By Arma Kaynar / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
NBA’de hareketli bir takas dönemini geride bıraktık. Sezon başında Houston Rockets‘ın James Harden’ı Brooklyn Nets‘e göndermesiyle başlayan takas hareketliliği, takas döneminin son gününde zirveye çıktı.
Orlando Magic, takas döneminin son gününde sahip olduğu çekirdeği neredeyse tamamen dağıtarak yeni bir sayfa açarken; Denver Nuggets‘ın başını çektiği Miami Heat, Philadelphia 76ers, Portland Trail Blazers, Boston Celtics, Los Angeles Clippers gibi playoff takımları da kadrolarını güçlendirmek amacıyla değişikliğe gittiler.
Takas döneminin son gününde olan takaslar kadar gerçekleşmeyen bazı senaryolar da gündemi meşgul etti. Toronto Raptors‘ın tecrübeli yıldızı Kyle Lowry’yi takas edeceği söylentilerini; Sixers, Heat, Lakers ve Clippers‘ın 35 yaşındaki oyuncuyla ilgilendiği haberleri takip etti. Ancak sene sonunda 30.5 milyon dolar değerindeki kontratı sona erecek olan Lowry, günü Raptors kadrosunda tamamladı.
Lafı daha fazla uzatmadan, takas döneminin kazananları ve kaybedenlerini huzurlarınıza taşıyoruz:
Kazananlar
Denver Nuggets
Geçen sezonu Batı Konferansı Finallerinde Los Angeles Lakers‘a kaybederek noktalayan Denver Nuggets, yaz döneminde rotasyonundaki Jerami Grant ve Mason Plumlee gibi 2 önemli ismi kaybetmişti. Bu da Nuggets‘ın özellikle benchinin fiziksel olarak önemli ölçüde geri adım atmasına sebep olmuştu. Denver temsilcisi bu iki ismi kaybetmenin götürüsüyle sezona pek de istediği gibi bir başlangıç yapamadı.
Rotasyonunu güçlendirmek için ilk adımını Cleveland Cavaliers‘tan JaVale McGee’yi Isaiah Hartenstein ve 2. tur draft hakkı karşılığında kadrosuna katarak atan Nuggets, bu sezon MVP yarışının en ciddi adaylarından birisi olan Nikola Jokic’in yanına iyi bir çember savunmacı eklemeyi başarmış oldu. Bu sezon Cavaliers‘ta genellikle yedek pivot rolünü üstlenen McGee, yıllardır bildiğimiz gibi iyi bir çember savunucu ve hücum tarafında pick and rollerden sonra hem alley-oop’larda hem de çember etrafında etkili olabiliyor. McGee’nin son 4 NBA finalinin 3’ünde oynadığı ve 2 kez de şampiyonluk sevinci yaşadığı düşünülünce, tecrübe anlamında da bu eklemenin Nuggets adına olumlu olduğunu söyleyebiliriz.
Nuggets’ın bu sezonki kaderini değiştirmeye en büyük aday olan hamle ise takas döneminin son saatlerinde geldi. Orlando Magic‘ten takasını isteyen Aaron Gordon’ı Gary Harris, RJ Hampton ve korumalı 1. tur draft hakkı karşılığında kadrosuna katan Nuggets, geçen sezonki takımın başarısında kritik rol oynayan Grant’in rolünü karbon kopyasıyla olmasa da doldurmuş gibi gözüküyor.
Gordon, elit seviyede bir savunmacı olmasa da atletizmi sayesinde Nuggets’ın savunmadaki çeşitliliğini arttıracaktır. Hızlı ayakları sayesinde kısa oyuncuları da savunabilen Gordon, fiziği sayesinde Nuggets’ın Batı Konferansı’nda karşılaşacağı Kawhi Leonard, LeBron James gibi oyunculara karşı da savunma yapabilecek bir isim.
Bu sezon oynadığı maçlarda 14.6 sayı – 6.6 ribaunt ortalamaları yakalayan Gordon, üç sayı çizgisinin gerisinden %37.5 ile kariyerinin en iyi isabet oranını yakalamış vaziyette.
Denver Nuggets’ın geçen sezon konferansı finali oynadıktan sonra bu sezon başında yarattığı hayal kırıklığı, kadrodaki zayıflamanın gözle görülür bir sonucuydu. Takas döneminin son gününde hem McGee hem de Gordon’ı kadrosuna katan Nuggets, eksiklerini gidermiş gözüküyor. Hala takı potansiyeli olarak baktığımızda Denver’ı Lakers ya da Clippers‘ın yanına yazmak doğru olmaz. Ancak MVP sezonu geçiren Jokic’in artık daha fazla yardım alacağı ve Denver’ın playofflar için 1 hafta öncesinden daha iddialı olduğu da ortada.
Chicago Bulls
Takas döneminin son gününün en hareketli takımlarından birisi şaşırtıcı şekilde Chicago Bulls‘tu. 19-24’lük derecesiyle şu anda Doğu Konferansı’nın 10. sırasında bulunan Chicago Bulls, Zach LaVine’in önderliğinde öyle ya da böyle play-in yarışında bir aktör olacaktı. Ancak takas döneminin son gününde kadrosuna Nikola Vucevic, Daniel Theis ve Troy Brown’ı kadrosuna katan Bulls, playofflar için çok daha ciddi bir aday haline geldi.
Bu hamleler içerisinde tabii ki Nikola Vucevic’e ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Bu sezon oynadığı maçlarda 25 sayı – 12 ribaunt – 4 asist ortalamaları yakalayıp üç sayı çizgisinin gerisinden %40.6 ile üçlük atan Vucevic, kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor ve bunun karşılığını da kariyerinde ikinci kez All-Star seçilerek aldı. Hem dirseklerden hem de alçak posttan önemli bir skor tehdidi bulunan ve takım arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilen Vucevic, Bulls’un hücumuna çok önemli bir derinlik katacak. Vucevic’in hücumda alacağı sorumluluk, Zach LaVine’in üzerindeki yükü de önemli ölçüde azaltacaktır.
Bulls’un yaptığı diğer hamlelerle rotasyonunu da güçlendirdiğini belirtmek gerekiyor. Boston Celtics‘ten Daniel Theis’ı Wizards ile yaptığı diğer takasta kadrosuna kattığı Mo Wagner karşılığında alan Bulls, pota altı rotasyonuna önemli bir ribauntçu ve savunmacı katmayı başardı. Celtics‘te geçirdiği dönemde fiziksel dezavantajlarına rağmen takımın en önemli uzun savunmacısı haline gelen Theis, sahip olduğu dış şut tehdidiyle de belirli bir ölçüde hücumda alan açmayı başaracaktır.
Bulls’un kadrosuna yaptığı bir diğer önemli ekleme de Washington Wizards‘tan Troy Brown Jr. oldu. Önemli bir savunmacı olan Brown, Bulls’un savunmasına önemli bir ekleme olacaktır. Takasın son gününü kadrosuna bir All-Star ekleyerek kapatan Bulls’un en net kazananlardan birisi olduğu ortada.