By Sopan Deb, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 2 Ocak 2021 tarihinde New York Times’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Bir yerde bir yanlışlık olmalı. Detroit Pistons’ın yıldız forveti Blake Griffin’in ligdeki 11. Yılını oynuyor olmasının imkanı yok. Bri arabanın üstünden geçerek Smaç Yarışmasında vurduğu smaç adeta dün gibi.
Griffin, 2020-21 sezonuna girilirken Detroit Pistons kadrosunda Derrick Rose ve Wayne Ellington’ın ardından en yaşlı üçüncü oyuncu durumunda.
Kariyeri boyunca altı kez All-Star seçilen Griffin, “Her şey çok hızlı ilerledi.” diyor. “Kadromuza baktığımda oyuncuların doğum tarihini inceliyordum. Takımdaki en yaşlı üçüncü oyuncu olduğumu fark ettim. Kadrodaki bazı oyuncuların 2001 doğumlu olduğunu fark edince ‘Aman Tanrım, sanırım artık antikayım.’ diye düşündüm.”
31 yaşındaki Griffin, kariyerindeki en iyi sezonlarından birisini tamamladıktan sonra kendisinden neredeyse 12 yaş daha genç Killian Hayes ve Isaiah Stewart gibi oyuncularla beraber oynuyor. Griffin, hala ligde oynayacağı uzun yıllar olduğunu düşünüyor. En iyi oyuncularının yaş ortalamasının gitgide düştüğü bir ligde Griffin’in artık orta yaşlı bir oyuncu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yeni bir gençleşme hareketini benimseyen Detroit Pistons’ta 4. Yılına giren Griffin, atletizmiyle fark yaratan ve herkesi heyecanlandıran bir smaç ustasından soyunma odası abisine dönüştü. Bu esnada hala kendisinden All-NBA seviyesinde performanslar bekleniyor. Griffin aynı takımda oynadığı oyunculardan 4 tanesi 1999 ya da daha sonrasında dünyaya gelen isimler.
“Açık konuşmak gerekirse bundan çok büyük keyif alıyorum. Özellikle bu seneki çaylak sınıfımız çok keyifli” diyor Griffin. “Hepsi harika oyuncular, harika çocuklar. Bir şeyler öğrenmeyi çok istiyorlar. Antrenmana geldiklerinde sürekli bir şeyler öğrenmek için sorular soruyorlar.”
Griffin, Detroit takımının ilerlediği yolu kamu önünde de kabul etmekten çekinmese de hala çok rekabetçi bir NBA yıldızı ve özgeçmişinde de bir büyük eksiklik var: Kariyeri boyunca Griffin hiçbir zaman konferans finallerinde mücadele etmedi.
“Bireysel ödüller ve diğer bireysel başarılar gayet güzel, bunların hepsinin değerini biliyorum. Ama ben sadece kazanmak istiyorum” diyor Griffin. “Konferans finallerinde hiç oynamamış olmak beni rahatsız eden bir şey. Geceleri beni uykusuz bırakacak kadar değil ancak ilk amacım ne olursa olsun her zaman kazanmak.”
Oklahoma City doğumlu Griffin, DNA’sında basketbol olan bir oyuncu. Babası Tommy Griffin, Oklahoma bölgesinde fazlasıyla başarıya sahip olan bir lise koçu. Blake’ten üç yaş büyük olan abisi Taylor Griffin de NBA’e katılma hayalini gerçekleştiremese de Avrupa’da basketbol kariyeri olan bir oyuncu.
Şu anda Blake’in menajerliğini yapan Taylor, yıldız oyuncunun University of Oklahoma’da oynadığı dönemde de takım arkadaşıydı ve birbirlerine karşı oynadıkları antrenman maçlarını hala unutamıyor.
