By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Playoff öncesinde pek çok kritik, genellikle yıldızların sahaya neler koyabileceğine dair olur ve eşleşmeler hep bu değişkenler üzerinde durularak okunur.
Fakat playoff başladıktan sonra karşımıza hep bir x-faktör hikayesi de çıkar.
İsimleri o dönemden önce belki de anılmayan türden oyuncular playoff turunda çılgına dönebiliyorlar. Bu beklenmedik katkılar da genellikle üzerine çok çalışılmayan profillerin üzerinde duracağız bugün.
Playoff tarihi boyunca biz bu hikayeyi çok gördük. 2017’de Kalinic‘in playoff performansı yahut 2013’te Tyus’un bütün kariyerini şekillendiren performansı playoffta sergilemesi gibi…
Eurohoops Fırın da son 8 ekibin bağrından playoff serilerinde x-faktör olabilecek birer oyuncu çıkardı.
X-faktör olabileceğini düşündüğümüz isimlerin hiçbiri bir yıldız değil ama seride kritik katkılar verip, takımının bir eksiğini kapatabilecek isimler…
Barcelona – Zenit St. Petersburg: Pierre Oriola – Austin Hollins
Pierre Oriola, Barcelona kadrosunun en hakkı verilmeyen ve aynı zamanda en nadide parçalarından birisi. Sarunas Jasikevicius döneminden önce takıma kattıkları da epey göz ardı edilmiş bir isim olarak Oriola, Barcelona kadrosunda oyunu üst düzeyde tutan isimlerden.
Savunmadaki sertliği ve çift pozisyonda da kullanılabiliyor olmasıyla uzunlar arasından kendini sıyırmayı başarıyor. Barça uzun rotasyonunda onun kadar çok yönlü başka bir uzun bulunmuyor.
Playofflarda da kıymetini büyük ölçüde anlayabileceğimiz bir oyuncu olarak Pierre Oriola’yı bu listeye dahil ederken hiç düşünmeye gerek yoktu.
Sevilla ve Valencia‘da kendini duyuran Pierre için 2017 yılında yeni bir durak olan Barcelona, kaptanı olacağı bir yapılanma manasına geliyordu.
Bu yıl son oynanan EuroLeague El Clasico’sundaki performansıyla ve Real Madrid hakkında geçmişte yaptığı açıklamalarla da bayrak isimlerden birisi olmaya aslında ne kadar güçlü bir aday olduğunu kanıtlamış ve tam bu dönemlerde sahne alabilecek profile sahip olduğunun bilincinde olduğumuz bir oyuncu.
Oriola’nın sahada olduğu bir Barça’yı devirmek çok daha zor.
Austin Hollins belki de takımının ana parçalarından birisi olarak görülebilecek kadar katkısı olan oyuncular arasında yer alabilir fakat ben durumu bundan biraz uzakta görüyorum.
Hollins ne Kevin Pangos kadar istikrarlı, ne de Billy Baron kadar büyük skor potansiyeli. Hatta tam bu noktada geçtiğimiz gün yayınlanan playoff draftı yazımızda da Zenit’e Marius Grigonis gibi bir kanat önerisinde bulunmuştum.
Bu demek değil ki Austin Hollins, Barcelona karşısında 20 attığı bir maçı takımına kazandırmasın…
O hayali bir üründü, bu seçim ise playofflara daha gerçekçi bir bakış açısından bakıyor. Zenit’in kazanma ihtimalini yüzde 10’un altında olarak gördüğümüz bir seride en azından damaklarda lezzetli bir tat bırakabilecek oyunun mimarları arasında Hollins yer alabilir.
Hollins’in takımına çift yönlü değerlendirmede olumlu katkısı yukarıdaki istatistiklerde de net biçimde anlaşılabilir.
Üstelik Barcelona kısa savunmasının da Adam Hanga sahada yer almadığı müddetçe sorgulanabilecek bir yapıda olduğunu düşünürsek bu bakımdan Zenit St. Petersburg kısaları için çok daha konforlu bir alan oluşturabilir.
Tabii, bu yalnızca bir varsayım ve varsayımlar EuroLeague Playoffları’nı tahakkümü altına alabilecek kadar kuvvetli olgular değiller. Sarunas Jasikevicius’un karşımıza ne çıkaracağından da henüz emin değiliz.