By Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
NBA’de dünyanın en iyi oyuncuları oynuyor. Bazı oyuncular yıllar boyunca gösterdiği performans, ya da lige gelirken yarattıkları heyecanla diğer oyunculardan daha fazla değer görüyorlar. Ancak oyuncular her zaman aynı seviyede performans göstermeye ya da değişen kadro yapılarında önceki yıllarında oyuna yaptıkları etkiyi aynı şekilde devam edemiyorlar.
Bu yazıda kariyerlerinin bir döneminde basketbol kamuoyu tarafından belirli bir seviyede saygı gören ancak yıllar boyunca aynı seviyede üretim sağlayamadıkları için hak ettiklerinden daha fazla değer gören oyuncuları sıralayacağız.
Lafı daha fazla uzatmadan NBA’in hak ettiğinden daha fazla değer gören oyuncularını sıralamaya geçiyoruz:
Hassan Whiteside
Hassan Whiteside’in son 5-6 yıldır yakaladığı istatistiklere bakan birisi tecrübeli pivotun muhteşem bir savunmacı olduğunu söyleyebilir. Whiteside, bir önceki sezon 15.5 sayı – 13.5 ribaunt ve 2.9 blok ortalamaları yakalamıştı. Kağıt üstünde baktığınız zaman bunlar çok etkileyici rakamlar.
Bu sezon Sacramento Kings formasıyla oynadığı 20 maçta 8.4 sayı – 5.7 ribaunt – 1.4 blok ortalamaları yakalayan Whiteside’ın takımına sağladığı katkı ise yakaladığı istatistiklerin pek de yakınında değil. Saha içinde Whiteside’ın yaptıklarına baktığınız zaman istatistiklerinin yansıttığı kadar iyi bir savunmacı olmadığı ve özellikle ayaklarının yavaş olmasının ve savunma bilgisinin kısıtlı olması onun çok da iyi bir savunmacı olmadığını daha net şekilde gözler önüne seriyor.
Geçen sene yakaladığı istatistikler çok daha etkileyici olmasına rağmen Whiteside’ın forma giydiği Blazers, savunma ratingi sıralamasında ligin son 5 sırasında yer alıyordu. Diğer takımlar da bunun farkına varmış olacak ki yaz döneminde serbest kaldıktan sonra tecrübeli oyuncuya Sacramento Kings dışında kontrat teklif eden iyi bir takım olmadı.
Danny Green
Danny Green yıllardır NBA’in en iyi kanat savunmacılarından birisi olarak kabul ediliyor. İyi bir dış şut tehdidi olarak da görülen Green, son 2 yılda şampiyon olan Toronto Raptors ve Los Angeles Lakers kadrosunda bulunarak değerini de katladı.
Geçen sene başında Los Angeles Lakers’a katılan Danny Green, sezon boyunca gösterdiği performansla beklentileri pek de karşılayamadı. Bu yüzden Lakers, tecrübeli oyuncuya yeni bir kontrat vermezken Green de kendisini doğu konferansının iddialı takımlarından Philadelphia 76ers’da buldu.
11 yıllık NBA kariyeri boyunca sadece bir kez En İyi Savunma beşlerine seçilen Green, bu süre boyunca sadece 3 kez 10 sayı barajını aşmayı başardı.
Geçen sene Lakers formasıyla normal sezonda %36.5 ile üçlük kullanan Green’in üç sayı isabet oranı playofflarda %33.9’a kadar geriledi. Savunmada da eski günlerinin uzağında bir görüntü çizen Green, Sixers formasıyla bu sene oynadığı maçlarda da üçlük çizgisinin gerisinden %36.4’le şut atıyor.
Kemba Walker
Kemba Walker, Boston Celtics’e katıldığında 30 yaşındaki oyuncu sonunda şampiyonluk için mücadele edecek ve kendisini ligin elit oyuncuları arasına sokacak bir fırsat yakalamış gibi gözüküyordu.
Ancak Celtics formasını giydiği dönemde Jayson Tatum ve Jaylen Brown gibi genç oyuncuların gösterdiği gelişimle birlikte Walker’ın istatistikleri de ciddi anlamda geriledi. Yaşadığı sakatlık sorunları nedeniyle de zirve performansını göstermekte zorlanan Kemba, geçen sezon oynadığı maçlarda 20.4 sayı – 4.8 asist ve 3.9 ribaunt ortalamaları yakaladı.
Bunlar bir oyun kurucu için fena istatistikler gibi gözükmese de maksimum kontrat alan ve Celtics’i şampiyonluk yarışında iddialı bir hale getirmesi beklenen bir oyuncu için yeterli değil.
Tecrübeli oyun kurucu, dizinden geçirdiği sakatlık sebebiyle sezonun ilk kısmını kaçırdı ve oynadığı 12 maçta da 16.3 sayı – 4.0 asist – 3.9 ribaunt ortalamaları yakalayarak pek de istikrarlı bir performans gösteremedi. Eğer Walker, bu seviyede performans göstermeye devam ederse Celtics’e beklenen seviyede katkı vermesi pek de mümkün değil gözüküyor.
Kyle Kuzma
Kyle Kuzma’nın Lakers formasıyla sahaya çıktığı ilk andan itibaren Los Angeles taraftarları onun potansiyeli hakkında fazlasıyla heyecanlı. Kuzma, çaylak sezonunda gösterdiği performansla bu heyecanın karşılığını belirli bir noktaya kadar vermişti. Ancak Kuzma, çaylak senesinden sonra yarattığı beklentiyi karşılayacak bir performans göstermeyi pek de başaramadı.
Takıma Anthony Davis’in katılmasının ardından LeBron James ile yıldız uzunun etrafında şekillenen Lakers hücumunda bir türlü kendisine uygun rolü bulamadı. Geçen sezon 12.8 sayı – 1.3 asist – 4.5 ribaunt ortalamaları yakalayan Kuzma, bu sene oynadığı 28 maçta da takımına 11.0 sayı – 6.1 ribaunt – 1.1 asist katkısı verdi.
Zaman zaman adı takas dedikodularında da yer alan Kuzma için Lakers ideal bir takas partneri bulamamıştı. Geçen yaz döneminde 3 yıl 40 milyon dolarlık bir anlaşma imzalayarak sözleşmesini uzatmayı kabul eden Kuzma, performansını benzer seviyede devam ettirirse Los Angeles temsilcisi tarafından uygun bir senaryo bulunduğu anda takas edilebilir.
Lonzo Ball
Lonzo Ball 2017 Draftına girerken jenerasyonunun en iyi oyun kurucusu olarak kabul ediliyordu ve NBA seviyesinde oynanan basketbolu değiştirebilecek bir yetenek olduğu düşünülüyordu.
Lakers ile 10.2 sayı – 7 asist – 6.9 ribaunt ortalamaları yakalayan Lonzo, fena bir performans göstermese de bir sonraki sezon takıma LeBron James’in katılmasıyla birlikte ortalamalarında bir düşüş yaşadı. Özellikle yarı saha hücumunda skor tehdidinin zayıf olması ve istikrarsız üç sayı tehdidi nedeniyle New Orleans Pelicans ile yapılan Anthony Davis takımında Los Angeles’tan gönderilen oyuncular arasında yer aldı.
Pelicans ekibi de gerçekleşen bu takastan sonra Lonzo için fazlasıyla umutluydu. Takımın geleceğini kuracağı genç parçalar arasında Lonzo’yu da gören Pelicans, aradan geçen 1.5 yıllık sürenin ardından genç oyun kurucuyu takas masasına koymaya karar verdi.
Brandon Ingram gibi bir sıçrama göstermekte zorlanan Lonzo, üç sayılık atışlardaki verimini görece yükseltmeyi başarsa da hala yarı saha hücumunda etkili bir silah değil. Bu sezon 13.7 sayı – 4.7 asist – 4.5 ribaunt ortalamaları yakalayan Lonzo, çaylak sezonundan bu yana pek bir gelişim gösteremedi ve lige gelirken yarattığı heyecanın oynadığı oyun anlamında fazlasıyla uzağında kaldı.
Ben Simmons
Ben Simmons, NBA’in en heyecan yaratan oyuncularından birisi olabilir. Ancak eski Draft 1 numarasının oyununda onun süper starlığa adım atmasını engelleyen çok önemli zafiyetler bulunuyor.
Simmons’ın boyalı alan dışında herhangi bir skor tehdidinin bulunmaması onun oyununa dair en büyük sorun. Çember etrafında gayet etkili bir şekilde skor üretebilen Simmons, çemberden uzaklaştıkça saha içi etkinliğinin çok büyük kısmını kaybediyor. NBA’de günümüzde oynanan oyunun gittiği noktaya bakınca da dış skor tehdidi olmayan bir oyuncunun, takımını bir süper star olarak taşıması pek de kolay gözükmüyor.
Her sezon arasında Simmons’ın dış şutunun üzerine çalıştığına dair haberler çıksa da şu ana kadar yıldız oyuncunun oyununda bu tarz bir gelişime şahit olamadık. Simmons, bu alanda bir tehdit yaratmadığı sürece ligin arada sıkışmış ve tartışmalı oyuncularından birisi olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Andrew Wiggins
Kansas çıkışlı Andrew Wiggins, lige geldiği dönemde NBA’e son yıllarda katılan en önemli potansiyellerden birisi olarak görülüyordu. Draftta 1. sıradan seçilen oyuncu, gösterdiği performansla pek de bu beklentilerin seviyesinde bir oyuncu olmadığını net şekilde gösterdi.
Minnesota Timberwolves’ta geçirdiği dönemde bir diğer Draft 1 numarası Karl-Anthony Towns’ın yanında pek de uyumlu bir görüntü çizemeyen Wiggins, Timberwolves günlerinde takımda bir sezon kalan Jimmy Butler’la hem saha içinde hem de saha dışında anlaşma konusunda sorunlar yaşadı. Bir türlü beklenen gelişimi gösteremeyen Wiggins, oyunundaki zafiyetleri giderme konusunda ne kadar istekli o da başka bir tartışmanın konusu.
Daha sonra Golden State Warriors’a takas edilen Andrew Wiggins, bu sezon 29.5 milyon dolar kazanıyor. Maç başına 17.5 sayı – 4.6 ribaunt ve 2.2 asist ortalamaları yakalayan Wiggins, beklendiği gibi bir süper star olmaktansa şu anda daha çok bir rol oyuncusu görüntüsü çiziyor. İşin kötü yanı, Wiggins yakın zamanda 2 yıl daha devam edecek olan kontratının hakkını verecek bir oyuncuya dönüşecek gibi de durmuyor.
Kristaps Porzingis
Kristaps Porzingis, NBA kariyerinin ilk dönemlerinde gösterdiği performansla kıyaslanınca şu anda ligin hak ettiğinden daha fazla değer gören oyuncuları arasında en tepede bulunan isimlerden bir tanesi. 2015 yılında New York Knicks tarafından 4. sıradan seçilen Porzingis, ilk yıllarında gösterdiği performansla ligin en önemli uzunlarından birisi olma potansiyeline sahipti.
Ancak ilerleyen dönemlerde gerek yaşadığı sakatlıklar gerekse New York Knicks gibi kötü bir organizasyonda bulunması Porzingis’in kariyer eğrisini fazlasıyla kötü etkiledi. Knicks’ten Dallas Mavericks’e takas edildikten sonra yaşadığı sakatlık sorunlarından da bir türlü kurtulamayan Kristaps Porzingis, özellikle bu sezon şu ana kadar gösterdiği performansla büyük bir hayal kırıklığı yaratmış vaziyette.
Bu sene oynadığı maçlarda 20.5 sayı – 8.2 ribaunt – 1.6 blok gibi fena olmayan ortalamalar yakalasa da özellikle yaşadığı sakatlıklar sebebiyle sahada çok iyi hareket edemiyor oluşu, Porzingis’in gelecekte göstereceği performans hakkında da önemli bir soru işareti yaratıyor. Üç sayı çizgisinin gerisinden %35’le şut kullanan Porzingis, Luka Doncic ile birlikte Mavericks’i beklenen şampiyonluk seviyesine taşıyabilecek mi sorusunun karşısında çok ciddi kuşkular bulunuyor.
Andre Drummond
Ligin en iyi pivotlarını sayarken Andre Drummond’ın adı, listenin üst sıralarında geçiyor olabilir. Ligin belki de en iyi ribauntçusu olan ve savunmada pota çevresinde bir blok tehdidi de yaratan Drummond, modern basketbolun uzunlardan beklediği yetenekleri pek de karşılayabilen bir isim değil. Yıllık 28.5 milyon dolarlık bir kontrata sahip olması da onun hak ettiğinden daha fazla değer gören bir oyuncu olduğunu ortaya çıkarıyor.
Drummond’un NBA’de oynanan modern basketbola uyum sağlayamamış olması, onun potansiyelinin tavanını ciddi anlamda aşağıya çekiyor. Hala popüler bir oyuncu olsa da ve zaman zaman çok etkileyici performanslara imza atsa da şampiyonluk seviyesinde oynayan bir takımın Drummond ile birlikte bu iddiasını sürdürebilmesi pek de kolay değil.
Cavaliers, takıma Jarrett Allen’ın gelmesiyle birlikte sene sonunda sözleşmesi sona erecek Drummond’ı takas masasına koydu. Belki bir takım tecrübeli pivotun dev kontratının altına girme riskini alabilir. Ancak Drummond’ın bir takas bulamayıp, takas döneminden sonra buy-out edilmesi ve yaz döneminde de çok daha mütevazı bir kontratla kendine yeni bir takım bulması en olası senaryo olarak göze çarpıyor.
Russell Westbrook
Russell Westbrook, bir NBA sezonunda triple-double ortalama yakalamayı başaran iki oyuncudan bir tanesi. Yıldız oyun kurucu, formda olduğu dönemlerde sahada oynanan oyuna birçok farklı şekilde etkide bulunabiliyor. Ancak kontrolsüz bir oyun stiline sahip olan Westbrook’un sıkıntılı karar mekanizması ve yaşı sebebiyle erozyona uğrayan atletizmi onun hak ettiğinden daha fazla değer gören bir oyuncu olmasını sağlıyor.
32 yaşındaki Westbrook’un atletizmi de zaman geçtikçe kariyerinin zirve günlerine kıyasla git gide daha da azalacak. Bununla birlikte kariyerinin hiçbir döneminde istikrarlı bir dış şut tehdidine sahip olmayan Westbrook’un son yıllarda üç sayılık atışlardaki isabet oranı da fazlasıyla düşmüş vaziyette. Geçen sene Houston Rockets’da %25’le üç sayılık atış kullanan Westbrook, bu sene de %30’la yayın gerisinden isabet sağlıyor.
Westbrook’un hiçbir zaman kendini frenleme ve şut tercihleri açısından başarılı bir oyuncu olmaması da onun süper yıldız seviyesinden her geçen gün daha da uzaklaşmasına sebep oluyor. Tüm bunlara ek olarak Westbrook’un önümüzdeki 3 sezon boyunca 130 milyon dolar civarında para kazanacak olması durumu daha da vahim hale getiriyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!