NBA: Elit Savunmacılar, Neden Elit Hücumcular Kadar Değer Görmüyor?

12/Şub/21 08:50 Şubat 12, 2021

admin69

12/Şub/21 08:50

Eurohoops.net

NBA’de savunma oyuncularına verilen değer, gün geçtikçe azalıyor…

By David Aldridge, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı The Athletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Bill Russell kariyeri boyunca maç başına 15.1 sayı ortalaması yakalamıştı. Saha içinden %44 ile şut atan Russell, faul çizgisinin gerisinden de sadece %56’yla oynuyordu. Russell’ın Hall of Fame’e girmesinin arkasındaki sebebin yakaladığı PER istatistiği olmadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Russell’ın Hall of Fame’e girmesinin arkasındaki en büyük sebep rakip savunmaları bıkıp usandıran savunmasıydı.

“Hücumda istediğiniz zaman dinlenebilirsiniz.” demişti bir kez Russell. “Durup takım arkadaşlarınızın kontrolü ele almasına izin verebilirsiniz. Ancak savunmada dinlenmeye kalkarsanız iyi bir hücum takımı sizi mahveder. Bununla birlikte savunmada takım arkadaşlarınızla birlikte hepiniz mücadele ederseniz rakip takımın yavaş yavaş acı çektiğine şahit olursunuz.”

Basketball-reference’ın istatistiklerine göre 133.6’lık Defensive Win Shares istatistiğiyle lig tarihinde birinci sırada bulunan Russell, 13 yıllık kariyerinin 11’inde ilk sırada yer almıştı. Diğer sezonlarda 2. ve 3. sırada bulunan Russell, tüm zamanların ribaunt sıralamasında hala ikinci sırada bulunuyor.

Eğer aynı istatistikleri bugün sergileseydi büyük olasılıkla Clint Capela gibi bir kontrat alırdı. Russell’ın büyük olasılıkla maksimum kontrat aldığını görmezdik bile.

Bu da akıllara şu soruyu getiriyor: Neden elit savunmacılar, elit skorerler kadar büyük paralar kazanmıyorlar? Sonuçta sezon boyunca takımlar hiç savunma yapmıyor değil. Günümüzdeki NBA oyuncularının yeteneklerine baktığımız zaman hiç savunma yapılmasa takımlar maç başına 160-170 sayıyı bulabilirdi.

Utah Jazz, Rudy Gobert’e devasa bir kontrat verdi. 5 yıl 205 milyon dolarlık yeni bir anlaşma imzalayan Gobert, NBA tarihinin en büyük kontratlarından birisine sahip. Tıpkı Russell gibi Gobert de tek başına rakip hücumları mahvetmeyi başaran bir oyuncu. Kariyeri boyunca iki kez Yılın Savunmacısı seçilen Gobert, rakiplerin oynadığı pick and rolleri tek başına mahvedebiliyor ve çembere gitmeyi aklının ucundan bile geçiren her oyuncuya adeta kabus yaşatıyor.

Ancak Gobert’in sahip olduğu yeteneklerin, NBA’in genelindeki oyunculardan çok ayrı bir noktada durduğu da ortada.

En büyük klişelerden birisini gündeme getirmemiz gerekirse; şampiyonluk iyi savunmayla kazanır. Nets’in şu an sahip olduğu kötü savunmayı, şampiyonluk seviyesinde görmemişi, Warriors’ın hanedanlığını Splash Bros’un üçlükleri üzerine değil Draymond Green’in savunma liderliği üzerine kurduysa neden savunmacılar da hücumcular kadar büyük kontratlar almasın ki? Boston Celtics, Marcus Smart’ın kontratı bittiğinde kendisine 4 yıl 52 milyon dolarlık fena olmayan bir kontrat vermişti. Ancak Celtics; Jayson Tatum’a 5 yıl 195 milyon, Jaylen Brown’a 4 yıl 115 milyon, Kemba Walker’a da 4 yıl 141 milyon dolarlık kontratlar verdi.

Neden Oklahoma City Thunder’lı Luguentz Dort, geçen sene Orlando Fanusunda oynanan karşılaşmalarda James Harden’a karşı muhteşem bir iş çıkarmasına ve ligin en iyi savunmacılarından birisi olarak kabul edilmesine rağmen 4 yıl 5.4 milyon dolarlık bir sözleşme alıyor?

Neden Auburn’da oynadığı dönemde savunmasıyla harikalar yaratan ve bu sezon maç başına 35.4 dakika oynayarak Cleveland Cavaliers’ın maç başına en çok dakika alan oyuncusu Isaac Okoro, önünde Kawhi Leonard gibi örnekler de varken draftın 1. sırasından tercih edilmedi?