NBA 2020-21: Sezon Öncesi Güç Sıralaması

22/Ara/20 09:53 Aralık 22, 2020

admin69

22/Ara/20 09:53

Eurohoops.net
lakers_champions_2020

Eurohoops Fırın, 2020-21 sezonu öncesinde takımların güç sıralamasıyla huzurlarınızda…

By Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

NBA’de tarihin en kısa sezon arasından sonra 2020-21 sezonu bu gece oynanacak karşılaşmalarla başlıyor. Basketbolseverlerin heyecanla beklediği 2020-21 sezonu öncesi transfer döneminde, takımlar yaptıkları hamlelerle geçen sezondan daha farklı

30) Oklahoma City Thunder

Geçen sezonu batı konferansının beşinci sırasında bitirip playofflarda yer alan Oklahoma City Thunder, istatistiksel olarak ligin en iyi beşine sahipti. Bu beşliden sadece Shai Gilgeous-Alexander geride kalmış vaziyette. Bir önceki sezon Russell Westbrook ve Paul George takaslarıyla ipucunu verdikleri yeniden yapılanma planına tamamen başlayan Thunder, takımın başına oyuncu geliştirme konusunda başarılı bir isim olan Mark Daigneault’u getirdi. Sene boyunca Aleksej Pokusevski ve Theo Maledon gibi isimlerin gelişimine maç kazanmaktan çok daha fazla önem verecek olan Thunder, lotaryanın tepesi için en büyük adaylardan. 

29) Cleveland Cavaliers

NBA Draftının 5. sırasında Isaac Okoro’yu seçen Cleveland Cavaliers, hem kağıt üstünde hem de sahada baktığınız zaman ligin en dengesiz kadrolarından birisine sahip. Önceki yıllarda Colin Sexton ve Darius Garland gibi guardları draft eden Cavaliers, şu ana kadar bu iki isimden de bekledikleri seviyede verim almayı başaramadı. 2019 draftında kadroya ekledikleri Kevin Porter Jr., geçen sene gösterdiği performansla onlar için hoş bir sürpriz olmuştu. Ancak oyuncunun yaz döneminde kanunla yaşadığı sıkıntılar da endişe verici. Kadronun geri kalanı ise bu saydığımız genç çekirdeğe pek de uygun olmayan ve pahalı kontratlara sahip veteran uzunlardan oluşuyor. Cavaliers’ın herhangi bir şekilde başarılı olabilmek için ilerleyecekleri yolu daha net şekilde belirlemeye ihtiyacı var. 

28) New York Knicks

Geçtiğimiz sene takımın basketbol operasyonlarının başına Leon Rose’u getiren New York Knicks, koç olarak da Tom Thibodeau’yu seçmişti. Bu hamlelerin ardından transfer dönemine girilirken Knicks’in büyük hamleler yapması bekleniyordu. Önceki yıllarda alışık olduğumuz gibi Knicks’i büyük hamleler yaparken görmedik ancak geçmiş senelerdeki gibi paralarını da umarsızca harcamadılar. Draftta RJ Barrrett – Mitchell Robinson – Frank Ntilikina genç çekirdeğine Obi Toppin’i ekleyen Knicks, ilgi çekici genç parçalara sahip olsa da rekabetçi bir takım olmanın uzağındılar. Günümüz NBA’inde iyice önem kazanan üretken oyun kurucu konusunda da ciddi bir eksiklik yaşayan Knicks, saha içerisinde yine geçtiğimiz yıllardan çok farklı bir görüntü çizmeyecektir.

27) Detroit Pistons 

blake_griffin

NBA takımları içerisinde en ilginç transfer dönemini geçiren ekiplerden bir tanesi de Detroit Pistons’tı. Draftta Killian Hayes, Isaiah Stewart, Saddiq Bey gibi parçaları ekleyen Pistons, serbest oyuncu pazarında enteresan hamlelere imza atarak maaş bütçesindeki boşluğu Jahlil Okafor, Mason Plumlee, Josh Jackson, Jerami Grant gibi isimlere harcadı. Bu isimleri Blake Griffin ve Derrick Rose gibi oyuncuların yanına ekleyince çok başarılı olacak bir kadro gibi gözükmüyorlar. Ancak Pistons’ın uzun süredir bir yeniden yapılanma yoluna girmesi bekleniyordu. Eğer Rose ve Griffin’i sezon içerisinde daha iddialı ekiplere takaslama şansına sahip olurlarsa önlerini daha net şekilde görebilirler. 

26) Sacramento Kings

14 yıldır playofflardan uzak kalan Sacramento Kings, geride bıraktığımız transfer döneminde ilk iş olarak takımın yönetiminde görev alan efsane oyuncuları Vlade Divac ve Peja Stojakovic ile yollarını ayırdı. Geçtiğimiz sezonu Orlando Fanusunda istedikleri şekilde bitiremeyen Kings, draftta kadronun genç çekirdeğiyle uyumlu bir görüntü çizebilecek Tyrese Haliburton gibi önemli bir ismi de kadrosuna kattı. Ancak serbest oyuncu pazarında onlar için işlerin çok iyi gittiğini söylemek doğru olmaz. Harry Giles’ı çok ucuz bir şekilde Portland Trail Blazers’a kaptıran Kings, sınırlı serbest kalan takımın önemli skorerlerinden Bogdan Bogdanovic’i de kadrosunda tutmayı tercih etmedi. Buna rağmen takımın önemli yatırım yaptığı Marvin Bagley, sonunda sağlıklı bir görüntü çiziyor ve bu geleceğe daha umutla bakmalarına sebep olabilir. Ancak rekabetin çok çetin olduğu batı konferansında bu sene başarılı olmaları pek mümkün gözükmüyor. 

25) Chicago Bulls

Yıllar sonra tekrar playoff için iddialı bir konuma gelmek isteyen Chicago Bulls, yaz döneminde Arturas Karnisovas ve Marc Eversley’i yönetimde göreve getirerek yıllardır beklenen değişikliğe imza attı. Bu hamleyi ligin en kötü koçlarından biri olarak kabul edilen Jim Boylen’ı kovup yerine Billy Donovan’ı getirmeleri takip etti. Bunların hepsi olumlu hamleler ancak Bulls’un playoff için mücadele edebilecek yeterli kadroya sahip olduğunu söylemek pek de doğru olmaz. Zach LaVine geçtiğimiz yıl kariyerinin en iyi sezonunu oynadı ancak hala bir playoff takımının 1. oyuncusu olacak seviyede bir isim değil. Wendell Carter Jr. ve Lauri Markkanen, geçtiğimiz yıl onlardan beklenen performansın uzağında kaldılar. Coby White heyecan verici bir potansiyel olsa da takıma tek başına seviye atlatması pek mümkün değil. Otto Porter Jr.’a yıllık 28.5 milyon dolar ödeyen Bulls’un draftta 4. sıradan seçtikleri Patrick Williams’ın en azından şu an için aradıkları isim olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. 

24) Charlotte Hornets

Gordon Hayward’a verdikleri 4 yıl 120 milyon dolarlık kontrat, transfer döneminin en çok eleştirilen hamlelerinden birisi oldu. Son yıllarda yaşadığı sakatlık sorunlarından sonra 30 yaşındaki oyuncunun tekrar All-Star formuna dönmesinin çok zor olduğu düşünülünce ücret anlamında fazla para verdikleri ortada. Buna rağmen geçen sene sağlıklı olduğu anlarda Celtics’te fena bir görüntü çizmeyen Hayward, muhakkak Hornets’in yarı saha hücumunun daha işlevsel haline gelmesini sağlayacaktır. Hornets’in draftın üçüncü sırasında seçerek kadrosuna kattığı LaMelo Ball, hazırlık maçlarında yaptığı asistlerle göz doldursa da şut yüzdesinin yeterli seviyede olmadığı da ortadaydı. PJ Washington ve Devonte’ Graham gibi parçalara sahip olan Hornets, yukarıdaki eklemelerle daha iyi bir kadro haline gelse de hala doğu konferansında rekabetçi olabilecek seviyede bir takım değil. 

23) Minnesota Timberwolves

russell_towns

Yeni sezona girerken performansını kestirmesi en zor takımlardan bir tanesi de Minnesota Timberwovles. Draftın 1. sırasından Anthony Edwards’ı kadrosuna katan Timberwolves, takımın eski oyun kurucusu Ricky Rubio’yu da geriye getirdi. Geçen sezonun takas döneminde D’Angelo Russell’ı kadrosuna ekleyen Minnesota ekibi, henüz yıldız oyun kurucuyu sahada Karl Anthony-Towns’la beraber oynarken görme şansını da sahip olmadı. Bu şekilde isimlere bakınca Timberwolves’un önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebilirsiniz ancak özellikle savunma tarafında ve kanat rotasyonunda bu takımın ciddi zaaflarının bulunduğu da gözden kaçmayacak  bir gerçek. Bu zaaflar güçlü batı konferansında bulundukları gerçeğiyle de birleşince Minnesota ekibinin playoff umutları iyice azalıyor. 

22) Orlando Magic

Orlando Magic, yıllardır NBA’in en ortalama takımlarından bir tanesi ve bu performans yıllardır zayıf doğu konferansında playoff yapmaları için yeterli oluyor. Geride bıraktığımız konferanstaki rakiplerinin neredeyse hepsi belirli ölçüde gelişim gösterdi. Ancak takımın en önemli isimlerinden Johnathan Isaac’in Orlando Fanusunda sakatlanarak 2020-21 sezonunu kapatması ve DJ Augustin gibi önemli bir ismin takımdan ayrılmasıyla birlikte Magic’in kan kaybettiğini söylemek çok yanlış olmaz. Drafttan Cole Anthony ve Chemu Okeke gibi isimleri kadroya kattılar ancak elimizde Magic’in geçen seneden daha iyi olduğunu düşünmemizi sağlayacak fazla bir done yok. 

21) San Antonio Spurs

Geçtiğimiz sezon San Antonio Spurs’ün 22 yıllık playoff serisi sona erdikten sonra yaz döneminde takımın yıldız isimleri DeMar DeRozan ve LaMarcus Aldridge hakkında sık sık takas dedikoduları çıkmıştı. Ancak Spurs, bu iki ismi de takaslama konusunda başarılı olamadı. Orlando Fanusunda Dejounte Murray, Derrick White, Jakob Poeltl, Lonnie Walker ve Keldon Johnson gibi isimlerle çok daha tempolu ve günümüz NBA’ine yakın bir basketbol oynayan Spurs, DeRozan’ı da 4 numaralı pozisyonda ve daha çok yaratıcı bir rolde kullanmıştı. Yaz döneminde San Antoniı ekibinden gelen demeçler, bu oyun tarzına önümüzdeki sezonda da devam edecekleri yönünde. Ancak  takımın tecrübeli pivotu, çok daha fazla üçlük kullanacakları bu tempolu oyuna nasıl uyum sağlayacak bu önemli bir soru işareti. Gregg Popovich’in de varlığıyla birlikte Spurs, mutlaka oynadıkları her maçta rekabetçi olacaktır fakat eldeki kadro batı konferansında playoff için umutlu olma konusunda pek bir şey vaat etmiyor.

20) New Orleans Pelicans

New Orleans Pelicans, transfer dönemini en ilginç geçiren takımlardan bir tanesiydi. Transfer dönemine Stan Van Gundy’yi takımın başına getirerek başlayan Pelicans, Jrue Holiday’i Milwaukee Bucks’a Eric Bledsoe ve draft hakları karşılığında takas ettikten sonra Oklahoma City Thunder’dan da Steven Adams’ı kadrosuna kattı. Takıma yetenekli oyuncular ekleseler de halihazırda ellerinde bulunan Brandon Ingram ve Zion Williamson çekirdeğine çok uygun parçalar olduklarını söylemek doğru olmaz. Stan Van Gundy’nin özellikle hücumdaki spacing problemini çözmek için nasıl bir yol izleyeceği, Pelicans’ın sezonunun da gidişatını belirleyecek. 

19) Memphis Grizzlies

Geçtiğimiz sezonun en güzel sürprizlerinden birisine imza atan Memphis Grizzlies, transfer dönemini hamle yapmayarak geçirdi. Geçen sezon Ja Morant’in beklentileri paramparça etmesiyle playoffun kıyısına kadar gelmeyi başaran Grizzlies, Brandon Clarke seçimiyle de 2019 draftının steallerinden birisine imza atmıştı. Bu isimlerin yanında Jaren Jackson Jr. da ne kadar önemli bir potansiyel olduğunu herkese gösterdi. Yaz dönemini durgun geçirerek çekirdeklerinin gelişimine güvendiklerini belli eden Grizzlies’in en büyük sorunu rakiplerinin ileriye doğru adımlar atması olacaktır. Kadrodaki oyuncular gelişim gösterse bile, diğer takımların yaptıkları hamlelerle kendilerini playofflara atmaları pek de mümkün değil.

18) Atlanta Hawks

Geçtiğimiz sezon içerisinde takımın yıldızı Trae Young, daha iyi oyuncularla beraber oynamak istediğini net şekilde dile getirmişti. Geçen sezonun takas döneminde Clint Capela’yı kadroya katarak bu doğrultudaki ilk adımı atan Hawks; Danilo Gallinari, Bogdan Bogdanovic, Rajon Rondo ve Kris Dunn gibi eklemelerle serbest oyuncu pazarında da bu planına devam etti. Geçen sezondan çok daha derin bir kadroya sahip olsalar da özellikle oyun anlamında uyum ve savunma verimliliği noktalarında bu Hawks kadrosunun cevap vermesi gereken sorular olacaktır. Neredeyse Kris Dunn dışında iyi bir dış savunmacıya sahip olmayan Hawks, doğu konferansında bulunmanın da etkisiyle mutlaka playoff yarışı içerisinde yer alacaktır. Takımın birbirine alışması ve gelecek takas hamleleriyle Hawks, git gide daha iyi bir takım haline gelecektir.