By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague Playoffları’nın dışında kalan takım ve oyuncuların orada yer alabilmesi hep seyircilerin öncelikli dilekleri arasında yer alır.
Biz bunu mümkün kılacağımız bir yazıyı bugün huzurlarınıza taşıyoruz. Nasıl mı? Playoff draftıyla! EuroLeague’de playoff için kalan son 8 takımın, playoff dışındaki sekiz takımdan ihtiyaçlarını nasıl gidereceğini düşündük.
Eurohoops Fırın, playofflara doğru adım adım ilerlerken playoff draftını huzurlarınıza taşıyor.
Barcelona: –
Lider Barcelona’yı pas geçerek başlamak istiyorum. Çünkü gerçekten ihtiyaç duydukları bir oyuncu profili bulmak çok zor ve artık onların kadrosuna bir ekleme daha yapılırsa bu iş haksız rekabetin bile üstüne çıkacak. Böyle bir şey istemeyiz.
Playoff draftıyla kusursuzu kovalıyorsak bu rekabetin de kusursuz olanı olmalıdır. O yüzden Barcelona’yı diğer takımların seviyesine biraz daha yaklaştıracak şekilde takviyesiz bırakma kararıyla yola devam ediyoruz.
Nick Calathes; Cory Higgins, Alex Abrines, Adam Hanga, Nikola Mirotic, Pau Gasol, Brandon Davies, Pierre Oriola, Leo Westermann ve Kyle Kuric gibi isimlerin yanı sıra Rolands Smits’ten aldıkları katkıyla da derinlik olarak muazzam bir takım haline geldiler.
Gasol eklemesi bile onlar adına fazlaydı ki, ekstra bir oyuncu daha kadroya katmak onların kimyasını da bu dönemde olumsuz etkileyebilir.
Calathes – Higgins eksenli bir takım olmaktan çok daha uzunlar ve forvetler bazlı şablonda ilerleyen Sarunas Jasikevicius’un playofflarda kısalarına da çok büyük ihtiyaç duyacağı kesin. Eğer bir takas yapabiliyor olsaydık mutlaka Calathes’i bir takasa sokardık ancak elimizdeki şartlar bunlar.
CSKA Moskova: Nemanja Nedovic
Bildiğiniz üzere Dimitris Itoudis’in yönettiği Rus devi CSKA Moskova’da Mike James kadro dışı ve bu bölgede bir ihtiyaç hasıl oldu.
Son zamanlarda James’in playofflarda kadroya geri döneceği yönünde bazı söylentiler var. Ancak bu hayali dünyamızda James’i playofflarda kadro dışı düşünürsek diri bir Nemanja Nedovic eklemesi çok da mantığa aykırı durmamakla birlikte CSKA‘yı uçurabilecek bir takviye gibi.
Sırp guard bu sezon Panathinaikos formasıyla kendisinden beklenenin bile çok üstünde bir performans sergilerken skorunu konuşturduğu onlarca maçla dev kulüplerin radarına tekrardan girdi. Panathinaikos da bir dev elbette ama uyuyan bir dev.
Onu hak ettiği yere bu sezonun playofflarından kavuşturabiliriz. Nedovic – Will Clyburn – Toko Shengelia eksenli bir CSKA Moskova hücumu izlemesi çok keyifli olabilirdi. Elbette bu durum Fenerbahçe‘ye eşleşme sıkıntısı yaratacak ancak onlar için de sağlam bir seçimimiz oldu.
Nedovic bu sezon 25 maçta 16.0 sayı – 3.7 asist ortalamalarıyla PAO seviyesi için rüşdünü ispat etti. Bundan sonrası EuroLeague’in dev ekollerinden CSKA Moskova seviyesinde de aynı istikrarı göstermesi…
Anadolu Efes: Nikola Kalinic
Kağıt üstünde bakınca Anadolu Efes hiçbir şeye ihtiyaç duymuyor gibi gözükse de onları da kusursuza yaklaştıracak bir hamle biliyorum.
Daha önce bu sezonki “Make EuroLeague Great Again!” yazımızda Efes‘e Clyburn önerisi getirmiştik ancak o playofflarda boy gösterecek.
O yüzden daha tanıdık ve formunun zirvesinde bir oyuncuyla yoluna devam etmesinin Efes adına çok daha uygun olacağını düşündüm: Eski Fenerbahçeli Nikola Kalinic!
5 sezon boyunca sarı-lacivertli formayı terleten Sırp forvet, Efes‘in ihtiyaçlarına her noktada cevap verebilecek bir oyuncu. Birden beşe savunma yapabilen, hücumda açık alan kovalayıp topsuz oyunda etkili olabilen, ceza atışlarında yüzdeli olma potansiyeline sahip bir Kalinic, Ergin Ataman basketbolunda kendini daha da bulabilir.
Bu sezon kendisini Fenerbahçe‘de gördüğümüzden epey farklı bir noktaya taşıyan Nikola Mart Ayının En Değerli Oyuncusu Ödülü’ne layık görülmüştü.
Vasilije Micic – Shane Larkin – Nikola Kalinic – Adrien Moerman – Sertaç Şanlı şeklinde bir beşli üzerine kenardan Bryant Dunston, Rodrigue Beaubois, Krunoslav Simon, Chris Singleton gibi eklemeler…
Kim tutardı ki bu Efes’i?
Olimpia Milano: Achille Polonara
Achille Polonara’nın artık bu sezon kendisini ispat etme bakımından yapması gereken bir şey kalmadı. Yine de onu bilhassa playofflarda, Final Four’da görmeyi çok isterdik. Takımı da bunu fazlasıyla hak etti zaten.
Polonara’yı atabileceğimiz en uygun yer olarak Olimpia Milano‘yu gördük ve onlar da bu duruma çok sevindi. Milano‘nun seçimi İtalyan forvet Polonara!
Herhalde gerçekte de böyle bir şeyin yaşanmasını çok isterlerdi. Ettore Messina’ya playofflar öncesinde bir ekleme yapması üzerine sormak isterdim, kimi istiyor diye.
Topsuz oyunda sezgileri çok yüksek olan ve alanı çok iyi kullanan bir oyuncu olarak Achille dış şut katkısıyla ve hücumdaki bilimum artılarıyla çok değerli bir oyuncu haline geldi. Hem de 30 yaşından sonra.
Savunmada üzerine gidildiği zaman özellikle post-up’ta sıkıntı yaşatabileceğiniz bir oyuncu fakat Milano’nun böyle bir isme kesinlikle ihtiyacı var.
O bölgede Zach LeDay’i kullandıkları çok oluyor. Böyle bir şeye son verip sürelerin de daha dikkatli dağıtıldığı bir ekip oluşturabilmek için Polonara eklemesi şart. Ayrıca Olimpia Milano playofflar için çok ümit beslediğimiz bir takım değil ve bence 4. sırada olmayı hak ettikleri de söylenemez. Onları diriltecek bir oyuncu varsa o da Baskonia‘nın yıldızıdır.
Bayern Münih: Alec Peters
Bu yazıda biraz Baskonia‘nın oyuncularını herkese dağıtıyormuş gibi olduk fakat gerçekten playoff dışında kalan en kaliteli kadro da Bask ekibinin kadrosu.
Bayern Münih iste bu yıl playoff yaparak onlardan rol çalan takım konumunda. Hiç de öyle şaşalı, sezon başında herkese umut vaat eden bir takım görüntüsünde değilken ekstralar ekstrası bir durum söz konusu oldu.
Jalen Reynolds’ın hiç beklenmeyen yükselişi, aynı şekilde Wade Baldwin’in de yine Olympiacos döneminden sonra hiç ümit edilmeyen bir oyuncu oluşuyla Bayern yüzleşmeyi tercih etmedi. Andrea Trinchieri her şeye rağmen ligin en iyi basketbol oynayan takımlarından birisini yarattı yine.
Bu takımın ihtiyaç duyabileceği oyunculara bakınca şutör bir 4 numara ihtiyacı çok net gözüküyor ve yeniden Baskonia‘nın kapısını çalıyoruz. Bu sefer yine bir 4 numara için, Alec Peters için.
Daha önce CSKA ve Efes formalarını da terleten Peters’ın en iyi performans gösterdiği lokasyonun Dusko Ivanovic’in takımı olduğu ortada. Bu yıl gerçekten yükseliş gösteren oyuncular arasında.
Reynolds – Peters tandemi üzerine Vladimir Lucic, Paul Zipser, Nick Weiler-Babb, Wade Baldwin ve Zan Mark Sisko gibi isimleri izlemek çok ilginç bir deneyim olarak görülebilir. Öyle de zaten ancak başarılı olabilecekleri bir ortam var.
Real Madrid: Howard Sant-Roos
Real Madrid‘in güncel ihtiyaçları saymakla bitecek şeyler değil. Oyun kurucusundan 3-4 numarasına kadar resmen yeniden dizilecek bir kadro, yeni bir yapılanmaya ihtiyacı var Real’in. Daha genç bir yapılanma…
Ancak playofflar öncesinde yaşanan çok talihsiz ve kalp kırıcı bir şey oldu. Gabriel Deck durduk yere NBA ekiplerinden Oklahoma City Thunder‘ın yolunu tuttu. Playofflar öncesinde hiç yapılacak bir hareket değildi ancak Real’in merhemi de yine Eurohoops Fırın’da.
Madem kanat savunmasında, birden beşe savunmada böyle bir ihtiyaçları hasıl oldu; biz de üzerimize düşeni yapalım. Panathinaikos‘tan Küba’nın aslanı Howard Sant-Roos’u Real Madrid kadrosuna ekledik gitti.
Belki çok güçlü bir dış şut silahı yahut toplu oyuncu değil ancak savunmada çok iş çözer ve atletizmine güven duyuyoruz. Kalinic – Sant-Roos gibi bir takası Efes‘le yapmayı da tercih etmedik çünkü zaten Walter Tavares gibi bir haksız rekabetin yanında çok güçlü bir ekip olmalarına mahal bırakamayız.
Sant-Roos bir hayal ve hayal dünyasını bir kenara bırakacak olursak Pablo Laso’nun takımı bu yıl çok fazla talihsizlik yaşadı ancak playoff dönemine biraz daha toparlamış ve potansiyelini yakalamaya hazır şekilde giriyor. Sergio Llull’ün dönüşü de onlar adına kritik işlerden birisi oldu.
Fenerbahçe Beko: Pierria Henry
Fenerbahçe Beko’yla ilgili bir ihtiyaçlar tablosu yapılmaya uğraşıldığı zaman hiç düşünmeden bir oyun kurucu ihtiyacından bahsediyoruz. Bunun ille de savunmacı bir oyun kurucu olmasına gerek yok ancak olsa daha iyi de olur.
Bu bakımdan yine, yeniden Baskonia‘nın kapısını çalıyoruz ve onlardan Pierria Henry’yi hemen kapıyoruz. Ardından Fenerbahçe kadrosuna yerleştiriyoruz.
N’oldu? Pierria Henry – Nando De Colo – Dyshawn Pierre – Danilo Barthel – Jan Vesely oldu. Rotasyon ayarlama işi bizim işimiz değil ancak Marko Guduric, Kyle O’Quinn, Edgaras Ulanovas, Jarell Eddie ve Lorenzo Brown gibi oyuncuları kadroya dahil edecek çok fazla kombinasyon elbette düşünülür.
Henry’yi istedim çünkü Nando ve Marko’nun birincil top yönlendiricileri ve skor opsiyonları olduğu bir takımda sırtlarına çok fazla oyun kurucu yükü biniyor. Bir kere bunu omuzlarından indirmek lazım. Bu Brown’ın yapabildiği bir şey değil. Her zaman daha yanlış tercihlerle yarı saha oyununda öne çıkıyor.
Pierria ise daha üsturuplu tercihlerle daha enerjik bir oyuncu olarak agresifliğini konuşturmalı ve sıradışı asist istatistikleriyle de tüm takımı coşturmalı. Toplu savunmada da çok büyük iş yapacağını zaten biliyor ve görüyoruz diye düşünüyorum.
Zenit St. Petersburg: Marius Grigonis
Marius Grigonis’in en güzel yılları pandemiye ardından da takımın başarısızlığına kurban gidiyor. Zalgiris Kaunas bu yıl playoff yapabilecek bir takım görüntüsünü hiç vermedi. Martin Schiller’in onları yarışta tutması bile büyük iş olarak görülse de Grigonis’in aldığı sorumluluklar haricinde o ışığı görmedik.
Schiller, Grigonis’e o sorumlulukları alabilmesi için sınırsız bir özgürlük tanıdı ve Marius da bunu çok iyi kullandığı bir sezon geçirdi. Son topta kaç maç aldığını sayamadık.
Son olarak playoff oynadığı 2018-19 sezonunda tarihinin en dominant takımıyla sahada olan Fenerbahçe‘nin karşısında varlık göstermeye çalışan bir Zalgiris‘in oyuncularından biriyken şimdi gemiye liderlik edecek olan kaptan rolüne hazırlanan bir oyuncu Grigonis.
Zaten Zalgiris’in çok daha ihtiyaç duyduğu bir oyuncu ancak her ihtiyaç duyanın elinden birini almasak playoffları nasıl kusursuz yapabiliriz? Zenit’e de Grigonis’i layık gördük.
Xavi Pascual’e gidip “Koç, playofflar ve mümkünse daha sonrası için Marius Grigonis’i alıyoruz.” deseniz muhtemelen bir şampanya patlatırdı. Kevin Pangos’un yanında Billy Baron; Austin Hollins, Will Thomas, Mateusz Ponitka ve Alex Poythress gibi parçaların barındığı bu ortamda Grigonis’in Arturas Gudaitis’le de kimyasının tutacağı bir oluşum Barcelona’ya karşı çok daha varlık gösterebilecek bir ekip olurdu.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!