NBA 2020-21: Sezon Ortası Ödülleri

06/Mar/21 09:42 Mart 6, 2021

admin69

06/Mar/21 09:42

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, NBA’de sezonun ilk yarısının ödüllerini dağıttı…

By Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

NBA’de 2020-21 sezonu Covid-19 salgını sebebiyle pek de alışık olmadığımız bir sezona şahitlik ediyoruz. Takımların ve oyuncuların içinde bulunduğu değişik şartlar, sezonun gidişatını fazlasıyla etkilemiş vaziyette.

Buna rağmen birçok yıldızdan, sezonun geride bıraktığımız kısmında çok özel performanslara şahit olduk. Joel Embiid, Nikola Jokic ve LeBron James’ten belki de son yıllarda gördüğümüz en çekişmeli MVP yarışına şahit olurken, Rudy Gobert’in savunmada yaptığı muhteşem etkinin de katkısıyla Utah Jazz, herkesin beklentilerini aşarak ligin tepesine kurulmuş vaziyette.

Sözü daha fazla uzatmadan sezonun ilk kısmında gösterdikleri performanslarla ödül yarışlarında öne çıkan isimleri sizler için derledik.

MVP: Joel Embiid, Philadelphia 76ers

Sezonun ilk kısmında özellikle Joel Embiid ve Nikola Jokic’in ön plana çıktığı bir MVP yarışı izliyoruz. Bu iki ismin yaptıkları, şu ana kadar takımlarının sezonlarının gidişatını belirleyen belki de en önemli faktör oldu.

Doğu Konferansı’nda liderliğini sürdüren Philadelphia 76ers’ın yıldızı Joel Embiid, takımının daha başarılı bir sezon geçirmesinin de etkisiyle şu anda MVP yarışında bir adım daha önde gözüküyor.

Şu ana kadar oynadığı maçlarda 30.2 sayı – 11.6 ribaunt – 3.3 asist – 1.4 blok – 1.2 top çalma istatistikleri yakalayan Embiid, kariyerinin net şekilde en olgun dönemini geçiriyor. Özellikle geçen sezon Sixers’ın pek de uyumlu bir kadroya sahip olmaması nedeniyle Embiid’in verimliliği de önemli bir ölçüde düşmüştü.

Sixers’ın rotasyonunun hala çok geniş olduğunu söyleyemeyiz fakat kadroda bulunan oyuncuların özellikle üç sayı çizgisinin gerisinden daha fazla tehdide sahip olması Embiid’e kendi oyununu oynayabilecek çok daha fazla alan sağlıyor. Sezon başından beri agresifliğini korumayı başaran ve  takımını taşımak için elinden gelen her şeyi yapan Embiid, şu ana kadar oynadığı 30 maçın 15’inde 30 sayı barajını geçmeyi başarırken 4 kez 40 sayıyı 1 kez de 50 sayıyı geçti.

MVP ödülünün diğer adayı olan Nikola Jokic’ten de kısa da olsa bahsetmek gerekiyor. Sezon başından beri oyununu bir seviye daha yukarıya taşıyan Jokic, özellikle Nuggets’ın pek de iyi geçirmediği ilk 1-2 aylık dönemde takımını adeta tek başına sırtladı. Şu anda 27.1 sayı – 11.0 ribaunt – 8.6 asist ve 1.6 top çalma ortalamaları yakalayan Jokic, Jamal Murray’nin de kötü performans gösterdiği sezonun ilk kısmında sadece takımının değil belki de ligin en iyi performans gösteren ismiydi.

Ancak Embiid’li Sixers’ın doğu konferansının 1. sırasında olması, yıldız pivotu MVP ödülü yarışında şu an için favori konumuna getiriyor.

Yılın Savunmacısı: Rudy Gobert, Utah Jazz

Yılın Savunmacısı ödülüyle alakalı son yıllardaki en büyük tartışmalardan bir tanesi dış savunmacılar ile çember savunmacılarının oyuna yaptıkları etki arasındaki fark. Hücumdan farklı olarak savunmada genellikle bireysel performanslar çok da önemli olmuyor. Çünkü savunma, takım halinde herkesin görevlerine ve rollerine uyması gereken bir konsept.

Bu yüzden bir dış oyuncunun yaptıkları, çember savunucusuna göre daha az etkili olabiliyor. Bu noktada da bu seneki ödülün en büyük adayları olarak görülen Rudy Gobert ve Ben Simmons arasındaki yarışta Fransız uzunun bir adım öne çıktığını belirtmek gerekiyor.

Gobert, çember altındaki yıldırıcı etkisinin yanı sıra yardım savunmasında yaptıklarıyla takım arkadaşlarının da savunmada daha iyi performans göstermesini sağlıyor. Gobert’in oyununda bazı zafiyetler yok mu? Tabii ki var. Fransız uzunun ayaklarının çok da hızlı olmaması, Embiid – Davis gibi daha fizikli ve hareketli uzunlar karşısında zorlandığı ortada. Ancak şu anda lig lideri olan Utah Jazz’in bu noktada olmasının en büyük sebeplerinden birisi ligin en verimli dördüncü savunmasına sahip olmaları. Bu savunma sisteminde de her şey Gobert’in etrafına kurulmuş vaziyette.

Gobert’in sahada olduğu anlarda Jazz takımı, rakiplerine 100 pozisyon başına 6.5 sayı daha az şans tanıyor. Bu da Gobert’in Utah ekibi için ne kadar değerli bir parça olduğunu çok daha net şekilde gözler önüne seriyor. Gobert, şu ana kadar oynadığı maçlarda yakaladığı 13.1 ribaunt ve 2.7 blok ortalamaları da onun değerini belli eden bir diğer faktör.

Ödülün diğer büyük adayı olarak görülen Ben Simmons hakkında da birkaç şey söylemek gerekiyor. Simmons’ın sahadaki neredeyse her pozisyonu savunabiliyor olması, Sixers’ın savunmasına çok önemli bir derinlik katıyor. Genellikle Sixers’ın karşılaştığı takımların en iyi dış skorerini savunma görevini üstlenen Simmons, switch savunmasında da fark yaratabilen bir isim. Sezonun ilk kısmında Sixers’ın oynadığı maçlarda Simmons’ın Damian Lillard, Luka Doncic, Devin Booker, Donovan Mitchell ve LeBron James gibi oyuncularla eşleştiğini sık sık gördük. Genellikle bu oyuncuları savunma konusunda başarılı bir iş çıkaran Simmons, ligin en iyi dış savunmacısı unvanını ele geçirmiş gibi gözüküyor.

Yılın Altıncı Adamı: Jordan Clarkson, Utah Jazz

Why Jordan Clarkson stayed with Jazz over 'glamour markets'

Bu ödülün genellikle kenardan gelerek bolca skor üreten oyunculara gittiği NBA’in yazılı olmayan kurallardan birisi haline gelmiş durumda. Sezonun geride bıraktığımız kısmında da bu cümlenin karşılığını en iyi şekilde veren kişi tartışmasız Jordan Clarkson.

Yaz döneminde Utah ile 4 yıl 51.5 milyon dolar değerinde bir kontrat imzalayan Clarkson, şu ana kadar gösterdiği performansla aldığı paranın hakkını hatta ve hatta çok daha fazlasını Jazz’e vermiş durumda.

Şu anda NBA’in en iyi dereceye sahip takımının bench lideri olan Jordan Clarkson, lig genelinde kenardan gelen oyuncular arasında bu sezon en iyi performans gösteren isim. Jazz’in şu ana kadar yakaladığı başarıda tabii ki esas mimarların Donovan Mitchell ve Rudy Gobert olduğunu söylemek gerekiyor. Ancak Clarkson’ın muhteşem skor katkısı olmasaydı Jazz’in şu anda bulunduğu konum çok daha farklı olurdu.

Şu ana kadar oynadığı maçlarda 18.1 sayı – 3.9 ribaunt – 2.2 asist ortalamaları yakalayan Clarkson, şu ana kadar oynadığı 36 maçta sadece 1 kez tek haneli skor üretimi sağladı. Skorer oyuncu, bu karşılaşmalarda 1 kez 30 sayı barajını geçerken 1 kez de 40 sayıyı geçmeyi başardı. Eğer sezonun geri kalan kısmında Clarkson şanssız bir sakatlık veya çok çok ciddi bir form düşüklüğü yaşamazsa Yılın Altıncı Adamı ödülünün rahatlıkla sahibi olacak gibi gözüküyor.