By David Kenyon, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 13 Kasım 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Her sene 100’lerce oyuncu NBA Draftında isimlerinin anons edilmesinin hayalini kurar. Ancak her sene sadece 60 kişinin bu hayali gerçeğe dönüşüyor. Diğer bütün oyuncular, profesyonel kariyerlerine draft edilmemiş serbest oyuncular olarak başlıyor.
Bazen takımlar, draft edilmemiş oyuncular arasında başka kimsenin keşfedemediği cevherleri de bulabiliyor.
Draft edilmeyen oyuncular arasında takımınıza büyük katkı verecek bir oyuncu bulmanız çok kolay değil. 2000 yılından beri draft edilmeyen hiçbir oyuncu All-Star takımında yer almadı. En iyi draft edilmemiş oyuncular bile genellikle rol oyuncuları oluyor.
Buna rağmen bazı draft edilmemiş oyuncular, geride bıraktığımız 20 yıllık süre boyunca şampiyon olan bazı takımlarda kritik roller oynadılar. Bazıları da NBA seviyesinde ilk beş oyuncuları haline geldi.
Bu yazıda 2000 draftından sonraki draftlara katılan ve draft edilmeden NBA’e adım atarak saygı duyulası kariyerlere imza atan isimleri değerlendireceğiz. Örnek olarak 1996 NBA draftına giren ve 2000’li yılların başında yıldızı parlayan Ben Wallace, bu listede yer almayacak.
Genel olarak gösterdikleri performansı en büyük faktör olarak göz önüne alacağız ama bununla birlikte devamlılık, şampiyonluk ve kariyerlerinin en iyi döneminde oynadıkları oyun da listemizi oluştururken dikkate aldığımız diğer unsurlar.
Fred VanVleet
Eğer bu listede tartışmalı bir isim olduğunu düşünürseniz o büyük olasılıkla Fred VanVleet olacaktır. Sonuçta VanVleet, sadece 4 yıldır ligde yer alıyor. Onun yerine Andres Nocioni, Kent Bazemore, Anthony Morris ya da Gary Neal gibi isimlerin düşünülebileceğini söyleyebilirsiniz.
Ancak VanVleet, Toronto Raptors’a tarihlerinin ilk şampiyonluğunu kazanmalarında yardımcı oldu. Sessiz geçirdiği çaylak sezonunda 8.6 sayı ortalama tutturan VanVleet, bir sonraki yıl sayı ortalamasını 11 sayıya kadar çıkardı. VanVleet, Raptors’ın Warriors’ı mağlup ettiği final serisinde ise maç başına 14 sayı üretmişti.
VanVleet, bir sonraki sezon performansını daha da geliştirirek 2019-20’de ortalamalarını 17.6 sayı – 6.6 asist ve 1.9 top çalmaya kadar yükseltmeyi başardı. İstatistiksel olarak etkisinin çok büyük olduğunu söyleyemeyiz ancak bugüne kadar başka hiçbir draft edilmeyen oyuncu, şampiyonluk kazanan bir takımda bu kadar önemli bir rol oynamamıştı. VanVleet, aynı zamanda draft edilmeden ligde 200 maçtan fazla oynayan oyuncular arasında çift haneli skor ortalamasına sahip olan 8 isimden birisi.
Jeremy Lin
VanVleet’in şampiyonluk yaşayan Toronto Raptors kadrosundaki takım arkadaşlarından birisi olan Jeremy Lin, çok fazla süre alan bir isim değildi. Lin’in kariyerinin en iyi dönemi, yıllar öncesinde yaşanmıştı.
2011-12 sezonunda gösterdiği muhteşem performansla tüm basketbol dünyasını etkisi altına alan Lin, sonraki 4 yıl boyunca da ligde saygı gören bir isim oldu. 2012-13 sezonundan 2015-16’ya kadar maç başına 12.2 sayı – 4.5 asist ortalamaları yakalayan Lin, 3 farklı takımın formasını giydi.
Brooklyn Nets’te oynadığı dönemde yaşadığı sakatlıklar sebebiyle zorlanan Lin, daha sonra Atlanta Hawks formasını giydiği kısa sürenin ardından 2019 sezonunda buyout edildi. Daha sonra Raptors ile anlaşan Lin, takımın yedeklerinden birisi olarak kariyerinin tek şampiyonluk yüzüğünü kazandı.
Kariyeri boyunca 11.6 sayı – 4.3 asist ortalamaları yakalayan Lin, 2000 yılından beri draft edilmeden NBA’de 200 maçtan fazla oynayan isimler arasında bu kategorilerde sırasıyla 5. ve 3. sırada yer alıyor.
Joe Ingles
Devamlılık ve istikrar, Joe Ingles’ın bu listede Jeremy Lin ve Fred VanVleet’in önünde yer almasını sağlıyor. Ingles, Utah Jazz formasıyla VanVleet’in iki katı kadar maçta forma giydi ve sürekli olarak Jazz için kritik bir rolde görev alıyordu.
6 sezon boyunca Ingles, maç başına 8.3 sayı – 3.6 asist ve 3.2 ribaund ortalamaları yakaladı. Çok yönlü bir oyuncu olan Ingles, üç sayı çizgisinin gerisinden %40.7’yle şut atarken akıllı ve güvenilir bir savunmacı olarak da ün saldı.
Ingles, kariyeri boyunca All-Star seçilme ihtimali olan bir oyuncu değil ancak sahip olduğu yeteneklerle playoff takımları için çok değerli bir parça haline geliyor.
Robert Covington
Robert Covington, modern basketboldaki 3&D tanımının adeta sözlükteki karşılığı.
2.00 metre boyundaki forvet, kariyeri boyunca kullandığı üç sayılık atışlarda %35.6’lık bir yüzde yakaladı ve birden fazla pozisyonu savunabilen bir isim. 2014-15 sezonunda düzenli olarak süre alan bir oyuncu haline geldiğinden beri 12.4 sayı – 4.5 ribaund ve 1.4 top çalma ortalamaları yakalamayı başardı.
Covington, bugüne kadarki en iyi sezonunu 2017-18 yılında geçirdi ve NBA’in en iyi savunma beşinde yer alırken Sixers forması giydiği senede üçlük sıralamasında da 11. sırada yer aldı.
Bu gösterdiği zirve performans Covington’ı Ingles’ın önüne koyarken bu iki sıradaki oyuncuların yerini değiştirseniz büyük olasılıkla kimse fazla itirazda bulunmayacaktır.
J.J. Barea
Eğer öncelikli olarak oyuncuların zirve performansına önem verseydik J.J. Barea, bu listede daha aşağıda yer alabilirdi. Ancak tecrübeli oyun kurucunun devamlılığı, onun burada yer almasını sağlıyor.
Değerlendirmeye aldığımız draft edilmeyen oyuncular arasında JJ Barea’nın oynadığı 831 maçtan daha fazla forma giyen sadece 2 oyuncu var. Barea’nın kariyeri boyunca yaptığı 3,270 asist, NBA tarihinde draft edilmeyen oyuncular arasında 5. sırada yer alıyor.
Buna ek olarak Barea’nın takımın yaptığı etkiyi de göz ardı etmemek gerekiyor. 2011 NBA Finallerinde Barea, Dallas Mavericks’in Miami Heat’i geçmesinde çok kritik bir rol oynamıştı. Özellikle serinin son 2 maçında 16 sayı – 5 asist ortalamaları yakalayan Barea olmasaydı Nowitzki ve Dallas şampiyonluk kazanamamış olabilirdi.
Jose Calderon
Jose Calderon, NBA kariyeri boyunca 14 sezon forma giydi ancak sadece 2017-18 yılında playoff ilk turunun ötesine geçmeyi başarabildi. NBA tarihinin en iyi üç sayı atıcılarından birisi için bunun hayal kırıklığı yaratan bir istatistik olduğunu söylemek gerekiyor.
Raptors’ta oynadığı 7 sezonla ün salan Calderon, kariyeri boyunca oynadığı 895 maçta kullandığı üç sayılık atışların %40.7’sinde isabet bulmayı başardı. 2019-20 sezonu sona erdiğinde bu tüm zamanların 25. sırasında yer alıyordu. Aynı zamanda Calderon, 2012-13 sezonunda %46.1’lik üç sayı yüzdesiyle lig lideriyken 2008-09 sezonunda da %98.1’lik faul yüzdesiyle sezonu lider olarak tamamladı.
Verimlilik Calderon’un oyununun tek olumlu özelliği değildi. Kariyeri boyunca 8.9 sayı ortalaması yakalayan Calderon aynı zamanda maç başına yaptığı 5.8 asistle de draft edilmeyen oyuncular arasında liderliği elinde bulunduruyor. Calderon, Raptors forması giydiği 4 farklı sezonda 8 asist barajını aşmayı başarmıştı.
Udonis Haslem
Haslem, Heat kültürünü en iyi tanımlayan kişi.
Haslem’i tarihin en iyi draft edilmeyen oyuncularından birisi olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik bunu yaparken kariyeri boyunca çok farklı iki rolü de başarıyla üstlenen bir isim oldu.
Avrupa’da 1 sezon oynadıktan sonra 2003-04 sezonunda Miami Heat’te forma giyen ve En İyi Çaylak Beşlerine seçilen Haslem, kariyerinin ilk 7 sezonunda oynadığı 517 maçta 10 sayı – 8.1 ribaund ortalamaları yakalamıştı.
2010’lu yıllar boyunca 2 kez NBA şampiyonluğu yaşayan takımların parçası olan Haslem, daha sonra Heat takımının abisi olarak da organizasyon kültürünü sonraki jenerasyonlara taşıyan isim oldu. 2016-17 sezonundan 2019-20’ye kadar sadece 44 normal sezon maçında oynayan Haslem, bir kez bile playofflarda sahaya adım atmadı.
Haslem’in kariyerinin ilk döneminde gösterdiği performans Heat için önemliydi. Ancak tecrübeli ismin kariyerinin son döneminde Heat kültürü için yaptıkları 40 numaralı formasının emekli edilmesini sağlayan faktör olacaktır.