by Vladimir Stankovic / Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 3 Haziran 2020 tarihinde EuroLeague.net‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Avrupa Basketbolu’nun 101 Büyük Oyuncusu. 2018 yılında EuroLeague Basketball tarafından sınırlı sayıda yayımlanan bir koleksiyon, Eski Kıta’da basketbolun bugünkü seviyeye gelmesinde rol oynayan isimleri onurlandırıyor. Bu büyük isimlerin birçoğunu 1969 yılından itibaren yazmaya başlayan yazar Vladimir Stankovic, efsanelerin kişisel hikayelerini anlatıyor ve Avrupa basketbolunun köklerinin, başka hiçbir yerde olmayan bir takım dinamiği yaratarak burada dünyanın her yerinden sporcu ile beslendiğini ve çok uzun olduğunu gösteiyor. O, kitabı kaleme aldığı dönemde emekli olmuş ve kendilerinden sonra gelen birçoklarını etkilemiş oyuncuları konu alıyor. Dileriz keyif alırsınız!
Hayat, Oded Kattash’ın spor kariyerine çok da adil davranmadı. Kariyeri boyunca diz sakatlıkları yaşayan Kattash, henüz 26 yaşındayken emekli olmak zorunda kaldı. Ancak kısa kariyerine rağmen Kattash, birçok büyük başarı elde etti. Onun basketbol dünyasında bıraktığı iz, sadece İsrail’de değil Avrupa basketbolunda da yıllarca silinmeyecek. 1997 EuroBasket’in sayı kralı olan Kattash, 2000 yılında da Panathinaikos ile Avrupa kulüpler şampiyonluğu yaşadı.
10 Ekim 1974 yılında Tel Aviv’de dünyaya gelen Kattash, kariyerine Maccabi Tel Aviv formasıyla bşladı. 1991 yılında Yunanistan’da düzenlenen U16 Avrupa Şampiyonası’nda Kattash, İbrahim Kutluay, Fragiskos Alvertis, Jose Antunes gibi geleceğin yıldızlarıyla karşı karşıya geliyordu. Kattahs’ın turnuva boyunca İsrail formasıyla maç başına kaydettiği 11.6 sayı, çok dikakt çekmese de Bulgaristan karşısındaki 25, Çekoslovakya karşısında ürettiği 21 sayısı ne kadar yetenekli olduğunu herkese gösteriyordu.
Bir sonraki yıl U18 Avruğa Şampiyonası’nda istatistikleri daha da düşse de Kattash İspanya karşısında kaydettiği 20 sayıyla yine yeteneklerini sergilemeyi başarmıştı. Profesnyonel seviyeye geldiğinde Maccabi Tel Aviv, Kattash’ı Maccabi Ramat Gan’a kiraladı. 1993 yılında düzenlenen U22 Dünya Şampiyonası’nda gösterdiği performansla Kattash ne kadar önemli bir oyuncu olacağını gösterdi. Turnuvayı 16.7 sayı ortalamasıyla en skorer dördüncü oyuncu olarak tamamlayan Kattash, geleceğe dair umut veriyordu.
Bir sonraki sene bu sefer Hapoel Galil Elyon’da kiralık olarak forma giyen Kattash, İsrail Ligi’nin en potansiyelli genç oyuncularından birisi olduğunu herkese gösterdi. 1995 yılında Maccabi Tel Aviv’e dönen oyuncunun başarılara doğru yükselişi de başlamış oldu. Tel Aviv takımı, o yıllarda zorlu bir dönemden geçiyordu. EuroLeague’de bir türlü iddialı hale gelemiyorlardı. Ancak Kattash, buna rağmen yavaş yavaş taraftarların kalbini kazanmayı başardı.
Maccbi İçin Çok İyi
Arkadaşım Yarone Arbel, Kattash’ın o yıllarda gösterdiği gelişime direkt olarak şahit olan isimlerden bir tanesiydi. O, Kattash’ın o dönemini şöyle anlatıyor:
“Mickey Berkowitz, Yad Eliyahu’nun kahramanıyken taraftarlar onun için bir şarkı yazmıştı. İsrail geleneklerinde Kral Davud için yazılmış ünlü bir şarkının sözlerini Mickey’e uyarlamışlardı. Şarkı da Mickey’den İsrail’in Kralı olarak bahsediyorlardı. Oded oynamaya başlayana kadar taraftarlar bu onuru başka kimseye yakıştırmamıştı. Oded, o kadar da iyi olmayan bir takımın yüzüydü ve Maccabi karanlık bir dönemden geçiyordu. 1990’lı yıllarda bırakın Final Four’u, Maccabi çeyrek finallere kalmakta bile zorlanıyordu. Yad Eliyahu’da biletler satılmıyordu bile. Sadece fanatik taraftarlar maça geliyordu çünkü takımda Oded, Doron Sheffr ve Nadav Henefeld vardı. Fakat takımın kralı kesinlikle Oded’di.”
Maccabi’nin o dönemde Avrupa’nın devleriyle mücadele edecek parası yoktu. O dönemde Yunan, İtalyan ve Türk takımları ciddi yatırımlar yapıyordu. Maccabi’nin kendi evinde kaybettiği bir maçtan sonra takım başkanı Shimon Mizrahi, televziyona çıkıp Oded’in Maccabi’nin o anki takımında oynamak için çok iyi bir oyuncu olduğunu söylemişti.
1997 EuroBasket’te İsrail, çeyrek finallerde Rusya’ya 87-69 mağlup olmutu ancak Kattash maç başına 22.0 sayı ortalamasıyla turnuvayı sayı kralı olarak tamamlamıştı. Maç başına 38.4 dakika oynayan Kattash, neredeyse hiç dinlenmiyordu bile. Maccabi’de geçirdiği üç harika yıldan sonra Kattash, Avrupa’nın dev takımlarının radarına girmişti. Ancak bu esnada NBA takımları da onu kadrosuna katmaya çalışıyordu. Bu yarışın kazananı New York Knicks oldu ve 1998 yılında Kattash, NBA’de oynayan ilk İsrailli olmaya çok yaklaştı. Ancak lokavt sebebiyle sezon askıya alındığı için Knicks, Kattash ile sözleşme imzalayamadı. Kattash da beklemekten sıkıldığı için Maccabi’ye geri döndü. Sezonu 16.1 sayı – 5 asist – 2.3 ribaunt ortalamalarıyla tamamladıktan sonra Zeljko Obradovic‘in çalıştırdığı Panathinaikos‘un yolunu tuttu.
1999-2000 sezonuna güçlü bir giriş yapan Yunan temsilcisi, grup aşamasını 9-1’lik dereceyle bitirerek lider tamamlamıştı. İkinci grup aşamasında 13-3’lük dereceye sahip olan Panathinaikos, top 16 turunda Buducnost’u 2-1’le geçtikten sonra çeyrek finallerde de Cibona’yı 2-0’la eleyerek adını Selanik’te oynanacak Final Four’a yazdırmıştı.
Selanik’te Gelen Unutulmaz Zafer
Efes Pilsen ile oynadıkları yarı final maçını Panathiniakos 81-71 kazanırken Kattash büyük olasılıkla o sezonki en kötü maçını oynadı. Karşılaşmayı 5 sayıyla bitiren Kattash, maç boyunca çok kötü şut atmıştı. Ancak buna rağmen Obradovic, onu 21 dakika sahada tutmuş ve Panathinaikos adına 22 sayıyla oynayan Dejan Bodiroga ve 15 sayıyla oynayan Zeljko Rebraca günü kurtarmıştı. Panathinaikos‘u final maçında bekleyen takım ise Maccabi Tel Aviv‘di.
Zeljko Obradovic, final maçından önceki gece Kattash’ın kendisine gelerek “Efes karşısında iyi oynamadığımı biliyorum ama final benim maçım olacak. Rakibi çok iyi tanıyorum. Beni durduramazlar. Maçı kesinlikle kazanacağız.” dediğini defalarca anlatmıştı bana. Hiçbir oyuncunun galibiyetten bu kadar emin olduğunu görmediğini söylüyordu.
Final maçı için ben de Selanik’teydim ve o günü çok iyi hatırlıyorum. Maccabi, devre arasından hemen önce 36-29 öndeydi. Ancak devrenin son anlarında 7-0’lık seri yakalayan Panathinaikos, devreye 36-36’lık beraberlikle girmeyi başardı. İkinci yarıya Antonis Fotsis ve Kattash sayesinde muhteşem bir başlangıç yapan Panathinaikos, farkı 11 sayıya kadar çıkarmayı başardı. Maçın son anlarında Maccabi farkı 3’e kadar indirse de Kattash, attığı kritik üç sayılık basketle takımına nefes aldırdı. Maçın son anlarında da 6’de 4 faul isabeti bulan Kattash, maçı 17 sayıyla tamamlayarak çok kritik rol oynamıştı.
Maçın sonunda Kattash, “Basketbol kariyerimin en mutlu ve en üzücü günü” ifadelerini kullanıyordu. Eski takımına karşı kazandığı zaferden sonra nasıl kutlama yapacağını bilemeyen Kattash, Maccabi taraftarlarına sarılıyordu.
Bir sonraki gün Panathinaikos’lu oyuncular Selanik’e dönmek için havaalanına gittiğinde Maccabi’li taraftarlar da kendi uçaklarını bekliyordu. Panathianikos yetkilileri Kattash’ın tehlikede olduğunu düşündükleri için havaalanına girmemeye çalışıyorlardı. Ancak durumu fark eden Kattash, Maccabi taraftarlarının kendisine zarar vermeyeceğini söyleyerek havvalaanına girdi. Kattash, havaalanına girdiğinde Maccabi taraftarları, onunla birlikte kutlama yapmaya başlayarak yıldız oyuncuyu umuzlarına almışlardı. Sanki kupayı kendileri kazanmış gibi dans ediyorlardı.
“Final Four’daki Maccabi taraftarları inanılmazdı. Kralları kazandığı için Maccabi’nin kupayı kaybetmesi onları o kadar da üzmemişti. Havaalanındaki ortam gerçekten inanılmazdı. Kattash’ı havaalanında omuzlarında taşımışlardı. Panathinaikos’lu oyuncuların yanında duruyordum ve onlardan bir tanesi ‘Eğer Maccabi formasıyla finalde Panathinaikos’u yenerek şampiyon olsaydım Panathinaikos taraftarları beni öldürürdü.’ diyordu”
Kattash, Final Four hakkında EuroLeague.net’e verdiği bir röportajda ne kadar karışık duygular yaşadığını anlatıyordu. Hayatında ilk kez Avrupa finaline yükselmişti ancak Maccabi’ye karşı oynuyordu. Şampiyon olmanın Maccabi taraftarları ve Panathinaikos için ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Bu yüzden kendisini yalnız hissediyordu. Panathinaikos taraftarları, bu şartlar altında Kattash’ın iyi bir performans gösteremeyeceğinden çekiniyordu.
Maalesef o final maçı, Kattash’ın EuroLeague’de oynadığı son maç oldu. O sezon yaşadığı korkunç diz sakatlığından sonra bir sonraki sezonun tamamını kaçırdı ve geçirdiği ameliyatlara rağmen bir türlü geriye dönemedi. Harika başlayan bir kariyer, sakatlık nedeniyle erken bitiyordu. Rakipleri, Kattash’ın çok iyi bire bir oynadığını ve penetre ettiğini biliyordu fakat çoğu zaman onu durduramıyorlardı bile. Çünkü rakiplerinden daha hızlı, daha akıllı ve daha yetenekliydi.
“İnanılmaz bir özgüveni vardı.” diyor Obradovic Kattash hakkında. “Gerçek bir kazanandı.”
Kattash kariyerine oyuncu olarak devam edemese de basketbol onu kaybetmedi. Kariyerine koç olarak devam eden Kattash, Hapoel Galil Elyon’u çalıştırdığı ilk sezonda takımını İsrail Ligi’nin ikinci sırasına taşıdı. Orada geçirdiği 3 sezonun ardından Maccabi’nin başına geçen Kattash, ne yazık ki beklentileri karşılayamadı. Maccabi’deki görevinden istifa ettikten sonra eski takımına geri dönen Kattash, 2010 yılında İsrail Ligi finalinde Maccabi’yi yenerek takımını şampiyonluğa taşıdı. Kariyeri boyunca Hapoel Jerusalem, Hapoel Eilat ve Hapoel Tel Aviv’i çalıştıran Kattash, İsrail Milli Takımına da koçluk yaptı.
Ancak ne olursa olsun Kattash, Maccabi Tel Aviv taraftarları için her zaman İsrail’in Kralı olarak kaldı.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!