By Greg Rosenstein, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 16 Aralık 2020 tarihinde TheAthletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Ryan Spann, ringin zeminine çarpılmaya pek alışık birisim değil. Ancak buna rağmen göğsünün üzerine ağırlığını veren birisi vardı ve o yerde yatıyordu. O günkü antrenman arkadaşı, kroşesinden kaçmış ve bacaklarına yaptığı hamleyle UFC hafif ağır siklet şampiyonluğunun en büyük adaylarından birini yere indirmeyi başarmıştı.
“Onu hazırlıksız yakaladım.“ diyordu eski NBA All-Star’ı ve Olimpiyat şampiyonu Deron Williams. „Bunu yapacağımın farkında bile değild.“
Williams, o günkü çarpışmayı kazanmıştı. Ancak savaşın bitmesine daha çok vardı.
Dallas’taki Fortis MMA Salonu’nun sahibi Sayif Saud, egzersiz arkadaşlarına bir raund daha dövüşmek isteyip istemediklerini sordu.
„Aslına bakarsanız bunu yapmak istemiyordum. Ama bir korkak gibi davranıp hayır da diyemezdim. O yüzden ‚Tabii ki bir raund daha dövüşürüm.‘ dedim.“ diyor Williams.
Dövüşmeye başladıkları anda Spann, sert bir sağ kroşeyle Williams’ı yere indirmişti.
“O anda sakatlandığımı belli ettim mi bilmiyorum ama sakatlanmıştım.“ diyor Williams. „O anda hiçbir şey demedim. 2 hafta sonra Spann’a ‚Bana vurduğun sağ kroşeyi hatırlıyor musun? Çenem hala acıyor.‘ demiştim. Dürüst olmak gerekirse bugün bile çenem ağrıyor. Her sabah çenemde bir acıyla uyanıyorum.“
Williams’ın günleri artık böyle geçiyordu. Dövüş sporlarına uzun süredir duyduğu tutkuyu NBA’den sonraki kariyeri haline getiren Williams, Fortis MMA’in ortaklarından bir tanesi. Fortis MMA, sadece Dallas’ın değil aynı zamanda ülkenin en iyi spor salonlarından bir tanesi. Salonun dövüşçülerinden bir tanesi olan Goeff Neal, UFC Fight Night’ta ilk beş sırada bulunan Stephen Thompson ile Las Vegas’ta karşı karşıya geldi.
Eski Utah Jazz, Dallas Mavericks, Brooklyn Nets ve Beşiktaş yıldızı Deron Williams, beraber antrenman yaptığı takım arkadaşı Neal’ı izlemek için tribünlerde olacağını söylüyor.
“Bu gerçekten çok keyif aldığım bir şey.“ diyor Williams. “Bu iş beni zengin yapacak mı? Hayır. Ama zenginliğin ne önemli var ki? Bu işi yapmaktan keyif alıyorum ve beni mutlu ediyor. Bu çocukların etrafında olmaktan keyif alıyorum. Buradaki dövüşçülerin bazılarının ilk dövüşlerinde yanındaydım. Geoff’un Kevin Holland’a kaybettiği dövüşü hatırlıyorum. Şimdi onu Thompson’la dövüşürken izleyeceğim. Bence kendi sikletindeki en iyi 3 dövüşçüden birisi haline geldi.“
Neal, şu anda kendi kategorisinde UFC’de 11. sırada yer alıyor ve kemer için dövüşmekten sadece birkaç dövüş uzaklıkta. Bunu söylemesi garip geliyor ancak Neal’ın bu yolculuğunda eski basketbolcu Deron Williams’ın da önemli bir payı var.
Williams’ın dövüş sporlarına olan sevgisi çocukluğunda başlamış. Williams’ın yaptığı ilk spor basketbol değildi. Williams küçükken dövüş fanilasını giyip rakiplerini yere indirmeye çalışıyordu. 30 kilo kategorisinde Teksas şampiyonluğu yaşayan Williams, daha sonra lisede 50 kilo sikletinde de güreşmeye devam etmek istemiş.
Ancak o dönemde güreş ve basketbolu beraber götüremeyeceği için Williams’tan birisini seçmesi istenmiş. Williams’ın o dönemde doğru kararı verdiğini söylemek gerkeiyor. The Colony High School’u eyalet yarı finallerine kadar taşıyan Williams, 17.6 sayı – 8.5 asist- 6.1 ribaund ve 2.6 top çalma ortalamalarıyla oynuyordu. Liseden sonra Illinois’ya katılan Williams, 2005 yılında takımını ulusal şampiyonluk maçına kadar taşımayı başarmıştı.
Williams, NCAA turnuvasında ilerledikleri dönemde sadece basketbolla uğraşmadığını da itiraf ediyor. Zaman zaman takım arkadaşlarıyla soyunma odasında güreşiyorlarmış. Williams’ın takım arkadaşları da bu şekilde onun geçmişini öğrenmişler.
“Takım arkadaşlarıma aynı seviyede olmadığımı göstermek için onlarla güreşirdim.“ diyor Williams. „Geçenlerde eski takım arkadaşım Dee Brown’la konuşuyorduk. Bir kere güreşte bana karşı şansını denemek istedi. Güreşle alakalı geçmişimi abartarak anlattığımı düşünüyordu. Yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 15 saniyede onu yere indirmeyi başarmıştım. O günden sonra bir daha asla bana bulaşmadı.“
Üniversitedi 3. yılından sonra NBA Draft’ına katılan Williams, 3. sıradan Utah Jazz tarafından seçildi. İlerleyen yıllarda Mavericks, Cavaliers, Nets ve Beşiktaş formalarını giyen Williams, 2017 yılında ise basketboldan emekli oldu.
Dallas’ta oynadığı sırada takımın asistan koçlarından Jamahl Mosley, Williams’ı jiu-jitsu denemesi için „Octagon MMA“ adındaki bir spor salonuna davet etmiş. Williams, şu andaki ortağı Saud’la da burada tanışmış. İkili, tanıştıktan sonra kısa süre içerisinde çok iyi anlaşıp yakın arkadaşlar haline gelmiş.
Arkadaşlıkları geliştikten kısa bir süre sonra Saud, Williams’ı şu anda Fortis MMA ismini verdikleri spor salonunun inşa edildiği yere götürüş. O esnada ortada ne MMA ringi ne de bir kafes varmış. Ancak Williams, salonu görür görmez potansiyelini fark etmiş ve Saud’a ortak olmayı teklif etmiş. Saud da bu teklifi kabul etmiş.
“Daha iyi bir ortak nasıl bulabilirdim ki?“ diyor Saud. „Bu adam 3 kez All-Star seçilmiş 2 kez de Olimpiyat altını kazanmıştı. Üstüne üstlük MMA’i de biliyordu. Bunlara ek olarak iyi de bir dövüşçü. Eğer şu anda 25 yaşında olsaydı üst seviyede dövüşebilirdi. Bu konuda en ufak bir şüphem yok.“
Williams, NBA’de oynadığı son 2 sezon boyunca dönem dönem Saud’la birlikte antrenman yapıyormuş. Williams, o dönemde NBA’de oynadığı için antrenmanlarda sakatlık olmaması için birbirlerini çok zorlamıyorlarmış.
Ancak Williams emekli olduktan sonra yaptıkları antrenmanlardaki ciddiyet de değişmiş. Williams’ın ligden ayrıldığı ilk yılda yaptıkları antrenmanların dozajı fazlasıyla artmış.
“Bir keresinde karın boşluğuma öyle bir tekme attı ki nefes alamamayı başladım.“ diyor Williams. „Yerde iki büklüm oldum ve Saud üstüme doğru koşup ‚Ayağa kalk!‘ diye bağırdı. Gelip yerde yatarken bana 2-3 kere daha vurdu. Daha sonra sürünerek köşeye gittim ve o da durdu. Nefesimi toparladıktan sonra ikimiz de gülmeye başladık ve antrenmana devam ettik. Artık basketbol oynamadığımı o an fark etmiştim.“
Williams, spor salonunun sahibi olmadığı konusunda ısrarcı. Kendi rolünün buradaki takıma yardımcı olmak, antrenman yapmak ve ‚Daha fazla kilo almamak‘ olduğunu söylüyor. Fortis’i yönetmekle alakalı neredeyse bütün sorumluluklar Saud’a ait. Williams, Saud’un her şeyi kendi yöntemiyle çözmeye çalışan sert bir koç olduğunu söylüyor.
Williams, Saud’un liderlik tarzının Utah günlerinde beraber çalıştığı birisini hatırlattığını belirtiyor.
“Açık konuşmak gerekirse onu Jerry Sloan’a benzetiyorum. Jerry Sloan da tıpkı onun gibi bir koçtu.“ diyor Williams. „İşleri yönetme şekli var. Diğer koçların ya da organizasyonların kabul etmediği yöntemler izlemesi hiçbir zaman umrunda değildi. Her zaman kendi yöntemini izlerdi ve buna saygı duymanızı beklerdi. Bunun aynısının Sayif’te de olduğunu söyleyebilirim.“
“O gerçekten dövüşebiliyor.“ diyor Saud. „Harika bir sağ yumruğu var. Çok hızlı yumruk kombinasyonlarına sahip. Güreşebiliyor. Yerde mavi kuşak seviyesinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Şu anda mavi kuşağı yok ama diğer mavi kuşaklılarla karşı karşıya gelse Williams’ın kazanacağına rahatlıkla bahse girerim. O gerçekten çok sert bir dövüşçü.“
Neal da Saud’un bu söylediklerine katılıyor. Williams’ın dövüş yeteneklerini sorduğumuzda Williams’ın bir şeyleri ne kadar çabuk öğrendiğine şaşırdığını söylemeden edemiyor.
“Sadece atletizmi sayesinde bile ona bir şey anlattığınızda çabucak kavrayabiliyor.“ diyor Neal. „Ona bir şey öğrettiğimde ve beraber antrenman yaptığımızda dikkatli olmam gerekiyor. Çünkü genellikle antrenmandan sonra öğrendiklerini pekiştirmek için dövüşüyoruz. Bazı şeyleri ona öğretmek istemiyorum çünkü antrenmandan sonra hemen üzerimde kullanacağını biliyorum.“
Neal bunlara ek olarak Williams’ın vuruş gücüne hazırlıklı olmadığını da ekliyor.
“Onunla dövüşürken %100’ümle dövüşmüyorum ama Williams gerçekten çok iyi.“ diyor Neal. „Bazı insanlarla dövüşürken sadece eğlenmek için ringe girebilirsiniz. Williams beni gerçekten zorluyor. Bir saniye bile rahatlarsam suratıma yumruğu indiriyor. Gerçekten çok sert bir yumruğu var.“
Bu arkadaşlık, Williams’ın spor salonuyla bu kadar ilgili olmasının en büyük sebebi. Sonuçta Williams, 30’lu yaşlarının ortasını yaşayan bir milyoner. Kendisinden çok daha genç olan profesyonel dövüşçülere karşı her gün dövüşmesine gerek yok.
Ancak Williams, mutluluğunun beraber çalıştığı genç dövüşçülerin mutluluğundan geçtiğini düşünüyor. Williams, bu dövüşçülerin hem ringin içinde hem de ringin dışında geliştiğini görmek istiyor. Buna dövüşçülerin finansal anlamda daha iyi bir konuma gelmesi de dahil.
Williams, NBA’e draft edildiği andan itibaren çok büyük paralar kazanmaya başlamıştı. Williams, Utah Jazz‚e katıldığı andan itibaren garanti bir kontrata sahipti ve koçlar, beslenme ya da antrenmanlar için hiçbir harcama yapmasına gerek yoktu.
„Karşımda ailelerine bakmak için dövüşmek zorunda olan gençler var.“ diyor Williams NBA ile MMA’i kıyaslarken. „UFC’ye katıldıklarında dövüş başına 10 bin dolar kazanıyorlar. Dövüş haftasına kadar antrenman yapıp dövüşe hazırlanabilirler. Ancak rakipleri dövüşten çekildiği anda kazanacakları para da bir anda yok oluyor. Sadece dövüşçü değil, onların yanında çalışanlar da böyle olunca paralarından oluyorlar. Bir sonraki dövüşlerinin, maaşlarının ne zaman geleceklerini bile bilmiyorlar. Bu gerçekten çok zor. MMA, hayatınızı kazanmak için çok zorlu bir spor. Birçok insan bunun farkında bile değil.“
Williams, nihai amacının Fortis’i şampiyonların yuvası yapmak olduğunu söylüyor. Ne kadar zaman alırsa alsın yanındaki genç dövüşçülerin şampiyonlara dönüşmesini görmek istiyor.
“Şu anda bu spor salonunda amatör olan, hatta hiçbir amatör dövüşte bile yer almamış çocuklar var.“ diyor Williams. „Onların gün geçtikçe büyüdüğünü ve kemer için dövüştüklerini görmek istiyorum. Neler olacağını asla bilemezsiniz.“
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!