By Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague ve ING Basketbol Süper Ligi’nde mücadele eden Fenerbahçe Beko’nun koçu Igor Kokoskov, Tivibu Spor’dan Volkan Günak’a bir röportaj verdi.
Kokoskov, gelen soru üzerine sezonun gidişatını değiştiren etkenlere değindi:
“Lorenzo Brown’ın Kızılyıldız maçındaki son saniye basketi çok önemliydi. Böyle anlar momentum yakalamak açısından çok önemlidir. Marko Guduric‘in transferi de aynı şekilde. O daha önce de burada oynamıştı. Takımın hem yeni hem eski parçası Marko’nun takıma nasıl etki edeceğini görmek ve tabii ki de Kızılyıldız maçı takımın güvenini yeniden sağlamak adına önemliydi. Ama sezon başındaki CSKA Moskova maçına dönecek olursak, o maçı kazansak ne olurdu? Onların hak etmediğini söylemiyorum ancak o maçı uzatmaya götürmemeliydik ya da uzatmada kazanmalıydık. Ardından Bayern Münih maçında da 21 sayı öndeydik ancak maalesef maçı kaybettik. Belki de sezonun momentumu bu maçlarla değişecekti.”
“Sezon ortasında stratejinizi değiştirdiniz mi?” şeklinde gelen soruya binaen şunları söyledi:
“Strateji ve taktik vardır. Strateji büyük resimdir. Takımınızın güçlü ve zayıf noktalarını bilirsiniz. Kusursuz takım yoktur, herkesin güçlü ve zayıf yanları vardır. Biz de güçlü yönlerimizin üzerine gidip zayıf yönlerimizi kapatmaya çalışıyoruz. Her takım gibi çok fazla zaafımız var. Bir koçun görevi takımını bunlara adapte etmektir ki bu işin güzel yanı. Çünkü bir parça, bir oyuncu takımı değiştirebilir, saha içi yerleşim birçok şeye etki eder. Koçların esnek olması gerek, eğer katı basketbol kuralları benimserseniz ‘ya benim yolum, ya da git’ düsturu işe yaramaz. Nando’suz (De Colo) birçok maça çıktık. Jan Vesely olmadan oynadık, çift uzunla oynadık, Marko’suz oynadık, oyun kurucu bekledik… İşin aslı, koçların esnek olması gerekir ve ben bu tanıma uyuyorum. Elinizdeki malzemeye göre en iyi tarifi bulmalısınız.”
Jan Vesely‘nin performansındaki payının sorulması üzerine Kokoskov, “Amerikalıları kandırdım. NBA’de iş alırken size uzmanlığınızı sorarlar. 27 yaşındaydım ve uzmanlığım hücum diyemezdim. Bu yüzden oyuncu gelişimi dedim. Peki basketbolda büyük resmi görmeden nasıl oyuncu geliştirebilirsiniz? Size ‘hücumcu musun savunmacı mı’ diye sorarlar. Hücumu bilmeden savunmayı nasıl öğretirsiniz? Savunmayı bilmeden hücumu nasıl oynatırsınız? Jan hakkında konuşacak olursak, antrenör kadromuz çok iyi. Oyuncular gibi biz de bir takımız. Erdem (Can), Rado (Radovan Trifunovic), Serhan (Aydanarığ)… Bunlar geceli gündüzlü çalışan insanlar. Bireysel antrenmanları takip edip kondisyon programlarını ayarlıyorlar. Bu bir süreç ve oyuncular zaman, bilgi ve deneyimlerimizi onları daha iyi hale getirmek için kullandığımızı biliyorlar. Jan şu an iyi durumdaysa ve kendine güveniyorsa bu bizim işimizdir. Maçları oyuncular kazanır. Benim görevimse oyuncuları kaybetmemek ve devamında maçları kaybetmemek. Jan Vesely konusunda kredi koç kadrosunundur, benim değil.” dedi.
EuroLeague’de sezonun gidişatı ve kendi hedefleri için de şu ifadeleri kullandı:
“Barcelona bu sezon en istikrarlı takım. CSKA iniş ve çıkışlar yaşadı. Shengelia sakatlandı, Mike James’in durumu malum ve Milutinov da yok. Daha da düşebilirler. Real Madrid‘de kimisi ayrıldı kimisi yaşlandı. Bu EuroLeague için iyi bir durum. Farklı yenildiğiniz takımları ikinci maçta yenebiliyorsunuz. Taraftarlar için bu tahmin edilemezlik güzel. Hedefimiz sürekli yüksek. Biz hâlâ Fenerbahçe‘yiz. Hâlâ standartlarımız yüksek. Maçlara sadece sahaya çıkmak için çıkmıyoruz. Herhangi bir EuroLeague takımı değiliz. Biz EuroLeague tarihinin ve dünyanın en büyük spor kulüplerinden birisini temsil ettiğimizin farkındayız. Her maçı kazanmak adına yüzde 100’ümüzü vermeliyiz. Ama bir hesaplamamız yok. Öylesine çıktığımız bir maç yok. Kazanabildiğimiz kadar maç kazanmak istiyoruz.”
Basın toplantılarındaki mütevazı tutumu ve oyuncularını kimsenin önüne atmayan tutumu sorulunca Sırp başantrenör şunları söyledi:
“Herkese tavsiyem, ‘egom yok’ diyen insanlardan uzak durun. Herkes gibi benim de egom var. Koç bence her zaman en büyük sorumluluğu almalı. Detaylara girmek istemiyorum. Biz halka açık bir kurumuz, spor bir eğlence sektörü ve ben halkın önündeyim. İnsanların sizi eleştirme ya da övme hakkı var. Ama bu onların işi. Benim işim koçluk yapmak. Oyuncularınki oynamak, taraftarlarınki ise eleştirmek ve desteklemek. Bu bir döngü. Eleştiri iyidir. Bana bir zararı yok. Tüm sorumluluğu alırım ve bunu şov için yapmam. Sorumluluğu alması için parmaklar bir kişiye yönelir.
Takımımı nasıl geliştiririm? Hataları nasıl azaltırım? Basketbol hatalar oyunudur. Basket olmuşsa bir takım hata yapmıştır. Eğer biri hata yapmasaydı maç 0-0 biterdi. 0-0 yoksa biri hata yapmıştır. Birisi iyi bir istatistik çıkarmıştı: Bir koç bir maçta 2 bine yakın karar verir. Bütün bunları yaparken hata yapmak da zorundasınız. Her zaman nerede hata yaptığımı düşünürüm. Kendimi değiştirmeyeceğim. İnsanların sizi eleştirmesi doğal. O maçlarda ‘Nando sakattı, Jan oynamadı, Marko burada bile değildi’ desem, basın toplantısında size mazeretler sunsam kendimi kollamış olurdum ki buna ihtiyacım yok. Yolumuz uzun, sorumlulukları alıyorum. Filmin sonunda türünü de öğrenmiş olacağız. Oyuncuları sorumlu tutamazsınız demiyorum. Başarı gibi başarısızlık da ortaktır ancak bunu soyunma odasında tutuyoruz.”