By Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
NBA’de 2020-21 sezonunun başlamasına 1 haftadan kısa bir süre kaldı. Yeni sezona girerken her takımın farklı hedefleri var. Kimileri şampiyonluk için oynamak isterken kimileri yıllar sonra tekrar playofflara dönmenin peşinde. Bazı takımlar genç oyuncularını geliştirip organizasyonunun geleceğini kurtarmayı hedeflerken kimileri ise sezonu mümkün olduğu kadar düşük bir sıralamada bitirerek 2021 draftının lotaryasından iyi bir yer kapmayı hedefliyor.
Takımların hedefi ne olursa olsun, bu isteklerine ulaşabilmek için aşmaları gereken engeller, cevaplamaları gereken sorular var. Biz de Eurohoops olarak her takımın önümüzdeki sezon içerisinde kaderini belirleyecek soruları ve bu soruların cevaplarını sizler için iki bölüm olarak derlemeye karar verdik.
Serimizin ilk bölümünde ise doğu konferansı takımlarını ele alacağız. Lafı daha fazla uzatmadan yazımıza geçelim:
2020-21 NBA Sezon Ödülleri Tahminleri
Atlanta Hawks
Savunmada rakiplerini nasıl durduracaklar?
Geride bıraktığımız sezon içerisinde Hawks’ın yıldızı ve geleceğini üzerine kurmayı planladığı Trae Young, birkaç kez yeteri kadar iyi bir kadroya sahip olmadıklarından şikayet etmiş ve takıma eklemeler yapılması gerektiğinden bahsetmişti. 2020 transfer döneminde Atlanta Hawks, bu isteği karşılamak için elinden geleni yaptı diyebiliriz.
Kadroya Bogdan Bogdanovic, Danilo Gallinari, Rajon Rondo ve Kris Dunn gibi eklemeler yapan Hawks, kesinlikle bir önceki sezona kıyasla daha iyi bir kadroya sahip. Geçtiğimiz sezonun takas döneminde kadroya katılan Clint Capela’nın Hawks formasıyla henüz parkeye çıkmadığını da düşününce onu da yeni bir transfer olarak kabul edebiliriz. Young, Cam Reddish, Deandre Hunter ve John Collins gibi isimlerin yanına bu isimleri ekledikten sonra Hawks’ın çok daha iyi bir hücum takımı haline geldiğini söyleyebiliriz. Ancak yine de bu oyuncuların nasıl uyum sağlayacağı ve özellikle savunma tarafında nasıl bir görüntü çizecekleri bazı şüpheleri de beraberinde getiriyor.
Young, bugüne kadarki kariyeri boyunca her zaman topu domine eden bir oyuncu oldu. Ancak kadroya yeni eklenen Bogdanovic ve Gallinari gibi isimlerin de verimli olabilmek için hücumda topu ellerine almak isteyecektir. Young’ın bu isimlerle nasıl bir uyum sağlayacağı Hawks’ın önündeki en büyük sorun olmasa da bir adaptasyon sürecine ihtiyaçları olduğu kesin. Kadroya transfer döneminde eklenen Kris Dunn, bu sezon Hawks formasıyla ilk kez parkeye çıkacak Clint Capela ve çaylak Onyeka Okongwu da savunma anlamında takımı yukarıya çekecek isimler. Fakat kadroda Young, Bogdanovic ve Gallinari gibi savunma zaafları bulunan oyuncular varken Hawks’ın playoff seviyesinde iyi bir savunma takımı olması da çok mümkün gözükmüyor. Eğer Hawks, ciddi bir playoff takımı olmayı hedefliyorsa kadroya kanat savunması için ekleme yapmak ya da eldeki oyuncuların bu alanda ciddi bir gelişim göstermesi gerekiyor.
Boston Celtics
Rotasyon parçalarından ne kadar katkı alacaklar?
Boston Celtics, 2019-20 sezonuna girilirken Kyrie Irving ve Al Horford gibi çok önemli parçaları kaybetmiş ve kadrosuna Kemba Walker’ı eklemişti. Jayson Tatum ve Jaylen Brown gibi genç ve yetenekli parçalara sahip olsalar da sezon başlarken doğu konferansının şampiyonluk adaylarından birisi olarak gözükmüyorlardı.
Ancak Tatum ve Brown’ın geçen sene yaşadığı muhteşem sıçrama ve bir önceki sezon yaşadıkları kimya problemlerinin üstesinden gelmeleriyle birlikte geride bıraktığımız yıl boyunca beklentileri aştılar. Orlando Fanusunda konferans finaline kadar yükselmeyi başaran Celtics, 6 maçlık seri boyunca Miami Heat’i toplam skorda geride bırakmayı başarsa da finallere adını yazdıran taraf Florida ekibi oldu. Bunun en büyük sebeplerinden birisi de Celtics rotasyonunun fazlasıyla dar olması ve bench grubunu oluşturan çaylak kontratındaki Carsen Edwards, Romeo Langford, Semi Ojeleye gibi isimlerden bir türlü gereken seviyede katkı alamamalarıydı.
Geride bıraktığımız transfer döneminde Celtics’in çok hareketli günler geçirmesi beklenmiyordu. Ancak Gordon Hayward’ın dev bir kontrat alarak takımdan ayrılması ve devamında yapılan Jeff Teague ile Tristan Thompson eklemeleri kadronun çehresini fazlasıyla değiştirdi. Bu sezonun draftında 3 tane birinci tur hakkına sahip olan Celtics’in bir takas yapma ihtimali de fazlasıyla gündeme gelse de Boston ekibi kadrosuna Aaron Nesmith ve Peyton Pritchard gibi çaylakları katarak bu draft haklarını değerlendirdi.
Teague ve Thompson eklemelerinin Celtics’in özellikle geçen sezonun playofflarında eksikliğini hissettiği noktalara yapıldığını söyleyebilirsiniz. Ancak Hayward’ın takımdan ayrılması özellikle kanat rotasyonunun fazlasıyla daralmasına sebep oldu. Bununla birlikte Kemba Walker’ın da geçen sezon yaşadığı ve bu sene de etkileri devam eden diz sakatlıkları Celtics ekibinin gücünü sınırlayacaktır. Bu yüzden Celtics’in iddialı olabilmek için yukarıda bahsettiğimiz çaylak kontratındaki oyunculardan önemli katkılar alması gerekecek. Celtics’in geçen sezon playofflarda zaman zaman kullandığı ve verim almayı başardığı Grant Williams’ın önümüzdeki yıl boyunca daha büyük bir rol alması da olası senaryolardan bir tanesi.
Brooklyn Nets
Kevin Durant ne kadar sağlıklı kalabilecek?
2019 yazının en ses getiren hamlelerini Kevin Durant ve Kyrie Irving’i kadrosuna katan Brooklyn Nets gerçekleştirmişti. 2019 Finallerinde aşil tendonundan yaşadığı sakatlıktan sonra Durant, bu sezonla birlikte Nets’in şampiyonluk mücadelesi için tekrar sahaya dönecek. Ancak birçok profesyonel basketbolcunun kariyerlerinin bitmesine sebep olan aşil sakatlığından Durant’in nasıl döneceği ve hangi seviyede performans göstereceği çok büyük önem taşıyor.
Nets’in kadrosunda Durant’in yanı sıra Irving, Dinwiddie, LeVert, Joe Harris gibi önemli hücum silahları bulunuyor. Bu oyunculardan Harris dışında neredeyse hepsi, topsuz oyunda da başarılı olabilseler bile oyun karakterleri gereği genellikle topu eline isteyen oyuncular. Bu kadar yetenekli oyunculardan oluşan bir takımın kötü bir hücum takımı olmasını beklemek pek mantıklı bir şey değil ama hücumda belirli bir adaptasyon süreci yaşamaları gerektiği ortada. Ancak Nets’in başarısı için esas soru işareti savunma tarafında geliyor ve burada da Durant’in sağlık durumu ve yapabilecekleri çok büyük önem taşıyacak.
Durant özellikle Golden State Warriors’ta oynadığı dönemde small ball beşlerinde 5 numara olarak görev almış ve çember savunma konusunda da çok önemli işler başarmıştı. Warriors’ın dış oyuncularına baktığımız zaman çok iyi savunmacılardan oluştuğunu ve iyi bir takım savunması kurmalarının olası olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu yüzden Durant’in 5 numaralı pozisyonda efektif şekilde süre alabilmesi, Nets için çok önemli fark yaratacaktır. Durant’in bunu istikrarlı olarak yapabilmesi için de sezon boyunca sağlıklı kalabilmesi gerekiyor.
Charlotte Hornets
Genç oyuncular ne kadar gelişim gösterecek?
Charlotte Hornets, 30 yaşındaki Gordon Hayward ile 4 yıl 120 milyon dolar değerinde bir kontrat imzalayarak transfer döneminin anlaması en zor ve ses getiren hamlelerinden birisini yaptı. Bu hamlenin ardından da doğal olarak takımın önümüzdeki sezon playofflar için yarışacağı ve eldeki kadronun bu noktaya ulaşmak için yetersiz olduğuna dair eleştiriler de gün yüzüne çıkmaya başladı.
Gordon Hayward’dan sonra takımın en yaşlı isimleri olan Cody Zeller ve Bismack Biyombo da 28 yaşında. Önümüzdeki sene Hornets’in kadrosunda yer alması beklenen 15 oyuncudan 11’i henüz 25 yaşını geçmemiş vaziyette ve bu da onların ligin en genç takımı olduğu anlamına geliyor. Geçen sezonun son kısmına doğru fena olmayan bir kimya yakalayan Hornets’in elinde bir takımın yıldızı olacak potanisyelde bir yetenek yoktu. NBA Draftının 3. sırasında LaMelo Ball’u seçen Hornets, bu durumu da değiştirmiş olmanın hayalini kuruyor.
Kadrosunda Devonte’ Graham, PJ Washington, Malik Monk ve Miles Bridges gibi oyuncular bulunan Hornets, playoffta mücadele etmeye hazır bir takım değil. Kadrodaki oyuncuların hepsi rollerinin hakkını sonuna kadar verse bile eldeki kadronun ideal olmadığını ve önümüzdeki dönemde değişiklikler yaşamasının da fazlasıyla muhtemel olduğunu söylemek gerekiyor.
Ancak değişen formatla birlikte play-in turnuvasının sezon sonunda oynanacak olmasıyla işler yolunda giderse ve genç oyuncuları geliştirmeyi başarabilirlerse Charlotte Hornets’in ucu ucuna kendisini playofflara attığını görebiliriz. Bu kadar genç ve henüz tamamlanmamış bir takım için bu da önemli bir başarı olacaktır.
Chicago Bulls
Perimetre savunmasında sorumluluğu kim alacak?
Jim Boylen’ın yönetimindeki Chicago Bulls için söyleyecek fazla olumlu bir şey bulamazsınız. Ancak geçen sezon Bulls, Boylen’ın uyguladığı agresif savunma şemalarının da etkisiyle lig genelinde savunma ratingi sıralamasında 9. sıradaydı ve maç başına 18.3 top kaybı yaratıyordu. Savunmadaki bu performansın arkasında yaz döneminde takımdan ayrılan Kris Dunn ve Shaq Harris’in de önemli katkıları vardı.
Ancak bu iki ismin takımdan ayrılmasının yanı sıra yeni koç Billy Donovan’ın da savunma sistemini değiştirmesiyle birlikte Chicago ekibinin savunmada, özellikle dış oyuncuları durdurma konusunda nasıl bir performans göstereceği büyük bir merak konusu. Dunn ve Harris, rakibin kısalarına baskı kurarak Bulls’un savunmasının ilk hattını oluşturuyordu. Önümüzdeki sene bu sorumluluk Coby White, Zach LaVine, Garrett Temple ve drafttan seçtikleri Patrick Williams gibi isimlerin üzerine binecek.
Bu saydığımız isimlerin yanı sıra önümüzdeki sezon savunmada Wendell Carter Jr.’a da önemli bir rol düşecektir. Bulls savunmasının dış hücumcuların üzerine yaptığı baskının gerek savunma şeması gerekse personel değişikliği sebebiyle azalmasının getirdiği sonuç olarak Carter Jr.’ın arka taraftaki “kalecilik” işini daha iyi yapması gerekiyor. Geçen sezon, ilk yılına göre özellikle hücumda sıkıntılı bir sezon geçiren genç oyuncunun sahada kalabilmek adına sahanın diğer ucunda da daha iyi bir performans göstermesi gerekiyor.
Cleveland Cavaliers
Colin Sexton, beklenen seviyeye çıkabilecek mi?
LeBron James’in takımdan ayrılmasından beri yeniden yapılanma yoluna giren ancak Kevin Love’ın kontratı ve yaptıkları draft seçimleriyle birlikte bir türlü sağlıklı bir yapı kurma yolunda olumlu adımlar atamayan Cavaliers için yeni sezona girilirken de sorulan soru önceki yıllara benzer.
Cleveland ekibinin 2018 draftının ilk turunda seçerek kadrosuna kattığı Colin Sexton, geçtiğimiz sezon maç başına 20.8 sayı üretti. Henüz 21 yaşında bu skor ortalamasını yakalayan bir oyuncunun yetenekli olduğunu kabul etmeniz gerekiyor ancak Cavaliers’a liderlik edebilmesi için genç oyuncunun, oyununun skor üretme dışındaki alanlarında ciddi bir gelişim göstermesi gerekiyor.
Evet, Cavaliers kadrosuna Darius Garland ve Kevin Porter Jr. gibi önemli sayılabilecek potansiyeller eklemesinin yanı sıra Andre Drummond’ı da en az 1 sezon daha kadrosunda tutmayı başardı. Ancak hala ortaya rekabetçi olmak adına koyabilecekleri sağlıklı bir çekirdek yok. Bu takımın şartlar ne olursa olsun genç oyuncularını geliştirmesi gerekiyor. Bu anlamda da en önemli potansiyeli taşıyan isim Sexton.
Sexton’ın özellikle savunmada sık sık pozisyonunu kaybeden ve takımına zarar veren bir oyuncu olduğunu söylemek gerekiyor. Eğer NBA seviyesinde bir takıma liderlik etmek için ufak da olsa bir ihtimali varsa mutlaka kendisini bu alanda geliştirmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra takım arkadaşları için pozisyon yaratma ve pasörlük konusunda da ciddi eksiklikleri var. Sexton eğer önümüzdeki dönemde bu 2 alanda ciddi anlamda gelişim gösteremezse Cavaliers’ın yeniden yapılanıyormuş gibi yaparak geçirdiği son 2-3 yıl, organizasyon için kaybolan bir zaman periyodu olmaktan öteye gitmeyecektir.
Detroit Pistons
Blake Griffin ne kadar sağlıklı kalacak?
Geride bıraktığımız yıl Detroit Pistons’ta Blake Griffin yaşadığı sakatlık sebebiyle sadece 18 maçta forma giyebildi. Griffin’in kariyeri boyunca yaşadığı sakatlıklar göz önünde bulundurulunca bu kimse için çok da şaşırtıcı bir durum değil. Takımın üzerine kurulu olduğu diğer oyuncunun yine kariyeri boyunca benzer şekilde sakatlıklarla boğuşan Derrick Rose olduğu düşünülünce durumun vehameti daha da artıyor.
Aslında Pistons’ın yaz döneminde daha farklı bir yola gitmek için önünde seçenekler vardı. 2019-20 sezonunda Andre Drummond ve yüklü kontratını Cavaliers’a takaslayan, Christian Wood gibi bir maden bulan Pistons’ın maaş bütçesinde de yeri olmasıyla birlikte yeniden yapılanma yoluna gidebileceği düşünülüyordu. Ancak transfer döneminde Mason Plumlee, Jahlil Okafor ve Jerami Grant gibi isimleri kadrosuna katan Pistons’ın çok da yeniden yapılanan bir takım görüntüsü verdiğini söylemek doğru olmaz. Bu hamleler daha çok rekabetçi olmaya çalışan bir takımın yapacağı hamlelere benziyor.
Eğer Pistons, rekabetçi bir takım olmaya çalışacaksa burada Blake Griffin ve Derrick Rose’un sağlıklı kalabilmesi de çok daha büyük önem kazanıyor. Griffin’in ne kadar önemli bir yetenek olduğunu söylemeye gerek yok. Pistons’ı 2018-19 sezonunda yıldız isim neredeyse playofflara taşıyordu. Geçen sezon da oynadığı 18 maç boyunca gerçekten çok iyi bir görüntü çizmişti. Griffin; üçlük çizgisinin gerisinden tehdit yaratan, takım arkadaşlarına pozisyon yaratan bir oyuncu haline dönüştü.
Griffin’in sağlıklı kalması Pistons’ı play-in yarışının içinde tutmak için yeterli olabilir. Ancak daha da önemlisi, Griffin’in iyi bir performans göstermesi durumunda önümüzdeki 2 yıl boyunca 76 milyon dolar kazanacak oyuncuyu Pistons’ın takas döneminde karşılığında iyi parçalar alarak takas etmesi de gündeme gelebilir.
Indiana Pacers
Koç değişikliği ne kadar işe yarayacak?
Indiana Pacers en hafif tabirle hayal kırıklığı yaşadığı bir takas takas ve transfer dönemini geride bırakıyor. Geçtiğimiz sezon boyunca beraber oynadıkları dönemlerde çok uygun bir görüntü çizemeyen Domantas Sabonis – Myles Turner ikilisini ayırmayı planladığı konuşulan ve bunun için Turner’ı takas ederek takıma değerli parçalar katmak istediği dile getirilen Pacers, bu konuda başarılı olamadı.
Pacers’ın Gordon Hayward’ı sign and trade ile kadrosuna katmak istediği ve bu takas esnasında da Turner’ı Celtics’e yollayacağına dair birçok söylenti çıkmıştı. Açıkçası Hayward, Pacers’ın yapabileceği ideal ekleme mi olurdu bu konu tartışmaya açık olsa da Turner’ı kendileri için personel olarak daha anlamlı olabilecek bir parçaya çevirmek onlar için önemli olabilirdi. Turner’ın yanı sıra geçen sezon yaşadığı sakatlıktan döndükten sonra hiç iyi bir görüntü çizmeyen Oladipo’nun da takas edilebileceğine dair birçok söylenti çıkmıştı. Oladipo gibi bir ismi değeri çok düşükken takaslamak hiçbir takıma fayda sağlamaz. Ancak Dipo’nun takımda mutsuz olduğuna dair çıkan söylentilerin can sıkıcı olduğunu da eklemek gerekiyor.
Tüm bu söylentilere rağmen kadroda önemli bir yeniliğe gitmeyen Pacers, tercihini koçunu değiştirmekten yana kullandı. Pacers, Nate McMillan’ı takımdan yollayarak kadronun başına Nate Bjorkgren’i getirdi. McMillan’ın yönettiği dönemde ligin en az üç sayılık atış deneyen takımı olan Pacers’ta Bjorkgren’in yönetiminde çok daha farklı bir basketbol oynanacak gibi gözüküyor.
Takımın başına geçen koç, Pacers’a daha modern bir basketbol oynatmaya çalışacağını şimdiden belli etti. Bjorgren’in önceki sezonlarla aynı malzemelere sahipken ne kadar farklı bir yemek çıkaracağını görmek heyecan veren bir değişiklik olacaktır.
Miami Heat
Aynı kadro geçen seneki başarıyı tekrarlayabilir mi?
Miami Heat, 2019-20 sezonunda NBA Finaline kalarak belki de son zamanların en büyük sürprizlerinden birisine imza attı. Heat’in geçen seneki performansına sürpriz dememizi yanlış anlamayın. Indiana Pacers, Milwaukee Bucks ve Boston Celtics’i elerken gösterdikleri performans gerçekten takdire şayandı.
Ancak buna rağmen geçen sezonun Orlando Fanusunda oynanması, Milwaukee Bucks’ın hatalarından ders çıkarmasını beklenmesi ve Philadelphia 76ers ile Brooklyn Nets gibi takımların önümüzdeki sezon kuvvetlenerek geriye dönecek olması Miami Heat’in tekrar konferansını kazanarak NBA Finallerine kalmasını hayli zor hale getiriyor.
Gelişim gösteren rakiplerinin yanı sıra yaz döneminde Miami Heat’in de kadrosunu güçlendirmek için çok ciddi adımlar attığını söylemek doğru olmaz. Serbest oyuncu pazarının ilk gününde sözleşmesi sona eren Goran Dragic’i takımda tutmayı başaran Heat, daha sonra kadrosuna Maurice Harkless ve Avery Bradley gibi isimleri kattı. Bu oyuncular fena olmayan rotasyon parçaları olsalar da Heat’in tavanını çok da yukarıya çekecek isimler değil.
Eğer Heat, önümüzdeki sezonda geçen yılki gibi bir başarı yakalamak istiyorsa Bam Adebayo ve Tyler Herro’nun ciddi gelişimler göstermesi ve Miami ekibini taşıması gerekecek. Bu 2 ismin, konferanstaki rakiplerinin sayısı artmış ve gücü de yükselmişken takımı tekrar Finallere taşıyabilecek gelişimi göstermesi çok da kolay bir iş olmayacaktır.
Milwaukee Bucks
Yeni Bucks, eski Playoff zaaflarının üstesinden gelebilecek mi?
Yeni sezona girilirken Milwaukee Bucks, cevaplaması gereken en büyük soruya doğru cevabı vermeyi başardı ve takımın yıldızı, son 2 sezonunun MVP ödülünün sahibi Giannis Antetokounmpo’yla 5 yıl 228 milyon dolar değerinde süper maksimum kontrat imzalayarak takımın geleceğini garanti altına almayı başardı.
Ancak bu Bucks’ın yapması gerekenlerin bittiği anlamına gelmiyor. Bucks, son 2 sezon boyunca harika normal sezonlar geçirdikten sonra playofflarda beklenen başarının çok uzağında kaldı. Özellikle geçen sezon Miami Heat karşısında alınan mağlubiyet, son yıllarda herhangi bir NBA takımından görülen en büyük hayal kırıklıklarından birisiydi. Yaz dönemine Giannis’i Milwaukee’de kalmaya ikna etme amacıyla giren Bucks, geçen sezon en çok süre alan 12 oyuncudan sadece 5’ini kadroda tuttu. Bu oyuncular geçen sezon Bucks oyuncularının aldığı sürelerin sadece %50’sinde sahada yer almıştı.
Bucks, yaz döneminin önemli hamlelerinden birisine imza atarak kadrosuna Jrue Holiday’i kattı. Holiday’in oyunun iki yanında da çok önemli bir isim olduğu düşünülünce Milwaukee adına Giannis ve Khris Middleton’ın yanındaki 3. isim olması bekleniyor. Bucks, Holiday’in yanı sıra D.J. Augustin, Bobby Portis, Bryn Forbes, Torrey Craig gibi isimleri de kadrosuna kattı. Milwaukee ekibinin şüphesiz ki bu yeni kadronun birbirine alışabilmesi için bir adaptasyon sürecine ihtiyacı olacaktır. Giannis’in takımda kalması ve bu yeni yüzlerle birlikte Mike Budenholzer’ın öğrencileri bir kez daha sezona şampiyonluk hedefiyle girecekler. Bakalım Bucks, bu sefer playofflarda önceki sezonki hayal kırıklıklarını unutturacak bir performansa imza atabilecek mi?