By Jonathan Abrams, Çeviri: Arma Kaynar/ info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 7 Aralık 2020 tarihinde NYTimes’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Andre Iguodala’nın aile üyeleri kart oyunu oynamak konusunda çok da hevesli insanlar değil.
Çünkü ne zaman Uno oynamaya kalksalar Igoudala, Sun Tzu’nun “Savaş Sanatı” isimli savaş öğretilerini kullanmaya başlıyor.
“Onun elinde hangi kart var biliyorum.” diyor Miami Heat‘in tecrübeli oyuncusu Igoudala, “Diğerinin elinde hangi renk kart var, hangi kartı atmak üzere bunların hepsini biliyorum.”
Daha sonra Igoudala, 13 yaşındaki oğluna insafsız bir zihniyete sahip olmanın kazanmak için tek başına yeterli olmadığını anlatmış.
“Etrafımda olanları gözlemleyerek mümkün olduğu kadar çok şey öğrenmem gerekiyor.” diyor Igoudala. “Oynarken beni izlediğinizde nasıl oynadığıma dikkat edin. Rakibimi tanıyarak oynuyorum. Tıpkı ‘Savaş Sanatı’nda’ olduğu gibi hayatı belirli bir şekilde yaşamak üzerine oğluma taktikler veriyorum. Uyanık olduğunuzda ve bilginizi avantajınız haline getirdiğinizde her şey daha kolay oluyor. Bilgi gerçek bir anatahardır.”
Bu felsefe, 36 yaşındaki Igoudala için çok kritik önem taşıyor. Onun yaşındaki oyuncular, kaybettikleri atletizm yeteneklerini oyun zekalarıyla telafi edemezlerse ligde barınmaları çok zor.
“Yeterli bilgi diye bir şey yoktur.” diyor Igoudala
Igoudala, hala bütün kariyeri boyunca oynadığı kadar efor sarfederek oynamaya çalışıyor. Çünkü sahada olup bitenleri öğrenebileceği kocaman bir kariyeri oldu ve kariyeri boyunca sürekli kendisine yeni bir şeyler katmaya çalıştı.
Igoudala, bu özelliğinin arkasında büyüdüğü dönemde her gün saatlerce basketbol oynamasını ve gençlik yıllarında dönemin en iyi savunmacıları Scottie Pippen, Bruce Bowen ve Metta World Peace gibi isimleri yakından izlemesi olduğunu söylüyor.
“İzleyerek çok fazla bilgi toplayabiliyorsunuz, ligdeki trendleri fark edebiliyorsunuz.” diyor Igoudala. “Ligdeki çoğu takım aynı setleri oynuyor. Bu yüzden maç esnasında topun nereye gideceğini çok daha önceden bilebiliyorsunuz.”
Igoudala’nın bu yaklaşımı, sadece basketbol sahasıyla da sınırlı kalmıyor. Teknoloji ve e-ticaret sektörlerinde yatırımcılık yapan Igoudala, 2013 yılında Golden State Warriors‘a gelmeden önce de bu alanlara ilgiliydi. Ancak Silikon Vadisi’ne geldikten sonra işlerin boyutu çok değişti.
“Teknolojiyi takip eden kişiler, veri toplamanın ne kadar önemli olduğunu biliyor ve biz de bunun farkındayız.” diyerek durumu açıklıyor Igoudala. “Sahip olduğunuz veriler tek başına önemli değil. Bu verileri nasıl kullandığınız ve bu verileri kullanarak şirketinizi nasıl kurup büyütebileceğiniz de çok büyük önem taşıyor.”
2019-20 sezonu başladığında elimizde bulunan tüm veriler çok uzun yıllar sonra Igoudala’nın playofflarda yer almayacağını öne sürüyordu. Bir önceki yaz döneminde Warriors tarafından Memphis Grizzlies‘e takas edilen Igoudala, üst üste 5 kez Finallerde oynamış ve 2015 yılında da Finaller MVP’si ödülünü kazanmış bir oyuncuydu. Ancak gerçekleşen takastan sonra Igoudala, Grizzlies formasıyla mücadele etmek istemediğini belirtti ve yeni takımından kendisi için bir takas bulmasını istedi.
Bu süre boyunca Igoudala, yönetim kurulunda danışman olarak bulunduğu yazılım şirketi Zuora’da NBA takımlarının radarından çok daha fazla zaman geçiriyordu.
“Teknoloji sektörüyle ilgilenen birçok sporcu, genellikşe daha fazla işin tüketim tarafında yer alıyor. Sporcular genellikle Apple, Instagram gibi markalarla çalışıyor.” diyor Zuora’nın yöneticisi Tien Tzuo. “Ben daha iş yazılımı tarafında çalışıyorum, bu çok bilinen bir alan değildir. Ancak Igoudala, işin bu alanına inanılmaz bir ilgi duyuyordu. Genellikle sektörün yabancısı olan kişilerden böyle bir ilgi görmezsiniz.”
Takvimler Şubat ayını gösterdiğinde Miami Heat, üç takımlı bir takas ile Igoudala’yı kadrosuna kattı. Igoudala tam tekrar form yakalamışken NBA sezonu, Coronavirüs salgını sebebiyle araya girdi.
NBA Oyuncular Birliği’nin ilk başkan yardımcısı olan Andre Igoudala, Orlando Fanusunda sezonun tekrar başlaması yolunda önemli katkılarda bulundu ve şüpheleri bulunan oyuncularla gerçekleştirdiği görüşmelerden basketbolun tekrar oynanabilmesi için hazırlanan güvenlik protokollerine kadar pek çok farklı alanda katkısı oldu.
Bazı oyuncular, NBA’in tekrar başlamasının planlandığı dönemde gerçekleşen George Floyd cinayetinden ve o dönemde meydana gelen polis şiddeti karşıtı protestolardan dikkatleri uzaklaştıracağını düşünüyordu.
Nihayetinde oyuncular sezona devam etme konusunda anlaşmaya vardı ancak maçların oynandığı sahaların hepsinde Black Lives Matter yazısı yer alıyordu ve oyuncuların formalarının arkasında da sosyal adalete destek veren mesajlar bulnuyordu.
“Spor liglerinin ciddi bir duruş sergilediğine şahit olduk.” diyor formasının arkasında “Ekonomik Sınıf Dayanışması” mesajını taşıyan Igoudala. NBA’de oynayan oyuncuların büyük kısmının Afro-Amerikalı olduğunu hatırlatan Igoudala, “Burada vicdanın da devreye girdiğini düşünüyorum. Bu tarz olaylar yaşanırken bir pozisyon almamız şarttı. Bu pozisyonun illa politik olması gerekmiyor, insani bir pozisyon olması yeterli.”
Daha sonra Ağustos ayında Minnesota’nın Kenosha şehrinde Jacob Blake isimli Afro-Amerikali bir vatandaşın polis tarafından vurulması üzerine NBA oyuncularının gerçekleştirdiği toplantılarda da Igoudala, yine önemli bir rol oynamıştı.
O dönemde oyuncular, greve giderek playoff maçlarının oynanmasını durdurmuştu. Oyuncuların bu aksiyonundan sonra takım sahipleri, sosyal adalet ve eşitlik adına daha fazla çaba göstereceklerinin sözünü verince maçlar tekrar başladı.
“Afro-Amerikalı zengin sporcuların bir araya gelip güçlü şekilde hareket ettiğini görmek gerçekten muhteşemdi. Bunu yaparken de sonrasında yaşayabileceğimiz kayıpları hiç düşünmedik bile.” diyor Igoudala. “Bu konular üzerinde bir dialog başlatabilmek gerçekten çok önemliydi.”
Igoudala, sezonu üst üste 6. NBA Finalini oynayarak tamamladı. Finallerde Miami Heat, Los Angeles Lakers‘a altı maç sonunda mağlup oldu.
“Orlanfo Fanusu harika bir ortamdı çünkü bizi mental anlamda gelişmek zorunda bıraktı.” diyor Igoudala. “Biz bu meydan okumaya hazırdık ve karşımıza çıkan fırsatı en iyi şekilde değerlendirdik.”
Igoudala, saha dışında da kazanmaya devam ediyor. Bu yazı için gerçekleştirdiğimi röportaja katıldığı Zoom uygulamasının yatırımcılarından birisi olan Igoudala, Comcast Ventures’ Catalyst Fund isimli grubun da girişimci ortaklarından bir tanesi.
Igoudala’nın en büyük amaçlarından birisi azınlıklar ve marjinalize edilmiş toplulukları eğitmek olmaya devam ediyor. Diğer bir değişle formasının arkasında taşıdığı mesajın hakkını verebilmek için elinden geleni yapıyor.
“Profesyonel sporcuların çok fazla boş zamanı var.” diyor Igoudala. “Zaten genellikle bu şekilde başlarını belaya sokuyorlar. Ben bu boş zamanımı gerçekten anlam ifade eden bir şeyler için harcamaya çalışıyorum. Bu, sadece finansal anlamda para kazandığım için değil gerçekten zevk aldığım için benim için çok önemli. Bir yandan her geçen gün yeni şeyler öğrenmeye devam ediyorum.”
Iguodala ve Stephen Curry, 20017 yılında Bloomber L.P.’ye katılarak geleneksel Players Technology Summit’i başlattılar. Bu konferans sayesinde sporcular, teknoloji dünyasındaki yöneticilerle bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunabiliyorlar.
“İnsanlar profesyonel sporcuların öğrenme kapasitelerinin ne kadar yüksek olduğunun farkında değil. Bu insanlar, çocukluk yıllarından itibaren tek bir işle profesyonel olarak ilgilenmeye başlıyorlar.” diyor Mastry isimli firmanın kurucusu ve Igoudala’nın uzun süredir iş ortağı olan Rudy-Cline Thomas. “Sporcuların, kendi meslekleri dışındaki sektörlerdeki öğrenme potansiyelleri gerçekten çok yüksek.”