkları gibi gitmediği ortada.
Georgios Papagiannis, Sacramento Kings
Seçim Sırası: 13
Papagiannis seçimi, ilk andan itibaren çok büyük bir hata gibi gözüküyordu. Aradan geçen zamanda da Kings’in bu tercihi hakkındaki görüşler fazla değişmedi.
Papagiannis, Kings tarafından serbest bırakılmadan önce sadece 38 maçta sahaya çıktı ve 2018 yılından beri de NBA’de forma giyemiyor. Kings’in bu seçiminin en tepede yer almamasının tek sebebi, lotarya sonu seçimlerden beklentinin genellikle yüksek olmamasından başka bir şey değil.
Dragan Bender, Phoenix Suns
Seçim Sırası: 4
3 sayı tehdidi, top kontrolü, sahayı koşabilme, savunma potansiyeli… Bender bunların hepsine sahipti. Taa ki bu özelliklere sahip olmadığı ortaya çıkana kadar.
Bender’in draft öncesi raporunda yer alan hemen hemen hiçbir özelliğini NBA’de göremedik. İkinci sezonunda maç başına 25.2 dakika oynayan Bender, üç sayı çizgisinin gerisinden %36.6’yla isabet buluyordu. Bu kısa süre için umut yaratsa da ligdeki dördüncü sezonundan sonra Suns, Bender’i serbest bıraktı. Bender, 2019-20 sezonunu da Washington Wizards’tan aldığı 10 günlük kontratla bitirdi.
Arkasından seçilen Buddy Hield ve Jamal Murray gibi isimlerin ondan çok daha iyi kariyerlere sahip olması da durumu daha iyi hale getirmiyor. Phoenix, 2016 yılında ilk 10’dan yaptığı 2 seçimde de başarılı olamadı.
2017 Draftı
Frank Ntilikina (8. Sıra)
Konuya mümkün olduğu kadar basit bakarsak Frank Ntilikina’nın Knicks için doğru tercih olmadığını söyleyebiliriz. Donovan Mitchell, John Collins, Bam Adebayo ve OG Anunoby, Ntilikina’nın arkasından seçilen oyunculardan bazılarıydı.
Ancak hayal kırıklıklarına bakarken sadece arkalarından seçilen oyunculara göre karar veremeyiz. Eğer Knicks, bu oyunculardan birisini seçseydi diğer takımların tercihleri çok daha farklı olabilirdi. Eğer Dennis Smith Jr., Knicks’ten önce seçilmeseydi New York büyük olasılıkla onu seçerdi.
Ayrıca Ntilikina’nın değeri doğru kullanılmadığı için de gitgide azaldı. Fransız oyuncu, sahada olduğu anlarda Knicks çok daha iyi bir savunma takımı haline geliyor. Ntilikina’nın 8. sıradan seçilmesinin hakkını vermesi çok kolay değil ancak listede yer alan diğer oyuncular kadar büyük bir hayal kırıklığı olduğunu söylemek de doğru olmaz.
Dennis Smith Jr., Dallas Mavericks
Seçildiği Sıra: 9
2017 draftından önce Dennis Smith Jr.’ın atletizmi herkesin gözünü kamaştırıyordu. Mavericks’in önünden seçim yapan takımların bu tercihi yapmadıkları için pişman olması bekleniyordu. Eğer şutunu geliştirebilseydi Smith Jr.’ın bir yıldız haline gelmesi işten bile görülmüyordu.
Ancak genç oyuncunun kariyeri beklentilerin çok uzağında gelişti. Smith, sadece beklentileri karşılayamamakla kalmadı, Mavericks henüz ikinci sezonunda ondan vazgeçerek New York’a yolladı.
Smith’in ilk 3 sezonuda onun kadar dakika alan ve şut kullanan oyuncular arasında true shooting sıralamasında son sırada yer alıyor.
Smith’in verimsiz oyunu, New York’ta da aynen devam etti. Eğer Mavericks, Porzingis takasında Smith’i kullanmasaydı bu tercih onlar için çok daha kötü bir hal alabilirdi.
Josh Jackson, Phoenix Suns
Seçim Sırası: 4
Josh Jackson, değerini tekrar yükseltiyor gibi gözüküyor. Geçtiğimiz yıl G-League’de oynadığı maçlarda 20.3 sayı – 4.3 asist ortalamaları yakalamış ve üç sayı çizgisinin gerisinden %38’le oynamıştı. Memphis formasıyla gösterdiği performans bu istatistiklere çok yakın değil ancak çok daha disiplinli bir savunmacı haline gelmiş gibi gözüküyor.
Ancak bu durum, Suns için çok da bir şey ifade etmiyor. Jackson’ı 4. sırada seçen Suns, De’Aaron Fox ve Jonathan Isaac gibi oyuncuları pas geçmişti.
Ancak Suns’ın hakkını vermek gerekirse draft öncesi Jackson gayet değerli bir oyuncu olarak gözüküyordu. Takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen ve savunma yapabilen forvet oyuncuları kolay kolay bulunmuyor. Ancak Jackson’ın kariyeri hiç beklendiği gibi ilerlemedi.
Ancak yetenekli oyuncularla dolu bir draftta 4. sıra tercihinizden iyi bir oyuncu seçemediğiniz zaman bu tarz yazılarda da ister istemez yer alıyorsunuz.
Markelle Fultz, Philadelphia 76ers
Pick Number: 1
Markelle Fultz, geride bıraktığımız birkaç yılda tarihin en büyük hayal kırıklıklarından birisi olmaktan kurtuldu. Ancak bu cümlede açıklanması gereken birçok nüans var.
Geride bıraktığımız sezon Fultz, NBA seviyesinde bir oyuncu olduğunu herkese kanıtladı. Sağlıklı olduğu zamanlarda Fultz, rahatlıkla çembere kadar gidebiiyor ve takım arkadaşlarına pozisyon yaratabiliyor. All-Star arasından sonra oynadığı maçlarda da orta mesafeden %50 civarında şut kullanmayı başardı.
Ancak Fultz 1. sıradan seçilmişti ve tartışmasız bir şekilde süperstar olması bekleniyordu. Genç oyun kurucunun kariyerini kurtardığı performansları onu ilk sıradan seçen Sixers’la sergilemediğini de unutmamak gerekiyor.
Sixers, Fultz’u seçebilmek için Jayson Tatum ve daha sonra Romeo Langford’a dönüşen birinci tur hakkını Celtics’e göndermişti. Yanlış anlamayın, Fultz tartışmasız şekilde draftın birinci sırası olarak görülüyordu. Celtics yetkilileri, ne olursa olsun Tatum’ı birinci sıradan seçeceklerini söylüyor fakat bu draft öncesindeki genel kanıyı değiştirmiyor.
Sağ omzundan yaşadığı sakatlıklar sebebiyle Fultz, Sixers’la geçirdiği dönem boyunca sadece 33 maçta oynayabildi. Daha sonra Philadelphia ekibi, Fultz’u 1 birinci tur 1 ikinci tur karşılığında Magic’e takas etti.
Fultz’un Sixers’ın büyük üçlüsünü tamamlaması ve şampiyonluklar için mücadele etmesi bekleniyordu. Bunun yerine Sixers, hala kadrosunu tamamlamanın yollarını arıyor.