By Buğra Uzar & Antonis Stroggylakis / info@eurohoops.net
Anadolu Efes‘in tecrübeli uzunu Bryant Dunston, Eurohoops Show’un dün geceki bölümünün konuğu oldu. Yıldız uzun, sezon gidişatı, playoff hazırlıkları, pandemi süreci, Ergin Ataman ile çalışmanın incelikleri ve daha birçok konuya değindi.
Huzurlarınızda Bryant Dunston‘ın açıklamaları…
Playoff hazırlıkları ile ilgili konuşan Dunston, şunları söyledi:
“Antrenmanlarımız playoff serisi yaklaştıkça çok daha ciddi hale geldi. Şu anda takım olarak sağlıklıyız ve yeteri kadar dinlendik. Şu anda oyunumuzu daha da keskinleştirip playofflara hazır hale gelmeye çalışıyoruz.
Basketbol Süper Ligi’nde Fenerbahçe Beko ile oynayacakları maçı da değerlendiren tecrübeli uzun, şöyle konuştu:
“Fenerbahçe maçı çok zor olacak. Playofflardan önce bu kadar yüksek seviyede bir takımla karşılaşmak bizim için iyi bir hazırlık olacak.”
EuroLeague’de normal sezon performanslarını da değerlendiren Dunston, şu ifadeleri kullandı:
“Normal sezon boyunca her maça iyi konsantre olup, her maçta işimizi ciddiye almaya çalıştık. Birkaç maç daha kaybetseydik playoff potasının dışına bile düşebilirdik. Koç her maçtan önce bize karşılaşmaların ne kadar önemli olduğunu hatırlatıp bizi motive etmeye çalıştı. Biz de iyi bir iş çıkardık. Takımdaki herkes gerektiğinde sorumluluk almasını bildi.
Bizim için sezonun dönüm noktası yanlış hatırlamıyorsam son saniyede kaybettiğimiz Valencia maçı oldu. Kazanabileceğimiz bir karşılaşma olduğunu düşünüyorum. O esnadaki derecemizi tam hatırlamıyorum ama maçtan sonra takım olarak bir toplantı gerçekleştirdik. Koç herkesin aklından geçenleri söylemesini istedi. Çok dürüst bir toplantıydı. Takımdaki herkes kendi yapabildikleri ve takımdaki diğer oyuncular hakkındaki düşüncelerini açıkça dile getirdi. O andan itibaren daha özgür oynamaya başladık. Oyun içerisinde daha az zorlamaya başladık. Takımdaki herkes sene başında bir önceki yıldaki performansımızı tekrarlamak istiyordu. Ancak o sezonu geride bırakmamız gerekiyordu. Geçen seneyi arkamızda bırakıp bu sezona odaklanmaya başladıktan ve üzerimizdeki pası attıktan sonra tekrar maçları kazanmaya başladık.
Bunu sadece oyuncular için demiyorum. Koçlar da bazı eleştirilerde bulundular. Takım içerisinde rahatça her şeyi konuşabildiğiniz zaman işler daha kolay hale geliyor.”
Geçen seneki performanslarıyla ilgili bir kıyasta da bulunan tecrübeli isim, şöyle konuştu:
“Geçen seneden daha iyi olduğumuzu düşünüyorum. Özgüven olarak geçen seneki seviyeye ulaştık. Aynı sertlikte savunma yapıyoruz. Sezonun son maçını ayırmam gerekiyor tabii ki. (Gülerek) Ancak savunmada çok daha fiziksel oynuyoruz, iletişim koruyoruz ve takımdaki herkes sağlığına kavuştu. Geçen sene bazı sakatlıklarımız vardı. Ben sezonun büyük kısmında sakattım. Adrien Moerman sakatlıktan döndükten sonra kendisini bulmaya çalışıyordu. Şu anda tam kadroyuz ve herkes üstüne düşen rolü oynamak için elinden geleni yapıyor.”
Dunston, koçu Ergin Ataman ile ilgili de konuşurken şunları söyledi:
“Ergin Ataman çok talepkar bir koç fakat bunu üzerimizde baskı hissettirerek yapmıyor. Sahanın iki tarafında da kendi oyunumuzu oynamamıza izin veriyor fakat bir noktada daha iyisini yapabileceğimizi düşünürse bunu da net şekilde dile getiriyor. O harika bir koç. Takımın psikolojisini yönetmeyi çok iyi biliyor. Önemli maçlardan önce bizi motive edebiliyor. Kağıt üstünde o kadar önemli gözükmeyen maçlarda da oyuncuları motive etmenin bir yolunu mutlaka buluyor. Onun gibi motive edebilen bir koça sahip olmak çok iyi bir şey. Sürekli olarak çok iyi bir takım olduğumuza inanmamızı sağlıyor. Ben buraya gelmeden önce de Efes‘in Avrupa’daki en iyi takım olduğunu söylüyordum. Koç da sürekli olarak bizim buna inanmamızı sağlıyor. Biz de sahaya çıktığımızda Avrupa’nın en iyi takımı olduğumuzu herkese kanıtlamaya çalışıyoruz.
Ergin Ataman çok dürüst bir koç. Eğer sizden beklediği şeyleri yerine getiremiyorsanız sizi uzun sürede sahada tutacak bir çalıştırıcı değil. Bu yüzden antrenmanlarda sizden beklenenleri yapabileceğinizi göstermeniz gerekiyor. Her maç çok önemli. Çok geniş bir kadroya sahibiz ve sahada kalmak istiyorsanız işinizi doğru şekilde yapmanız gerekiyor. Yoksa takımdaki yetenekli oyunculardan birisi yerinizi alacaktır. Bu anlamda koç, rotasyonu ayarlama konusunda da çok iyi iş çıkarıyor.”
Ergin Ataman’ın NBA’de görev yapma şansının olup olmadığı ile ilgili Dunston‘ın görüşleri bu şekilde:
“Ben asla NBA’de oynamadım. Orada çalışan bazı koçları biliyorum ama tam olarak oradaki koçluk tarzının nasıl olduğunu bilmiyorum. Fakat Ergin Ataman’ın yüksek profilli oyuncuları yönetmek konusunda başarılı bir isim olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. NBA’de de dünyanın en iyi oyuncuları oynuyor. Umarım bir gün karşısına NBA’de çalışma fırsatı çıkar. O oyuncularına önem veren bir koç.”
Playofflarda saha avantajına sahip olmaları ile ilgili Dunston şunları söyledi:
“Bu bize çok yardımcı olacak bir şey. Taraftarlarımız salona gelemeseler bile sene boyunca bize desteklerini hissettirdiler. Maçlarda onların olması, bizi desteklemeleri çok önemli. İşler yolunda gitmediğinde, savunmada konsantre olmamız gerektiğinde ya da hakem yanlış bir karar verdiğinde verdikleri destekle bize her zaman çok yardımcı oldular. Bu hem takıma hem de oyunumuza çok yardımcı oluyor. Bu yüzden playofflarda ev sahibi avantajına sahip olmak çok önemli. Bir sezon boyunca seyircisiz tribünler karşısında oynadıktan sonra 100 kişilik bir taraftar grubu bile çok önemli fark yaratıyor. Bu sezon seyircili ilk maçımızı Zalgiris karşısında oynamıştık. Salonda ne kadar taraftar vardı bilmiyorum ama tribünleri gördüğümde çok şaşırmıştım. Bu gerçekten büyük bir fark. Ancak günün sonunda iş bize ve sahaya koyduğumuz enerjiye bakıyor. Taraftarlar da bu konuda çok etkili.”
Playoff eşleşmesini de değerlendiren Dunston, şöyle konuştu:
“Playofflar her zaman ortada kalan pozisyonları, ribauntları kazanmakla alakalı. Bu küçük detaylara normalde çok önem verilmeyebiliyor. Ancak sertliğimiz, ya da maç içerisinde sürekli olarak agresif kalabilmemiz çok önemli. Real Madrid karşısında üstün gelmek istiyorsak bu çok önemli. Seri boyunca maçlarda yapacağımız ufak değişiklikler de önemli olacaktır. Her maç birbirinden farklı olacak. İlk maçı 50 sayı farkla kazandıktan sonra 2. maçta çok daha çekişmeli bir mücadele olabilir. Bu yüzden her maça aynı ciddiyetle çıkmamız gerekiyor.”
Real Madrid‘in önemli eksikleri bulunması nedeniyle Anadolu Efes‘in favori olup olmaması ile ilgili Dunston şunları söyledi:
“Hayır, benim aklımda hep favori olmayan takım anlayışı var. Her şeyi hak etmeliyiz. İnsanların ne dediği önemli değil. Kolayca kazanmalıymışız, bunun bir önemi yok. Sahada böyle olmuyor. Real Madrid, deneyimli bir takım ve birçok karakterli oyuncusu var. Öylece galibiyeti bize vermeyecekler. Çıkıp oynamamız gerekiyor. Ayrıca bizi evimizde yendiler bu sene. Buna dikkat etmemiz gerektiği kesin.”
Anadolu Efes‘te uzun yıllardır forma giymesi ile ilgili Dunston‘ın hisleri şu şekilde:
“Harika bir his. Bu takımın bu kadar uzun zamandır parçası olduğum için fazlasıyla gururlu ve minnettarım. İşleri nasıl değiştirdiğimizi görmek, sanki ortaya koyduğumuz çalışmanın karşılığı gibi. Yıllar içerisinde bazı oyuncular burada kaldı, bazıları ayrıldı. Daha yüksek bir seviyeye çıkmaya çalışıyorduk ve artık bazı insanların favori olarak gördüğü takımız. Bu da çok iyi bir his. Fakat aynı zamanda bundan vazgeçmeyeceğiz, böyle devam etmek için çalışacağız.”
Geçen sezon yaşadığı sakatlık ile ilgili konuşan Dunston, şunları söyledi:
“Sakatlığım, sahada olmuş bir şey değildi. Kontrol edebileceğim bir durum değildi. Basketbol konusunda geri dönüp daha güçlü olabileceğimi düşünüyordum. Eşim de beni her zaman destekledi, hastanede hep yanımdaydı. O dönemde hamileydi. Kendi kendime ‘Muhteşem oynayan bu takıma katılacağım’ diyordum. Geri dönerken bu muhteşem formu bozmamayı, takıma yardımcı olabilmeyi düşünüyordum ama sonra tabii sezon yarım kaldı. Yine de birkaç maçlığına geri dönüp o süreçte takımla olabildiğim için mutluyum.”
Geçen sezonun iptal olmasıyla ilgili görüşlerini sorduğumuz Dunston, şöyle yanıtladı:
“Durumun böyle olması kimsenin suçu değil. Tüm dünyada bu yaşandı. Ama aynı zamanda insana sizi soymuşlar gibi bir his veriyor. Bunu da kendimize motivasyon olarak kullanıyoruz. Buradaki sorun, bu konuyu aşırı düşünmek. Sezon başında da öyle oldu. Oynuyorduk, kaybediyorduk ve şurada olmamız lazım diye düşünüyorduk. Fakat gidişata adapte olmanız ve her gün daha iyiye gitmeniz gerekiyor. Evet, yolun sonunda belki ‘Bu, bizden alınan neyse onun karşılığı’ diyeceğiz ama neticede kimsenin suçu değil. Sadece bizim daha iyi oynamamız için bir motivasyon kaynağı.”
Salonda kendi adına bir tribün olması ile ilgili ise Bryant Dunston şöyle konuştu:
“Böyle bir şeyi hiç hayal etmemiştim. Asla. Her zaman bir takımın ve bir kültürün parçası olmak, uzun bir süre orada kalmak için elimden geleni yapmak istiyordum. Bu da izleyenler için olumlu bir şey. Tribünde ismimin olması çok acayip. Ben çok mahcup oluyorum. Salona gittiğimde orayı görünce hâlâ gerçek gibi gelmiyor.”
Anadolu Efes formasıyla emekli olup olmama ihtimali ile ilgili Dunston şunları söyledi:
“Evet, Anadolu Efes formasıyla emekli olabilirim. Ayrılıp başka bir yere gitmek için sebep göremiyorum. Türkiye’yi çok seviyorum. Yıllardır buradayım. Organizasyon muhteşem. Bana ailem gibi davranıyorlar. Buradaki insanlar inanılmaz. İnsanlarla bazı ilişkiler kurduk, dilerim hayat boyu devam eder. Dolayısıyla ayrılıp başka üst düzey bir takımda oynama hevesim yok. Aldığım para iyi, şehir harika, insanlar nazik. Nereye gideyim ki?”
Kariyerinde kazandığı savunma ödülleri ile ilgili konuşan Dunston şöyle konuştu:
“Yılın Savunmacısı ödülünü tembellikle kazanan bir oyuncu yoktur herhalde. Rakip takımı durdurma ve takım arkadaşlarınız için fedakarlık yapma konusunda istek ve arzunuz olmalı. Biri geçilirse siz orada olmalı, takımınız için durumu telafi etmelisiniz. Savunmacı tüm oyuncular bunu yapıyorlar. Bu kaliteye sahipler. Mücadeleleri ile oyunu değiştirme kabiliyetine sahipler. Ben de takımın parçası olduğum sürece mücadele ederim. Lisedeyken bir basketbol kampına katılmıştım. Danny Green, JR Smith gibi NBA oyuncuları vardı. All-Star takımına seçildim. Benim seçildiğimi söylerken ‘Bu çocuk, çalışkanlığı ile takıma seçildi’ dediler. Çünkü kimse kim olduğumu bilmiyordu. Ben gidip çok çalıştım. Bu da kariyerim boyunca böyle devam etti. Oynadığım sürece de böyle olacak.”
Kyle Hines’ın kendisini “Karşısında oynaması en zor oyunculardan biri” olarak göstermesiyle ilgili ise Dunston şöyle konuştu:
“Kyle, karşısında oynaması çok zor biri. (Gülüyor) O da tıpkı ben gibi. İstatistikler umurumuzda değil. Sadece takıma yardımcı olmak ve kazanmak için oynuyoruz. Ona karşı oynamak kesinlikle zor. Keza Walter Tavares de öyle. Bunu kabul etmek lazım.”
Pandemi döneminde mümkün olduğunca ailesiyle vakit geçirmeye çalıştığını, kızıyla daha fazla şey yapmaya çalıştığını söyleyen Dunston, bu yüzden mutlu olduğunu dile getirdi.
Kendi takımından en fazla iki oyuncu seçmek koşulu ile Dunston, bu sezon kendisine göre EuroLeague’in en iyi iki beşini ve MVP’sini ise şöyle seçti:
“Vasilije Micic ve Shane Larkin’i alıyorum ilk olarak. Wade Baldwin IV’i seçiyorum. Nikola Mirotic, seçmemiz lazım. Bence MVP de o olacak. Jan Vesely olsun. Sergio Rodriguez diyelim mi? Kevin Pangos da olmalı. Achille Polonara kesinlikle olmalı. Toko Shengelia seçilebilir.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!