NBA’in İstenmeyenleri: Draft Edilmeyen Oyuncuların Hikayeleri

14/Ara/20 12:16 Aralık 14, 2020

admin69

14/Ara/20 12:16

Eurohoops.net

Her oyuncunun NBA’e katılma yolculuğu sancısız olmuyor… Draft edilmemelerine rağmen asla vazgeçmeden ligde tutunmayı başaran oyuncuların hikayesiyle huzurlarınızdayız…

By Gerald Narciso, Çeviri: Arma Kaynar/ info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 11 Kasım 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Spot ışıkları sonunda Duncan Robinson’ın üstündydi.

Perdelerden çıkarak aldığı paslardan sonra şutlarını potaya gönderiyordu. Tarihin en beklenmedik sezonunda, Finallerde olması en beklenmedik takımın en beklenmedik oyuncusu basket ardına basket buluyordu. Miami Heat’in kazandığı serinin 5. maçında 26 sayıyla oynayan Robinson, takımının en büyük hücum tehditlerinden birisiydi. Robinson’ın bu esnada sahayı Anthony Davis ve LeBron James gibi yıldızlarla paylaştığını da hatırlatmak gerekiyor.

LeBron ve Davis, katıldıkları draftların 1. sırasında seçilmişti. Robinson, ilk sıra seçimi değildi. Hatta sonra sıra seçimi bile değildi. 2018 Draftında şu anda ligin en iyi 3 sayı atıcılarından birisi olan Robinson’ı kimse seçmemişti bile.

“Draft sistemiyle ilgili en ilginç şey şu ki diğer basketbolculara kıyasla takımların sizi nerede gördüğünü anlıyorsunuz.” diyor Robinson. “Takımlar kendilerine en çok yardımcı olacağını düşündüğü 60 oyuncuyu sırayla seçiyor. Ve ben o 60 oyuncunun arasında değildim.”

Her yıl 100’den fazla oyuncu drafta katılacaklarını açıklar. Kolejde konferanslarının en iyi oyuncusu olan birçok farklı yaşta oyuncu NBA takımları tarafından seçilmek ümidiyle Drafta katılırlar. Bu isimlere dünyanın farklı yerlerinde oynayan oyuncular da katılır. Draft gecesi tamamlandığında genellikle belirli bir miktarda iyi oyuncu da takımlar tarafından tercih edilmemiş bulur kendilerini. Bu noktadan sonra da takımların yaz ligi kadrolarında yer alabilmek için takımlarla iletişime geçerler.

Robinson’la birlikte geride bıraktığımız NBA Finallerinde tam 6 tane draft edilmemiş oyuncu bulunuyordu. Bu isimlerden iki tanesi Los Angeles Lakers forması giyen Alex Caruso’yla Quinn Cook’tu ve bir diğer ikisi de Heat’ten Kendrick Nunn ile Derrick Jones Jr.’dı. Çift yönlü kontratlar ve garanti kontratları saydığımız zaman 2019 Draftında seçilmeyen toplam 36 oyuncu geçen sezon NBA’de forma giydi. Şu anda ligde mücadele eden Fred VanVleet, Joe Ingles, Seth Curry, Wesley Matthews ve Jeremy Lin gibi oyuncuların yanı sıra Ben Wallace, John Starks ve Avery Johnson gibi efsaneler de lige katılmadan girdikleri draftta takımlar tarafından seçilmemişlerdi.

Bir NBA takımının kadrosunda yer almak isteyen bir oyuncunun takip edebileceği birkaç farklı yol var. Bu yollar arasında draft edilmemek büyük olasılıkla oyuncuların en takip etmeyeceği yol haritası. Oyuncular, gençlik yıllarından itibaren adlarının draft günü anons edildiğini duymanın hayalini kurarlar. 

Kevin Durant’in seçildiği 2007 Draftından itibaren Robinson da tam olarak bunun hayalini kuruyordu. O sene Robinson ve arkadaşları, draftı beraber izlemişlerdi ve gece boyunca birinci turda seçilen her oyuncunun sezonu nasıl geçireceğine dair tahminlerde bulunmuşlardı. O geceden itibaren arkadaş grubu arasında bu bir gelenek haline geldi.

Ancak yaklaşık 10 yıl sonra Robinson, draftın bir parçası olduğunda ortaya çıkan sonuç onu pek de mutlu etmemişti. Draft gecesi yaşadığı hayal kırıklığının şokunu atlattıktan sonra Robinson, serbest oyuncu haline gelmişti. 

“Draft edilecek kadar iyi olduğumu düşünüyordum.” diyor Robinson.

Raja Bell’in bir şansı vardı.

1999 NBA Draftından önce ligdeki takımlardan bir tanesi 1.95’lik oyun kurucuyu seçmekle ilgilendiklerini ona söylemişti. Florida International University gibi orta ölçekli bir okuldan çıkan Bell, draftta seçilme şansının çok yüksek olmadığının farkındaydı. Draft öncesi takımların davet üzerinden gerçekleştirdiği Chicago ve Portsmouth’ta düzenlenen antrenmanlara seçilmemişti. Bell’in menajeri bile temsil ettiği oyuncusunun NBA’de yer alacağına pek ihtimal vermiyordu.

“Oynadığım her seviyede hep göz ardı edilen bir oyuncu oldum.” diyor Bell. “Hiçbir zaman herkesin istediği oyuncu olmadım. Bu da her zaman beni kamçılayan bir şey oldu.”

O dönemde Atlanta Hawks’ın genel menajerliğini yapan Pete Babcock, Bell’i Tucson Arizona’da düzenlenen bir turnuvada  keşfetmişti. Arizona’da oynayan Jason Terry karşısında iyi bir performans gösterdikten sonra Bell’in yanına gelen Babcock, ona “Belki NBA’de oynayabilirsin.” demişti.

Katıldığı tek draft öncesi antrenmanda Bell, gayet iyi bir performans göstermişti. Cincinnati çıkışlı atletizmiyle dikkat çeken Melvin Levett’tan daha yükseğe sıçramayı başarmıştı. Minnesota University’nin keskin şutörü ve Big 10 konferansının sayı kralı Quincy Lewis’ten daha iyi şut atmıştı. Fresno State’in efsanevi oyun kurucusu Chris Herren’dan topla yaratma konusunda da daha iyi bir görüntü çizmişti.

“Antrenmandan sonra Hawks, eğer 52. sıra civarında hala seçilmemiş olursam beni ciddi şekilde düşüneceklerini söylemişti.” diyor yıllar boyunca FIU’da bir diğer draft edilmemiş oyuncu olan Carlos Arroyo’yla beraber oynayan Bell.

Bu ufak umut parçası Bell için yeterliydi. Bell, NBA Draftını aile üyeleriyle birlikte Miami’deki evinde takip ediyordu. Bell’in ailesi draft gecesi boyunca gayet sakindi ve anın tadını çıkarmaya çalışıyordu.

Elton Brand, ilk sıradan seçilmişti. Steve Francis, insanların aklına kazındığı şekilde 2. sıradan seçilmesine rağmen bir Kanada takımında oynamak istemediğini söylemişti. 2. tur seçimleri başladığında Raja Bell, onu antrenmanlarda izleyen sürpriz bir takımın kendisini draft etmesini umut ediyordu. Ancak bu umudu gerçeğe dönüşmese bile 52. sıraya geldiğinde Atlanta’nın hala bir seçenek olduğunu biliyordu. 

NBA’in başkan yardımcısı Red Thorn, kürsüye gelip anonsuna başlarken Raja Bell’in heyecanı da doruk yapmıştı. Ancak Hawks, Boise State’ten Roberto Bergersen’i tercih etmişti. Bell, büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı ama hala draftın bitmesine 6 seçim vardı.

“Bir rekabetçiyseniz saatte süre varsa her zaman her şeyin olabileceğini düşünürsünüz.” diyor Bell. “Ancak içten içe Atlanta beni seçmediğinde şansımın kalmadığını biliyordum.” 

57. sıradan San Antonio Spurs, sonradan 2000’li yılların en büyük oyuncularından birisi haline gelecek Manu Ginobili’yi seçerken Utah Jazz de 58. sıradan Virginia Tech çıkışlı oyun kurucu Eddie Lucas’ı kadrosuna katıyordu.