2020-21 NBA: NBA ve Oyuncular Arasındaki All-Star Gerginliği (7. Hafta Panoraması)

08/Şub/21 12:27 Şubat 8, 2021

admin69

08/Şub/21 12:27

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, 2020-21 NBA sezonu boyunca her haftanın ön plana çıkanlarını huzurlarınıza taşıyacak…

By Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

NBA’de lig yönetiminin Mart ayının ilk haftasında sezon başındaki tutumunun aksine All-Star hafta sonunu düzenlemeye karar vermesi, pandemi ortamında oyuncular tarafından ciddi tepki gördü. Geride bıraktığımız haftanın belki de en büyük hikayesi bu olurken etkileyici bireysel performanslar, eski ortakların tekrar bir araya geldiği bir takas ve hayal kırıklığı yaratan bazı isimler de bu haftaki yazımızın konuları olacak…

All-Star Maçı Çıkmazı

NBA yönetimi, geçen sene tüm dünyayı saran Covid-19 salgınından sonra genel olarak gösterdiği tutum, Orlando Fanusunda izlediği sağlık protokolleri ve süreci yönetme şekliyle taraflı tarafsız herkesin takdirini toplamıştı. Ancak lig yönetiminin 2020-21 sezonunda maddi kaygıların da devreye girmesiyle izlediği tutum fazlasıyla eleştiriliyor.

Lig yönetimi sezon başlamadan önce salgın ortamında gereksiz risk olacağı sebebiyle All-Star hafta sonunun düzenlenmeyebileceğine dair açıklamalar yapıyordu. Fakat geride bıraktığımız hafta içerisinde lig yönetimi ve Oyuncular Birliğinin bu tutumdan uzaklaşarak All-Star hafta sonunu düzenlemek için anlaşmaya varması oyuncular ve basketbol kamuoyu tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

LeBron James ve Giannis Antetokounmpo gibi yıldızlar, düzenlenecek All-Star maçında oynamak istemediğini dile getiren açıklamalar yaptılar. LeBron James, All-Star maçında oynama fikriyle ilgilenmediğini ve bu maçta oynamak için en ufak heyecan duymadığını dile getirirken Giannis Antetokounmpo da zorlu şartlar içerisinde geçen sezonda All-Star hafta sonunun düzenleneceği dönemde oyuncuların ailesiyle birlikte zaman geçirmeyi daha çok istediğini dile getirdi.

Ancak sonuç olarak Oyuncular Birliği ile lig yönetiminin üzerine anlaşmaya vardığı bir durum var. Oyuncular da imzaladıkları toplu iş sözleşmesi gereği bu anlaşmaya uymak ve maçta oynamak durumunda kalabilirler. Kawhi Leonard ve Domantas Sabonis gibi yıldızlar da yaptıkları açıklamalarda NBA’in maddi kaygıları sağlık güvenliğinin önüne koyduğunu söyleyerek maçın düzenlenmesine çok sıcak bakmadıklarını dile getirseler de imzaladıkları kontratların şartlarına uymak zorunda olduklarının farkında olduğunu dile getirdiler.

Geçen sezon gösterdiği tutumla taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan lig yönetiminin maddi kaygılarla bu tarz bir harekete yönelmesinin tepkileri toplaması çok normal. Özellikle bu sezon boyunca izlenen sağlık protokollerinin garipliği bile fazlasıyla dile getirilirken, yukarıda saydığımız yıldız isimler de bu durumdan memnuniyetsizliklerini açık şekilde dile getirmişken ilerleyen dönemde lig yönetiminin nasıl bir tutum izleyeceği merak konusu.

Ligin izlediği sağlık protokolleri demişken…

Kevin Durant’in Sağlık Protokolleriyle Bitmek Bilmeyen Savaşı

Cuma gecesi Brooklyn Nets’in Toronto Raptors ile oynadığı maç öncesinde Kevin Durant, görüştüğü bir kişinin Covid-19 testinin net bir sonuç vermemesi sebebiyle lig yönetimi yıldız oyuncunun maça ilk beşte başlayamayacağını takım yetkililerine iletmişti.

NBA kariyerinin başından beri ilk kez bir maça benchte başlayan Durant, daha sonra oyuna girdi ve toplam 19 dakika süre aldı. Ancak karşılaşmanın üçüncü çeyreği esnasında Durant ile teması bulunan kişinin Covid-19 testinin pozitif sonuç verdiği ortaya çıkınca yıldız oyuncunun maçın devamında oynamayacağı belirtildi.

Geçtiğimiz sene Mart ayında Covid-19 hastalığını geçiren, Ocak ayında da temaslı listesine alındığı için 3 maç kaçıran Durant, bir kez daha sağlık ve güvenlik protokolleri nedeniyle karantina altına alındı.

Yıldız oyuncu maçtan çıktıktan sonra attığı “Beni kurtarın” Tweet’iyle de bu durumdan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Öncelikli olarak oyuncuların sağlığının ön planda olduğunu ve en ufak Covid-19 tehlikesi olduğunda bile oyuncuların maçlarda oynamaması gerektiği ortada. Ancak NBA’in bu süreci yönetme şekli doğal olarak birçok soru işaretini beraberinde getiriyor.

Durant’in Covid-19 testlerinin negatif çıkmasına rağmen önce maçta oynayıp daha sonra soyunma odasına çekilmesi NBA’in izlediği protokollerin sıkıntılı olduğunu ortaya seriyor. Test süreçlerinin zaman aldığı, sıkışık maç takviminde bu kadar fazla testi ve oyuncuyu kontrol altında tutmak çok kolay bir iş değil. Ancak lig yönetiminin maçta forma giyen bir oyuncuyu, karşılaşmanın ortasında temas riski olduğu için sahadan çekmesi de pek iyi bir görüntü değil.

Sonuçta gerek Nets’li oyuncular gerekse Raptors’lı oyuncular maç öncesinde ve maç esnasında Durant ile yakın temas halindelerdi. Durant’in herhangi bir risk taşıdığı senaryoda maçın ertelenmesi çok daha güvenli bir seçenek olacakken NBA’in maçı oynatması oyuncuların psikolojisi açısından çok güven verici bir tutum değil.

NBA’in bu tartışmalı kararları, Mart ayında All-Star maçını oynatmak istemesiyle birlikte de çok daha fazla soru işaretini de beraberinde getiriyor. Sağlık protokolleri sebebiyle böyle güven sarsıcı olayların yaşandığı bir ortamda All-Star maçının nasıl oynanacağı da bir diğer soru işareti.

Kristaps Porzingis İçin Endişelenmenin Vakti Geldi Mi?

Dallas Mavericks sezona en umutlu giren takımlardan bir tanesiydi. Yıldız uzunu Kristaps Porzingis’in tekrar sağlığına kavuşarak sahalara dönmesi ve geçen sene gösterilen muhteşem hücum performansı, Mavericks’in Luka Doncic önderliğinde batı konferansının en iddialı ekiplerinden birisi olacağı beklentisini yaratıyordu.

Ancak Dallas ekibi sene başından beri gerek yaşadıkları sakatlıklar gerek Covid-19 salgını sebebiyle çok uzun süre tam kadro olarak oynayamadı. Bunun sonucunda da 10-14’lük dereceyle puan sıralamasında konferansının 14. sırasında bulunuyor. Sağlığına kavuşan oyuncuların birbiriyle oynamaya alışması ve form tutmasıyla birlikte Mavericks işleri biraz daha yoluna koyabilir ancak Porzingis’in sakatlıktan döndükten beri hem fiziksel görüntüsü hem de oynadığı oyun pek de umut vermiyor.

Porzingis, şu ana kadar oynadığı maçlarda sahada hareket etmekte zorlanırken bunun da etkisiyle özellikle savunmada takımına çok büyük bir zaaf yaratmış durumda. Geçen sezon Mavericks’in tarihi verimlilikte bir hücum takımına sahip olmasında Porzingis’in beş numara oynadığı dakikalarda çember savunabilmesi ve üç sayı çizgisinin gerisinden etkinliği çok önemli rol oynuyordu. Ancak bu sezon üç sayı çizgisinin gerisinden sadece %31.3’le oynayan Letonyalı yıldız, bu alanda da takımının sorunlarına merhem olmayı başarabilmiş değil.

Mavericks’in gelecek yıllarda Doncic ile birlikte takımı üstüne kurmayı planladığı Porzingis’in yaşadığı sağlık sorunlarının iyice artması ve gösterdiği kötü performans gerçekten endişe verici. Uzun oyuncunun sezon arasında dizinden bir ameliyat geçirdiğini ve henüz çok fazla maçta oynamadığı ortada. Kendisini hem fiziksel hem de performans olarak toplamak adına önünde zaman var ancak şu ana kadar verdiği emareler pek de iç açıcı değil.

Derrick Rose ve Tom Thibodeau Tekrar Bir Arada

Detroit Pistons’ın bir süredir Derrick Rose’u New York Knicks’e takas edebileceği konuşuluyordu. Bu beklenen takas Pazar günü sonunda gerçekleşti ve uzun bir geçmişe sahip olan Tom Thibodeau ile Derrick Rose bir kez daha bir araya geldi.

New York Knicks, Dennis Smith Jr ve ikinci tur draft hakkı karşılığında Derrick Rose’u kadrosuna kattı. Kağıt üstünde baktığınız zaman Knicks’in takasın kaybettiğini söylemek mümkün değil. Rose gibi veteran bir oyuncuyu kadronuza katmak için Dennis Smith Jr gibi kariyeri genellikle hayal kırıklıklarıyla dolu olan bir oyuncuyu gözden çıkarmanız çok normal. Fakat Knicks’in gelecek planları içerisinde Rose’un bulunması mantıklı mı bu çok başka bir tartışmanın konusu.

Şu ana kadar 11-13’lük bir dereceye sahip olan Knicks, doğu konferansının korku salan takımlarından birisi olmasa da önceki yıllardaki işlevsiz görüntüsünden çok uzak. Bundaki en büyük sebeplerden birisi de özellikle savunmada mücadeleci bir görüntü çizen Knicks’in zayıf hücum güçlerine rağmen önceki yıllara kıyasla basketbolun doğrularını daha sıklıkla yerine getiren bir takım hüviyetine kavuşması. Hücum verimliliğinde 24. sırada bulunan Knicks, Rose eklemesiyle bu alanda da gelişim göstermek istiyor fakat Immanuel Quickley gibi potansiyel vaat eden bir çaylağa süre vermek varken onun önüne Rose gibi bir veteranı getirmek ne kadar doğru bir hamle ciddi bir soru işareti.

Eğer Rose, takıma katıldıktan sonra Elfrid Payton ve Austin Rivers gibi oyuncuların dakikalarını alacaksa bu çok büyük bir sorun teşkil etmeyebilir. Fakat Thibodeau’nun genellikle tecrübeli oyuncuları mümkün olduğu kadar oynatmayı tercih eden koçluk stili, bunun önüne geçebilir. Böyle bir durumda da play-in sayesinde playofflara kalma ihtimali bulunsa bile gerçekçi bir rekabetçi hedefi bulunmayan Knicks’in Quickley’nin gelişimi için hayati önem taşıyan dakikaları Rose’a vermesi pek de mantıklı bir hamle olmayacaktır.