by Ben Cohen – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 29 Ocak 2021 tarihinde The Wall Street Journal‘da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Her basketbolcu, kendisinden önce oynamış basketbolcuların bir yansıması aslında. Dolayısıyla Inside the NBA sunucuları, geçtiğimiz günlerde Luka Doncic ile yaptıkları röportaj sırasında, Dallas Mavericks‘in süper yıldızının küçükken hangi oyuncuları izlediğini ve oyununda kimi idol aldığını merak ediyorlardı.
Doncic, hem ABD’li hem de Avrupalı oyuncuları izlediğini söyledi. LeBron James’ten dersler almış Doncic. İspanyol takım arkadaşları ile oynamış. Daha sonrasında kendi üzerinde etki bırakan bir isimden daha bahsetti.
“Spanoulis’i de izledim” diyordu Doncic. “Tanıyor musunuz bilmiyorum ama.”
“Spanoulis” dedi Barkley, “Fast Times at Ridgemont High’daki adam mı o?”
İşin ilginci, Vassilis Spanoulis’in NBA kariyeri, Jeff Spicoli’den çok da uzun değildi. Yalnızca bir sezon NBA’de oynadı. O kadar kötü bir sezon geçirdi ki Yunanistan’a dönüp bir daha geri gitmedi. Avrupa’nın en iyi oyuncularından biri, ABD’deki en kötü deneyimlerden birini yaşamıştı.
Doncic, yine de ona hayran olan birçok çocuktan yalnızca biriydi. Spanoulis’ten bahsederken sesinde bu kadar hayranlık izlerinin olmasının sebbei, EuroLeague tarihinin sayı ve asist kralının Doncic’in neslindeki herkes için bir basketbol tanrısı olması. Bu giderek yaşlanan Yunan adam, NBA’den nefret etmiş olsa da ligde Doncic ile birlikte yaşıyor. Doncic, pek de görmediğimiz 77 numarayı, çocukluğundaki idolü 7 numara giydiği için tercih ediyor.
Spanoulis, basketbolun gelişimi için o kadar önemli bir rol oynadı ki heyecanlı bir Doncic, bir keresinde bir maçın dördüncü çeyreği esnasında Spanoulis’e özel bir istekle gitmişti: Maçtan sonra formasını istiyordu.