by Marcus Thompson II / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak 4 Şubat 2021 tarihinde The Athletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Dönemin Santa Cruz Warriors koçu Aaron Miles, Ocak 2019’da oyuncuları ile sezon ortasında yaptığı bire bir görüşmelerini gerçekleştiriyordu. Performansı ve gelişimi ile ilgili geri dönüş alma sırası Juan Toscano-Anderson’a gelmişti. Fakat koçuna bir sorusu vardı. NBA’e çağrılmasının mümkün olup olmadığını merak ediyordu.
“Yok” dedi Miles, Toscano-Anderson’a bu cevabı verdiği gün bir telefon röportajında cansız bir şekilde aynı yanıtı veriyordu. “Çağrılmazsın.”
Kısaca arka plandaki hikayeden bahsedelim. Santa Cruz genel menajeri Ryan Atkinson, o dönemde yardımcı genel meanjer olarak farklı bir şeyler deniyordu. Normalde 150 dolarlık bir ödeme ve biraz da özgüven, Warriors‘ın G League takımında kendinizi denemenize yetebilirdi fakat Atkinson, 2018-19 antrenman kampı öncesi yalnızca davetiye üzerinden denemeleri kabul ediyordu. Yaklaşık 30 oyuncuyu dikkatle inceledi. Davet alan oyunculardan biri de Mart 2018’de Meksika’daki Liga Nacional de Baloncesto Profesional’de Fuerza Regia de Monterrey ile MVP sezonunu sonlandıran Toscano-Anderson’dı. Oakland’lı oyuncu ve eski Marquette yıldızı, bu fırsattan ötürü heyecan duyuyordu.
O denemede Santa Cruz’un antrenman kampına seçilen dört oyuncudan biriydi. Miles, Toscano-Anderson’ı kampa davet ettiğinde takım kadrosunun dolu olduğunu ve Toscano-Anderson’ın takımda kalmasının zor olduğunu açıkça belirtti. Toscano-Anderson, takımın sezona hazırlanmasına yardımcı olmak için oradaydı. O dönem 25 yaşındaki forvet için sorun değildi. Santa Cruz kadrosuna karşı yeteneklerini göstereceği, G League seviyesinde oynayıp oynayamayacağını görebileceği için mutluydu. Fakat Miles, Atkinson ve dönemin genel menajeri Kent Lacob, kısa sürede Toscano-Anderson’ı takımda istediklerine ikna olmuşlardı.
Takımdan bazı oyuncuların kesilmesi gerektiği zaman Miles, bu konuda stresliydi. Hâli hazırda kadroda bulunan oyuncuların tamamını, sezon boyunca birlikte kalabilmeleri için kadroda tuttu. Toscano-Anderson’ı sezon ortasında takımdan ayrılıp yurt dışına gidebilecek bir kadro oyuncusu yüzünden dışarıda bırakma fikrinden nefret ediyordu fakat tüm kadro, takımla devam ediyordu. Seçeneği kalmayan Miles, her zaman başvurduğu yollardan birine başvurdu. Dua etti.
Cevabı ise sezon henüz başlamadan takas yolu ile geldi. Toscano-Anderson takıma seçildi.
Küçük bir mucize ile takıma seçilmesinden aylar sonra NBA ihtimalini sormaya başlamıştı bile.
“Fırsat bulmanın yolu, sezon sonunda mini kampa katılıp kendinizi sevdirmekten geçiyor” diyor Miles ve bu üstünkörü cevabını açıklama ile destekliyor. “Sonra Yaz Ligi’ne davet alıyorsunuz ve sizi seviyorlar. Sonra antrenman kampına davet alıyorsunuz, sizi seviyorlar. Sonra etki bırakmak için fırsat yakalamış oluyorsunuz ama artık kimse sizi kadroya dahil etmiyor çünkü istatistikleriniz harika değil, iyi şut atmıyorsunuz ve oyununuz da ateşli değil. Eğer etrafınızda değillerse sizi değerlendirmiyorlar.”
Tam da Miles’ın tahmin ettiği gibi oldu. Toscano-Anderson, yavaş yavaş organizasyonda yükseldi, NBA takımına katıldı ve artık rotasyona da girdi. Kendisini bir fırsat verilecek kadar sevdirdi.
Salı akşamı Celtics karşısında patlama yaptığı maç da o fırsatı değerlendirdiğinin başka bir göstergesi oldu. Draymond Green, sezonun ilk dört maçını kaçırdığı ilk beşte başladığı iki maç da dahil olmak üzere göreve çağrıldığı zaman kendisini kaybetmedi fakat Warriors ona yeniden ihtiyaç duyduğunda son 16 maçta yalnızca 29 dakika oynamıştı. Yine de 27 dakikada dokuz şut denemesinde 16 sayı atarak cevap verdi.
Boston karşısında patlama yaptığı maç ile dört maçlık Teksas deplasman turnesinde alacağı dakikalar da iki yıl önce devreye sokulan bir planın meyveleri. Toscano-Anderson, çalışmayı bırakmayan bir oyuncu, vizyonlu bir koç ve mücadele edenlere inanan bir organizasyon tarafından yetiştirildi, yoğruldu.
Mümkün gözükmeyen şeyleri daha şimdiden başardı. Meksika’da düşük seviyedeki profesyonel ligde yıldızken NBA’de Hall of Fame’e girecek isimlerin büyük saygısını kazanan iki yönlü bir oyuncuya dönüştü. Montclair Elementary’nin sahalarında, East Oakland Gençlik Gelişim Merkezi’ndeki salonda, Hayward Area Athletic League for Castro Valley High’da, meşhur San Francisco Pro-Am’deki Kezar Pavilion’da ve memleketinin takımı Golden State Warriors‘ta basketbol oynadı. Sertliği, çalışkanlığı ve direnci ile başarıyı yakalamış, pozisyonuna göre kısa boyuyla dikkat çeken bir uzun forvet o. Kurgu olsa aşırı fantastik olduğu için ciddiye alınmazdı.
“Juan muazzam bir mücadele erbabı” diyor koç Steve Kerr. “Sahanın her iki tarafında da oyunu hissetme anlamında en akıllı oyuncularımızdan biri. Juan’ı çok seviyorum. Benim kitabımda iki yönlü kontratlı bir oyuncu değil. Takımımızın büyük bir parçası ve bu akşam neden öyle olduğunu gösterdi. 10 gün boyunca oynamayıp sonra her gün şans bulmaya hazır bir şekilde çalışmak, şans geldiğinde de böylesi bir performans göstermek harika bir yetenek. Juan böyle biri ve bu yüzden onu çok seviyoruz.”
Peki ya en iyi süreç henüz başlamadıysa? Ya o azmi onu daha da yukarıya taşıyacaksa? Kadroda garanti bir kontratı olacaksa? Bir playoff takımında rol alacaksa? Milyonlarca dolar kazanacağı bir kontrat alacaksa? Bir fincan kahveden daha uzun sürecek bir NBA kariyeri olacaksa?
Buraya kadar gelmiş olması da diğer hiçbir ihtimali göz ardı edemeyecek olmamızın sebebi.