2020-21 NBA: Brooklyn Nets’in Zamanı Azalıyor (16. Hafta Panoraması)

12/Nis/21 09:24 Nisan 12, 2021

admin69

12/Nis/21 09:24

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, NBA’de geride kalan haftanın öne çıkan olaylarını huzurlarınıza taşıyor…

By Arma Kaynar / info@eurohoops.net

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

NBA’de sezonun son kısmını girerken takımların playoff pozisyonu için verdiği yarış iyice kızışıyor. Geride bıraktığımız haftada Utah Jazz‘den Donovan Mitchell ve Boston Celtics‘ten Jayson Tatum, gösterdikleri bireysel performanslarla ön plana çıkarken New Orleans Pelicans‘ın yıldızı Zion Williamson, oyun kurucu rolünü de üstlenerek önümüzdeki yıllarda ligi domine edebilecek oyunundan kısa bir kesit sundu. Geride bıraktığımız haftada basketbolseverler, birbirinden güzel smaçlara da tanıklık etti.

Sezonun son kısmı ve playofflar yaklaşırken sezonun kalan bölümünün en büyük hikayelerinden birisi de Brooklyn Nets ve takım kimyasını yakalayıp yakalamayacakları olacak. Sezonun bitimine sadece 19 maç kala Nets‘in büyük üçlüsü, birlikte sadece 7 maçta boy gösterebildi ve önümüzdeki dönemde James Harden’ın birkaç maç daha kaçırması söz konusu.

Lafı daha fazla uzatmadan NBA’de geride kalan haftanın ön plana çıkan olaylarını mercek altına almaya başlıyoruz:

Öne Çıkan Bireysel Performanslar

Donovan Mitchell

NBA’de bu sezonun en güzel hikayelerinden birisi şüphesiz ki ligin en iyi derecesine sahip olan Utah Jazz. Sene boyunca takım halinde çok iyi bir top oynayan Jazz‘in saha içindeki lideri Donovan Mitchell da sene başından beri gösterdiği performansla göz dolduruyor.

Yıldız oyuncu, geride bıraktığımız haftada oynadığı karşılaşmalarda ise oyununun üzerine bir seviye daha koyarak vitesi iyice arttırdı. Sezon boyunca 26.3 sayı – 4.5 ribaunt – 5.3 asist ortalamaları yakalayan Mitchell, geride bıraktığımız hafta boyunca takımının oynadığı 3 karşılaşmada 40.0 sayı – 5.3 ribaunt – 3.7 asistlik bir performans sergiledi.

Jazz, bu 3 karşılaşmada 2 galibiyet 1 mağlubiyet alarak Batı Konferansı’ndaki 2.5 maçlık avantajını korumaya devam ediyor. Jazz’ın bu sezonki esas sınavını playofflarda vereceği de düşünülünce, sezonun geri kalan kısmında Utah ekibi yıldızı Mitchell’ın bu tarz performanslarına çok daha fazla ihtiyaç duyacaktır.

Jayson Tatum

Utah Jazz’in aksine Boston Celtics, bu sezonun en büyük hayal kırıklıklarından bir tanesi. Geride bıraktığımız haftalarda %50 galibiyet yüzdesinin civarında çırpınıp duran Celtics, arka arkaya aldığı 3 galibiyetle derecesini 28-26’ya taşısa da Doğu Konferansı’ndaki playoff pozisyonu yarışında hala istediği noktaya gelebilmiş değil.

Şu anda 7. sırada bulunan ve 4. sıradaki Charlotte Hornets ile arasında 1 maçlık fark bulunan Celtics’te bu yüzden geçen hafta oynanan 3 karşılaşmada alınan galibiyetler hayati önem taşıyordu. Bu galibiyetlerde de öne çıkan isim bu sezon özellikle Covid-19 hastalığını geçirdikten sonra dönem dönem inişli çıkışlı performanslar sergileyen Jayson Tatum oldu.

Celtics’in bu hafta oynadığı 3 karşılaşmada ortalama 35.3 sayı ortalama yakalayan Tatum’ın en etkileyici performansı ise Boston ekibinin Minnesota Timberwolves‘u uzatmalarda yendiği mücadelede geldi. 25 şut kullanarak 53 sayı – 10 ribaunt üreten Tatum, Celtics tarihinde Larry Bird’den beri 50 sayı – 10 ribaunt barajlarını aşan ilk oyuncu oldu.

Brooklyn Nets’in Kimya Sorunları

Kevin Durant’ten 13 Şubat tarihinden beri yararlanamayan Brooklyn Nets, geride bıraktığımız hafta içerisinde yıldız oyuncusuna kavuştu. Ancak şu anda da hamstring sakatlığı yaşayan James Harden’dan mahrum vaziyetteler. Bütün takım sağlıklı olduğunda sadece günümüzün değil NBA tarihinin en yetenekli kadrolarından birisine sahip olan Nets‘te süperyıldızlar Kevin Durant, Kyrie Irving ve James Harden, bu sezon birlikte sadece 7 karşılaşmada oynayabildi. Bu da Brooklyn’in playofflarda yaşayabileceği kimya sorunları hakkında ister istemez bir şüphe uyandırıyor.

Şu anda 36-17’lik derecesiyle Doğu Konferansı’nın zirvesini Philadelphia 76ers ile paylaşan Nets’in normal sezonun kalan kısmında oynayacağı 19 mücadele kaldı. Bu karşılaşmaların en az 3-4 tanesini daha Harden’ın yaşadığı sakatlık sebebiyle kaçırması bekleniyor. Brooklyn ekibi, playofflar başlayana kadar tam anlamıyla sağlığına kavuşsa bile saha içerisindeki alışkanlıklarını oturtmak için yeterli zamana sahip olacak mı bu büyük bir bilinmez.

Brooklyn, yıldız oyuncularının yaşadığı sakatlıklara rağmen oynadığı son 25 maçın 18’ini kazanmayı başardı. Fakat normal sezon ile playoff atmosferinin birbirinden çok başka olduğunu belirtmek gerekiyor. Normal sezonda kadronuzdaki yetenekli oyuncuların bireysel performanslarıyla maç kazanabiliyorsunuz. Ancak playoff gibi işlerin çok daha sertleştiği, her pozisyonun değerinin arttığı ve rakiplerin sizin güçlü yanlarınıza karşı önlemler aldığı bir ortamda takım halinde bazı alışkanlıklara sahip olmak çok daha büyük bir önem taşıyor.

Bunun benzeri bir örneği görmek için çok da geriye gitmeye gerek yok. Geçen sezon başında bir araya gelen ve ligin en komple kadrolarından birisine sahip olduğu düşünülen Los Angeles Clippers, sezon boyunca sakatlıklar sebebiyle bir türlü tam kadro oynamaya alışamamış ve bunun bedelini playofflarda Denver Nuggets karşısında 3-1 öne geçtikten sonra elenerek ağır ödemişti.

Tabii ki Nets’in çok yetenekli bir kadroya sahip olduğunu kabul etmek gerekiyor. Harden, Irving, Durant, LaMarcus Aldridge ve Blake Griffin gibi oyuncuların bulunduğu bir kadronun şartlar ne olursa olsun şampiyonluk kazanması kimseyi şaşırtmaz. Ancak tarihin, şu ana kadar beraber oynama alışkanlıklarını geliştirmek konusunda yeteri seviyede deneyime sahip olmayan Nets’in tarafında olmadığını da kabul etmek gerekiyor.

Oyun Kurucu Zion Williamson

Sezon boyunca New Orleans Pelicans‘ta Zion Williamson’ın dönem dönem oyun kurucu rolünü üstlendiğini görmüştük. Geride bıraktığımız dönemde Lonzo Ball’un yaşadığı sakatlığın ardından Pelicans‘ın oynadığı Philadelphia 76ers maçında Zion, ilk kez bir maçın tamamını oyun kurucu görevini üstlenerek oynadı.

Takımının 101-94 kazandığı maçta Zion, 37 sayı – 15 ribaunt – 8 asistlik göz kamaştırıcı bir performans sergileyerek bu rolün hakkını sonuna kadar verdi. Yıldız oyuncu, bu performansıyla geleceğe dair umutları da yeşertmiş oldu.

Zion fiziksel özellikleriyle NBA tarihinde eşi benzerine rastlanmamış bir oyuncu. Bundan birkaç yıl önce onun fiziğinde bir oyuncunun NBA seviyesinde oyun kurucu rolünü üstlenerek böyle bir performans sergileyeceği söylense buna kimse inanmazdı. Fakat gün geçtikçe rakip savunmaların uyguladığı stratejileri okuma konusunda tecrübe kazanan Zion, doğru kararı verme ve boş takım arkadaşlarını bulma konusunda da hiç hafife alınmaması gereken bir iş başardı.

Tüm bunlara ek olarak Zion, bu sezon boyalı alanda da inanılmaz bir verimlilikle hakimiyet kurmayı başarmış vaziyette. Bu sezon oynadığı 8 maçta 30 sayının üzerine çıkmayı başaran yıldız oyuncu, bu karşılaşmaların hiçbirinde boyalı alanın dışından isabet kaydetmedi. Ligin geri kalanında ise bu şekilde 30 sayı üzerine çıkılan bütün performansları topladığınızda Zion’ın 8 maçlık performansına yaklaşan olmuyor. Bu listede Zion’ın hemen arkasından toplam 2 maç ile Pascal Siakam bulunuyor.

Fiziksel kapasitesi ve yetenek anlamında Zion’ın NBA tarihinde çok ender görülen bir yetenek olduğu zaten biliniyordu. Yıldız oyuncu, sağlıklı kalmayı başarır ve bu yeteneklerinin arasında takım arkadaşlarına pozisyon yaratabilmeyi de katarsa önümüzdeki yıllar boyunca NBA savunmacılarının başı çok ağrıyacak gibi gözüküyor.