NBA: Bir Süperstarın Takas İsteği Ligin Kaderini Nasıl Değiştirdi?

07/Ara/20 11:14 Aralık 7, 2020

admin69

07/Ara/20 11:14

Eurohoops.net

Geride bıraktığımız transfer döneminde Russell Westbrook ve James Harden gibi yıldızlar takımlarından takasını istedi. Süperstarların takas isteklerinin perde arkasında neler yaşandığını ve bu durumun bütün ligin kaderini nasıl etkileyebileceğine hep beraber göz atıyoruz…

By Jake Fischer, Çeviri: Arma Kaynar/ info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 27 Kasım 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’de çok az olay yıldız bir oyuncunun takasını istemesi kadar heyecan yaratır. Organizasyonlar, yıllarca takımlarını şampiyonluğa taşıyabilecek yetenekte bir yıldız oyuncu ararlar. Bu All-Star oyuncuların etrafını uygun yeteneklerle donatabilmek için milyonlarca dolar harcarlar. Ancak bu birliktelikler bazen bir toplantı ya da bir telefon konuşmasıyla ayrılığa gidebiliyor.

Örnek olarak Houston Rockets’ı ele alalım. Daryl Morey yönetimi boyunca Rockets ekibi birçok asset biriktirmişti ve büyük bir hamle yapabilmek için uygun zamanı bekliyordu. Daha sonra 2012 sonbaharında Oklahoma City Thunder, James Harden’ın takasa açık olduğunu tüm lige bildirdi ve Houston ekibi tetiği çekmekte tereddüt etmedi. İlk olarak Harden’ı Dwight Howard’la birleştiren Rockets, yıldız oyuncunun yanına daha sonra Chris Paul ve Russell Westbrook gibi isimleri getirdi. Harden, Houston’da geçirdiği 8 yılda takımını 2 kez konferans finallerine taşıma başarısı gösterdikten sonra takımın yönetiminden takasını istedi.

Harden’ın kadroda bulunduğu Rockets ekibi en önemli şampiyonluk adaylarından birisi olarak görülüyordu. Ancak Houston, Hardensız kadrosuyla 2012’den sonra ilk kez lotaryada yer alır gibi gözüküyor. Batı konferansının ne kadar güçlü olduğu da düşünülünce Harden sonrası dönemde bir süre daha lotarya seviyesinde dolanmaları olası.

Bu da NBA takımları için rekabetçi olmakla yeniden yapılanmaya gitmek arasındaki çizginin ne kadar ince olduğunu bir kez daha gösteriyor. Tıpkı Harden’ın Brooklyn ya da Philadelphia’ya takasını istemesi, bir önceki yaz döneminde Paul George ve Russell Westbrook’un Oklahoma City’den ayrılması ve Kawhi Leonard’ın Spurs’ten ayrılarak bir hanedanlığa son verip Toronto Raptors’a tarihinin ilk şampiyonluğunu getirmesi gibi…

Hatta 2014 senesine dönersek benzeri bir örneği Kevin Love’un Minnesota’dan ayrılmasında da görebiliriz. Love’ın Timberwolves’tan ayrılmasıyla birlikte Minnesota ekibi direkt olarak lotaryanın zirvesine dönmüştü. Aradan geçen süre içerisinde de rekabetçi bir kadro kurmak konusunda çok başarılı olamadılar…

Aşağıdaki satırlar “Kazanmak için Kaybetmek: NBA’de Tanking Dönemi Ligi Sonsuza Kadar Nasıl Değiştirdi?” isimli kitaptan alınmıştır. Bu bölümde Kevin Love’ın Cleveland’a takas olduğu “Love Yazı” olarak da anılan dönemde bir süperstarın takasını istemesiyle birlikte yeniden yapılanan takımlar ve şampiyonluk adaylarının kaderinin nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor.

Her NBA draftında takımlar lige katılan yeni oyuncuları aralarında paylaşıyorlar. Takımlar, her yaptıkları seçimle birlikte lige birinci turda seçilerek katılan çaylak oyuncuların kontratını en az 4 sene boyunca kontrol edebilme hakkına sahip oluyorlar. Bu 4 senenin sonunda oyuncular sınırlı serbest kaldığı için takımların onlara gelen teklifleri karşılama şansı da oluyor. Bu da 19 yaşındaki bir oyuncu lige katıldıktan sonra 7 yıl boyunca takım tarafından kontrol edildiği anlamına geliyor. Bahsettiğimiz oyuncunun bir All-Star olduğunu ele alalım. Takımlar, bu 7 sezon boyunca seçtikleri All-Star oyuncuları mutlu etmek için onları yeteri kadar etkileyemezse yıldız isimler kontratlarının son senesi bitmeden genellikle takaslarını istiyorlar.

Cleveland, LeBron James’in ilk döneminde bunun benzeri bir kadere razı oldu. Orlando; Dwight Howardla, Denver; Carmelo Anthony’yle, New Orleans’ta Chris Paul’le benzeri durumlar yaşadı. Timberwolves’ta Kevin Love da takasını isteyerek takımından ayrılmıştı.

Love, draft lotaryasından önce Timberwolves yöneticilerine takas edilmek istediğini ve takas edilmezse 2015 yazında serbest oyuncu pazarına gireceğini söylemişti.

In 2014, Kevin Love broke the news to Minnesota Timberwolves executives days before May’s draft lottery that he intended to reach free agency in 2015 if Minnesota didn’t move him sooner.

Love, Timberwolves’ta oynadığı süre boyunca 3 kere All-Star takımlarına seçilmişti. 2013-14 sezonunda sergilediği 26.1 sayı – 12.5 ribaund – 4.4 asistlik performans onu neredeyse MVP tartışmasına bile taşımıştı ancak Minnesota ekibi 40-42’lik derecesiyle playoffların dışında kalmıştı. Aynı sezonda 48 galibiyet alan Phoenix bile playofflarda yer alamamıştı. 

Minnesota 2004 sezonunda Kevin Garnett, onları batı konferansı finallerine taşıdığından beri hiç playofflarda yer almamıştı. Tıpkı Garnett gibi Love da şampiyonluğa ulaşma şansının başka bir takımda daha yüksek olduğuna karar vererek takımdan ayrılmıştı.

Şubat ayındaki takas döneminde takımın başkanı Flip Saunders, Love için gelen bütün takas tekliflerini geriye çevirmişti. Ancak sezon sona erdiğinde Love’ın serbest kalmasına sadece 1 sezon kalmıştı ve Saunders da sonunda acı gerçekle yüzleşmişti. Love o dönemle alakalı “Saunders sonunda benim isteklerimi anlamıştı. Ancak takımla çok iyi bir ilişkim vardı. Kazanmak için başka bir takıma gitme kararını almak benim için de hiç kolay olmamıştı.” ifadelerini kullanıyordu.

Lig genelindeki takımları inceleyen Love, Golden State ve Chicago’yu gidebileceği takımlar olarak gözüne kestirmişti. Los Angeles, draftta 7. sırayı almıştı ve onlar da sahip oldukları draft hakkının Minnesota’yı bir takas için cezbetmesini umuyorlardı. Bu esnada Phoenix ve Boston da gelecek draft haklarını Minnesota’ya yollayarak yıldız ismi kadrosuna katmak istiyordu. Ancak bu takımların hiçbiri Love’ın isteği olan şampiyonluk için mücadele etme kriterini karşılamıyordu. Love ile ilgilenen takımlar da yıldız oyuncudan bir sonraki transfer döneminde sözleşmesini uzatacağı garantisini almadan bir takas gerçekleştirmeye sıcak bakmıyordu.

Mayıs ayının son ayında Love, TD Garden’ın yakınlarında bulunan bir bara arkadaşlarıyla beraber gitmişti. All-Star oyuncunun Boylston Street’te gezerken çekilen fotoğrafları sosyal medyanın her yerinde dolanıyordu. İlerleyen günlerde Love ve arkadaşlarının Fenway Park yakınlarındaki bir otelde yemek yerken fotoğrafları gün yüzüne çıkmıştı. “Birisi haftanın geri kalanı boyunca arkadaşlarımla nerelere gideceğimi sızdırmıştı. Sonrasında her şey kaosa dönüştü.” diyordu Love o günler hakkında.

O dönemde çıkan takas dedikoduları hakkında Celtics‘in oyuncusu Jared Sullinger, “Bakın, ben aptal değilim. Eğer Kevin Love’ı alabilmek için beni takas etmeleri gerektiğini söyleseydiniz bu takası ben bile hemen gerçekleştirirdim.” yorumunu yapıyordu. 

Sosyal medyadaki bu çılgınlık birkaç gün sonra kameralar Red Sox’ın oynadığı maç esnasında tribünlerde Kevin Love’ı yakaladığında iyice ateşlenmişti. Love’ın Celtics oyun kurucusu Rajon Rondo’yla tokalaşırkenki görüntüsü sosyal medyayı adeta ateşe vermişti. Patriots’ta oynayan Rob Gronkowski de kısa bir süre sonra gruba katılmıştı. Kariyerinin ilk 6 senesini Minnesota’da geçirdikten sonra Red Sox’a gelen efsane oyuncu David Ortiz bile Twitter hesabından “Eğer Minnesota’dan Boston’a taşınma konusunda tavsiyeye ihtiyacın varsa bana ulaşabilirsin.” paylaşımı yaparak bu ateşi iyice harlamıştı.

Kevin Love Meets Up with Rajon Rondo at Fenway Park | Bleacher Report | Latest News, Videos and Highlights

“Bu noktaya gelindiğinde işler iyice kontrolden çıkıyor diye düşünmeye başlamıştım.” diyor Kevin Love.

Ancak Love’ın menajeri Jeff Schwartz, koyu bir Red Sox taraftarıydı ve Love ile arkadaşları sadece güzel bir haftasonu geçirmek istiyorlardı. Bundan fazlası değildi. 

Love, maç esnasında Rondo’yla selamlaşmasının tamamen tesadüfi olduğunu söylüyordu. Maçı locasında izleyen Rondo, Love’ı görünce selam vermek için onun yanına gitmişti. “Biz sadece oturmuş birkaç bira içerek maçı izliyorduk.” diyerek o günü detaylandırıyor Love. Boston’a gelmesi için kimse Love’ı ikna etmeye çalışmamıştı. Ancak Love ve arkadaşları Boston’dan ayrılıp Los Angeles’a gitmek için uçağa bindiklerinde Red Sox maçındaki görüntüler bütün spor programlarını süslemeye başlamıştı bile. Herkes Love’ın Boston seyahati hakkında konuşuyordu. 5 Haziran tarihinde NBA Finalleri başladığında bu söylentilerin arkasındaki rüzgar biraz kesilmişti.

Temmuz ayında LeBron James’in Cleveland’da dönüşü resmiyet kazandıktan sonra Cavaliers ile Timberwolves arasında yıldız oyuncu için takas görüşmeleri başlamıştı. Love’ın Cleveland’a takaslanmasının ihtimal fazlasıyla artmıştı. LeBron James’in imza atmasından kısa bir süre önce Thaddeus Young’ın menajeri Jim Tanner, Philadlephia’da oynayan forveti arayarak “Masada 3 takımlı bir takas var. Sen de Love takasının parçası olacaksın.” demişti.

Saunders, olası bir Love takasında Sixers’tan hangi parçaları alabileceğini görmek için görüşmeler gerçekleştiriyordu. Saunders, All-Star oyuncuyu takas etmenin kadrosunun tavanını düşüreceğinin farkındaydı. Young’ın 2013-14 sezonundaki performansından etkilenmiş olan Saunders, elindeki genç ve atletik kadroya Young gibi tecrübeli bir oyuncuyu eklemenin iyi bir hamle olacağını düşünüyordu.

Ancak bu takası gerçekleştirebilmek için Ağustos’a kadar beklemeleri gerekiyordu. Love’ın Cleveland’ın yolunu tutacağı takası gerçekleştirebilmek için Andrew Wiggins’in çaylak kontratını imzalaması gerekiyordu. Ancak Wiggins’in 5.5 milyon dolarlık kontratını takasa dahil ederek Love takasını hayata geçirebilirlerdi. Cavs’in takımdan yollayacağı oyuncuların maaşının Love’ın 15.7 milyon dolarlık maaşına yakın olması gerekiyordu. Ancak NBA kuralları gereği bu takasın gerçekleşebilmesi için Wiggins’in sözleşmesini imzalamasının üzerinden 30 gün geçmek zorundaydı.

Normalde Amerika milli takımıyla Dünya Şampiyonası’na katılması beklenen Love, ilerleyen günlerde milli takımdan çekildiğini açıkladı. “Wolves ve Cavs, bu takasın gerçekleşebilmesi için beklemek zorunda olduklarını söylüyordu.” diyerek hatırlıyor o günleri Love. “Bu benim için zor bir durumdu.” 2012 Londra Olimpiyatlarında beraber altın madalya kazanan LeBron ve Love’ın arasında iyi bir ilişki vardı. Gençlik yıllarında Nike kampüsünde düzenlenen AAU turnuvalarında da yolları kesişmişti. Ancak Amerika milli takımında beraber oynamak iki yıldızın çok daha kuvvetli bir ilişki kurmasını sağlamıştı. “Ülkeniz için oynamanın gururu çok başka. Diğer her şeyi bir kenara bırakıp ülkenizin başarısı için mücadele etmeye başlıyorsunuz.” diyerek bu bağı anlatıyor Love. 

Sonuçta LeBron, Dwyane Wade ve Chris Bosh, 2010 yılında Miami Heat’te bir araya gelmeden önce 2008 yılında Pekin’de düzenlenen Olimpiyatlarda beraber mücadele etmişlerdi. “Hayattan aynı beklentileri olan oyuncularla bir arada olmaktan daha iyi bir şey yok.” diyor Love. “Diğer oyuncuların nasıl yolculuklara sahip olduğunu ve nasıl yollardan geçtiğini görüyorsunuz. Bu oyuncuları başka bir yerde tanıyabileceğinizden çok daha iyi tanıma fırsatınız oluyor.” 

Ağustos ayının başında Minnseota, Cleveland’a Love ile görüşebilmesi için izin vermişti. LeBron’un imzaladığı 2 yıllık kontrat, sadece Cleveland’ın değil bütün NBA’in kaderini belirleyecekti. Cavaliers yönetimi, LeBron’la kısa süreli bir kontrat imzalamışken Love’ın sadece 1 sene oynayıp takımdan ayrılmasına izin veremezdi. Bu, LeBron’un da takımdan ayrılması anlamına gelebilirdi. Love’ın takımda uzun süreli kalmaya sıcak baktığını öğrendikten sonra Cavaliers,; Wiggins, Anthony Bennet ve gelecek draft haklarından oluşan bir paketi Minnesota’ya yollayarak yıldız oyuncuyu kadrosuna kattı.

LeBron James’ return to the Cavaliers stoked the embers of trade chatter between Cleveland and Minnesota.

“Öyle bir pozisyondaydık ki mutlaka bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyorduk.” diyor Timberwolves’un o dönemki yöneticisi Rob Babcock. “Love karşılığında böyle bir paket aldıktan sonra kendimizi gayet iyi hissediyorduk.”

Wiggins’in çaylak kontratını imzalamasının üzerinden tam 30 gün geçtikten sonra Cleveland, resmi olarak genç oyuncuyu Minnesota’ya yollayacak takası hayata geçirdi. Sixers, bu dev takasın bir parçası olarak Young’ı da Minnesota’ya gönderdi. Bu takasta Sixers’ın genel menajeri Sam Hinkie, Young’ı takımdan göndermek için uzun süredir beklediği birinci tur draft hakkına da sonunda kavuşmuştu. Hinkie, 26 yaşındaki Alexey Shved’i de kadrosuna katarken Luc Mbah a Moute’yi de takasın bir parçası olarak alıyordu. Draftın üçüncü sırasında seçtikleri Joel Embiid, ilk sezonunda sakatlıkları sebebiyle forma giyemeyecekti. Ancak bu esnada Philadelphia Embiid’in mentorü olarak gördükleri bir diğer Kamerunlu oyuncuyu da kadrosuna katmayı başarmıştı. Mbah a Moutde, Brett Brown’ın yeniden yapılanma yolunda olan kadrosuna çok ihtiyaç duyulan tecrübeyi ve savunma sertliğini getirecekti.

Hinkie’nin destekçileri doğal olarak Sixers’ın bu hamlesini büyük bir mutlulukla karşılaşmıştı. Sabır ve pragmatizm, o dönemde Philadelphia’da en çok değer verilen kavramlardandı. Bu esnada NBA’de Cleveland da bir şampiyonluk adayı olarak ön plana çıkıyordu. Hinkie’nin Sixers’ı da 30. yaşına hızla yaklaşan LeBron’un performansı düşmeye başladıktan sonra şampiyonluk için mücadele etmek için uygun konumda olacaktı.

O gün için San Antonio, Miami’nin hanedanlığına nokta koymuş gibi gözüküyordu ve LeBron da yanında Love ve Irving’le birlikte tekrar tahta çıkmak için mücadele edecekti. “Cleveland’a takaslanmak hayatımı tamamen değiştirdi.” diyordu Love…

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!