by Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
NBA’de transfer döneminin başlamasıyla birlikte takımlar serbest oyuncularla hızla kontrat imzalamaya başladı. İlk haftanın sonuna geldiğimiz günlerde serbest kalan yüksek profilli oyuncuların neredeyse hepsi yeni takımlarını buldu.
Bu sezonki transfer piyasası, hem Coronavirüs salgınının takımların maddi açıdan elini kısıtlaması hem de serbest kalan oyuncuların önceki yıllara kıyasla profillerinin çok daha düşük olması sebebiyle ligin kaderini tamamen değiştiren hamlelere sahne olmadı. Lig genelindeki takımların çoğunun maaş bütçesinde yer olmamasının da bu konuda etkili olduğunu belirtmek gerekiyor.
Ancak buna rağmen Jayson Tatum, Donovan Mitchell, Brandon Ingram, De’Aaron Fox ve Bam Adebayo gibi takımlarının geleceği olarak genç yıldızlar, dev kontratlar imzalayarak hem hakettikleri paraya kavuştu hem de Boston Celtics, Utah Jazz, New Orleans Pelicans, Sacramento Kings ve Miami Heat gibi takımlar geleceklerini garanti altına almış oldu.
2017 Draft sınıfının yıldızlarından biri olarak ön plana çıkan ve kısa süre içerisinde Boston Celtics‘in yıldızı haline gelen, geçtiğimiz sezon kariyerinde ilk kez All-NBA takımlarına seçilen ve All-Star maçında yer alan Jayson Tatum, 5 yıl 163 milyon dolarlık bir kontrata imza attı. Tatum’ın bu kontratı, bonuslarla birlikte 195 milyon dolara kadar yükselebilecek.
Geçen sezon takımı Miami Heat‘in NBA Finallerinde yer almasında büyük rol oynayan Bam Adebayo da maksimum çaylak kontartına imza atarak tıpkı Tatum gibi 5 yıl 163 milyon dolarlık bir sözleşme imzaladı. Yıldız uzunun da sözleşmesi alacağı bonuslarla 195 milyon dolara kadar çıkabiliyor. Utah Jazz, Donovan Mitchell’ı bu iki isim gibi 5 yıl 163 milyon dolar değerinde bir kontrat verirken Sacramento Kings de yıldız oyun kurucusu De’Aaron Fox’ı önümüzdeki 5 yıl boyunca takımda tutmayı garanti altına aldı.
Bir diğer maksimum kontrat alan isim de geçtiğimiz sezon başında Los Angeles Lakers‘tan New Orleans Pelicans‘a takas edilen ve 2019-20 sezonunda kariyerinde ilk kez All-Star seçilen Brandon Ingram oldu. Pelicans’a takas olduktan sonra New Orleans ekibinin kontrat uzatma teklifini kabul etmeyen Ingram, geride bıraktığımız sezon boyunca kendisini kanıtlayarak 5 yıl 158 milyon dolarlık bir sözleşmeye imza attı.
Bu oyuncular çok görkemli kontratlara imza atmış olsalar da takımların bu sözleşmeleri vereceği neredeyse kesindi. Oyuncular da doğal olarak kendilerini kanıtladıktan sonra ilk büyük sözleşmelerini imzalamak isteyecekti. Bu yüzden bu yazımızda bu isimlerin kontratları ayrı yer ayırmak yerine bir arada söz etmeyi tercih ettik.
Takımların iddialı olabilmesi için bu tarz yıldız oyunculara verilen kontratlar tabii ki hayat önem taşıyor. Ancak her şampiyonluk takımında bu kontratların yanında fiyat – performans olarak tüm ligi kıskandıracak kontratlar fark yaratıyor. Biz de bu yazıda transfer döneminin fiyat performans açısından göz kamaştıran kontratlarını derlemeye karar verdik. Yazıda yer alan oyuncuların hepsinin takımlarını şampiyonluk yarışına sokmayacağını farkındayız. Hatta bazıları playofflarda bile yer almayacak. Ancak eğer bu takımlar önümüzdeki dönemde başarılı olacaksa, bu oyuncuların aldığı takım dostu maaşlar bu konuda önemli bir rol oynayacak.
Tansfer döneminde takımların dağıttığı en iyi 10 kontrat huzurlarınızda:
Serge Ibaka, Los Angeles Clippers
Geçtiğimiz sezonu Toronto Raptors’ta tamamlayan Serge Ibaka, trasnfer döneminin en önemli hamlelerinden birisine imza atarak Los Angeles Clippers’ın yolunu tuttu.
Montrezl Harrell’ı Los Angeles Lakers’a kaptıran Clippers, 2 yıl 19 milyon dolarlık bir kontratla Ibaka’yı kadrosuna katarak yaşadığı kaybı önemli ölçüde telafi etmeyi başardı. Bu kontratın ikinci senesinde oyuncu opsiyonu bulunuyor.
Harrell, geçtiğimiz sene normal sezonda iyi bir performans göstererek Yılın Altıncı adamı seçilse de Ibaka’nın özellikle dış şut tehdidiyle birlikte Clippers’ın yapısına daha uygun bir oyuna sahip olduğunu söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıl kullandığı üç sayılık atışlarda %38.5’luk bir yüzdeye sahip olan Ibaka, savunma anlamında da Clippers için daha iyi bir oyuncu profiline sahip. Ibaka’nın dış şut özelliği, ihtiyaç duydukları zaman takımın diğer uzunu Ivica Zubac’la birlikte beraber sahada kalmasını da çok daha kolay bir hale getiriyor.
Ibaka’nın günümüz NBA’inde öncelikli pozisyonunun pivot olduğunu söylemek gerekiyor. Bu durum, Clippers’ın daha kısa beşlerle sahada kalmasını da kolaylaştırıyor. Geçtiğimiz yıl Clippers, bu rol için zaman zaman Denver Nuggets’a kaybettikleri JaMychal Green’i kullanıyorlardı. Ibaka’nın varlığı da bu beşlerde Clippers’ın elini fazlasıyla rahatlatacaktır.
Transfer döneminin en gözde uzunlarından birisi olarak görülen Ibaka’yı fiyat olarak da iyi bir miktara kadrosuna katan Clippers’ın çok önemli bir eklemeye imza attığını da söylemek gerekiyor. Ibaka, Raptors’ın hem şampiyonluk sezonunda hem de geride bıraktığımız yılki playoff yolculuğunda gayet iyi bir performans göstermişti. Ancak 2021 transfer dönemi için finansal anlamda esneklik kazanmak isteyen Raptors, tecrübeli uzunu tek senelik bir kontratla kadrosunda tutabilirdi.
Fakat burada Clippers’ın şampiyonluk iddiası ve Los Angeles şehrinin avantajları Ibaka’nın bu kararında etkili olmuş gibi gözüküyor. Sebebi ne olursa olsun önümüzdeki sezon bu yılki hayal kırıklığını unutturmak isteyen Clippers için bu ekleme hayati önem taşıyacak.
Christian Wood, Houston Rockets
Transfer döneminde birçok uzunu kadrosuna katan Detroit Pistons, geçtiğimiz yıl kadrosundaki en gelecek vaat eden isim olan Christian Wood’u tutmak gibi bir girişimde bulunmadı. Bunun üzerine Christian Wood, 3 yıl 41 milyon dolarlık bir kontratla Houston Rockets’ın yolunu tuttu. Geçtiğimiz yıl gösterdiği performansla birlikte marketini iyice yükselten Wood’u böyle bir kontratla kadrosuna katmak Houston ekibi için başarı.
Geçen sezon süper kısa beşleri kullanarak uzun oyunculardan uzaklaşan Rockets için yıllık 13 milyon civarı gibi bir ücretle Wood’u kadroya katmak gayet alınabilir bir risk gibi gözüküyor. Transfer döneminde Russell Westbrook ve James Harden gibi isimlerle alakalı takas dedikoduları çıksa da hem front office’te hem de koç ekibinde büyük değişikliklere giden Rockets, önümüzdeki sezondan itibaren farklı oyun sistemini benimseyecek. Harden ve Westbrook hakkında çıkan takas dedikoduları ve takımın önemli kanat parçası Robert Covington’ı takaslamasıyla birlikte kadroda da değişikliğe gidebileceği düşünülüyordu. Ancak en azından şu ana kadar Rockets’ın böyle bir düşüncesi yok gibi gözüküyor.
Buna rağmen eğer Rockets, yeniden yapılanma yoluna girmeyi düşünürse bile henüz 25 yaşındaki Wood, hem takımın geleceğinde bir role sahip olabilir hem de gayet uygun kontratıyla değerli bir takas parçası olarak da kullanılabilir.
Wood’un özellikle hücum tarafındaki çok yönlülüğü, onun günümüz NBA’ine uygun bir uzun profili olduğunu gözler önüne seriyor. Üç sayı çizgisinin gerisine kadar çıkan bir şut menziline sahip olan Wood, gerektiğinde topu yere vurarak pozisyon yaratabiliyor ve pick and roll hücumunda da önemli bir parça. Topu yere vurduğu pozisyonlarda da kalabalık içerisinde bitirme konusunda etkili bir silah olan Wood, çembere kadar gitmeyi de başarıyor. Doğal pozisyonu 5 numara olan Wood, hem şut yetenekleri hem de yüzü dönük şekilde pozisyon yaratabilmesi sayesinde rakipleri için de eşleşme sorunları yaratan bir uzun.
Rockets’ın geleceğinde nasıl bir yapılanmanın onları beklediği hala net değil. Fakat şartlar ne olursa olsun Wood eklemesinin iyi bir hamle olduğu gerçeği değişmiyor.
Montrezl Harrell, Los Angeles Lakers
Montrezl Harrell, belki de transfer döneminin en şaşırtıcı hamlelerinden birisine imza atarak Los Angeles Clippers’tan Los Angeles Lakers’a transfer oldu. Son şampiyondan 2 yıl 19 milyon dolarlık bir kontrat alan Harrell’ın sözleşmesinin ikinci yılında oyuncu opsiyonu da bulunuyor.
Geçtiğimiz sezonu Yılın Altıncı adamı olarak tamamlayan Harrell, bu opsiyon sayesinde işler yolunda gitmezse bir sonraki sezon bu opsiyonunu reddederek daha iyi bir kontrat bulmaya da çalışabilir. Fakat 2020-21 sezonuna şampiyonluğun en büyük adayı olarak girecek Lakers’ta işlerin yolunda gitmemesi için pek de bir sebep yok.
Harrell, üç sayı çizgisinin gerisine çıkan bir şut menziline sahip olmasa da kendi özellikleri doğrultusunda çok yönlü bir bitirici. Perdelemelerden sonra çembere devrilme konusunda başarılı bir isim olan Harrell, gerektiğinde post-up üzerinden oynayarak da kendisine pozisyon hazırlayabiliyor. Sahayı koşma konusunda önemli bir isim olan Harrell, Lakers’ın geçiş hücumlarında da önemli bir silah haline gelecektir.
Harrell eklemesine dair kağıt üstünde bazı endişeler de yok değil. Eğer son şampiyon Harrell’ı Anthony Davis’le beraber kullanmayı düşünürse bu bazı spacing sorunları yaratabilir gibi gözüküyor. Ancak geçtiğimiz yıl Davis’in gösterdiği dış şut performansıyla birlikte yıldız ismin Howard ve McGee gibi isimlerle sahada kalıp verimli olmayı başardığı düşünülünce bu endişeler de önemli ölçüde azalacaktır.
Harrell’ın ilk beşe yerleşmeyip kenardan gelerek katkı verdiği senaryoda bile hem Howard’a hem de McGee’ye göre daha iyi bir hücum silahı olduğunu ve Lakers’ın bu anlamda kadrosunu tartışmasız şekilde geliştirdiğini kabul etmek gerekiyor. Lakers, Harrell’a çok yüksek bir kontrat ödemediği için özellikle maç sonlarında uzun oyuncuyu Davis’le beraber kullanma konusunda ısrarcı olmamak gibi bir lükse de sahip.
Davis’in yanına dış şut tehdidi daha yüksek olan bir uzunu eklemek kağıt üstünde daha iyi bir fikir gibi durabilir. Ancak Lakers’ın Harrell’ı böyle bir kontratla takıma katmanın değerini karşılayabilecek bir ekleme yapması da pek mümkün değildi. Lakers’ın konferanstaki ve şampiyonluk yolundaki en önemli rakiplerinden birisi olan Lakers’tan değerli bir rotasyon parçasını çaldığını da unutmamak gerekiyor.
Goran Dragic, Miami Heat
Goran Dragic, transfer döneminin başlamasıyla birlikte Miami Heat’le sözleşmesini uzattığını kişisel Twitter hesabından açıklayarak hoş bir sürprize imza attı.
Miami Heat, geçtiğimiz yıl NBA Finallerine uzanan playoff yolculuğunda çok kritik bir rol oynayan Goran Dragic’le kontrat imzalaması bekleniyordu. Ancak 2 yıl 37.4 milyon dolar değerindeki kontratın ikinci yılında takım opsiyonu bulunması, bu kontratı çok daha değerli hale getiriyor. Bu sayede Heat, 2021 transfer döneminde takıma büyük bir yıldız katmak isterse Slovenyal oyun kurucunun kontratından çıkabilecek esnekliği de cebine koymuş oldu.
Dragic, 2019-20 normal sezonunda çok da iyi bir performans göstermiyordu. Ancak tecrübeli oyuncu, playofflarda maç başına 19.1 sayı ortalamasıyla oynayarak NBA Finallerine kadar Heat’in en skorer oyuncusu olmayı başardı. Final serisinin ilk maçında yaşadığı sakatlık, Heat’in Lakers karşısındaki şansına ciddi ölçüde zarar verse de tecrübeli oyuncunun geçtiğimiz yıl Miami’nin gösterdiği başarıda hayati bir rol oynadığını kabul etmek gerekiyor.
NBA Finalinde yaşadığı sakatlık ve Dragic’in daha önceki sakatlık geçmişi, 34 yaşındaki oyuncuya önümüzdeki sezon için 18 milyon dolar civarında bir kontrat vermek riskli bir tercih gibi gözükebilir. Fakat final serisinde de Heat’in Jimmy Butler dışında bir yaratıcıya ihtiyaç duyduğunu net şekilde gözler önüne serdi. Bu yüzden Heat için Dragic’i kadroda tutmak çok önemli bir hale gelmişti.
Marc Gasol, Los Angeles Lakers
2007 Draftının 47. sırasında Los Angeles Lakers, seçimini Marc Gasol’den yana kullanmıştı. İlerleyen dönemde Marc, Lakers formasını hiç giymese de Los Angeles ekibinin ağabeyi Pau Gasol’ü kadrosuna kattığı takasın bir parçası haline gelmiş ve 2009 ile 2010 yılında gelen şampiyonluklarda ufak da olsa bir pay sahibi olmuştu.
Lakers ve Marc, bu tarihten yaklaşık 13 yıl sonra tekrar bir araya geliyor ve İspanyol uzun Los Angeles temsilcisinin bir kez daha üst üste 2. şampiyonluğunu kazanması için mücadele edecek.
2019 sezonunda Raptors’ın kazandığı şampiyonlukta önemli bir rol oynayan Marc, geçtiğimiz sezon da üçlük çizgisinin gerisinden %38.5’le şut atmıştı. Bu yüzde, Lakers kadrosunda bulunan oyuncuların hepsinin sahip olduğu üç sayı isabet oranından daha yüksek. Bu da LeBron James ve Anthony Davis ikilisinin işini fazlasıyla kolaylaştıracaktır. Üstelik Lakers, Marc’ı kadrosuna sadece 2 yıl 5.2 milyon dolar ödeyerek kattı.
Bunların yanına Marc’ın geçtiğimiz yıl Raptors’ın ürettiği basketlerin neredeyse %20’sinin asistini yaptığını da eklemek gerekiyor. LeBron ve Davis’in geçtiğimiz sene özellikle normal sezonda Lakers hücumunun yaratıcılığını koruyabilmek için çok büyük bir efor sarfettiği ortada. Marc’ın yüksek posttan oyun kurma becerisini kadroya eklemek, normal sezonda bile Los Angeles ekibi için önemli bir fark yaratacaktır.
Gasol’ün Lakers’ın takasla kadrosuna eklediği Dennis Schröder için iyi bir pick and roll partneri olmasının yanı sıra savunmada takıma yapacağı katkıları da göz ardı etmemek gerekiyor. Geçtiğimiz sezon Raptors, ligin en iyi savunmalarından birisine sahipti. Gasol’ün savunmada da Lakers için önemli bir rol oynayacağı ortada.
Tüm bu olumlu yönlere rağmen Gasol’ün Memphis’teki fiziksel formundan uzak kaldığı ve maç başına 35-40 dakika civarı oynamasının bir hayal olduğunu da unutmamak gerekiyor. Ancak Los Angeles ekibinin Gasol’ü verimli şekilde kullanabileceği 25-30 dakika bile çok önemli fark yaratacaktır.
Jae Crowder, Phoenix Suns
Phoenix Suns, Orlando Fanusunda oynadığı 8 sıralama maçının hepsini kazanarak Orlando Fanusunun en özel hikayelerinden birisine imza atmıştı. Ancak Phoenix ekibinin bu etkileyici performansı, 10 yıllık playoff hasretlerini gidermek için yeterli olmadı.
Suns’ın geride bıraktığımız takas ve transfer döneminde bu hasrete son vermek için elinden gelen her şeyi yaptığını söylemek gerekiyor. İlk olarak Chris Paul’ü takasla kadrosuna katan Suns, yaz döneminin en önemli hamlelerinden birisine imza atarken geçtiğimiz yıl rotasyonda önemli bir rol oynayan Kelly Oubre Jr.’ı kaybetti. Ancak Phoenix ekibi, bu kaybı Jae Crowder eklemesiyle telafi etmeyi başardı.
Geride bıraktığımız sezon Miami Heat’in final yürüyüşünde çok önemli bir rol oynayan Crowder ile 3 yıl 30 milyon dolar civarında bir sözleşme imzalayan Suns, bu sayede ligin önemli 3&D oyuncularından birisini bünyesine kattı. 1.98’lik boyuna rağmen 4 numaralar da dahil olmak üzere birden fazla pozisyonu savunabilen Crowder, aynı zamanda rakip savunmaların saygı duyması gereken bir üç sayı şutörü. Crowder’ın kadrodaki varlığı Devin Booker ve Chris Paul’e de çok daha büyük alan sağlayacaktır.
İşin savunma tarafında da Mikal Bridges ve Cameron Johnson gibi isimlerin yanına Crowder’ı ekleyen Suns, switch savunmasında da çok yönlü bir kadroya sahip olacak.