Deron Williams: NBA Parkelerinden MMA Ringine Uzanan Bir Hikaye

30/Dez/20 12:30 Dezember 30, 2020

admin69

30/Dez/20 12:30

Eurohoops.net

Deron Williams, basketbol kariyerini sona erdikten sonra zamanının büyük kısmını ringlerde geçiriyor…

By Greg Rosenstein, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 16 Aralık 2020 tarihinde TheAthletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Ryan Spann, ringin zeminine çarpılmaya pek alışık birisim değil. Ancak buna rağmen göğsünün üzerine ağırlığını veren birisi vardı ve o yerde yatıyordu. O günkü antrenman arkadaşı, kroşesinden kaçmış ve bacaklarına yaptığı hamleyle UFC hafif ağır siklet şampiyonluğunun en büyük adaylarından birini yere indirmeyi başarmıştı.

“Onu hazırlıksız yakaladım.“ diyordu eski NBA All-Star’ı ve Olimpiyat şampiyonu Deron Williams. „Bunu yapacağımın farkında bile değild.“

Williams, o günkü çarpışmayı kazanmıştı. Ancak savaşın bitmesine daha çok vardı.

Dallas’taki Fortis MMA Salonu’nun sahibi Sayif Saud, egzersiz arkadaşlarına bir raund daha dövüşmek isteyip istemediklerini sordu.

„Aslına bakarsanız bunu yapmak istemiyordum. Ama bir korkak gibi davranıp hayır da diyemezdim. O yüzden ‚Tabii ki bir raund daha dövüşürüm.‘ dedim.“ diyor Williams.

Dövüşmeye başladıkları anda Spann, sert bir sağ kroşeyle Williams’ı yere indirmişti.

“O anda sakatlandığımı belli ettim mi bilmiyorum ama sakatlanmıştım.“ diyor Williams. „O anda hiçbir şey demedim. 2 hafta sonra Spann’a ‚Bana vurduğun sağ kroşeyi hatırlıyor musun? Çenem hala acıyor.‘ demiştim. Dürüst olmak gerekirse bugün bile çenem ağrıyor. Her sabah çenemde bir acıyla uyanıyorum.“

Williams’ın günleri artık böyle geçiyordu. Dövüş sporlarına uzun süredir duyduğu tutkuyu NBA’den sonraki kariyeri haline getiren Williams, Fortis MMA’in ortaklarından bir tanesi. Fortis MMA, sadece Dallas’ın değil aynı zamanda ülkenin en iyi spor salonlarından bir tanesi. Salonun dövüşçülerinden bir tanesi olan Goeff Neal, UFC Fight Night’ta ilk beş sırada bulunan Stephen Thompson ile Las Vegas’ta karşı karşıya geldi.

Eski Utah Jazz, Dallas Mavericks, Brooklyn Nets ve Beşiktaş yıldızı Deron Williams, beraber antrenman yaptığı takım arkadaşı Neal’ı izlemek için tribünlerde olacağını söylüyor.

“Bu gerçekten çok keyif aldığım bir şey.“ diyor Williams. “Bu iş beni zengin yapacak mı? Hayır. Ama zenginliğin ne önemli var ki? Bu işi yapmaktan keyif alıyorum ve beni mutlu ediyor. Bu çocukların etrafında olmaktan keyif alıyorum. Buradaki dövüşçülerin bazılarının ilk dövüşlerinde yanındaydım. Geoff’un Kevin Holland’a kaybettiği dövüşü hatırlıyorum. Şimdi onu Thompson’la dövüşürken izleyeceğim. Bence kendi sikletindeki en iyi 3 dövüşçüden birisi haline geldi.“

Neal, şu anda kendi kategorisinde UFC’de 11. sırada yer alıyor ve kemer için dövüşmekten sadece birkaç dövüş uzaklıkta. Bunu söylemesi garip geliyor ancak Neal’ın bu yolculuğunda eski basketbolcu Deron Williams’ın da önemli bir payı var.

Williams’ın dövüş sporlarına olan sevgisi çocukluğunda başlamış. Williams’ın yaptığı ilk spor basketbol değildi. Williams küçükken dövüş fanilasını giyip rakiplerini yere indirmeye çalışıyordu. 30 kilo kategorisinde Teksas şampiyonluğu yaşayan Williams, daha sonra lisede 50 kilo sikletinde de güreşmeye devam etmek istemiş.

Ancak o dönemde güreş ve basketbolu beraber götüremeyeceği için Williams’tan birisini seçmesi istenmiş. Williams’ın o dönemde doğru kararı verdiğini söylemek gerkeiyor. The Colony High School’u eyalet yarı finallerine kadar taşıyan Williams, 17.6 sayı – 8.5 asist-  6.1 ribaund ve 2.6 top çalma ortalamalarıyla oynuyordu. Liseden sonra Illinois’ya katılan Williams, 2005 yılında takımını ulusal şampiyonluk maçına kadar taşımayı başarmıştı.

Williams, NCAA turnuvasında ilerledikleri dönemde sadece basketbolla uğraşmadığını da itiraf ediyor. Zaman zaman takım arkadaşlarıyla soyunma odasında güreşiyorlarmış. Williams’ın takım arkadaşları da bu şekilde onun geçmişini öğrenmişler.

“Takım arkadaşlarıma aynı seviyede olmadığımı göstermek için onlarla güreşirdim.“ diyor Williams. „Geçenlerde eski takım arkadaşım Dee Brown’la konuşuyorduk. Bir kere güreşte bana karşı şansını denemek istedi. Güreşle alakalı geçmişimi abartarak anlattığımı düşünüyordu. Yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 15 saniyede onu yere indirmeyi başarmıştım. O günden sonra bir daha asla bana bulaşmadı.“

Üniversitedi 3. yılından sonra NBA Draft’ına katılan Williams, 3. sıradan Utah Jazz tarafından seçildi. İlerleyen yıllarda Mavericks, Cavaliers, Nets ve Beşiktaş formalarını giyen Williams, 2017 yılında ise basketboldan emekli oldu.

Dallas’ta oynadığı sırada takımın asistan koçlarından Jamahl Mosley, Williams’ı jiu-jitsu denemesi için „Octagon MMA“ adındaki bir spor salonuna davet etmiş. Williams, şu andaki ortağı Saud’la da burada tanışmış. İkili, tanıştıktan sonra kısa süre içerisinde çok iyi anlaşıp yakın arkadaşlar haline gelmiş.

Arkadaşlıkları geliştikten kısa bir süre sonra Saud, Williams’ı şu anda Fortis MMA ismini verdikleri spor salonunun inşa edildiği yere götürüş. O esnada ortada ne MMA ringi ne de bir kafes varmış. Ancak Williams, salonu görür görmez potansiyelini fark etmiş ve Saud’a ortak olmayı teklif etmiş. Saud da bu teklifi kabul etmiş.

“Daha iyi bir ortak nasıl bulabilirdim ki?“ diyor Saud. „Bu adam 3 kez All-Star seçilmiş 2 kez de Olimpiyat altını kazanmıştı. Üstüne üstlük MMA’i de biliyordu. Bunlara ek olarak iyi de bir dövüşçü. Eğer şu anda 25 yaşında olsaydı üst seviyede dövüşebilirdi. Bu konuda en ufak bir şüphem yok.“

Williams, NBA’de oynadığı son 2 sezon boyunca dönem dönem Saud’la birlikte antrenman yapıyormuş. Williams, o dönemde NBA’de oynadığı için antrenmanlarda sakatlık olmaması için birbirlerini çok zorlamıyorlarmış.

Ancak Williams emekli olduktan sonra yaptıkları antrenmanlardaki ciddiyet de değişmiş. Williams’ın ligden ayrıldığı ilk yılda yaptıkları antrenmanların dozajı fazlasıyla artmış.

“Bir keresinde karın boşluğuma öyle bir tekme attı ki nefes alamamayı başladım.“ diyor Williams. „Yerde iki büklüm oldum ve Saud üstüme doğru koşup ‚Ayağa kalk!‘ diye bağırdı. Gelip yerde yatarken bana 2-3 kere daha vurdu. Daha sonra sürünerek köşeye gittim ve o da durdu. Nefesimi toparladıktan sonra ikimiz de gülmeye başladık ve antrenmana devam ettik. Artık basketbol oynamadığımı o an fark etmiştim.“