NBA: Eski Yıldızlar Günümüz Basketboluna Göre Draft Edilse Nasıl Sıralanırdı?

18/Şub/21 09:50 Şubat 18, 2021

admin69

18/Şub/21 09:50

Eurohoops.net

Yetenekleri oynadığı dönemden çok günümüz NBA dönemine daha uygun olan oyuncuları hayali bir draftta sıralıyoruz…

By The Athletic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı The Athletic’te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Eğer genç bir basketbolseverseniz eski NBA maçlarını izlerken o dönemde mücadele eden oyuncuların günümüzde NBA’e nasıl uyum sağlayacağını düşünüyor olabilirsiniz.

En basitinden örnek vermek gerekirse bundan yaklaşık 30 yıl önceki pivot pozisyonu ile bugünkü pivotlardan beklentiler çok farklı. Eskiden uzun oyuncuların, rakiplerini sırtına alıp potaya yaklaşması beklenirken bugün daha çok çembere doğru koşan, yüzü potaya dönük oynayan atletik uzunlar tercih ediliyor. Dönemin NBA kurallarının değişmesi, koçların tercihlerin daha farklı hale gelmesi ve oyun tarzının değişmesi buradaki en büyük etken.

Ancak sporla alakalı tartışmalarda her zaman “Ya böyle olsaydı?” sorusu çekici gelmiştir. Bu yüzden bazı oyuncuların farklı dönemlerde oynasalardı nasıl oynayacaklarını merak etmeden duramayız. Basketbolun çok daha yüksek tempoda oynandığı, daha fazla üçlük atıldığı bir dönemde hangi oyuncular bu durumdan yararlanırdı merak etmeden duramıyor insan…

The Athletic ekibi olarak bu soruyu cevaplamanın eğlenceli olacağına karar verdik ve David Aldridge, James L. Edwards, John Hollinger ve Mike Vorkunov’dan oluşan bir grubu bir araya getirerek yakın geçmişte oynamış oyuncuların en iyi 20’sini sıralamasını istedik. Bu 4 kişi, kendilerine 5’er kişilik takımlar kurdular ve hangi oyuncuyu neden hangi sırada seçtiklerini açıkladılar.

Modern dönem tanımı: NBA 1988 yılında başlayan bir grup kural değişikliğinin sonu olarak 2004 yılında “hand check” kuralını getirdi. 1980 ve 1990’lı yıllarda NBA’de çok daha fiziksel bir basketbol oynanıyordu. Hand check kuralı da yıllarca savunmacıların en büyük yardımcılarından birisi olmuştu. Bu kuralın kaldırmasından sonra NBA’de oyuncuların skor bulması önemli bir ölçüde kolaylaştı.

Hand checke izin verildiği son senede ligde ortalama 102.9 sayı atılırken kuralın kaldırıldığı ilk sezonda bu ortalama 106.1’e kadar yükseldi. 2003-04 sezonunda sadece 5 oyuncu 50 sayı barajını aşmayı başarırken 2005-06 sezonunda bunu başaran oyuncuların sayısı 12’ye kadar yükseldi. Bu yüzden hand check kuralının kaldırıldığı tarihi NBA’in eski dönemiyle modern dönemi arasındaki net bir çizgi olarak görebiliriz.

Hangi oyuncular draft edilebilir? Bu düşünce egzersizinin iyiliği için 1985 ile 2004 yılı arasında draft edilen oyuncuları değerlendirmeye karar verdik. Lotaryanın ilk yılı ve hand check kuralının geçerli olduğu ilk yılın arasında kalan dönemdeki oyuncular bu egzersizde yer alabilecek. Bununla birlikte halihazırda Hall of Fame’de yer alan ve gelecekte Hall of Fame’e girmesi çok yüksek ihtimal olan oyuncuları da değerlendirmeye almadık. Bu yazının tüm amacı, hangi basketbolcuların başka bir dönemde daha başarılı olacağını görmek.

  1. PG/SG Gilbert Arenas, Arizona (Golden State Warriors, 2001)

David Aldridge: 2005 ya da 2006 senesinde Houston Rockets, Washington Wizards’a konuk olurken Jeff Van Gundy’nin maç öncesi röportajında işlerin net olarak değiştiğini fark etmiştim Bir gazeteci Van Gundy’ye Gilbert Arenas’ı durdurmak için nasıl bir planları olduğunu sordu ve her zaman savunmaya önem vermiş koç “Açıkçası bir planımız yok.” demişti. Onun şaka yaptığını düşünmüştüm ama gayet ciddiydi. “Onu durdurmak için yapabileceğiniz hiçbir şey yok.” diyerek sözlerine devam etmişti. Arenas, Wizards ile geçirdiği ilk 4 senede bu kadar iyi bir oyuncuydu. Logodan istikrarlı şekilde şut attığını gördüğüm ilk oyuncu olan Arenas, dribblingle rakiplerini geçebiliyor ve çember etrafında da gayet güçlü şekilde pozisyonları bitirebiliyordu. Faul çizgisinden de yüzde 80 ile isabet sağlıyordu. Ki dış şut anlamında elit bir şutör bile değildi. Arenas’ın modern dönemde oynadığını ve üçlük atışlarına çok daha fazla ağırlık verdiğini düşünebiliyor musunuz? Üç sayı çizgisinin gerisinden istikrarlı şekilde %41-42 civarında şut atacağına neredeyse eminim. Arenas, Damian Lillard’ın daha fiziksel bir haliydi ve temaslara rağmen pozisyonları bitirebiliyordu. Yaşadığı diz sakatlıkları olmadan önceki Arenas, bugünün basketbolunda durdurulamaz bir oyuncu haline gelebilirdi.

  1. PF/C Clifford Robinson, Connecticut (Portland Trail Blazers, 1989)

James L. Edwards III: Edwards, hücum anlamında bambaşka bir seviyedeydi. 1996 yılından 2003’e kadar NBA’de sadece 13 oyuncu Robinson’dan daha fazla şut denemişti ve bu oyuncular arasında forvet ya da pivot olan tek isim Atoine Walker’dı. Robinson, bu dönem boyunca toplam 2,180 üç sayılık atış kullanırken ona en yakın derecede üçlük deneyen uzun 1,312 denemeyle Sam Perkins’ti. Robinson, sadece üç sayılık atış denemekle kalmıyor aynı zamanda bu atışlarında yüksek bir isabet oranı da yakalıyordu. Portland’da oynadığı 1994-95 senesinde maç %37.1’lik bir üç sayılık yüzdesi yakalayan Robinson, bugünün NBA’inde ideal bir uzun olabilirdi. Savunmada birden fazla pozisyonu da savunabilen Robinson, hem şut tehdidi hem de çok yönlülük olarak bugünün oyununa çok uygun bir isimdi.

  1. SG Allan Houston, Tennessee (Detroit Pistons, 1993)

John Hollinger: Benim buradaki seçimim Allan Houston oluyor. Kariyeri boyunca üç sayı çizgisinin arkasından %40.2’yle şut atan Houston, basketbol tarihinin en iyi şutörlerinden birisiydi. Ancak şanssızlığı o ki çok az üç sayılık atış kullanılan bir dönemde oynadı. Günümüzde çok daha değerli bir parça haline gelebilirdi. Houston, kariyeri boyunca 100 pozisyon başına 6.2 üç sayılık atış kullanmıştı.

Houston’ın en büyük yetenekleri, oynadığı dönemin basketbol gereklilikleri sebebiyle minimize edilmişti. Perdelerden çıktıktan sonra dripling yaparak attığı şutlar eğer bugün oynasaydı büyük olasılıkla üç sayı çizgisinin gerisinden gelecekti. Bu da uzun ikilikler atmak yerine daha sık üçlük deneyerek çok daha verimli bir oyun oynayacağı anlamına geliyor.

Bununla birlikte günümüzde elit şutörler 40 yaşına kadar oynayabiliyor. Houston ise yaşadığı diz sakatlıkları sebebiyle 32 yaşında kariyerini noktalamak zorunda kalmıştı. Eğer günümüzdeki sağlık imkanları, oyuncuların dinlenme olanakları olsaydı Houston’ın kariyerini kaç yaşına kadar devam ettirebileceğini merak ediyorum.

  1. F Rasheed Wallace, North Carolina (Washington Wizards, 1995

Mike Vorkunov: Rasheed bu dönem için harika bir oyuncuydu. Çok yönlü bir uzun olan Rasheed, hem savunmada yapabiliyordu hem de üç sayı çizgisinin gerisinden de tehdit oluşturabiliyordu. Hem çember savunmasında hem de kısaların karşısında kalabilen Rasheed, üçlük çizgisinin gerisinden muhteşem bir şutör olmasa da (%33) rakip savunmaların şutuna saygı duymasını sağlıyordu. Playofflarda hücumda eşleşme sıkıntısı yaratmayan Rasheed, oynadığı takımlara karakter olarak da çok şey katıyordu.

  1. SF Glen Rice, Michigan (Miami Heat, 1989)

Vorkunov: Rice, jenerasyonunun en iyi şutörlerinden bir tanesiydi. 1996-97 sezonunda maç başına 5.6 üçlük deneyen Rice, üç sayı çizgisinin gerisinden %47’yle oynuyordu. Bu dönemde oynasaydı kullandığı şut miktarı ciddi anlamda yükselecek olan Rice, kariyerinin zirve döneminde maç başına 7 kere faul çizgisine geliyordu. Takımların maç başına 97 sayı attığı dönemde 27 sayı ortalama yakalayabilen Rice, günümüzün yüksek tempolu basketbolunda çok daha önemli bir tehdit haline gelebilirdi. Her takım onun gibi şut tehdidi olan bir kanat oyuncusuna sahip olmak ister.

  1. PG Mark Price, Georgia Tech (Cleveland Cavaliers, 1986)

Hollinger: 80’li yılların sonlarında ve 90’lı yılların başında Price, önemli bir post-up tehdidiydi ve izolasyon da oynayabiliyordu. Pick and roll hücumunun değerinin daha az olduğu dönemde Price, bu alanda da çok önemli bir tehdit olduğunu kanıtlamıştı.

Dripling üzerinden şut atabilen Price, topu yere vurarak da potaya kadar gidebiliyordu. 90’lı yıllarda oynanan oyundan çok günümüze uygun bir oyun stiline sahip olsa da kariyeri boyunca 4 kez All-Star seçilmeyi başaran Price, üç sayı çizgisinin gerisinden %40.2’yle şut atıyordu ve sadece jenerasyonunun değil tüm zamanların en iyi şutörlerinden bir tanesiydi.

  1. SG Dan Majerle, Central Michigan (Phoenix Suns, 1988)

Edwards: Thunder Dan, 3&D kalıbı ünlü olmadan önce bile bunları yapabilen bir kanat oyuncusuydu. 1991-1994 yılları arasında üç sayı çizgisinin gerisinden maç başına 6.0 şut deneyen ve %38’le isabet sağlayan Dan, iki kez en iyi savunma beşlerine seçildi ve takımının NBA Finallerinde Chicago Bulls’a kaybettiği 1993 sezonunda da All-Star seçilmişti. Hem toplu hem de topsuz oyunda etkili olabilen Dan, aynı zamanda çembere de gidebilen bir oyuncuydu. Günümüz NBA’inde her takıma uyabilecek bir oyun stiline sahipti.

  1. PF Rashard Lewis, Elsik High School (Seattle Supersonics, 1998)

Aldridge: Lewis, stretch 4 tanımının doğmasına sebep olan oyunculardan bir tanesiydi. Lewis, Sonics’te oynadığı dönemlerde Vin Baker’ın yanında daha çok 3 numaralı pozisyonda oynasa da Stan Vun Gundy’nin Orlando Magic’inde oynadığı dönemde 4 numaraya kaymıştı ve oyunun değişmesindeki öncülerden bir tanesi oldu. 2009 yılında NBA Finallerine çıkan Magic kadrosunun önemli bir parçası olan Lewis, Magic’te oynadığı üç sezon boyunca üç sayı çizgisinin gerisinden %43.5’le şut attı. Kariyeri boyunca hiçbir zaman maç başına 7’den fazla üçlük denemeyen Lewis, günümüzde oynasaydı çok daha etkili bir oyuncu olabilirdi.

  1. SF/PF Shawn Marion, UNLV (Phoenix Suns, 1999)

Aldridge: Normalde bu sıradan Richard Dumas’ı seçecektim ancak keyif verici madde kullanımı sebebiyle 25 yaşına gelmeden önce iki kez ceza alan ve 26 yaşından sonra NBA’de hiç forma giymeyen Dumas’ı büyük olasılıkla tanımıyorsunuz bile. Ancak bu seçim üzerine biraz düşündükten sonra Marion’ı almamanın büyük bir hata olacağını fark ettim. 4 kere All-Star seçilen Marion, kariyeri boyunca jenerasyonunun en önemli iki yönlü oyuncularından bir tanesi oldu. Phoenix Suns’ın 7 saniye ya da daha az sisteminde iyice parlayan Marion, 9 sezon boyunca hücumun ana odak noktası olmamasına rağmen 18 sayı – 10 ribaunt ortalamaları yakalamayı başarmıştı. Kariyeri boyunca hiçbir zaman iyi bir üç sayı şutörü olmasa da günümüzdeki NBA’in alan paylaşımı sayesinde Marion, çembere giderek çok daha etkili olabilirdi. Pivotlar dışında bütün pozisyonları savunabilen Marion, small ball oynayan takımların savunması için çok büyük bir değer taşıyor.

  1. PF Lamar Odom, Rhode Island (LA Clippers, 1999)

Edwards: Kariyerinin zirve döneminde bile sıra dışı bir oyuncu olan Odom, 2.08’lik boyuna rağmen tempoyu zorlayarak takımının hücumunu yöneten isimlerden bir tanesiydi. Oynadığı dönemde bile sahadaki 5 pozisyonun hepsini oynayabilecek bir yetenek havuzuna sahip olan Odom, birebir olmasa da oyununda Ben Simmons’a benzer özellikler taşıyordu. Simmons’tan daha iyi bir şutör olan Odom, savunma anlamında Simmons’ın biraz gerisindeydi. Ancak takımların ondan istediği her şeyi belirli ölçülerde yapabilen Odom, birçok farklı beşte ve oyun tarzında verimli bir oyuncu olabiliyordu. 2010’lu yıllarda oynuyor olsaydı Odom, çok daha etkileyici bir kariyere sahip olabilirdi.

  1. SG Eddie Jones, Temple (L.A. Lakers, 1994)

Hollinger: 1990’lı yıllar fiziksel olarak çok kuvvetli olmayan oyuncular için pek de ideal bir ortam değildi. Takımlar o dönemde günümüze kıyasla çok daha fiziksel bir şekilde savunma yapıyordu ve daha zayıf fiziğe sahip olan oyuncular da bu şartlar altında çok zorlanıyordu. Buna rağmen Jones, kariyeri boyunca çift yönlü oyunu, savunma yetenekleri ve uzun şut menzili sayesinde 3 kez All-Star seçilmeyi başardı.

Kariyeri boyunca 3 sayı çizgisinin gerisinden %37.3’le şut atan Jones, 2000 yılında ligin top çalma kralıydı. Kendi şutunu yaratabilen bir oyuncu olan Jones, günümüzün iyice artan temposundan da faydalanabilecek bir oyun tarzına sahipti. Jones’un 2004 yılında kuralların değiştiği dönemde basketbolu bırakması, onun en büyük şanssızlığı oldu.

  1. PG Penny Hardaway, Memphis State (Golden State Warriors, 1993)

Vorkunov: Dürüst olmak gerekirse Penny’nin hala seçilmediğine şaşkınım. Fizikli oyun kurucular ekolünün tüm gerekliliklerini bünyesinde barındıran Hardaway, ligdeki 3. yılında MVP oylamasını üçüncü sırada bitirmişti ve 25 yaşında yaşadığı sakatlıklardan önce de 2 kez All-Star seçilmişti. Hiçbir zaman çok iyi bir şutör olmayan Hardaway, dördüncü sezonunda faul yüzdesini %82’ye kadar yükseltmeyi başarmıştı. Hardaway, hücumların çok daha geniş alana hücum ettiği ve hand checkin serbest olmadığı günümüzde çok daha etkili bir oyuncu haline gelebilirdi. Uzun boyu sayesinde switch savunması yapan takımlarda da Hardaway önemli bir oyuncu haline gelebilirdi.

  1. F Peja Stojakovic, Serbia (Sacramento Kings, 1996)

Vorkunov: 2000’li yılların başındaki Kings’i izlemesi gerçekten çok keyifliydi. Kings’in o dönemdeki başarıları için en büyük iki payı Chris Webber ve Jason Williams alsa da Peja Stojakovic’in de hakkını vermek gerekiyor. Harika bir şutör olan Stojakovic, günümüz NBA’ine çok daha uygun bir oyun stiline sahipti. 3 sezon üst üste All-Star seçilen Stojakovic, 2000-01 sezonundan 2007-08’e kadar üç sayı çizgisinin gerisinden %41 ile oynamış ve 19.9 sayı ortalaması yakalamıştı. Dripling üzerinden oynama konusunda da yeterli bir seviyede olan Stojakovic, günümüz NBA’inde çok daha etkili olabilirdi.

  1. SG Dimitris Diamantidis, PAOK (Draft edilmedi, 2002)

Hollinger: NBA takımları bir sonraki Darko Milicic ya da Nikoloz Tskitishvili’ye denk gelmeme korkusuyla Avrupalı oyunculara ön yargıyla bakıyordu. Tony Parker’ın 28., Manu Ginobili’nin ise 57. sırada seçilmesinin en büyük sebebi de buydu. Bu da Yunanistan’ın altın jenerasyonunun neden NBA’in ilgisini hiçbir zaman çekmediğini daha iyi anlatıyor.

Vasilis Spanoulis, kariyerinin sadece bir sezonunu Houston Rockets’ta oynadıktan sonra Yunanistan’dan hiç ayrılmadı. Theo Papaloukas, kariyerinin çok büyük kısmını Rusya’da geçirirken Diamantidis de asla memleketinden ayrılmadı ve bütün kariyerini Panathinaikos’ta geçirdi. Yıllar geçtikçe Avrupa’nın en iyi oyuncusu olarak kabul görmeye devam etti.

Eğer bu oyuncular kariyerlerinin zirvesini günümüzde geçirseydi NBA’e gelmeme ihtimalleri yoktu. Bu üç oyuncu arasından Diamantidis, kesinlikle NBA’e en hazır olan isimdi. İyi bir atlet olan ve çok yumuşak ellere sahip olan Diamantidis, aynı zamanda Avrupa’nın en iyi dış savunmacılarından bir tanesiydi. Diamantidis belki Ginobili seviyesinde değildi ama günümüzde NBA’de ilk beş başlayacak bir guard kesinlikle olurdu.

  1. PG Terrell Brandon, Oregon (Cleveland Cavaliers, 1991)

Edwards: Sağlık sorunlarını bir kenara bırakırsak Brandon kesinlikle etkileyici sezonlar geçirmiş bir oyuncuydu. Cleveland formasıyla üst üste 2 yıl All-Star seçilen Brandon, 19 sayı – 6 asist ortalamaları yakalamıştı. Üç sayı çizgisinin gerisinden %37 civarında isabet sağlayan Brandon, aynı zamanda iyi bir pasör ve savunmacıydı. Derin bir oyuna sahip olan Brandon, günümüz NBA’inde de fiziksel olarak sorun yaşayabilecek bir isim fakat fiziksel dezavantajını kapatabilmek için gereken yüreğe sonuna kadar sahip.

  1. F/C Amar’e Stoudemire, Cypress Creek High School (Phoenix Suns, 2002)

Aldridge: Bazılarınız Chris Webber’ın neden hala seçilmediğini sorguluyor olabilir. Biz onun er ya da geç hak ettiği Hall of Fame’e katılacağını düşünüyoruz. Bu yüzden Webber, bu draftta şu ana kadar seçilmedi yoksa onu kesinlikle ilk sıradan alırdım. Bir uzuna ihtiyacım olduğu için small-ball beşimi tamamlamak için Tom Chambers’ı seçmeyi düşünüyordum. Ancak o da 1985’ten önce draft edilen bir oyuncu olduğu için modern dönemin pivot özelliklerini taşıyan Amar’e Stoudemire’ı seçeceğim. NBA’deki son 10 yılında sadece üç kez 2 sayılık atışlarda %54’ün altında kalan Stoudemire, 2002-03 sezonunda NBA’de Yılın Çaylağı seçilmişti.

  1. SG Jason Richardson, Michigan State (Golden State Warriors, 2001)

Aldridge: İyi haber şu ki tercih edebileceğim birçok 2 numara seçeneği var. Joe Johnson, Jamal Crawford, Danny Green…. Sakatlık sebebiyle kariyeri boyunca hak ettiği değeri göremeyen Larry Hughes gibi oyuncuları da unutmamak gerekiyor. Arenas’ın yanında oynatmak için Derrick Rose’u da tercih edebilirdim fakat J-Rich inanılmaz bir atlet olduğu için kadroma onu dahil edeceğim. Richardson, kariyeri boyunca ligin en önemli 2 numaralarından bir tanesi olmuştu.

  1. SG Steve Smith, Michigan State (Miami Heat, 1991)

Edwards: Steve Smith de kadromda birden fazla pozisyonu oynayabilecek oyunculardan bir tanesi. Kadromun genelinde çok yönlü ve şutör oyunculara yer vermeye çalıştım. Smith de bu kalıplara uyan bir oyuncu. Kariyerinin en iyi döneminde ligin 2. veya 3. seviye oyuncularından birisi olan Smith, kariyerinin zirvesini günümüzde oynasa önemli bir oyuncu olurdu.

  1. PF/C David West, Xavier (New Orleans Hornets, 2003)

Hollinger: Kadromda birçok guard bulunduğu için bir uzun tercih etmem gerektiğini düşünüyorum. NBA’deki üç sayı devrimi, tam olarak David West’i etkileyememişti. 2010’lu yıllarda bile West, daha çok uzun ikilikler tercih ediyordu ve kariyeri boyunca hiçbir sezonda 8’den fazla üçlük isabeti bulmadı.

Heralde West kariyerini bu dönemde oynasaydı herkes aklını kaçırırdı. Uzun ikiliklerden kariyeri boyunca %47.3’le isabet sağlayan West, faul çizgisinden ise %81.7’yle şut atıyordu. West aynı zamanda 36 yaşına gelene kadar hiçbir zaman tam zamanlı pivot oynamadı. Ancak bu onun modern basketbol için ideal bir uzun olduğu gerçeğini değiştirmiyor.