NBA: Son 20 Yılın En Çok Abartılan 8 Takımı

03/Şub/21 10:00 Ekim 1, 2021

Mehmet Bahadır Akgün

03/Şub/21 10:00

Eurohoops.net

NBA tarihinin en çok abartılan takımları hangileri?

by David Kenyon – Çeviri: M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 19 Aralık 2020 tarihinde BR‘da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

NBA’de sezon başlamadan önce taraftarlardan yorumculara, genel menajerlerden teknik ekiplere birçok kişi birtakım tahminlerde bulunuyor. Bazen de bizi nelerin beklediğine dair güzel fikirlerimiz oluyor.

Fakat bazı sezonlarda ise sezon öncesi favori gözüken bir takım bir anda dağılıyor ve abartılmış bir takım hâlini alıyor.

“Abartılmak” öznel bir yargı. Son 20 yılda aşırı övülmüş bir takımın NBA finallerinde kaybetmesi nedeniyle o takımı abartılmış görebilirsiniz ama başkası görmeyebilir. Buna ortak bir kanı getirmek ve ihtimalleri azaltmak için biz bazı kriterlere başvurduk.

Basketball Reference’ın sezon öncesi şampiyonluk ve galibiyet oranları, takımların genel değerlerine göre belirleniyor. Bu listelerde galibiyet toplamında beklentilerin çok altında kalan ve ya playoffları kaçıran ya da en fazla ilk tur oynayabilen takımları mercek altına aldık.

8. 2015-16 Houston Rockets

Geri dönüp baktığımız zaman Golden State Warriors‘ın beş yıllık bir hanedanlığı başlatmanın eşiğinde olduğunu görüyoruz. 2015-16 sezonu öncesinde ise Houston Rockets‘ın 56,5 galibiyet beklentisi ve son şampiyonu devireceğine dair büyük bir övgü vardı.

İşin aslı öyle olmadı. Rockets, zar zor playofflara kaldı ve ilk turda Golden State‘e beş maçta kaybetti. Üç maçı ise 26+ sayı farkla kaybettiler.

Belki de çirkin bir sezona uygun bir son oldu.

Houston, 11 maçta dört galibiyet ile başlayınca koç Kevin McHale’ın işine son verdi. Dwight Howard ve Patrick Beverley, bir süre oynayamadı ama Rockets, dış skor katkısı alamadı ve savunmada kötüydü. Ty Lawson o kadar kötüydü ki Houston onu serbest bıraktı ve James Harden’ın performansı da maç başına ortalamalarının çok daha altında gözüktü.

Rockets’ın sezonu 41 galibiyet ile tamamlamak için son düzlükte açılması ve Golden State karşısındaki hezimet için Utah Jazz‘i tek galibiyet farkla geçmesi gerekiyordu.

7. 2001-02 Philadelphia 76ers

2000-01 sezonunda Philadelphia 76ers, NBA finalinde Los Angeles Lakers‘a kaybetmişti. Yaz döneminde Allen Iverson’ın yanına birkaç tamamlayıcı parça ekleyerek sezona ligin en çok galibiyet alması beklenen üçüncü takımı olarak girdiler.

Fakat sezon çok hızlı bir şekilde soruna dönüştü.

Sakatlıkların da bunda etkisi oldu fakat Philly, fazlasıyla verimsiz bir hücuma sahipti. Iverson, 31,4 sayı ortalaması ile sayı kralı oldu ama Sixers, ligde üçlük isabetlerinde 29. sırayı, top kayıplarında 25. sırayı ve saha içi isabetlerinde 22. sırayı aldı.

Sixers, 43 galibiyet alarak bir şekilde playofflara kaldı ama ilk turda Boston Celtics‘e kaybetti.

6. 2007-08 Chicago Bulls

“Çıkışın” yanlış yönde gittiğine dair güzel bir hatırlatma bu.

Bulls‘un ikinci üst üste üç şampiyonluğundan sonra Michael Jordan emekli oldu ve Bulls anlaşılabileceği üzere dağıldı. NBA’in bodrumundan istikrarlı bir şekilde tırmanışa geçip 2004-05 sezonunda playoff tablosuna girdiler ve üst üste üç kez playoff oynadılar.

2007-08 sezonunda Bulls, Doğu Konferansı’nda Luol Deng, Ben Gordon, Kirk Hinrich ve Ben Wallace’lı çekirdeği ile en etkili takım olarak dikkatleri çekiyordu. Chicago’nun galibiyet beklentisi 50,5’ti ve şampiyonluk oranları da hayli düşmüştü. Genel menajer anketlerinde Bulls, Doğu Konferansı’nı kazanmaya en yakın üçüncü takım olarak görülüyordu.

Fakat 25 maçta 16 mağlubiyet ile başlamaları sonrası koç Scott Skiles, görevinden alındı ve daha sonrasında da Wallace; Drew Gooden ve Larry Hughes’lu bir paket karşılığında takas edildi. Bulls, Ocak – Mart ayları arasında hiç üst üste galibiyet alamadı ve sezonu 33 galibiyet ile tamamlayabildi.

En azından sezon sonunda heyecan verici bir ödül aldılar…

Lotaryada şansları çok yüksek olmasa da ilk sıraya tırmanıp Derrick Rose’u seçtiler. Böylece takım yeniden rekabetçi bir takım olabildi.

5. 2005-06 Houston Rockets

Bilgisayar oyunu gibi ikili olan Tracy McGrady – Yao Ming ikilisi, Rockets‘ı şampiyonluğun ciddi adaylarından biri yapmakta çok zorlanmıştı ama 2005-06 sezonu yaklaşırken iyimser bir hava hakimdi.

McGrady ve Yao, bir önceki sezon takıma 51 galibiyet getirmiş ve muazzam Dallas Mavericks takımı karşısında playoff serisini yedi maça kadar taşımıştı. Houston’ın 53 galibiyet civarında alması bekleniyordu ve o sezon sadece San Antonio Spurs ile Miami Heat‘in galibiyet oranları daha yüksekti.

2001-02 Sixers‘ta olduğu gibi sakatlıklar ve verimsiz hücum performansı, Rockets’ın önünü kesti. McGrady ve Yao, uzun süre sahalardan uzak kalınca Rockets, verimli saha içi isabetlerinde 27. sırada kaldı.

Rockets, sezonu 34 galibiyet ile tamamlarken Batı Konferansı’nda Golden State Warriors ile birlikte en kötü üçüncü takım oldu.

4. 2004-05 Minnesota Timberwolves

2004-05 Minnesota Timberwolves‘u hatırlamanın acı verici yanı, işlerin yalnızca daha kötüye gittiğini görmek.

Bu da sıradaki örneği garipleştiriyor.

Minnesota daha önce hiç daha iyi olmadı. Kevin Garnett liderliğindeki 1997-98, 1999-2000, 2002-03 ve 2003-04 takımları, sezonluk galibiyet rekorlarını kırdılar. O son sezonda ise Timberwolves, üst üste yedi ilk tur elenmesinin ardından ilk defa konferans finaline yükseldi.

Fakat NBA şampiyonluğunun iki numaralı adayı olarak Wolves, son sezona 51 maçta 25 galibiyet ile başlayınca Flip Saunders’ın görevine son verdi. Playoff tablosuna geri dönüp sezonu 44 galibiyet ile bitirdiler ancak playofflara kalan takım Memphis Grizzlies oldu.

Organizasyon, 13 yıl boyunca bir daha mağlubiyet sayısından daha yüksek galibiyet sayısına ulaşamadı.

3. 2004-05 Los Angeles Lakers

2000 – 2002 yılları arasında üst üste üç kez şampiyonluk kazanan ve bir önceki yıl final oynayan Lakers, 2004-05 sezonuna yeni bir görüntü ile girdi. Shaquille O’Neal’ı Miami’ye takasladılar, Phil Jackson ile yollarını ayırdılar ve Derek Fisher takımdan ayrıldı.

Lakers’ın elinde yine Kobe Bryant vardı fakat Bryant’ın liderliğindeki dönemin ilk yılı beklentilerin çok altında kaldı.

Lakers, San Antonio Spurs, Sacramento Kings ve Timberwolves ile birlikte şampiyonluğun en büyük adaylarından biriydi. Lakers felaket bir savunma performansıyla 100 pozisyon başına 111,4 sayı yedi ve Minnesota gibi playoffları kaçırdı. Lakers, o sezonu 34 galibiyet ile tamamlayabildi.

Sağlık sorunları nedeniyle koç Rudy Tomjanovich sezon ortasında istifa etti. Lakers, 2005-06 sezonu öncesi Jackson’ı tekrar göreve getirdi ve yine zirveye oynamaya başladı.

2. 2007-08 Miami Heat

2005-2006 sezonu sonunda Miami Heat, NBA şampiyonu oldu. Ertesi sezon, kendi bölgelerinde lider oldular. O sezonlardaki başarı düşünülünce ani bir çöküş yaşadılar.

Sezona 46,5 galibiyet beklentisi ve önemli bir şampiyonluk oranı ile giren Heat, kendi bölgesinde %40,7 oranında favoriler arasında gösteriliyordu. Elbette mutlak favori değillerdi ama Heat, playoff takımıyken bir anda sezonu 15 galibiyet ile tamamlayan bir takıma dönüştü.

On beş galibiyet.

Alonzo Mourning’in kariyerini bitiren diz sakatlığı başta olmak üzere sakatlıklar takıma büyük hasar verse de takımın elinde genelde Dwyane Wade, Udonis Haslem ve başka kilit parçalar vardı. Aralık – Şubat arasında Heat, üst üste 15 maç kaybetti, sonra bir maç kazandı, sonra yine 11 maç kaybetti.

Heat, Şubat’ta Shaq’i Phoenix Suns‘a takasladı ve Pat Riley, koçluktan istifa etti. Daha sonrasında Heat’in 2010’lu yıllarda Wade, LeBron James, Chris Bosh’lı kadroyu kurmasının önünü de bu değişiklikler açtı.

1. 2012-13 Los Angeles Lakers

LeBron, Wade ve Bosh üçlüsü 2012-13 sezonuna favori olarak girse de Los Angeles da bu seviyeye çok yakındı. Oranlar, Lakers‘ın 58,5 galibiyet civarında alacağını ve şampiyonluğun büyük favorilerinden biri olduğunu gösteriyordu.

Kadroda beş All-Star vardı: Kobe Bryant, Pau Gasol, Metta World Peace, Steve Nash ve Dwight Howard. Yıldız dolu bu ekip yalnızca yedi maça birlikte başlamış olsa da Lakers’ın elinde genelde bu oyunculardan en az dördü bulunuyordu.

Sezona beş maçta tek galibiyet ile başlayınca Mike Brown kovuldu, Mike D’Antoni göreve geldi ama Lakers, maçlarının yaklaşık yarısını kazanabildi.

Playofflar için zorladıkları dönemde Kobe’nin aşili yırtıldı ve sezonu 45 galibiyet ile kapatan Lakers, playofflara kaldı ama ilk turda Spurs tarafından süpürüldü.

Lakers, sonraki dört sezonda 30 galibiyet bile alamadı.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Tags NBA