NBA’de Kalıcı Olmak, Lige Girmekten Daha Zor: Sam Dekker, Nik Stauskas ve Diğerlerinin Hikayesi

19/Şub/21 09:53 Şubat 19, 2021

admin69

19/Şub/21 09:53

Eurohoops.net

Basketbolcuların NBA seviyesine çıkabilmek için çok çalışmaları gerekiyor… Ancak bu seviyede kalıcı olabilmek çok daha zor…

By The Athletic, Çeviri: Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı The Ringer’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

2018-19 sezonunun başlangıcında herkes LeBron James’in Los Angeles Lakers’a katılmasını konuşuyordu. Ancak Nik Stauskas, ilk maçta spot ışıklarını çalmayı başardı. Portland Trail Blazers formasıyla ilk maçına çıkan Stauskas, 24 sayılık performansıyla kariyer rekorunu egale ederken Blazers’ın Lakers karşısında galibiyete taşıyordu.

“NBA’de oynadığım favori maçlarımdan biriydi.” diyor Stauskas o maç hakkında. “Kendimi kanıtlamaya ve NBA’e ait olduğumu göstermeye çalışıyordum.”

Stauskas’ın NBA’e giden yolu pek de kolay olmamıştı. Sacramento Kings’in sahibi Vivek Ranadive’nin isteğiyle 2014 Draftının 8. sırasında seçilen Stauskas, çaylak sezonunda üç farklı koçla çalıştıktan sonra Philadelphia 76ers’a takas edilmişti. Sonraki 2 sezon boyunca Sixers’ta oynayan Stauskas daha sonra Brooklyn Nets’e takas dildi. Bir sonraki yaz döneminde yeni bir başlangıç arayan Stauskas, serbest kaldıktan sonra Blazers ile anlaşmaya varmıştı.

Bir süre boyunca kendisine Blazers rotasyonunda yer kazanan Stauskas, kenardan elerek anlamlı dakikalar oynuyordu. Ancak 2019 senesinin Şubat ayı geldiğinde bir hafta içerisinde 3 kez takas edilen Stauskas, sırasıyla Cavaliers, Rockets ve Pacers’a takas edildi. Son olarak Pacers, Stauskas’ı serbest bıraktıktan sonra Stauskas Cavaliers ile anlaştı ve sezonu da orada bitirdi.

“Portland’da yaptığım başlangıçtan sonra sonunda yuvamı buldum gibi hissediyordum.” diyor Stauskas. “Takas benim için çok kafa karıştırıcı oldu çünkü böyle bir şey beklemiyordum. Bu beni gerçekten çok zorladı ve tekrar başladığım noktaya döndüm. Tekrar kendimi kanıtlamak için mücadele etmem gerekiyordu.”

LeBron’un karşısında parladıktan 6 ay sonra Stauskas ligin dışında kalmıştı. İspanya’da geçirdiği kısa dönemin ardından yaşadığı diz sakatlığı sebebiyle bir de ameliyat geçiren oyuncu, şu anda farklı bir defter açmış durumda. Raptors 905’in oyuncusu olarak G-League’de mücadele eden Stauskas, Orlando’daki G-League Fanusunda mücadele ediyor.

Yakın geçmişte yeni bir fırsat arayan tek 1. tur seçimi de Stauskas değil. Büyük beklentilerle seçilen birçok oyuncu, geride bıraktığımız dönemde ya ligin dışında kaldı ya da G-League veya Avrupa’da kariyerlerine devam ediyorlar. NBA’e dönebilmek için ellerinden gelen her şeyi yapan isimler, NBA’e girmelerini sağlayan yöntemlerini bile değiştirmeye çalışıyorlar.

Westchester Knicks v Fort Wayne Mad Ants

Geçen sene Milwaukee Bucks, NBA şampiyonluğu için mücadele ederken Justin Patton evinin garaj yolundaki potada şut atıyordu.

Geçen senenin Mart ayında Covid-19 salgını sebebiyle basketboldan mecburi olarak uzak kalan Patton, Bucks’ın G-League takımı olan Wisconsin Herd’de 7 maça çıktı. Salgın sebebiyle NBA sezona ara verdiğinde G-League sezonunun kalan kısmı da iptal edilmişti. Patton, bu dönemde sadece kariyerinin bir kısmını heba etmek zorunda kalmadı antrenman yapabileceği tesislerin de uzağında kaldı.

“Büyük bir kaos vardı. Ritim bulabilmek ve düzenli olarak antrenman yapabileceğim bir yer arıyordum ama bunu aylarca başaramadım.” diyor Patton. “Bu benim olaylara daha profesyonel yaklaşmamı sağladı. Fazla kaynağım olmadığı için elimdeki imkanları sonuna kadar değerlendirmem gerekiyordu.” Oshkosh, Wisconsin’de karantinaya giren Patton, kısa bir süre sonra Minnesota’ya döndü ve antrenman yapıp fit kalabilmek için bir pota satın aldı.

Tıpkı Stuaskas gibi Patton’ın NBA yolculuğu da lineer bir çizgide ilerlememişti. Creighton’daki ilk senesinde önemli bir potansiyel vaat eden Patton, 2017 NBA Draftı’nın 16. sırasında seçilmişti. Ancak bacağından yaşadığı sakatlık sebebiyle çaylak sezonunun büyük kısmını kaçıran Patton, iyileştikten sonra öbür bacağından da sakatlandı. Bunun üzerine de arka arkaya takas edildi.

Draft, takımlar için her zaman bir kumar olmuştur. İlk 3 sıra dışında seçilen oyuncuların All-Star seçilme oranı %40’tan bile az. Ancak birinci turun üst sıralarından seçilen oyuncuların birkaç yıl içerisinde ligin dışında kalması da çok sık karşımıza çıkan bir durum değil. 1990 ve 2010 yılları arasında 8. sıradan seçilen oyuncular ortalama 10 yıllık NBA kariyerlerine sahip oldu. 16. sıradan seçilen oyuncular için ise bu ortalama 9 yıl. Patton ise 3 yıllık NBA kariyeri boyunca Timberwolves, Sixers ve Thunder kadrolarında yer aldı ve sadece 9 NBA maçında sahaya çıktı.

Patton, takım yönetimlerinin potansiyelini asla sorgulamadığını dile getiriyor. Takımların, onunla alakalı eleştirilerinde duyduğu şeylerin genellikle “hazırlık”, “gelişme” ve “olgunluk” olduğunu söylüyor. NBA’de oynadığı dönemde Taj Gibson ve Steven Adams gibi tecrübeli oyuncular, ona beslenme ve stretching gibi konularda yol gösterirken bir profesyonel gibi düşünmeyi de öğretmeye çalışmışlar. Ancak Patton, bunun her zaman işe yaradığını söyleyemiyor. Geriye dönüp baktığında Patton, antrenmanlarda şansını çok zorladığını ve soyunma odasında bazı gereksiz tartışmalara girdiğini itiraf ediyor. “Yaklaşık 3 ay öncesine kadar bana söylenen şeylerin tam olarak ne ifade ettiğini anlayamıyordum.” diyor Patton. “İlkokulda sahip olduğunuz öğretmenlere karşı nasıl hissediyorsanız öyle hissetmeye başladım. Eski takım arkadaşlarımı arayıp ‘Evet, haklıymışsınız.’ diyorum.”

Lakers’ın guardı Alex Caruso, 2016 Draftı’na katıldığında takımlar tarafından tercih edilmemişti. Daha önce G-League’de de oynayan oyuncu, yıldız olmayan oyuncuların kadrolarda yer alabilmek için öğrenmesi gereken dersleri “Hangi pozisyon için çalıştıklarını genellikle anlayamıyorlar. Bir şirkete CFO olmak için iş görüşmesine gidiyorlar ama o esnada aslında şirket tuvaletleri temizleyecek birisini arıyor.”

Profesyonel bir basketbolcu olarak birçok zorluk yaşayan Patton, henüz sadece 23 yaşında. 2.13 boyunda atletik bir pivot olan Patton’ın kulaç uzunluğu da hiç de az değil. Patton kendisini NBA’deki en iyi 10 pivottan birisi olarak görüyor. Geçen sene G-League’de maç başına 3.2 blok yapan Patton, Oklahoma City Blue ile oynadığı son maçta 45 sayı – 13 ribaunt – 9 asist – 6 blokluk inanılmaz bir performans göstermişti. Ancak Patton, NBA’e dönmek istiyorsa yolunun iyi savunma yapmak ve sonuna kadar mücadele etmekten geçtiğinin de farkında. Sonuçta NBA takımları G-League’deki oyuncuları kadrolarındaki zafiyetleri gidermek için takıma katıyorlar, hücumda sorumluluk vermek için değil.

Patton için Covid-19 salgınıyla birlikte gelen uzun sezon arası, kariyeri üzerine düşünmek ve aldığı eleştirileri değerlendirmek için önemli bir fırsat olmuş. Yaşadığı sakatlıkları azaltmak için çekirdek kuvveti ve kondisyonu üzerine çalışan Patton, evinin hemen önünde şut çalışırken de en temel detaylara tekrar dikkat etmeye başlamış. Daha sonra antrenörü South Dakota’da antrenman yapabileceği bir spor salonu bulduğunda da G-League Fanusunda oynamak için hazırlıklarına başlamış. Patton, bu dönemde oyununda yaptığı değişikliklerin parkede işini kolaylaştıracak ufak detaylara odaklanmak olduğunu söylüyor.

“İnsanlara her zaman G-League’in NBA’den daha zor olduğunu söylüyorum.” diyor Patton. “NBA’de kazanacağı para garanti olan ve mental olarak rahat olan oyuncular var. Ancak G-League’de kimsenin rahat olduğunu söyleyemezsiniz. Herkes kendini kanıtlamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bunu atlatabilmek için mental olarak kuvvetli olmanız gerekiyor.”

Danny Green, Jeremy Lin, Spencer Dinwiddie ve Seth Curry gibi oyuncular NBA’de kalıcı olmadan önce G-League’de zaman geçiren bazı oyuncular. Ancak bu başarı hikayeleri genellikle 2. tur seçimleri ya da draft edilmeyen oyuncularla alakalı. NBA Draftı’nın birinci turunda seçilen ve beklentiyle lige gelen oyuncular için genellikle böyle şeyler duymuyoruz.

“İlk seferinde başarılı olamayan oyuncular için bir ön yargı oluyor.” diyor Denver Nuggets’ın scouting direktörü Jim Clibanoff. “Bu oyuncuların bu adaptasyon sürecine nasıl cevap vereceği çok önemli. Sık sık açlık ve azimden bahsederiz. Bunlar sizin zorluklarla nasıl mücadele edeceğinizi belirleyen faktörler.”

Uluslar arası seviyede ilgi görmesine rağmen Patton, şu ana kadar Amerika dışında oynamayı hiç düşünmemiş. G-League’de kalmanın kendisini NBA’e taşımak konusunda daha başarılı olacağını düşünüyor. G-League’deki maaşların 2000’li yılların başına göre daha yüksek olması da bunda bir etken. Ancak Herd, Orlando’da oynanan G-League maçlarında yer almama kararı aldığı için Patton, G-League Draftı’na da katıldı. Westchester Knicks tarafından Draftın 9. sırasında seçilen Patton, “Ben hiçlikten geliyorum.” diyor. “Tekrar geriye dönmek umrumda değil. Elimden geldiğinde NBA’de oynayabilmek için savaşmak istiyorum. Bu yüzden buradayım.”

Sam Dekker’in rüyası da Krasnodar’da değil NBA’de oynamaktı. 4 yıl boyunca bu hayalini gerçeğe çeviren Dekker, 2019 yılında Lokomotiv Kuban ile anlaşarak Rusya’nın en iyi takımlarından birisine gitti.

Bu gelişmeyi hazmetmesi zor olarak nitelendire Dekker, yabancı bir ülkede yeni bir alfabeye ve yakınlarıyla arasında bulunan 9 saatlik farka adapte olmak zorundaydı. Basketbol oynayarak fena para kazanmıyordu ancak Dekker, kariyerinin gidişatını değiştirmek için bir şeyleri değiştirmek zorundaydı. Saha dışında da birçok zorlukla başa çıkmak zorundaydı.

“Biraz ürkütücü olduğunu kabul etmek gerekiyor. Utandığımı söyleyemem ama bazı şeyleri kabul etmek pek de kolay değil.” diyor Dekker. “Bir noktadan sonra kabullenip ‘Bu işin altından kalkmak lazım.’ diye düşünüyorsunuz. Daha zorlu yoldan giderek kendimi farklı bir arenada kanıtlamam gerekiyordu.”

NBA seviyesinde Dekker’ın oyunundaki en büyük eksiklik istikrarlı bir üç sayı tehdidine sahip olmamasıydı. Rockets, Clippers, Cavaliers ve Wizards formasını giydiği dönemde yayın arkasından %29’la şut atan Dekker, Rusya’daki ilk sezonunu takımının en skorer oyuncularından birisi olarak tamamlasa da üç sayı çizgisinin gerisinden hala %30 civarında şut atıyordu. Covid-19 salgını sebebiyle sezon kısa kesildikten sonra Amerika’ya dönen Dekker, menajeriyle birlikte Orlando Fanusunda NBA sezonunun son kısmında oynamak için bazı takımlarla görüştüğünü söylüyor. Ancak daha sonra lig yönetimi, kariyerlerine Amerika dışında devam eden oyuncuların maçlarda forma giyemeyeceğini açıkladı.

Turk Telekom v Limoges - FIBA Champions League

En büyük amacının NBA’e dönmek olduğunu dile getiren Dekker, bunu gerçekleştirebilmek için Avrupa’ya gitmeyi tercih etti. “Kendimi bir G-League oyuncusu olarak görmüyorum.” diyor Dekker. “G-League’deki oyunculara saygısızlık etmek istemiyorum. Ancak kendime yüksek seviyede uluslar arası bir rekabet ortamında meydan okumak istedim.”

Bu sezon Türk Telekom formasıyla ING Basketbol Süper Ligi’nde mücadele eden Dekker, üç sayı yüzdesini %48’e kadar çekmeyi başardı. Ancak Avrupa’da, üç sayı çizgisinin NBA’e kıyasla potaya 48 santimetre daha yakın olduğunu kabul etmek gerekiyor. “NBA’deki hangi takımın skoreri yok ki?” diyor Dekker. “Birçok takım köşe üçlüklerini atıp atamadığınıza ve 4 farklı pozisyonu savunma yeteneğinize bakıyor.”

Daha ufak bir rolü kabul etmek, daha önce Draftın üst sıralarından seçildikten sonra lig dışında kalan Ekpe Udoh’un NBA’e dönüş bileti olmuştu. 2010 Draftı’nın 6. sırasında Golden State Warriors tarafından seçilen Udoh, NBA’de 5 sezon boyunca 3 farklı takımın formasını terlettikten sonra 2015 yılında Fenerbahçe’ye transfer oldu. Fenerbahçe’de bir kahraman haline gelen Udoh, Luka Doncic isimli bir çocuktan 1 yıl önce EuroLeague Final Four MVP’si ödülünü kazanmayı bile başarmıştı. Uluslar arası düzeyde elde ettiği başarılar, Udoh’un 2 yıllık bir sözleşmeyle 2017 yılında Utah Jazz’e dönmesini sağladı.

Ancak NBA’e geri dönüş, herkese uygun bir senaryo olmayabilir. Daha kısıtlı rollerin yanı sıra NBA takımları oyunculara daha düşük maaşlar da teklif ediyor. Uluslar arası seviyede elit olarak kabul edilen oyuncular 6-7 haneli miktarlarda paralar kazanabiliyor. “Bence birinci tur seçimlerinin NBA’e dönmek için daha büyük bir şansı var ama onlar dışındaki herkesin şansı eşit.” diyor Sixers’ın basketbol operasyonları başkanı Daryl Morey. “Genellikle uluslar arası seviyede iyi oynuyorlar. Oradaki takımların bu tip oyunculara teklif ettikleri maaşlar da genellikle NBA takımlarının verdiği minimum kontratlardan daha yüksek oluyor. Finansal sebeplerle de oyuncular kariyerlerine Amerika dışında devam etmeyi tercih ediyor.”

Örnek olarak Shane Larkin’e bakabiliriz. 2013 Draftı’nın ilk 20 sırasından seçilen Larkin, Türkiye’de Anadolu Efes’te oynuyor ve şu anda Avrupa’nın en iyi oyuncularından bir tanesi. Geride bıraktığımız yaz döneminde Efes ile 2 yıl 7.7 milyon dolar değerinde bir kontrat imzalayan Larkin, onun tecrübesindeki bir oyuncunun NBA’de kazanacağı minimum maaşın 2 katından fazla para kazanıyor.

Amerika dışından tekrar NBA’e dönmek, sizin burada uzun süre kalıcı olacağını anlamına da gelmiyor. Udoh’un ikinci NBA macerası, çok da hayalini kurduğunuz şekilde sonuçlanmadı. Jazz’deki ilk sezonunda savunma ağırlıklı role sahip olan ve benchten takıma katkı yapan Udoh, ikinci sezonunda maç başına sadece 6 dakika süre aldı. 2019-20 sezonunda tekrar Amerika dışına çıkan Udoh, Çin Ligi’ndeki Beijing Ducks’ın formasını giydi.

Dünyanın farklı yerlerinde, G-League’de ya da çok daha kısıtlı bir rolle NBA’de yer almaları fark etmez. Birinci turdan seçilip beklentileri karşılayamayan neredeyse her oyuncunun bir noktada kariyerlerinin gidişatını değiştirmeleri gerekiyor. “Kim olduğunuzu ve neleri yapamadığınızı anlamanız gerekiyor.” diyor Dekker.

Stauskas ise durumu şöyle açıklıyor: “Olduğum yerden rahatsız değilim. NBA’e dönmek tabii ki en büyük amacım. Ancak mental anlamda bir iç huzura kavuştuğumu düşünüyorum. Eğer NBA’de bir daha oynamazsam bu hayatımın sonuna kadar bana huzursuzluk yaşatan bir şey olmayacaktır.”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!