NBA: Tarihteki 60 Üstü Galibiyet Alan Sürpriz Takımlar

05/Oca/21 11:52 Ocak 5, 2021

admin69

05/Oca/21 11:52

Eurohoops.net

NBA tarihinde 60 galibiyet barajını aşan çok görkemli takımlar var. Bu yazıda bahsedeceğimiz takımlar ise görkemliden çok “beklenmeyen” sıfatıyla anılıyorlar…

By Zach Buckley, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 28 Haziran 2020 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’in en güçlü yanlarını saymaya başlasak sürpriz sonuçlar büyük olasılıkla listenin üst sıralarında yer almaz.

82 maçlık bir maratonda sürpriz sonuçlar dönem dönem kaçınılmaz olsa da genellikle puan durumuna çok yansımaz. Sene sonunda genellikle takımların konumları, sezon öncesindeki tahminlerle yakın olur. Ancak hayatta her şeyde olduğu gibi bu konuda da karşımıza bazı istisnalar çıkıyor.

Bazı takımlar sezon boyunca o kadar büyük gelişim gösterir ki beklenenden çok daha farklı performanslar sergiler. Bu yazıda da tam olarak bunu yapıp 60 galibiyetin üzerine çıkmayı başaran sürpriz takımları sizler için sıralayacağız.

6. 1996-97 Miami Heat

Heat, Pat Riley yönetiminde her zaman büyük hedeflere sahip oldu. 1996 yılında da bu durum çok da farklı değildi. Alonzo Mourning ve Tim Hardaway takaslarıyla kadrosunu yeniden şekillendiren Miami, sezon öncesindeki beklentilerin çok üzerine çıkmıştı.

Ligin ilk 9 haneli kontratını alan Mourning’in ardından Miami ekibi Juwan Howard’a 98 milyon dolarlık bir sözleşme vermişti. Ancak lig yönetimi, Heat ekibinin maaş bütçesinde yeterli bütçesi olmadığı için bu kontratı iptal etmişti. Daha sonra Hardaway kontratını yenileyen Heat, Gary Payton ve Magic Johnson’ı da kadrosuna katmaya çalışmıştı.

Bu hamlelerden sonra bir önceki sezon 50 maç kaybeden Miami Heat, 1995-96 sezonuna girilirken iyi bir takım olmayı bekliyordu. Hardaway, gazeticilerle yaptığı ropörtajda “45-50 maç civarında kazanabileceğimizi düşünüyoruz. Konferansı 3. – 4. – 5. sırada bitiren bir takım olabileceğimizi düşünüyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.

Bahis şirketleri de benzerini düşünüyor olacak ki Heat’in sezon için toplam galibiyet baremi 47.5’ta açılmıştı. Ancak görünen o ki bu barem yeteri kadar yüksek değildi.

Sezna oynadıkları ilk 18 maçın 14’ünü kazanarak başlayan Heat, ilerleyen dönemde de ayağını gazdan hiç çekmedi. Takas döneminin sonunda kadrosuna Jamal Mashburn’ü katarak kadrosunu daha da güçlendiren Heat, 61 galibiyetle kulüp rekorunu kırmayı başardı. Heat’in 2010’lu yıllarda kurduğu efsanevi büyük üçlü, bu galibiyet sayısını sadece 1 kez geçebilmişti. Aynı sezonda Hardaway, kariyerinin tek All-NBA seçimini yaşadı ve MVP oylamasını 4. sırada tamamladı. Takımın yedek oyuncusu Isaac Austin de sezonu En Çok Gelişim Gösteren Oyuncu ödülünü alarak tamamladı.

Aynı sene Miami tarihinin ilk division şampiyonluğunu ve playoff serisini kazandı. Daha sonra Miami, doğu konferansı finallerinde Michael Jordan’ın Chicago Bulls‘una 5 maçta elenerek sezonu noktaladı.

5. 2003-04 Indiana Pacers

Üç yıl üst üste playoff ilk turunda elenen Indiana Pacers, 2003 senesi geldiğinde bir değişimin eşiğine gelmişti. Basketbol operasyonlarının yönetimini Larry Bird’e bırakmışlardı ve tecrübeli basketbol adamı ilk iş olarak takımın koçu Isiah Thomas’ı yollayarak Rick Carlisle’ı göreve getirdi. Bu hamleden sonra Pacers‘ın takas döneminde çok ciddi hamleler yaptığını söylemek doğru olmaz. Scot Pollard’ı takasla kadroya katan Pacers, serbest oyuncu pazarında da Kenny Anderson ile sözleşme imzalamıştı. Bu hamleler, bir önceki sene 48 maç kazanan takımın kaderini çok da değiştirecek hamleler değildi.

Ancak Indiana, 2003-04 sezonuna 14-2’lik bir dereceyle başladı ve doğu konferansının durdurulamaz gücü haline geldi. Jermaine O’Neal ve Ron Artest, All-Star seçilirken Fred Jones da Smaç Yarışmasını kazandı. Indiana’daki basketbolseverler çok uzun süredir sahip olmadıkları bir heyecanı tekrar yaşıyordu.

Bahis şirketleri sezon başlamadan önce Indiana’nın galibiyet baremi olarak 47.5’u belirlemişti. Pacers, sezonun 48. galibiyetini Mart ayının ilk günlerinde kazandı. Sezonu kulüp rekoru olan 61 galibiyet alarak tamamlayan Pacers’ta Jermaine O’Neal, kariyerinin tek All-NBA seçimini yaşadı ve MVP oylamasında 3. sırada yer aldı. Artest de All-NBA takımlarında yer alırken Yılın Savunmacısı ödülünün sahibi oldu.

Konferans finallerine kadar yükselen Pacers, sezonu şampiyon olarak tamamlayan Detroit Pistons‘a elenmekten kurtulamadı. Indiana’nın bu başarısı ne yazık ki çok uzun ömürlü olmadı. Bir sonraki sezonun henüz başında Pistons ve Pacers, meşhur kavgayı yaşayınca takımın kaderi ciddi bir yara aldı. 2005 yılında Reggie Miller’ın emekliye ayrılmasıyla birlikte Pacers’ın bu keyifli takımının hikayesi yarım kalmış oldu.

4. 2010-11 Chicago Bulls

Chicago Bulls, maaş bütçesinde boşluk olan her takım gibi 2010 yazına büyük hayaller kurarak girmişti. Bu transfer döneminde hem LeBron James hem de Dwyane Wade, Chicago ile görüşmeler gerçekleştirmişti ancak bu iki yıldız daha sonra Miami’de beraber oynamaya karar verdi. Chicago’da elindeki maaş bütçesini Carlos Boozer ve çok da göz alıcı olmayan rol oyuncularına harcıyarak değerlendirdi.

“Eğer James, Chicago’ya gelseydi ligdeki en iyi ilk beşe sahip olurduk ve Lakers‘la mücadele edebilridik.” diyordu Carlos Boozer. “LeBron olmadan da playoffta bütün takımlarla mücadele edebileceğimizi düşünüyorum.”

Bir önceki sezon 41 galibiyet alan Bulls için galibiyet baremi olark 46.5 galibiyet belirlenmişti. Sezonu 62 galibiyet alarak tamamlayan Chicago, çaylak koç Tom Thibodeau’nun yönetiminde bu baremi adeta paramparça etmişti.

İlk olarak sezon başlamadan önce kimse Derrick Rose’un NBA tarihinin en genç MVP’si haline gelmesini beklemiyordu. Ancak buna rağmen 22 yaşındaki yıldız oyuncu, sezon sona erdiğinde MVP kupasını kaldıran kişi olmuştu. Rose, sezonu 25.0 sayı – 7.7 asist ve 4.4 ribaunt ortalamalarıyla tamamlamıştı.

Daha da önemlisi Thibodeau, takım üzerinde beklenenden çok daha olumlu bir etki yaratmıştı. Yılın Koçu ödülünü kazanan Thibodeau, sezon boyunca doğru işlere imza atmış ve Bulls’un savunma verimliliği sıralamasında birinci sırada yer almasını sağlamıştı.

O sezonun playofflarında Bulls ile karşılaşan Miami Heat‘in yıldızı Dwyane Wade, “Bulls, bize karşı oynayan takımlardan en iyilerindendi.” ifadelerini kullanıyordu.