Sertaç Komsuoğlu: “Jan Vesely, Terslik Olmazsa 3. Maçtan İtibaren Aramızda”

19/Nis/21 22:08 Nisan 19, 2021

Can Bedel

19/Nis/21 22:08

Eurohoops.net

Fenerbahçe’de Sertaç Komşuoğlu, CSKA Moskova serisi öncesinde önemli açıklamalarda bulundu.

By Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’da Basketbol Takımında Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Sertaç Komsuoğlu, gündemdeki konularla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Sözlerine Avrupa üçüncüsü olan Fenerbahçe Öznur Kablo Kadın Basketbol Takımını tebrik ederek başlayan Sertaç Komsuoğlu, “Dün kadın takımımız Avrupa üçüncüsü oldu. İstikrarları aynen devam ediyor. Onları kutluyorum. Kadın Basketbol Takımımızdan Sorumlu Yöneticimiz Metin Sipahioğlu başta olmak üzere tüm teknik ekibi ve oyuncuları canıgönülden kutluyorum. Başarılarının devamını diliyorum. Sezon başından beri coronadan iyi korunuyoruz diye övünüyorduk ama son dönemlerde covid-19 vakaları arttı. Play-off’lara gelmeden Zalgiris maçında hakikaten dibe vurmuştuk. Moralimiz çok bozuktu, play-off’lara kalma konusunda biz değil ama bazı taraftarlarımız arasında inancını yitirenler vardı. Oradan bir çıkış yakaladık ve bugün play-offl’arı konuşuyoruz. Normal sezonu lider bitiren takımla bizim aramızda 4 mağlubiyet farkı var, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. ‘Ahh, vahh’ diyeceğimiz maçları dikkate alırsak eğer, biz de çok rahatlıkla o sırada olurduk. Hatta konuşmamızın başında ‘hakemler şöyle yapmasa, böyle yapmasa’ zaten olurduk diyeceğim ama biliyorsunuz ben bu tip olaylarda kolay bahanelere sığınmak istemiyorum. Zor bir sezon yaşadık, taraftarlarımızdan ayrı bir sezon yaşadık. Sakatlıklarımız oldu. O doğrultuda geldiğimiz nokta takımımız için memnuniyet verici ama biliyorsunuz Fenerbahçe hiçbir zaman bununla yetinmez, gerek biz, gerek taraftarlarımız. Play-off’larda tamamen savaşıp, mücadele edeceğiz.” dedi.

“Sosyal medyada en çok corona konusunda sorular geldi. Bizim takımımız kendini çok iyi koruyor. Özel yemekler, motivasyon yemeklerinin bu vakalarla hiçbir alakası yok. Sürelere baktığınızda alakası olmadığını görürsünüz. Bu takımın birlikte olmaya ihtiyacı var, birlikte zaman geçirmeye ihtiyacı var. Olabildiğince yemek yerken bile ekmeği ağzımıza atıyoruz, sonra maskeyi takıyoruz. Yurt dışı seyahatlerimizde de otelin kapısının önüne bile çıkmıyoruz. Bu konuda kesinlikle takımımızın çok dikkatli olduğunu vurgulamak istiyorum. Bugüne kadar bu konuda en ufak taviz vermedik. Olası durumlarda maskesi olmayanları hemen uyardık. Çok iyi bugünlere kadar geldik ama doğaldır ki İstanbul ve Türkiye’deki vakalar ciddi boyutta arttı. Bu doğrultuda devletimiz de birçok tedbiri hayata geçirdi. Şunu unutmayalım, bizim oyuncularımız da insan. Markete gitmek, çocuklarıyla ilgilenmek zorundalar. Okula giden veya başka bir yere giden varsa onları almak zorundalar. Hayatın bir yerinde oluyorlar. Corona bu kadar artmışsa bizde ne kadar korunsak da bundan etkilendik. Takımımızın kaptanı Melih nişanladı. Bu nişan sırasında coronanın takımımıza yayıldığını düşünen çok taraftarımız oldu. Keşke bir anlamda bu akımı başlatan TSYD Başkanı Sevgili Oğuz Tongsir beni veya bizden bir arkadaşımızı arayıp öğrenseydi. Şöyle bir tweet attı: ‘Kadın voleybol takımı Melih’in nişanlısı voleybolcu Damla nedeniyle corona oldu Fenerbahçe’nin ve o doğrultuda takım maça çıkamadı, hükmen yenildi. Erkek takımına da bu nişandan geldi. Bu nedenle erkek takımı da play-off’lara birçok eksikle çıkıyor’ diye tweet attı ve buna başka gazeteciler de başta olmak üzere birçok kişi yorumlar yaptı, olayın böyle olduğunu ifade ettiler. Keşke Oğuz Tongsir şunu bilseydi.

“Damla geçen yıl sakatlığı nedeniyle zaten yoktu. Voleybolu bıraktı. Voleybolu bırakmış bir kişi Damla. Voleybolla hiçbir alakası yok. Melih’in nişanında basketbol takımımızdan kimse yoktu. Özellikle çok hassastık. O nedenle kimse yoktu. Bir tek Ahmet vardı. Olayın olduğu tarih 6 Nisan. 6 Nisan’da bizim ilk vakamız oluşmuştu zaten. Ve nişanın yapıldığı tarihte gerek Melih gerek Ahmet antikor üretiyor, daha önce korona yaşamışlar. Biz düzenli olarak sadece PCR testi yapmıyoruz. Oyuncularımıza, teknik heyetimize ve bizlere antikor testi de yapılıyor. Yani antikoru olan arkadaşlarımızdı. Yani burada kaptanımıza hakikaten yanlış yargı yapılıyor. Konuyla hiçbir alakası olmayan, süreçte de zaten şu anda gelinen noktada tarihlerin tutmadığı bir suçlamayla karşı karşıya kaldı. O nedenle buradan özellikle taraftarımıza seslenmek istiyorum; kaptanımızı, oyuncularımızı veya bizleri, oynadığımız oyunlardaki performanslarımızdan dolayı bizleri yapılan transferlerden veya aldığımız belirli kararlardan dolayı tabii ki eleştirebilirler. Biz o eleştirilerin hepsini ciddiye alıyoruz ama lütfen yanlış yargı yapmasınlar. Burada ben kaptanımızın ne kadar üzüldüğünü biliyorum. Sonuçta konuyla hiç alakası olmadığı bir yerde çok ciddi bir tepkiyle karşı karşıya kaldı. Bu ortamda gerek kaptanımızın, gerek sevgili nişanlısı Damla’nın ve nişan töreninin konuyla hiç alakası yoktur. Bu tören tamamen aile içinde olan bir şeydi. Bizler bile korona riskimiz var diye katılmadık. Aile içinde olan bir şeydi. Melih antrenmanı bile kaçırmadı. Sosyal medyada kullanılan resimlere falan bakılmasın, antrenmanı bile kaçırmadı. Siz sorunuzda onu açık, net söylemediniz ama ben net cevaplayayım. Bu konunun şu anki vakalarla hiçbir alakası yok.”

“Biz koronayla ilgili Fenerbahçe olarak Sağlık Bakanımıza bir mektup yazdık. Dedik ki, Biz Fenerbahçe’yi, Türkiye’yi Avrupa’da temsil ediyoruz. Şu anda seyahat yasağı olmasına rağmen neredeyse her hafta, en kötü 2 haftada bir yurt dışına gidiyoruz. Nereye gidiyoruz? Sırbistan’a, İsrail’e, İspanya’ya, Yunanistan’a, İtalya’ya, Almanya’ya… Her yere gidiyoruz. Lütfen bize bir formül bulun, oyuncularımız aşılansın ve riskimiz azalsın. Çünkü biz bir yatırım yaptık, yatırımın meyvelerini yemek için sezon sonuna gelindiğinde maalesef bu korona vakaları çıktığından bizim bu yatırımımız esasında boşa gider bir hale geliyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığımızdan sonra gerekli desteği almak üzere Gençlik ve Spor Bakanımıza da keza Türkiye Basketbol Federasyonu’na da bir mektup yazdık. Sonra bu olaylar artınca Sağlık Bakanımıza bir mektup daha yazdık. Yine aynı şekilde bu mektubu Gençlik ve Spor Bakanımızla da, Türkiye Basketbol Federasyonu’yla da paylaştık. Biz burada bir ayrıcalık istemiyoruz çünkü ülkemizde birçok kesimi hala aşı olmak için sıra bekliyor. Sadece Fenerbahçe için de yazmadık bunu. En azından Türkiye’yi Avrupa’da temsil eden Fenerbahçe gibi, Anadolu Efes gibi, Karşıyaka gibi yani kupanın adının ne olduğu önemli değil. Bu takımlara da yapalım. Bu takımlar da aşılarını olsun ki takımda oynayan oyuncular arasında korona geçirenler olduğu için kalkıp 40 kişilik bir ekipte 40 kişide olmasına da gerek yok. Yani antikor üretenler var. 20-25 kişilik adet çıkıyor. ‘Bunlara aşı yapalım.’ dedik hala cevap alamadık. Bu bir ayrıcalık değil, bir destek rica ediyoruz. Çünkü bu bitmeyecek. Şu anda bitse yarın yeniden başka bir şekilde karşımıza çıkacak.

Bir de şunun da altını çizmek istiyorum; şu anda mesela bizim efsanemizin parçalarından olan sevgili Aydın hocamız, Aydın Örs korona geçirmesine rağmen, aşı olmasına rağmen şu anda kendisi yine korona, hastanede. Bu nedenle bu ciddi bir iş. Ciddi bir iş olduğu için bu konuda Sağlık Bakanlığı’ndan bir destek talep ettik. İnşallah en kısa sürede bize dönerler. Hayatın bir parçası artık. Biz ne kadar önlem alsak da görüyorsunuz buralar sürekli ilaçlanıyor, dikkat ediyoruz, her şeye önlem almaya çalışıyoruz ama bu hayatın bir parçası. Bizler de birileriyle temas halindeyiz. Birilerini görüyoruz, konuşuyoruz. En kötü maça gidiyoruz. Maça gittiğimizde bir otelde kalıyoruz. Herkese PCR testin ne, ateşin ne diye bakma şansımız da yok. O nedenle bu konuda en azından aşılanma konusunda destek bekliyoruz. Bu desteği de sadece kendimiz için, Fenerbahçe için istemiyoruz. En azından Avrupa kupalarında şu anda mücadele eden takımların oyuncularına aynı şekilde destek bekliyoruz, ilgi bekliyoruz. Çok ciddi sıkıntılarımız var.”

“Birincisi; izlediğimiz bazı protokoller var. EuroLeague protokolleri var. Biz bu protokollere Fenerbahçe Beko olarak her zaman tam uyuyoruz. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Tabii bunları EuroLeague’le zaman içinde konuşacağız. İkincisi, bu bir süreç. Bu süreçte de oyuncularımızın da bazıları bunun duyulmasını istemiyor. Şöyle bir olay oldu; şu anda tabii onlar aşıldı ama koronanın ilk başladığı günlerde koronalı olan insanlar ‘aman dokunmayalım, selam vermeyelim, uzak duralım’ haline geldi. Bu da insanlarda psikolojik bir etki yarattı. Şu anda aynı durumda değiliz. Herkes hayatın içidne olduğu için daha normal karşılıyoruz olayı. Mesela Cenk Renda’ya sorarsanız, Cenk Renda Türkiye’de korona olan ilk kişilerden. Korona olduğunda apartmandaki komşuları bile selam vermemiş. O kadar enteresan bir durum oluşmuş. Onun dışında şunu söylemek lazım. Biz birçok maç oynadık. Birçok maçta gittiğimiz yerlerde maçtan 30 dakika öncesinde görüyoruz takım kadrolarını ve birçok takımın sakatlarını, sakat dediği kişileri karşımızda gördük. Bu konu hassas bir konu. Hatta kesin gelmeyecek diyen kişiler geldi, oynadı.

Şimdi mesela şimdi sizin sorunuza ben bir soruyla cevap vereyim. CSKA ile oynayacağız, CSKA ‘sakatlarımız var’ diyor. Biz onlar sakat mı bilmiyoruz! O nedenle biz de bu konuda lütfen taraftarımız anlayışla karşılasın, biz bunları açıklarken bizim de takımımızın, hocalarımızın çalışmaları var, kadro yapıları var, kurguları var. O nedenle son dakikaya kadar bu konularda hassas davranıyoruz. Bu arada CSKA demişken az önce Koronavirüs konusunda bir şey atladım, onu da söylemek istemiyorum; bugün baktığımızda CSKA takımı, hatta geçen gün Metin Bey de Ekaterinburg maçından önce söyledi, rakip takım tamamen aşılarını yaptırmış bir durumdaydı, Rusya’da aşı olduğu için. Bizim kadınlarımız ise maalesef dört gün, beş gün kala negatife döndüler. Yani rekabette ne kadar farklılıklar oluşuyor, onu özellikle söylemek istiyorum. Bugün CSKA’ya da baktığımızda aşılarını…yani korona vakası yok, sakatlık var, başka problemler var ama korona vakası yok. Olaya öyle de bakmak gerekiyor. Az önceki soruyla ilgili söyleyeceğim, başta takımımızın oyuncularının ve teknik heyetinin aşı olması çok önemli.”

“Taraftarlarımızdan gelen yorumlarda Fenerbahçe talihsiz bir şekilde altı ayda bir sakatlık yaşadı, Jan yaşadı, voleybol takımımızdaki koronavirüsler vs. bunları Fenerbahçe ile özdeşleştiriyorlar ama ben ona açıkçası çok katılmıyorum. Bugün baktığımızda Türkiye Süper Ligi’nde olan takımlarda her birinde sakatlıklar son dönemde çok arttı, Korona vakaları çok arttı. Basketbolda da bugün Bahşeşehir Koleji’nden tutun bütün lige baktığımızda inanılmaz derecede koronavirüs vakalarını görüyoruz. O nedenle gelinen noktada ben biraz takımların, oyuncuların dirençlerinin de zayıfladığını düşünüyorum. Jan Vesely’e dönersek de Jan Vesely, çok ciddi bir sakatlık geçirdi ama burada gerek takım doktorumuz sevgili Ahmet Kulduk’a, gerek bu konuda destek aldığımız Acıbadem Hastanesi’ne özellikle teşekkür ediyorum. Şöyle ki çok iyi bir tedavi uyguladılar. Çok çok kısa sürede Vesely’i ayağa kaldırdılar. Durumu nedir derseniz? Yarın Moskova seyahati öncesinde son durumuna bakacağız. Ona göre de ya bizimle gelecek ya da İstanbul’da kalacak, çalışmalarına devam edecek. Ama şunu söyleyebilirim, çok büyük bir terslik olmazsa Vesely, İstanbul’daki serinin üçüncü maçından itibaren aramıza katılacaktır. Moskova seyahati için şu anda kesin bir şey söylemiyorum. Teknik heyetimiz durumuna bakacak ve hazırsa ona göre karara verecek.” dedi.

Sertaç Komsuoğlu, takımlarda yaşanacak covid vakaları nedeniyle parkeye çıkamayışlarının önüne geçmek amacıyla EuroLeague yönetimin aldığı kararı ise şu şekilde anlattı:

“Şimdi şöyle ki hükmen mağlubiyet değil. Bu konu, bugünün konusu değil, play-off’lardan önce gündeme geldi. Play-off’lardan önce gündeme geldiğinde takvimin bitmesi anlamında play-off’larda artık herhangi bir erteleme olmayacağı karara bağlandı. Bunun için de bizden ilave oyuncu listesi, altyapıdan oyuncu listesi istendi. Yani deniliyor ki, ‘senin eğer sakatın varsa altyapıdaki oyuncularınla da olsa bu işi bitireceksin’ şeklinde bir karar alındı. Tabii bu karar sadece bize değil, tüm takımlara uygulanıyor. Şimdi burada önemli olan eğer ki 8 kişinin altına düşersek de 20-0 hükmen mağlubiyet söz konusu. Onun için şu anda hani EuroLeague üzerinde bir baskı kuralım, şöyle yapalım, maçı erteletelim gibi bir şansımız yok. Ama ben hep bunu söylüyorum, bazen bana ‘çok iyimsersin’ deniliyor ama eğer bizim bu kadroda Türkiye Ligi+EuroLeague 17 kişimiz varsa ve biz bu kadroya, bu arkadaşlarımıza, bu çocuklarımıza Sarı Lacivert çubuklu formamızı giydirirsek sonuna kadar savaşacaklar. Hep beraber sonuna kadar savaşacağız. Çünkü başka bir seçenek yok. O nedenle maçların ertelenmesi söz konusu değil. Çarşamba günü gideceğiz, sağlıklı oyuncularımızla gideceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz. İnşallah oradan istediğimiz sonuçları alıp döneceğiz.”

CSKA Moskova ile oynayacakları play-off serisi hakkında da görüşlerini paylaşan Sertaç Komsuoğlu, “Hacket’ı salonda göreceğimiz kesin de sahada görüp göremeyeceğimizi bilemiyoruz. Şimdi bizi nasıl bir seri bekliyor? Bizim bu sene bence en enteresan yönümüz; biz ya çok iyi savaşıyoruz ya da yeniliyoruz, kötü yeniliyoruz. Benim bizim çocuklarımızdan, bizim takımımızdan en önemli beklentim; savaşalım. Savaşırsak kazanıyoruz. Yeter ki işi bırakmayalım. Tabii burada en önemli konu çocuklarımızda! Savaşacaklarına inanıyorum, olayın ciddiyetinin farkındalar ve hepsi de olmayan arkadaşları için gerekli sorumluluğu almaya hazırlar. Bu işler bildiğiniz üzere biraz da günlük konsantrasyon işi. CSKA son 14 yılda hep play-off’larda yenilmeden çıktı bu işlerden. Bir başarı grafiği var. Ama biz de CSKA ile oynamayı severiz. Bizim şu anda iki rakibimiz var, ikisi de C harfi ile başlıyor; birisi CSKA diğeri Covid. İnşallah ikisini de yeneceğiz ve ben oradan en azından galibiyet veya galibiyetler alarak döneceğimize inanıyorum. Çünkü kim girerse, kim oynarsa aynı şekilde savaşacağına inanıyorum. Takımımız olayın öneminin, olayın ciddiyetinin farkında.” şeklinde konuştu.

Transfer sorusuna Komsuoğlu, “Şu anda transfer için doğru bir zamanlama değil. Bu göreve geldiğim zaman Fenerbahçe TV’ye çıktığımda Fenerbahçe için en önemli konulardan biri yeniden yapılandırması ve 2023 yılında inşallah olası EuroLeague finalinin İstanbul’da olması durumunda tekrar çok iddialı bir şekilde bu finalde yer alacağımızı söylemiştik. Demek değildir ki gelecek sene iddialı değiliz. Gelecek sene de iddialıyız. Bu konuyla ilgili çok iyi çalışıyoruz. Gerek Maurizio Gherardini gerek Zarko Cabarkapa, buna sadece oyuncu bazında bakmayalım. Gelecek yılın yapılanması derken o zamanda söylemiştik. İkinci takım oluşturulması gençlerimizin bizim gözlediğimiz bir takımda rekabetçi ortamda kendilerini geliştirmesi konusunda tüm çalışmaları yapıyoruz. Bununla birlikte transfer derseniz, daha play off’ları oynayacağız. Gelecek senenin takımı hakkında da taraftarlarımız hiç endişeye kapılmasın. Hiçbir gecikme, hiçbir ‘ah şu olsaydı bu olsaydı’ durumu söz konusu değil. Biz dersimize çok iyi çalışıyoruz. İnşallah seneye tribünlerin de açılmasıyla onları çok heyecanlandıracağımız, çok iyi mücadele edecek bir takımla karşılarına çıkacağız.” yanıtını verdi.

Takıma inandığını belirten Sertaç Komsuoğlu, “Ben gelmiş olduğumuz noktayı şu anlamda başarılı görmüyorum, biraz iddialı bir insanım. İlk 4’te, çok iyi yerlerde olmamız gerekiyor. Fenerbahçe’nin her zaman olması gereken yerler oralar ama hakikaten çok sıkıntılı bir süreç atlattık. Bu çocuklara baştan beri çok inandım, hala da inanıyorum. İnanılmaz bir kimyamız var. Bazı maçlar kötü oynuyoruz, kötü skorlarla kaybediyoruz ama bu takımın çok iyi kimyası var. Birlikte olmayı, aynı dili konuşmayı seviyor, bu takım. Bu takımın halen gidecek yolu var, zaten sezonu henüz bitirmedik. Bu takımın gerek EuroLeague’de gerek ligde gidecek çok yolu olduğuna inanıyorum. Tabii ki oynayan arkadaşlarımızın yüreklerini koymaları gerekiyor, mücadele etmeleri gerekiyor. Bu iş kolay değil. Sadece rakip takımlarla mücadele etmiyorsunuz birçok unsur devreye giriyor. O yüzden bizim de çok daha fazla savaşmamız gerekiyor. “ dedi.

Yellow Legacy’e devam edeceklerini ve sürprizlerinin olacağını ifade eden Komşuoğlu “Onlar bizi onurlandırıyor. Fenerbahçe bugün buradaysa 5-10 yılın değil, bir tarihin eseri. Kurumsal hafızanın eseri. Fenerbahçe’nin Fenerbahçe olmasını sağlayanlar o oyuncular. Bizler de taraftarken onlara hayranlıkla büyüdük. Yellow Legacy devam edecek. Fenerbahçe olarak tarihimize sahip çıkmaya çok önem veriyoruz. Bu konuda arkadaşlarım da çok iyi çalışıyor. Fenerbahçe tarihinde yer alan bu formaya emek veren, bu forma için ter akıtan herkesle burada buluşacağız. Bu proje devam edecek. Salonumuzda bazı yenilikler yapıyoruz. Taraftarlarımızla buluşmadan önce bazı sürprizlerimiz olacak. Ben bu salonda kişisel olarak en büyük eksikliği taraftarımızın Fenerbahçe basketbol takımının geçmişinin ruhundan bazı eksiklikler olarak görüyorum. Duvarlarımızda oyuncularımız yok. Resimler yok. Baya ciddi yatırım yapıyoruz bu alana da. İnşallah seneye burada basketbo müzemizde olacak. Yetiştireceğimizi düşünüyorum. Onunla ilgili de son aşamaya geldik. Seneye Yellow Legacy devam edecek ve onun kadar da önemli, hep söylüyorum. Yellow Legacy’nin en önemli unsurlarından taraftarlarımızda burada olursa o zaman Yellow Legacy çok daha heyecan verici bir şekilde devam edecek” diye konuştu.

Tribünlere alınan kısıtlı sayıdaki taraftar konusuna da değinen Komsuoğlu, “Özellikle bir dönem taraftarlarımızdan çok eleştiri aldığımız bir konu bu. Türkiye liginde federasyonun aldığı kararlar gereği sadece 20 kişiyi davet edebiliyoruz. Buna karşın EuroLeague ‘istiyorsunuz tribünlerin tamamını doldurun biz yerel otoriterin aldığı kararlara uyarız diyor.’ Bu doğrultuda CSKA maçında tribünler tamamen dolu olmasını bekliyoruz ama Türkiye’de de yerel otorite buna izin vermiyor. Bu konuda sağ olsun Sayın Valimize çok teşekkür ediyoruz. Bize her zaman kurallar çerçevesinde elinden gelen desteği gerek Valimiz, gerek Emniyet Müdürümüz, gerek Spor Şube… Yani bütün yetkililer ellerinden gelen desteği verdiler. Tabii bu konuda çok ciddi kısıtlamalarla verdiler. Biz bu kurallara uyduk. Elimizde verilen adede göre aile yakınları yani oyuncularımızın aileleri ve teknik heyetimizin aileleri…

Çok net söyleyeyim Yönetim Kurulumuza da dedik ki, ‘Sizlerden de sadece 2’şer kişi davetli alabiliriz.’ Bu nedenle çok kısıtlı sayıda taraftarımıza tribünlerimizi açtık. Tabii o dönemde bazı eleştiriler geldi, aynı kişiler maçlara geliyor diye. Burada şunun altını çizmekte fayda görüyorum; Yönetim Kurulumuzdan çok kısıtlı sayıda gelen davetlilerde aynı kişiyi çağırabiliyor insanlar. Ama hakikaten bu konuya çok dikkat ettik. Keza şunu net olarak söyleyebilirim; Play-off’lar öncesinde Fenerbahçe Basketbol Şubesine maça gelmek istiyoruz diye başvuran taraftarlarımızın sanıyorum %95’e yakınını biz maçlara davet ettik. O konuda çok hakkaniyetli olduğumuzu düşünüyorum. Hatta çok sitem eden taraftarlarımız oldu. Bunların bazılarını bizzat aradım. Ondan sonra onlar da hak verdiler. Maçlara ikinci kez gelmek isteyenlerin bazılarına bile sıra geldi ama biz kafamıza göre bir şey yapmadık. Gelen başvuruları Valiliğimizin izin verdiği ölçüde bölerek sırayla maçlara çağırdık. Kimseye özel bir uygulama yapılmadı. Bu konuda basketbol şubesinin de bir yere kadar hareket etme kabiliyeti var. Neden derseniz Başkanımızın en hassas olduğu konulardan biri de bu. Başkanımız her zaman bu tip konularda, ‘Aman dikkat. Kurallara tam riayet edin. Kimsenin hakkı yenmesin.’ diyen bir insan.

O nedenle play-off öncesinde başvuruların neredeyse tamamını maça davet ettik. Moskova’ya gidip gelelim inşallah, ondan sonra Valiliğimizin izin verdiği ölçüde başvurulardan, yine sırayla baştan başlayarak davet etmeye çalışacağız. Çünkü onlara ihtiyacımız var. Bazen tepki veriyorlar. Bando geldi, Fenerbahçe tribünlerinin havasını bozuyor. Ne yapalım, gürültüye ihtiyacımız var. Yeterince taraftarımız yok. Gürültü yapmamız lazım. Fauller atılırken ses çıkarmamız lazım, bir şeyler yapmamız lazım. Tamam, ben de bağırayım ama bir yere kadar bağırabiliyoruz. Bu sene olağanüstü koşullarda oynuyoruz. Taraftarlarımızdan tek ricam, olayları anlayışla karşılamaları. Maça gelmek istiyorlarsa maillerini atsınlar, telefonla başvursunlar, yazılı başvursunlar. Elimizden geldiğince play-off serisine davet edeceğiz. Onlarsız eksiğiz.”

Tribünde takıma verdiği destekle ilgili de konuşan Sertaç Komsuoğlu, “Zaten mimlendik. Hakemler maçtan önce gelip direkt gerekli uyarıları yapıyorlar. Ondan sonra ‘Neye uyarı yapıyorlar?’ diyoruz. Onlar da daha dikkatli oluyorlar. Şöyle bir gerçek var. Bizim maçlarda oturduğumuz yerde kurallar var. Herkesin bir totemi var. Herkesin oturacağı yer belli, kimin ne zaman kalkacağı belli… Totemleri yapıyoruz, savunmaları yapıyoruz. Tabii şu anda seyircinin olmaması bizim oradaki hareket kabiliyetimizi yükseltiyor. Fenerbahçe maçı olsa ben rakip takımın bir yöneticisi olsam seyirci buradayken o kadar bağırsam bağırtmazlar. Yunanistan’da da bağırtmazlar büyük ihtimalle. Ama şu anda rahatız. Seyirci olmadığı için bağırıyoruz. Takımda benchin dışında bizle gelen tüm arkadaşların görevi var, rolleri var. İçeceğimiz su adetlerine kadar her şey belli. İnşallah CSKA maçında da bizler bağırırız, başarıyla bu işi sonlandırırız. Sarı tişörtle başlamıştık, play-offlarda lacivert tişörte geçeceğiz Öyle bir karar aldım. Çünkü eleştiriler gelmiş, bu kadar hopluyorsun, zıplıyorsun hala kilo veremedin diye… Koyu tişört giyersek belki ekranlarda daha az kilolu görünürüz. Şuna inanın; hakikaten çok zor bir sezon geçiriyoruz. Gittiğimiz otellerde nefes alamıyoruz, bunalıyoruz. Herkesten korkuyoruz korona önlemi alalım diye ama yine de mücadele ediyoruz. İnşallah bu mücadelenin meyvelerini bu takım alacaktır. Göreceğiz bakalım. O yok, bu yok yerine o var, bu var diyeceğimiz bir şey. İnşallah bu çocuklar o şekilde mücadele edecektir.” dedi.

Hakem yönetimleriyle ilgili de değerlendirmeler yapan Sertaç Komsuoğlu, “’Ben bir maç sonrası çok önemli açıklamalar yapacağım.’ dedim taraftarlara, sonra da yapmadım. Hatta bana o dönemde eleştiriler geldi, ‘bir şeyler konuşacaktınız, konuşmadınız’ diye. Türkiye Ligi’nde de sona geliyoruz. Play-off’lar başlayacak. Play-off’larda da yine aynı hakemlerle devam edeceğiz. Şimdi bizim çok canımızın yandığı bir maç var. O maçta da herkes hakemlerin nasıl maç yönettiğini biliyor. Bu konuyla ilgili herkes bizi aradı, söyledi. O hakemler belli ki gizli ceza aldılar, bir süre maç yönetemediler. O da 2-3 hafta alt liglere gittiler. Sonra geri geldiler. Bu hakemler geçtiğimiz günlerde başka bir takımın da aynı şekilde canını yaktılar. Şimdi biz hakemlerde isim isim gitmekten taraf değiliz. İyi niyetli olduğu sürece… Maça gidiyoruz, hakeme kızıyoruz. Ondan sonra bizim lehimize bazı kararlar veriyor. Onlar da doğru değil. Ortaya karışık oluyor kararlar. Hakemler iyi niyetli olsun istiyoruz. Hakemler maçları iyi yönetsinler istiyoruz.

Bir yandan da kuralları öğrensinler istiyoruz. Mesela burada yaşadık. Hakem teknik faul veriyor, veremeyeceğini öğreniyor çünkü oyundan attığı oyuncuya teknik faul veriyor. Kendi aralarında tartışıyorlar. Hakemler ana kuralları bilsinler istiyoruz. Bunları nezaket çerçevesinde söylüyoruz. İnşallah play-off serisinde hakemlerimiz en azından iyi niyetli olacaklarını göstereceklerdir. Çünkü biz hep EuroLeague’i konuşuyoruz, Türkiye Ligi de bizim için önemli. Türkiye Ligi’nde de çok önemli maçlara çıkacağız. Hakemlerden şikayetlerimiz belli. Yani hakemler bizim lehimize veya aleyhimize karar vermesinler, iyi niyetli, gördüklerini çalsınlar. Tabii oyuncularımız şunu da anlayamadılar, bir pozisyonda sertliğe izin veriliyor bir pozisyonda hiçbir şeye izin verilmiyor. Bizim çocuklar da bazen ne yapacaklarını anlamıyorlar. Hatta bir maçımızda yine Jan ne olduğunu anlamadı, soru soru ve Jan’a ağır teknik fauller çalındı. Ondan sonra da ‘yanlış anlaşılmışız’ dendi. Bunlara gerek yok. Biz hakikaten bu ligde bütün takımlara büyük saygı duyuyoruz. Türkiye Ligi’ndeki bütün takımlara, bütün deplasmanlara büyük saygıyla gidiyoruz. Herkesle aynı şekilde diyalog içindeyiz. Buraya gelen her takımı aynı şekilde karşılıyoruz, her takıma aynı şekilde davranıyoruz. Bunu hep söylüyorum, Fenerbahçe Beko’nun, Türkiye basketbolunda bir trancesterlığı var. Şu anda oturduğunuz salon bile Fenerbahçe Beko tarafından yapılmış bir salondur. Biz, yatırım yaparken de olanaklardan faydalanmak yerine kendimiz başkaları faydalansın diye olanaklar yaratıyoruz.” diye konuştu.