2020-2021 EuroLeague Sezon Ortası Ödülleri

23/Ara/20 14:01 Aralık 23, 2020

Utkan Sahin

23/Ara/20 14:01

Eurohoops.net

EuroLeague’de ilk 16 hafta geride kaldı, Eurohoops Fırın ise erken sezon ödüllerini dağıtmaya başladı! İşte geride kalan 140 maç sonrası hazırladığımız sezon ortası ödülleri.

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de ilk 16 haftayı geride bıraktık.

Dünyanın darma duman olduğu bu dönemde çok sevdiğimiz basketbol ve EuroLeague de yaşananlardan etkilendi. Coronavirüsü’nün gölgesi altında devam eden organizasyon, geçtiğimiz yıllardan çok daha farklı.

Özellikle takımların sezona alışık olandan daha kısa bir sürede hazırlanmak zorunda kalması, sezonun ilk yarısında beklentilerin uzağında bir puan durumu ortaya çıkmasına sebep oldu. Geçtiğimiz sezon ortalığı kasıp kavuran bazı takımlar, bu sezon eski havalarını şu ana kadar bulamazken sezon öncesi son sıralarda yer almasına kesin gözüyle bakılan bazı takımlar ise hayallerin bile ötesinde bir sezon başlangıcı yaptı.

Dolayısıyla da ilk 16 hafta basketbolseverler için oldukça ilginç oldu.

Sezonun nasıl devam edeceğini göreceğiz ama öncesinde her sezon olduğu gibi Eurohoops Fırın, bu yıl da sezon ortası ödüllerini dağıtmaya karar verdi.

Elbette bu ödüller gelecek için bir tahmin değil, şu ana kadar gösterilen performansların sonucu. Dolayısıyla sezonun 2. yarısında bu ödüller değişebilir. Ayrıca her sene yaptığımız gibi bu sezon da ödülleri istatistiklerden daha çok takımlarının başarısında oynadıkları kritik roller üzerinden vermeyi tercih ettik.

Lafı daha fazla uzatmadan… Karşınızda EuroLeague’in ilk yarısının ödülleri:

İlk 16 Haftanın En İyi Üçüncü Beşi:

  • Pierria Henry (Baskonia) 14 maç 10.4 sayı, 3.1 ribaund, 7.4 asist, 15.9 EFF: Pierria Henry, EuroLeague’in en istikrarlı oyuncuları listesinde muhtemelen hiç olmayacak ama Amerikalı guardın takımına etki etmek için buna çok ihtiyacı yok. Beklentilerin çok altında geçirdiği geçen sezondan sonra bu sezon takımla çok daha uyumlu olan Henry, Baskonia‘nın ilk 16 haftadaki en kritik ismiydi. 7.4 asist ortalamasıyla takımının hücumunun en önemli yaratıcısı olan yıldız oyuncu, işin savunma tarafında da 2.1 top çalmayla EuroLeague’in en iyisi olmayı başardı. Onun sahada olduğu anlarda Baskonia’nın şu ana kadar rakiplerine 78 sayılık üstünlük kurması her şeyin özeti. O iyi oynarken Baskonia yenilmesi zor bir takım.
  • Jordan Loyd (Kızılyıldız) 15 maç 18.7 sayı, 3.6 ribaund, 3.4 asist, 18.1 EFF: EuroLeague’de her sezon gördüğümüz kötü takımının büyük skoreri performansı, bu sezon Jordan Loyd’dan geldi. Bu çok da sürpriz değil çünkü geçen sezon Valencia‘da zaman zaman gösterdiği performansla Loyd, bunu yapabileceğini göstermişti. İlk 16 haftanın ardından tutturduğu 18.7 sayı ortalaması da işin gerçekliğe dökülmüş hali. Tabii takımının kötü performansına rağmen onun neden burada olduğunu sorgulayabilirsiniz. Sonuçta Shved, Wilbekin gibi isimleri bu sebeple dışarıda bıraktık. Bunun sebebi açık; Kızılyıldız’ın kötü gitmesinin sebebi Loyd değil, Sasa Obradovic
  • Nemanja Nedovic (Panathinaikos) 14 maç 16.6 sayı, 1.9 ribaund, 3.4 asist, 14.9 EFF: Şartlar kendine göre yaratıldığı zaman kafasını kaldırmaktan hiç çekinmeyen Nemanja Nedovic, yine sahnesini aldı. Belki de tarihin en kötü Panathinaikos takımının lideri olan Sırp oyuncu, aynı Malaga’da olduğu gibi burada da kötü takımın kurtarıcısı rolüne soyundu. Hakkını vermemiz lazım, şu ana kadar rolünün hakkından geldi. Takımı belki çok maç kazanamadı ama Nedovic, 39, 28, 27 sayılık performanslarıyla Panathinaikos taraftarı için kötü geçen sezonun izlenme sebebi oldu.
  • Krunoslav Simon (Anadolu Efes) 14 maç 12.8 sayı, 2.9 ribaund, 3.3 asist, 14.8 EFF:  Geçen sezon fırtına gibi esen Anadolu Efes, bu sezona beklentilerin çok altında bir başlangıç yaptı. Geçen yıl yarıda kalan sezonun toplamında 4 yenilgi alan lacivert-beyazlılar, bu sezon ise 16 haftadan 8 yenilgi aldı. Takımın iki büyük yıldızı, Vasilije Micic ile Shane Larkin de şu ana kadar sezona bir türlü giremedi. Fakat şartlar ne olursa olsun her zaman takımına yardımcı olmayı başaran Krunoslav Simon yine sahnedeydi. Özellikle sezonun başında Efes, sakatlıklarla boğuşurken ortaya büyük bir özveri koyan yaşlı kurt, basketbolseverleri izlerken kendine bir kez daha hayran bıraktı. Sezonun devamında Efes‘ın nasıl ilerleyeceğini tahmin etmek kolay değil ama ne şekilde ilerlerse ilerlesin Simon’un Efes’in ihtiyacı olan neyse ortaya koyacağı kesin!
  • Jalen Reynolds (Bayern Münih) 15 maç 13.2 sayı, 6.9 ribaund, 0.7 asist, 15.8 EFF: Yazının devamında da açık bir şekilde göreceğiniz gibi; Bayern Münih, sezonun ilk 16 haftasına damgasını vuran takım. Alman ekibi, muhtemelen kimsenin rüyalarında bile olmayacak bir sezon geçiriyor ve bunu yaparken de daha önce çok da takdir toplamayan oyuncuları, parlatıyor. Aynı Jalen Reynolds’da olduğu gibi… Atletizmi ve fiziğiyle daha önce de dikkat çekse de Amerikalı pivot, EuroLeague oyuncusu olarak kabul edilmiyordu. Almanya’da ise herkesin yanıldığı ortaya çıktı. Bütün maçlara kenardan gelse de 13.2 sayı ve 6.9 ribaund ortalamasıyla Bayern’in en önemli kozlarından biri olan Reynolds, özellikle de maç sonlarında sergilediği performanslarla takımının kritik galibiyetler almasında büyük bir rol oynadı.

İlk 16 Haftanın En İyi İkinci Beşi:

  • Kevin Pangos (Zenit St. Petersburg) 14 maç 11.2 sayı, 2.1 ribaund, 6.2 asist, 12.9 EFF: Kevin Pangos geri döndü! 2017-18 sezonunda Litvanya’da sergilediği harika resitalin ardından Barcelona’da kendini hiç bulamayan Kanadalı yıldız, soğuk topraklara geri dönünce yeteneklerini tekrardan hatırladı. Zenit, Bayern gibi ligin ilk 16 haftasına damga vuran takımlardan olurken Pangos da Xavi Pascual’in saha içerisindeki lideri rolünü çok iyi bir şekilde doldurdu. Yıldız guard, belki Zalgiris‘teki kadar bireysel performanslarıyla öne çıkmadı ama hücumda ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir takımda, doğru anlarda doğru katkıları verdi ve onun bu performansı sayesinde Zenit, kaotik sezon başlangıcının kazanan takımlarından olmayı başardı.
  • Klemen Prepelic (Valencia) 15 maç 11.6 sayı, 1.4 ribaund, 3.2 asist, 11.2 EFF: Fark ettiyseniz; EuroLeague’in ilk yarısı hak ettiği değeri göremeyen oyuncuların parladığı bir dönem oldu. Valencia‘nın skoreri Klemen Prepelic de o isimlerden biri. Daha önce Real Madrid‘in geniş rotasyonu içerisinde kaybolan ve hatta bir oyun kurucu gibi oynamak zorunda kalan Sloven guard, Valencia’da ise doğru rolde neler yapabileceğini ortaya koydu. Sezona biraz yavaş girse de son 10 haftada 8 kere çift haneli sayı üreten Prepelic, İspanyol takımının ihtiyacı olan skorer kısa rolünün hakkını verdi. Özellikle de maç sonlarında… Başa baş geçen maçlarda takımı adına hep sahne alan skorer oyuncu, kritik anlarda sergilediği performansla başta Türk takımları olmak üzere birçok takımın canını acıttı.
  • Marius Grigonis (Zalgiris Kaunas) 15 maç 14.7 sayı, 2.5 ribaund, 2.7 asist, 15.5 EFF: Takımın lideri Sarunas Jasikevicius gitti ama Zalgiris’te hala işler yolunda! Sezon başında birçokları Zalgiris’in son yıllara göre geriye düşmesini beklese de Martin Schiller yönetimindeki Litvanya ekibi, herkesi yanılttı. Takımın kısa rotasyonu bu performansın sebebi olurken yıllardır herkesin bir üst seviyeye çıkmasını beklediği Grigonis ise o kısa rotasyonun lideri olarak beklentileri karşıladı. 14.7 sayı ortalamasıyla EuroLeague kariyerinin en iyi ortalamasını yakalayan Litvanyalı skorer, 15 maçın 13’nde çift hanelere çıkarak son yılların aksine istirikralı bir performans ortaya koydu. Haliyle sezon daha bitmeden Grigonis’in ismi, büyük takımlarla anılmaya başladı. Eğer performansı böyle devam ederse sezon sonunda bu transferin gerçekleşeceği kesin gibi…
  • Will Clyburn (CSKA Moskova) 16 maç 14.1 sayı, 3.6 ribaund, 1.2 asist, 13.1 EFF: Will Clyburn da geri dönen oyunculardan ama onun hikayesi biraz daha farklı! Amerikalı forvet, zaten geçen sezon yaşadığı ağır sakatlığa kadar ligin en değerli birkaç oyuncusundan biriydi. Yine de atletizmi oyunu için önemli olan bir oyuncu için yaşadığı o sakatlık sonrası herkesin kafasında soru işaretleri vardı. Üstelik takımın liderliği de James’e geçmişken, onun sezona biraz sallantıda girmesi muhtemeldi. Fakat Clyburn sallanmadı, hatta daha da iyi geri döndü. EuroLeague’in eşleşilmesi en zor isimlerinden olan Amerikalı forvet, bunun yanında şu ana kadar %37.5 ile üçlük attı. Rakipler için bu oldukça kötü bir haber. Clyburn’ün şutunu da riske edemeyecekseniz, savunulması imkansız olacak. Amerikalı forvet, sezonun devamında muhtemelen daha da iyi olacaktır, sezon sonunda onu ilk beşte görmemiz fazlasıyla olası!
  • Bojan Dubljevic (Valencia) 15 maç 11.2 sayı, 5.3 ribaund, 2.5 asist, 14.9 EFF: EuroLeague’in ilk bölümünde birçok liderin beklentilerin altında kaldığını gördük. Yıllardır bu rolün hakkını veren Bojan Dublejvic ise her zamanki gibi! Karadağlı pivot, belki istatistik olarak geçen sezonki seviyesinde değil ama buna gerek de yok. İspanyol ekibi, geçen sezona göre çok daha kaliteli bir takım ve hal böyleyken ondan beklenen sayı üretmesinden daha çok takımı sürüklemesi. İlk 16 hafta itibarıyla da Bojan, bunu çok iyi yaptı. Takımının neye ihtiyacı varsa onu ortaya koyan Karadağlı yıldız, başta dış şutlarıyla olmak üzere takımının önemli galibiyetler almasını sağladı. O ve takımı böyle giderse yıllar sonra Valencia’yı playoff’ta görebiliriz.

İlk 16 Haftanın En İyi Beşi:

  • Mike James (CSKA Moskova) 15 maç 20.6 sayı, 3.4 ribaund, 5.7 asist, 21.9 EFF: Spoiler – M.V.P – Spoiler!
  • Vladimir Lucic (Bayern Münih) 12 maç 14.4 sayı, 4.9 ribaund, 1.3 asist, 19.8 EFF:  EuroLeague’in ilk yarısında kariyerini yukarıya kaldıran birçok oyuncu gördük ama bunların arasında bir numara kesinlikle ve kesinlikle Vladimir Lucic! Sırp forvet, zaten son yıllarda Bayern’de sergilediği performansla dikkat çekiyordu. Hatta birçok takımın taraftarı, onu kadrosunda görmek istiyordu fakat Lucic, bu sezon dikkat çekmenin de ötesine geçti. Trinchieri’yle birlikte değişen Bayern’in lideri haline gelen yıldız oyuncu, kariyerinin en özel performansını ortaya koydu. Bayern kimsenin beklemediği bir performans sergilerken o da 14.4 sayı, 4.9 ribaund ve 19.8 verimlilik puanı ortalamalarıyla üç alanda da kariyerinin en iyi ortalamalarını yakaladı. Sezonun devamında Bayern ve onun için nasıl devam edecek, tahmin etmek zor ama şu bir gerçek; sezon sonunda Avrupa’nın birçok dev takımı, kesinlikle onu kadrolarına katmak için uğraşacak.
  • Shavon Shields (Olimpia Milano) 14 maç 13.1 sayı, 3.8 ribaund, 1.1 asist, 14.4 EFF: Ettore Messina önderliğinde artık kazanan bir takım olmak için çok uğraşan Olimpia Milano, çok önemli oyunculara sahip. Kyle Hines, Gigi Datome, Sergio Rodriguez, Malcolm Delaney, Zach Leday gibi! Fakat sezonun ilk yarısının kurtarıcısı bu isimler değil, Shavon Shields’dı! Milano kötü basketbol oynamasına rağmen maç kazanmayı başarırken Amerikalı forvet ise performansıyla bunu sağlayan oyuncu. Yalan yok, sezon başında onun kritik bir oyuncu olması zaten bekleniyordu ama bu beklenti daha çok işin savunma tarafındaydı. Shields ise sadece o kadarla kalmadı. Harika bir tutkal olan Amerikalı forvet, savunmanın yanında hücumda da öne çıktı ve kariyerinin en iyi yüzdeleriyle oynayarak Milano’nun en iyisi oldu. Maçların kritik anlarında soktuğu şutlarla da bu performansını perçinledi.
  • Nikola Mirotic (Barcelona) 13 maç 16.8 sayı, 6.6 ribaund, 1.0 asist, 23.8 EFF: Avrupa’nın en fazla kazanan oyuncusu olan Nikola Mirotic, sahadaki performansıyla aldığı paraların karşılığını vermeye devam ediyor. Takımın yönetimindeki Pesic-Saras değişikliğinin ardından Mirotic, belki geçen sezona göre hücumda tek opsiyon gibi değil ama bu değişiklik onun çok daha verimli olmasını sağladı. Saha içi yüzdelerinin hepsinde geçen sezona göre çok daha iyi bir yüzde tutturan yıldız oyuncu, oyunun diğer alanlarına da fazla katkı vermeye başladı. Haliyle de 23.8 verimlilik puanıyla şu anda EuroLeague’in tepesinde yer alıyor. Tabii ki Barcelona için önemli olan sezon sonu ama Mirotic, şu ana kadar geçen sezona göre çok daha dengeli ve doğru kullanılıyor.
  • Walter Tavares (Real Madrid) 16 maç 11.9 sayı, 7.8 ribaund, 1.9 blok, 19.8 EFF: Real Madrid, EuroLeague’in dev takımları arasında en çok kan kaybına uğrayan takımlardan. Belki hala kazanıyorlar ama Facu Campazzo’nun da gitmesi, Anthony Randolph’un sezonu kapatmasıyla birlikte İspanyol devi, kesinlikle kalitesinden çok şey kaybetti. Fakat Real Madrid taraftarı hala büyük, hatta çok büyük bir oyuncuya sahip: Walter Tavares! 2.20’lik boyuyla EuroLeague’in en büyük haksız rekabetlerinden olan dev pivot, gidenlerin ardından ortaya büyük bir karakter koyarak Real Madrid’in şu ana kadar dağılmasına engel oldu. Özellikle de Yunanistan’daki deplasmanlarda ayakta bile zor dururken yaptıkları inanılmazdı. Tavares’in savunmada neler yaptığını zaten yıllardır görüyoruz, bunun yanında bu sezon 11.9 sayı ortalamayla kariyerinin en yüksek ortalamasını yakaladı. O şu anda kesinlikle EuroLeague’de pozisyonun en iyisi!

Sezon İlk Yarısının Bireysel Ödülleri

MVP

mike_james_cska_mba

Mike James (CSKA Moskova) 15 maç 20.6 sayı, 3.4 ribaund, 5.7 asist, 21.9 EFF

Avrupa basketbolunun son yıllarda bir kabuk değişimi yaşadığı ortada!

Yaşanan format değişikliği, önemli Avrupalı oyuncuların NBA’e kaptırılması gibi sebeplerle  geleneksel eski kıta basketbolu çok daha farklı bir noktaya gidiyor. Mike James ve CSKA‘nın sezonun ilk yarısında ortaya koyduğu performans da bunun en büyük kanıtlarından biri!

Mike James çok yetenekli bir oyuncu mu? Evet! Hele de EuroLeague’de her sezon düşen yetenek seviyesini düşünürrsek kesinlikle öyle! Fakat onun karakterinde bir basketbol oyuncusu, eskiden olsa EuroLeague’de belki yine mükemmel istatistiklere sahip olurdu ama ligin dengesini bu kadar değiştiremezdi. Şimdi ise ligde bir Mike James gerçeği var.

Tabii bu sadece Avrupa’da yaşanan değişimle de alakalı değil. Koç Dimitris Itoudis, onu olabilecek en iyi şekilde kullanması da bunda önemli bir sebep. Geçen sezon Clyburn’ün sakatlığı sonrası Yunan koç, Daniel Hackett ve Janis Strelnieks gibi harika yardımcı oyuncularla James’in sahaya getirdiklerini dengelemeyi başarmıştı. Bu sezon da bu devam ediyor ve sahadaki karşılığı hem takımı hem de James adına mükemmel!

Son haftalarda iyice durdurulması imkansız hale gelen James, %41.0 ile üçlük atıyor. Onun kariyerinin başını hatırlarsak bunun mükemmel bir ortalama olduğunu söyleyebiliriz. Oyuna etkisine bakarsak da sadece kendisi sayısını üreten bir oyuncu olmaktan çıktığını söyleyebiliriz. Kendisi geçtiğimiz haftalarda triple-double’ı Milutinov yüzünden kaçırdı, muhtemelen sezonun devamında bir maçta bu sefer başaracaktır.

O sebep ya da bu sebep farketmez; Mike James, sezonun ilk yarısının en durdurulamaz ismiydi ve ödül onun hakkı!

Diğer adaylar: Nikola Mirotic, Vladimir Lucic, Walter Tavares

En İyi Koç:

trinchieri_bayern_olympiacos

Andrea Trinchieri (Bayern Münih)

EuroLeague’de bu sezonun ilk yarısında birçok çok iyi koç performansına şahit olduk. Zalgiris‘in genç koçu Martin Schiller, EuroLeague’deki ilk deneyiminde herkesin dikkatini çekti. Georgios Bartzokas, Olympiakos gibi dağınık bir takımı ayakta tutmayı başardı. Dimitris Itoudis ise elindeki parçaları çok iyi kullanarak CSKA’nın korkutucu bir takım olmasını sağladı.

Fakat hepsinden ama hepsinden daha özel bir koçluk performansı var: Andrea Trinchieri!

İtalyan koç, her zaman Avrupa basketboluna renk katan koçlardandı. Yunanistan dışında hiç büyük takım çalıştırma fırsatına sahip olamadı ama gittiği her yerde ortaya harika bir yapı çıkartmayı başardı. Cantu, Kazan, Brose ve Partizan’da hep bunu gördük. Belki bazen kazanamadı ama Brose’de olduğu gibi imzasını sahaya bırakmayı başardı.

Onun Bayern Münih’te yaptıkları ise bunların çok daha ötesinde!

Sezon başında herkes tarafından EuroLeague’in en zayıf birkaç takımı arasında gösterilen Alman ekibi, ilk 16 haftanın ardından puan durumunda 4. sırada yer alıyor. Peri masalı ya da rüya… Adına ne derseniz, deyin! Sezonun ilk bölümünde gördüğümüz Bayern’in yaptıkları kesinlikle normal değil.

Takvim yapraklarını geriye saralım ve sezon başına geri dönelim! EuroLeague’de sezona playoff hedefiyle başlayan takımlardan hiçbiri, Vladimir Lucic dışında Bayern kadrosundan birini istemezdi.

Fakat Trinchieri, kendisi gibi hor görülmüş oyuncularla birlikte ortaya inanılmaz bir performans koydu ve Bayern, sezonun ilk yarısının bütün dengesini değiştirdi. Sezonun nasıl devam edeceğini elbette hiçbirimiz bilmiyoruz ama farketmez! Yıllar sonra bu sezon konuşulduğunda, Bayern’in yaptıkları hep hatırlanacak.

Ve Andrea Trinchieri de hem saha içinde yaptıkları hem de saha dışındaki açıklamalarıyla bu hatıraların da başında olacak.

Diğer adaylar: Martin Schiller, Georgios Bartzokas, Dimitris Itoudis

En İyi Çaylak:

Moustapha Fall (LDLC ASVEL) 15 maç 10.3 sayı, 5.3 ribaund, 2.1 asist, 16.5 EFF

Yıllardır EuroLeague’e transfer olması beklenen Moustapha Fall, 27 yaşında kavuştuğu EuroLeague’e iyi bir başlangıç yaptıdı.

EuroLeague’den gelen tekliflere rağmen Sakarya ve Türk Telekom’daki performanslarıyla kariyerini Türkiye’de olgunlaştıran dev pivot, ilk EuroLeague macerasında da geçer notu almayı başardı.

ASVEL belki geçen sezon gibi sezonun ilk yarısında bir peri masalı yazamadı ama takımın kadro kalitesi bu kadar düşükken Fall, takımının bir şekilde ayakta kalmasında büyük rol oynadı.

Hatırlarsınız  daha Unics Kazan’daki macerasında kendine rotasyonda yer bulmakta zorlanmıştı Fransız pivot! EuroLeague’de ise doğru takımda doğru sürelerde neler yapabileceğini ortaya koydu.

10.3 sayı, 5.3 ribaund ve 2.1 asist ortalamalarıyla takımın en iyisi olan Fall, EuroLeague’de bu sezon ilk kez oynayan oyuncular arasında da 16.5 sayı ortalamasıyla en iyisi oldu.

EuroLeague’de her takımın Walter Tavares karşısında koyabilecek bir çare aradığını düşünürsek bu sezonki performansının ardından büyük takımların 2.18’lik Fall’u gözüne kestirmesini bekleyebiliriz.

Diğer adaylar: Corey Walden, Hassan Martin, Alex Poythress

En Çok Beklentilerin Üstüne Çıkan Takım:

Bayern Münih

Turkish Airlines EuroLeague’in ilk 16 haftası tahminlerin çok ötesinde geçti.

Evet, ligin ilk üç sırasında hali hazırda CSKA Moskova, Barcelona ve Real Madrid var ama herhalde sezonun başında birisi sizlere, sezonun ilk yarısında Bayern Münih, Zalgiris ve Zenit üçlüsünün ilk 8’de olacağını söylese hepiniz ona gülerdiniz. Gülmek de hakkınız!

Çünkü böyle bir şeyin olabileceğini birisi sizi söylüyorsa ya ya delidir ya da müneccim… Fakat hayat böyle delice bir şey ve kimsenin tahmin etmediği bir tabloyla karşı karşıyayız.

Beklentilerin üstüne çıkan takımlar arasında en iyisi ise hiç tartışmasız Bayern Münih!

Sezon başında Bayern Münih, o kadrosuyla normal sezonda 10 galibiyet alamayacak deseydiniz, size katılırdım ama Andrea Trinchieri ve öğrencileri, henüz 15. maçlarında bu sayıya ulaştı ve halihazırda puan tablosunda 4. sırada yer alıyor.

İnanılmaz!

Bu kadronun bu kadar galibiyet alması gerçekten ama gerçekten inanılmaz. Maccabi, Anadolu Efes gibi takımları deplasmanda yenmesi gerçekten inanılmaz!

Üstelik galibiyetler bir yana ortaya koydukları basketbol kalitesi de gerçekten inanılmaz. Sonuçta bazen işler sadece yolunda gider ve sonuçlar istediğiniz gibi gelebilir ama oyuncu yetenek tavanı en düşük takımlardan biri olmalarına rağmen Bayern, ligin ilk yarısında en iyi basketbol oynayan takımlardan biriydi.

Bunu hem takım hem de bireysel olarak gelişerek başardılar.

Daha önceki EuroLeague kariyerleri hiç de dikkat çekici olmayan Wade Baldwin, Jalen Reynolds, Paul Zipser, Zan Sisko gibi isimler burada kariyerlerinin en iyi performanslarını sergiledi.

Açıkçası bu yetenek tavanıyla nereye kadar gidebilirler hala çok emin değilim çünkü ilk beşinde JaJuan Johnson ve Leon Radosevic olan bir takımın bu kadar galibiyet alması çok büyük bir olay. Sezonun ikinci yarısında diğer takımların toparlanarak onların öne çıkması oldukça olası ama farketmez!

Onlar bu sezona damgalarını vurdu ve yılın takımı ödülü onların hakkı.

Diğer adaylar: Zalgiris Kaunas, Zenit St. Petersburg, Olympiakos

En İyi Rol Oyuncusu:

Hassan Martin (Olympiakos) 14 maç 9.9 sayı, 5.6 ribaund, 0.6 blok, 12.6 EFF

Yaz döneminde Olympiakos, Nikola Milutinov gibi takımın ana direklerinden birini kaybetti ama Pire ekibi, onun boşluğunu doldurma konusunda çok iyi bir iş çıkardı.

Milutinov’dan 10 santimden daha fazla kısa olmasına rağmen Hassan Martin, ilk EuroLeague macerasına çok iyi girdi.

Onu daha önce Avrupa’da izleyenler, 25 yaşındaki pivotun EuroLeague’de başarılı olabileceğini öngörmüş olabilir belki ama ne olursa olsun Olympiakos gibi hem geçmişi büyük hem de eski günlerinden uzak olan bir takımda Martin, dağınık bir performans sergileyebilirdi.

Fakat Amerikalı guard, Bartzokas’ın geniş rotasyonu altında en istikrarlı oyuncu olmayı başardı. Bunu da takımın kurgusunda ana oyunculardan biri olmamasına rağmen ortalama 23 dakika süre alarak Sloukas‘tan sonra en fazla süre alan oyuncu olarak gösterdi.

Olympiakos, uzun transferinde son yıllarda hep başarılı olan bir takım.

Kyle Hines, Bryant Dunston, Khem Birch ve Nikola Milutinov gibi oyuncular, Pire’de parladıktan sonra bol sıfırlı kontratlara kavuştu.

Açıkçası Martin de sezonun ilk yarısında gösterdiği performansla sıradaki oyuncu olacağı konusunda kendini ispatladı.

Diğer adaylar: Achille Polonara, Nigel Hayes, Louis Labeyrie

En Çok Beklentilerin Üstüne Çıkan Oyuncu:

Wade Baldwin (Bayern Münih) 15 maç 13.7 sayı, 2.3 ribaund, 3.7 asist, 11.1 EFF

Olympiakos, uzunlarını parlatma konusunda ne kadar başarılıysa kısa transferlerinden verim alma konusunda da o kadar başarısız.

Acie Law’dan beri Vassilis Spanoulis’in yanına tamamlayıcı guardı arayan ama bir türlü bulamayan Pire ekibi, geçtiğimiz sezon bu rolü genç guard Wade Baldwin’e vermiş ama istediğini yine alamamıştı.

Yaz döneminde kontratı olmasına rağmen gönderilen Baldwin, Bayern’de gösterdiği performansla sorunun kendisinde değil de Olympiakos’ta olduğunu herkese gösterdi.

Bayern’de takımın en önemli kısası olma sorumluluğunu çok iyi kaldıran Amerikalı guard, harika deliciliğiyle Alman ekibinin hücumunun beklentilerin çok üstünde olmasını sağladı.

Bunu yaparken de kişisel sayı ortalamasını 5.5 sayıdan 13.7’ye çıkardı. EuroLeague’de geçen sezona göre sayı ortalamasını en üste çıkartan isim de tahmin edersiniz ki o oldu.

Baldwin, kötü başlayan EuroLeague kariyerini ayağa kaldırdı ama bana sorarsanız, bu daha başlangıç. Kolejdeyken izlemesi çok zevkli bir isim de oradaki potansiyeline hala ulaşmadı. Gelecek yıllarda onu çok daha yukarıda görebiliriz.

Diğer adaylar: Georgios Papagiannis, Joffrey Lauvergne,