by Vladimir Stankovic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 17 Haziran 2020 tarihinde EuroLeague’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Basketbol dünyası, özellikle daha eski jenerasyonlar Radivoj Korac’ın ne kadar büyük bir efsane olduğunu bilirler. Korac, basketbol parkelerinin gördüğü en büyük isimlerden biriyken buna rağmen mütevazı karakteriyle herkesi etkilemeyi başarmış birisiydi. Medya mensuplarından, taraftardan, rakiplerinden aldığı övgüleri her zaman büyük bir tevazuyla karşılayan Korac, çok kibar bir insandı.
Korac, birçok ilgi alanı olan gayet görgülü bir adamdı. Belgrad sınırları içerisinde gösterime başlayan her tiyatro oyununa giden Korac’ın arkadaş çevresinde aktörler, şarkıcılar ve çeşit çeşit sanatçılar bulunurdu. Sahip olduğu plak koleksiyonu, Belgrad’ın en büyüğüydü. Onun sayesinde Radyo Belgrad’daki bir müzik programı ilk kez The Beatles çalabilmişti. Müziğe olan ilgisinin yanı sıra sinema ve edebiyata da çok düşkündü. Aynı zamanda forma koleksiyonu yapmayı da çok severdi. Yüzlerce forması vardı ve sadece çok özel günlerde takım elbise giyerdi. Elektrik Eletronik Mühendisliği öğrencisi olan Korac, mezun olmasa da okulu bitirmesine sadece birkaç dersi kalmıştı. Mezuniyetini basketbol kariyerinin sonrasına bırakan Korac, ne yazık ki hayata gözlerini yummadan bu hayalini gerçekleştirmeyi başaramadı.
Bazı rekorların kırılması neredeyse imkansıza yakındır. Avrupa basketbolunun da en prestijli rekorlarından bir tanesi de Korac’a ait. OKK Belgrade formasını giyen Korac, 1965 yılında EuroLeague çeyrek finalinde Alvik BK Stockholm karşısında oynadığı maçta 40 dakikada 99 sayı atarak bir maçta en fazla sayı atma rekorunun sahibi olmuştu. OKK karşılaşmayı 155-57 kazanırken takım olarak bir maçta en fazla sayı atma rekorunu da kırmıştı. Bu maçtan bir hafta önce oynanan çeyrek finalin ilk maçında da OKK sahadan 136-90’lık galibiyetle ayrılırken Korac 71 sayı atmıştı. Korac, iki maçlık bir çeyrek final eşleşmesini ortalama 85 sayıyla bitirmeyi başarmıştı!
Sayı Makinesi
Korac, basketbolla ilk olarak 1950 yılında Hırvatistan’da tanışmıştı. Daha sonra 16 yaşına geldiğinde Belgrad’da basketbol oynamaya başlayan Korac, sınıfının en uzun oyuncusuydu ve pivot oynuyordu. Korac, 1954 yılında OKK Belgrade’ın altyapı takımlarında o zaman sadece 1.93 olmasına rağmen aynı pozisyonda oynuyordu. Kariyerinin başlangıcından itibaren 5 numaralı formayı giyen Korac, 5 Kasım tarihinde doğduğu için bunu bir uğur olarak kabul ediyordu. Sahanın her yerinden skor üretme yeteneğinin yanısıra aynı zamanda çok iyi bir ribaundçu olan Korac, kendisinden çok daha uzun boylu oyuncularla boğuşmaktan hiçbir zaman çekinmiyordu. Yugoslavya milli takımında oynadıkları dönemde altyapı takımlarında maç başına ribaund liderliğini Kresimir Cosic’le paylaşıyordu.
Korac’ın yakın arkadaşı Dragutin Tosic, hem okulda hem de OKK’da kendisinin yakın arkadaşıydı. Tosic, anlattığı hikayede Korac’ın altyapıda oynadığı ilk maçı 33-28 kazandıklarını söylüyor. Korac, bu maçı tam 33 sayı atarak tamamlamıştı! 1956 yılında OKK’nın A takımıyla ilk maçına çıkan Korac, ligde oynadığı 8 sene boyunca 7 kez sayı kralı olmayı başardı. 1957 yılında 29.1 sayı ortalaması yakalayan Korac, ilerleyen yıllarda sırasıyla 1958’de 35.2, 1960’ta 37.0, 1962’de 30.5, 1963’te 34.5, 1964’te 26.3, ve 1965’te 31.6 sayı ortalamasıyla oynadı. OKK formasıyla toplam 4 Yugoslavya şampiyonluğu yaşayan Korac, 3 kez de Yugoslavya Kupasını kaldırma mutluluğu yaşadı.
Korac, aynı zamanda futbol, hentbol ve atletizmle de uğraşıyordu. Korac, özellikle yüksek atlama branşında çok başarılıydı. Her zaman kendi boyu olan 1.93 barajını geçmek isteyen Korac, bu hedefini de gerçekleştirmeyi başarmıştı. Askerlikteyken bu branşta şampiyonluk yaşayan Korac, aynı zamanda çok iyi bir satranç oyuncusuydu. Takım arkadaşları ve koçları her zaman Korac hakkındaki ilk düşüncelerinin çok yavaş bir oyuncu olduğunu söylerlerdi. Ancak Korac, bunun tam tersiydi. Topla gayet hızlı hareket edebilen oyuncu solaktı ve çok iyi sıçrardı. Faul atışlarını karpuzlama stiliyle atardı. Ve neredeyse faul atışı kaçırmazdı bile.